Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e – Tarih, Toplum ve Siyaset
Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e – Tarih, Toplum ve Siyaset

Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e – Tarih, Toplum ve Siyaset

Erik Jan Zürcher

Erik Jan Zürcher’in Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e kitabı, modern Türkiye’nin neredeyse her tartışma başlığı için derin bir kavrayışa temel teşkil edebilecek makalelerden oluşuyor. Osmanlı’nın son döneminden…

Erik Jan Zürcher’in Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e kitabı, modern Türkiye’nin neredeyse her tartışma başlığı için derin bir kavrayışa temel teşkil edebilecek makalelerden oluşuyor. Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan dönemi karşılaştırmalı ve detaycı bir biçimde ele alıp özgüllükleri, süreklilik ve kopuşları anlamaya imkân tanıyor, tarihyazımına dair tartışmaları zenginleştiriyor.

Meslekten tarihçiler ve öğrenciler kadar Türkiye’nin güncel meseleleriyle meşgul olan her okura hitap eden bir çalışma.

“Osmanlı ve Türkiye tarihini, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce yaşanan devrimler tarihinin ya da imparatorlukların çöküşünün ve anti-emperyalist mücadele tarihinin bir parçası olarak gördüğümüzde, yaşanan olaylar anlam kazanır ve bunca zamandır Türk tarihyazımına egemen olan istisnacılıktan kurtulmuş oluruz.”
ERIK JAN ZÜRCHER

İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………………………………………………….7
1 AMSTERDAM’IN MUCİZESİ:
ULUSLARARASI SOSYAL TARİH ENSTİTÜSÜ’NÜN
TÜRKİYE KOLEKSİYONU……………………………………………………………………9
2 KENDİ KENDİNE KONUŞMAKTAN SOHBETE:
TÜRK TARİHYAZIMINDA
KARŞILAŞTIRMALI YÖNTEMLER……………………………………………..33
3 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDAKİ
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN
TARİHYAZIMINDA YENİ EĞİLİMLER…………………………………….49
4 MİSÂK-I MİLLÎ BEYANNÂMESİ’NDEKİ
METİNSEL SORUNLAR: BİR FİLOLOJİ DENEMESİ………. 61
5 MAKEDONYALILAR ANADOLU’DA:
İTTİHATÇILARIN MAKEDONYA KÖKENLERİNİN
1914 SONRASI POLİTİKALARI
AÇISINDAN ÖNEMİ……………………………………………………………………………..69
6 JÖN TÜRK DEVRİMİ:
BENZERLİKLER VE BAĞLANTILAR…………………………………………..95
7 İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN
ASYA VİLAYETLERİNDEKİ VARLIĞI……………………………………..131
8 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA
JÖN TÜRK İDARESİ……………………………………………………………………………..149
9 DEMOGRAFİ MÜHENDİSLİĞİ, DEVLET İNŞASI
VE ORDU: OSMANLI İMPARATORLUĞU
VE BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI………………………………………………………… 183
10 OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA
ORDU REFORMU: SAVUNMA AMAÇLI
MODERNLEŞME STRATEJİSİNİN
GETİRİLERİ VE GÖTÜRÜLERİ……………………………………………………203
11 SÜRÜDEN AYRI: BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN
SONUNDA OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA
NEDEN REJİM DEĞİŞİKLİĞİ YAŞANMADI?…………………….. 223
12 MİLLÎ MÜCADELE HAREKETİNİN
İDEOLOJİSİNİ BAĞLAMINA YERLEŞTİRMEK…………………247
13 TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI
(1924-1925): MÜRTECİLER Mİ,
MUHAFAZAKÂRLAR MI,
YOKSA MUTEDİLLER Mİ?……………………………………………………………….275
14 BABA, BAŞÖĞRETMEN VE KAHRAMAN:
TÜRKİYE’DE ATATÜRK KÜLTÜ……………………………………………….289
15 TARİHİN İLK DÜNYA BUHRANI
KARŞISINDA TÜRKİYE:
OTORİTERLİKTEN TOTALİTERLİĞE……………………………………307

ÖNSÖZ

Sevgili okur,

Elinizde tuttuğunuz kitap, Türkçede yayımlanan üçüncü ve şüphesiz son makale derlemem. Geçtiğimiz yirmi yılda çeşitli kitap ve dergilerde yayımlanan ve hepsi de İngilizce kaleme alınan makalelerimi bir araya getiriyor. Şimdiye dek bu yazılara ulaşmak kısmen zordu, dahası geç Osmanlı İmparatorluğu ya da erken Cumhuriyet tarihiyle ilgilenen herkes İngilizce okuyamayabilir de. Bu nedenle bu makaleleri bir kitapta toplayıp Türkçe yayımlamanın faydalı olacağını düşündüm. Bu düşüncemi hayata geçirmek için hiç tereddüt etmeden kolları sıvayan İletişim Yayınları’na canıgönülden teşekkür ederim. İşbirliğimizde otuz beş yılı geride bıraktık ve bunca zaman sonra bile halen beraber çalıştığımız için çok mutluyum.

Kitabın yayıma hazırlanma sürecinde yazıları bir kez daha okuma fırsatı buldum. İlginçtir ki tam da o sırada bu makalelerin bir bütün olarak keşiften çok anlamakla ilgili olduğunu fark ettim. Makalelerin yayımlandığı sırada yeni yeni araştırma verileri ortaya çıkmasına rağmen, metinlerin çoğunun esas amacı, mevcut kaynakları yeniden gözden geçirerek 1880-1930 yılları arasında Türkiye’nin, Türk toplumunun ve siyasi sisteminin nasıl bir değişim ve dönüşümden geçtiğini daha iyi anlamaktı. Bunun için iki yol izlendi.

Bunlardan ilki, Birinci Dünya Savaşı esnasındaki Jön Türk idaresine dair metinde, burada Doğu Anadolu’nun kaderini belirleyecek bir konuma erişen Makedonyalı Jön Türkler’in izi sürülmüştür ya da İttihat ve Terakki’nin Asya vilayetlerindeki faaliyetlerini konu alan metinde yapıldığı gibi örüntüleri tespit etmektir.

İkinci yol ise Osmanlı/Türkiye deneyimini, 1908 Devrimi, imparatorluğun sonu ve Millî Mücadele’nin ideolojisi hakkındaki makalelerde yapıldığı gibi, karşılaştırmalı bir çerçeve içine yerleştirmektir. Osmanlı ve Türkiye tarihini, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce yaşanan devrimler tarihinin ya da imparatorlukların çöküşünün ve anti-emperyalist mücadele tarihinin bir parçası olarak gördüğümüzde, yaşanan olaylar anlam kazanır ve bunca zamandır Türk tarihyazımına egemen olan istisnacılıktan kurtulmuş oluruz.

Bazı makalelerde, en başta da “Kendi Kendine Konuşmaktan Sohbete” ya da “Birinci Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı İmparatorluğu’nun Tarihyazımında Yeni Eğilimler” başlıklı metinlerde, bu tarihyazımı meselelerini daha teorik düzlemde ele aldım.

Kuşkusuz bu kitap bir derleme, bu yüzden de neredeyse bütün derlemeler gibi iki kusuru var. Birincisi bu makaleler farklı okurlar için yazıldı: Bazıları Türkiye ya da Ortadoğu tarihçilerine, bazıları ise genel ya da Avrupa tarihçilerine yönelik olarak yazıldı. Dolayısıyla metinlerde Türkiye’den okurların malumu olmasına rağmen uzun uzadıya anlatılmış kısımlar var.

İkinci kusuru ise makalelerde, başta da genel bir değerlendirmeye girişen (ordu ve demografi mühendisliği hakkındakiler) ya da belli bir meseleyi ele alan (“Makedonyalılar Anadolu’da”) yazılarda zaman zaman tekrara düşülmesidir. İlk başta bu kısımları çıkarmayı düşündüm, ama sonra bundan vazgeçtim. Bunun nedeni üşengeçlik değildi, daha ziyade yazılara müdahale edersem onların bütünlüğünü bozacağımı düşündüm.

Bu kusurlardan ötürü sevgili okurun beni mazur göreceğini ve bunlara rağmen bu kitabı keyifle okuyacağını umuyorum. Bu kitap sizleri meseleleri yeni bir mercekten görmeye itebilirse veya arkadaşlarınızla sohbetlerinizde yeni tartışmaların doğmasına vesile olursa amacına hizmet etmiş olacaktır.

ERIK JAN ZÜRCHER, Ocak 2024

1
AMSTERDAM’IN MUCİZESİ:1
ULUSLARARASI SOSYAL TARİH
ENSTİTÜSÜ’NÜN
TÜRKİYE KOLEKSİYONU

Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde (IISH) Türkiye bölümünün kuruluşu otuz yılı geride bıraktı, enstitünün tarihinde yeni bir dönemin başlangıcına damga vurdu. Profesör Nicolaas Posthumus’un 1935’te enstitüyü kurmasından bu yana IISH, öncelikle koleksiyonundaki siyasal solun, yani Anarşist, Sosyalist, Sosyal-Demokrat, Komünist ve Radikal kişi ve örgütlerin bağışladığı arşiv belgeleri ile yayınlar sayesinde dünya çapında bir itibara kavuştu. Çoğunlukla Avrupa’daki siyasal akım ve hareketlere dair belgelerdi bunlar, ama Anarşizm alanında kayda değer bir Latin Amerika koleksiyonu da oluşturulmuştu. Türkiye, sonradan da Ortadoğu bölümünün açılmasını bir dönüm noktası sayabiliriz, zira kuruluşundan elli yıl sonra enstitü, bilfiil Avrupa’nın dışından materyaller toplamaya başlamıştı, tabii şimdilik Hollanda’nın Doğu Hint Adaları’nda kurduğu sömürge idaresini bir yana bırakırsak. Türkiye bölümünün kurulmasından bu yana geçen son otuz yılda enstitü Ortadoğu’da, Kafkasya’da, Orta Asya’da, Güney ve Güneydoğu Asya’da ve daha sınırlı olmakla birlikte Çin’de ortaya çıkan toplumsal hareketlerin geçmişine dair belge toplamaya başladı. Türkiye koleksiyonu, bugün kuşkusuz Türkiye dışında Türkiye’nin toplumsal tarihine dair en önemli koleksiyon haline geldi, ama bu duruma aldanıp da bölümün kurulması ile büyümesinin işin en kolay kısmı olduğu yanılgısına kapılmayalım.

Silier dönemi (1986-1989)

IISH’de Türkiye’ye dair bir arşiv oluşturma fikri, ilk kez 1985’in Eylül ayında, bir oturumda ve beklenenin aksine Amsterdam ya da İstanbul’da değil, Avusturya’nın Linz şehrinde ortaya atıldı. Linz, altmışlı yıllardan beri Uluslararası Emek ve Toplumsal Tarih Konferansı’na ev sahipliği yapıyordu. 1985’te konferansa, o dönemin IISH Müdürü Eric Fischer de katılmıştı. Fisch er konferans sırasında Orhan Silier ile tanıştı. Kendisi siyasetin içinde de yer alan bir iktisatçı ve tarihçiydi, 12 Eylül Darbesi’nden sonra işinden olmuş ve ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı; şimdi Almanya’da, Marburg’da yaşıyordu.6 Fischer ile Silier orada IISH’de bir Türkiye bölümü kurulup kurulamayacağını konuştular. 1986’nın Ocak ayında, Silier kaleme aldığı öneriyi sundu, yaz boyu devam eden telefon görüşmeleri ve yazışmaların ardından ayrıntılı olarak hazırlanmış öneri, 1986’nın Eylül ayında Linz’te düzenlenen bir sonraki konferansta ele alındı. Fischer ile Silier söz konusu öneride anlaşınca, öneri Ekim ayında, kendilerine yeşil ışık yakan IISH’nin yönetim kuruluna sunuldu. Ertesi senenin başlarında Silier, Hollanda’ya geldi ve Amsterdam’a aşağı yukarı 120 kilometre uzaklıktaki Zwolle’ye yerleşti. 4 Temmuz 1987’de de kendisiyle IISH arasında bir sözleşme imzalandı. Bu sözleşme kurulacak “Türkiye’nin toplumsal tarihiyle ilgili bölüm”ün çerçevesini çiziyordu; bu bölüm bir dokümantasyon merkezi ve araştırma birimi olarak faaliyet gösterecekti. Anlaşmada kesin çizgileriyle bir bölümden söz edilmesi ileride sorun çıkmasını engelleyemeyecekti. IISH, Orhan Silier’in özel arşivini satın aldı. Arşiv, büyük oranda kitaplardan, kupürlerden, özellikle de geniş bir gazete ve dergi seçkisinden oluşuyordu. Tamamı için 57.500 Hollanda guldeni ya da yaklaşık 26 bin avro ödendi. Bunun yanında koleksiyondaki parçalara görünür biçimde “Orhan Silier Koleksiyonu” damgasının vurulacağı ve Türkiye’de kurulacak ….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Modernleşen Türkiye’nin Tarihi ~ Erik Jan ZürcherModernleşen Türkiye’nin Tarihi

    Modernleşen Türkiye’nin Tarihi

    Erik Jan Zürcher

    Yirminci yüzyılın başı, Osmanlı İmparatorluğu´nun etnik haritasının çizildiği, tebaanın etnik kökenlerine göre hesaplandığı, yerleşim alanlarının nasıl yeniden biçimlendirileceğinin sorgulandığı bir dönemeçtir. İttihat ve Terakki,...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur