Birazoku

Batı düşünce tarihinde meseller unutulmaz imgelerle yer alır. Örneğin Platon’un ‘karanlık mağara duvarlarında dans eden gölgeler’i, Luther’in ‘tarla faresi ile şehir faresi’, Nietzsche’nin ‘En Çirkin Adam’ı, Kafka’nın ‘Şato’su gibi bütün bu örneklere baktığımızda Batı felsefi geleneğinin, ahlaki ve tinsel iletişimin aracı olarak imgelere yönelişini görebiliriz.

Soren Kierkegaard da felsefi yazılarında meselleri yoğun olarak kullanılmıştır; bu nedenle çalışmaları, zihnimize unutulmaz imgelerle kazınmıştır. Edebî değerinin yanında, bu kitap, hikâye ve meseller üzerinden Kierkegaard felsefesine giriş niteliğindedir.

Søren Kıerkegaard Danimarka, Kopenhag’da doğdu (1813). İnsanlardan uzak ve yalnız bir çocukluk geçirdi. Annesi yanında yedi kardeşinden üçünü henüz yirmi bir yaşındayken kaybetti. Ortodoks Lutherci babasının etkisiyle katı bir Protestan eğitim aldı. Üniversitede teoloji, sanat ve bilim eğitimi aldı. Doktora tezi İroni Kavramı’nı (Begriff der Ironie) tamamladı (1841). Takma adlarla birçok kitap yayımlayarak resmî Kilise doktrinlerine ve Hegel’in düşüncelerine savaş açtı. Varoluşçu felsefenin kaynağını oluşturan düşünceleri, Heidegger, Sartre, Jaspers gibi çağdaş filozofları derinden etkiledi. Yine Kopenhag’da öldü (1855). Başlıca eserleri: Ya-Ya da (1843), Korku ve Titreme (1843), Gjentagelsen (1843), Baştan Çıkarıcının Günlüğü (1843), Felsefe Parçaları (1844), Kaygı Kavramı (1844).

İÇİNDEKİLER

Sunuş 15
[1]
Ağustos Tatili 17
[2]
Ahmak İşçi 18
[3]
Aktörün Kostümü 20
[4]
Arayan Aday 22
[5]
Bahis 25
[6]
Bang, Dünya Yuvarlaktır 26
[7]
Bir Olasılık 27
[8]
Cilası Yenilenen Rehber Kitap 41
[9]
Cücenin Sekiz Fersahlık Çizmeleri 42
[10]
Cüzzamlının Kendi Kendine Konuşması 43
[11]
Çekirdekler ve Kabuklar 46
[12]
Dekoratif Kayıt Defteri 47
[13]
Dikiş Diken Kadın 49
[14]
Dolandırıcı ile Dul Kadının İki Kuruşu 50
[15]
Dokunulmamış Yiyecek 51
[16]
Doktora Yapılan Bir Ziyaret 52
[17]
Düğme 54
[18]
Ebedî Öğrenci 55
[19]
Eleştirel Aygıt 56
[20]
Erken Son 58
[21]
Ertelenmiş Cevap 59
[22]
Fahişelik İzni 60
[23]
Fırtına 61
[24]
Fransız Devlet Adamı 62
[25]
Geri Geri Yürüyen Adam 63
[26]
Gotham’ın Bilge Adamları 64
[27]
Günah Çıkaran ve Tövbekâr 65
[28]
Hacı 66
[29]
Hayalî İsyan 67
[30]
Hızlı Tutuklama 68
[31]
İnce Buz Üzerindeki Mücevher 69
[32]
İki Sanatçı 70
[33]
İsimsiz Mürit 71
[34]
Kadının Yaratılışı 72
[35]
Kanıtların Yazarı 75
[36]
Karanlık Oda 77
[37]
Kayıp Âşık 78
[38]
Kendinden Emin Polis 79
[39]
Kiler Kiracısı 80
[40]
Kral ile Bakire 81
[41]
Kraliyet Arabacısının Kamçısı 88
[42]
Kraliyet Tiyatrosu 90
[43]
Kuyumcu 91
[44]
Luther’in Dönüşü 92
[45]
Mektup 94
[46]
Meşgul Filozof 98
[47]
Nabukadnezar 99
[48]
Neşeli Bir Yangın 103
[49]
Okunaksız Mektup 104
[50]
On Altı Yaşındaki Kız ve Yirmi Beş Yaşındaki
Erkek
105
[51]
Oryantalistin Karısı 106
[52]
Ömür Boyu Eğitim 108
[53]
Pahalı Kitap Alışverişi 109
[54]
Pandomimcinin Buz Kesmesi 110
[55]
Parmeniscus’un Kahkahası 111
[56]
Perıander 112
[57]
Phalaris’in Kurbanları 117
[58]
Profesörün Savunması 118
[59]
Saldırgan Köpek 119
[60]
Sarayın Yanındaki Köpek Kulübesi 120
[61]
Sessiz Dua 121
[62]
Sessiz Umutsuzluk 122
[63]
Sıkılgan Terk Ediş 124
[64]
Som Balığı Krizi 125
[65]
Sonsuz Geçit Töreni 126
[66]
Sözü Kesilen Bilge Adam 127
[67]
Su Püskürmesi 128
[68]
Suflör 129
[69]
Süleyman’ın Rüyası 131
[70]
Sülfür Kibriti Yazarlar 134
[71]
Şarap İçilmesine Karşı Çıkan Topluluk 135
[72]
Şık Öğretim Görevlisi 137
[73]
Şövalyenin Seçimi 139
[74]
Tahta At 141
[75]
Tanrıların Can Sıkıntısı 142
[76]
Tanrıların Eğlencesi 143
[77]
Tehlikeli Alet 143
[78]
Test 144
[79]
Teşhis 146
[80]
Tiran Tarihçi 147
[81]
Titiz Arabacı 149
[82]
Üç Kuruşluk Bira 151
[83]
Yalnız At 152
[84]
Yaya Yolcu 154
[85]
Yeni Ayakkabılar 155
[86]
Yeterince Hızlı Yazamayan Yazar 157
Dizin 158

[1]
Ağustos Tatili

Herhangi bir gerçek başarıdan önce gelen onaylama için
açlık duyan modernitenin kibrini neyle kıyaslayacağız?

Çağımız, onaylanma önceden alınsa bile önceden yapma çağıdır. Hiç kimse, kesin bir şey yapmakla tatmin olmuyor; herkes, yeni bir kıta keşfetmenin yanılsamasıyla pohpohlanmak istiyor. Tıpkı Eylülün birinden itibaren sınavlarına büyük bir hevesle çalışmaya karar veren ve bu kararını güçlendirmek için Ağustos boyunca tatil yapmaya karar veren genç bir adam gibi. Bu yüzden şimdiki kuşak, –kesinlikle anlaması daha zor olsa da– öyle görünüyor ki gelecek kuşağın çalışmaya daha ciddi oturması konusunda bir karar vermiş, gelecek kuşağı rahatsız etmemek ya da geciktirmemek için ziyafetlere katılıyor. Sadece tek bir fark var: Genç adam, kendisini gençliğin uçarılığında anlıyor, ama bizim kuşağımız ciddi –ziyafetlerde bile–…