Anita Silvey tarafından Genç-Yetişkin okurlar için en iyi 500 Kitap arasında gösterilmiştir. Merlin dizisinin senaryo danışmanı T. A. Barron’dan sürükleyici bir eser. Dizinin hayranlarını peşinden sürükleyecek bir eser. Booklist Merlin hakkında kimse Barron ile boy ölçüşemez. Bu kitabıyla yedi diyara renk, derinlik ve sevgi katmış. Hayranları bu kitaba bayılacak. School Library Journal Akılda kalan parlak karakterleriyle destansı, harika bir öykü. tam hediyelik. Isabel Allende Büyüyle dolu. New York Times Book Review Okuyucular bu öyküye bayılacak. Booklist Kitabın sürprizli sonunda heyecan doruk noktasına ulaşıyor. Merlin’i seven herkesin okuması gereken bir başyapıt.
Voya Denesene korkak! diye haykırdı içimden bir ses. Denemelisin! Ama hemen ardından başka bir ses yanıtladı onu: Bir daha asla! Geçen sefer gözlerini yitirdin. Bu sefer sıra ruhunda. Bir daha asla! “Göster!” diye buyurdu goblin. Yoğunlaşan sise rağmen, kol kaslarının hamle yapmak için kasıldığını görebiliyordum. Kılıcını kaldırdı ve Ria’nın boynuna dayadı. Hâlâ bir şey yapmıyordum. İşte o anda gittikçe şiddetlenen tuhaf bir rüzgâr, ortada duran yaşlı karaağacın dallarını sallamaya başladı.
Yazarın Notu
Büyücüler hakkında çok şey bilmem ama şu kadarını öğrendim ki daima sürprizlerle dolu oluyorlar. Kral Arthur masalından esinlenen, kadim Druidlerin zamanından yirmi birinci yüzyılın başlarına uzanan bir öyküyü anlatan Merlin Etkisi adlı romanımı yazmayı bitirdiğimde, bu öyküdeki bir şeylerin beni sımsıkı sarıp bir türlü bırakmadığını fark ettim. Kurtulmak için çabaladıkça daha da dibe batıyordum; sonunda bunun ne olduğunu anlamış, anlayınca da tamamen dalmıştım içine. Merlin’den başkası değildi bu! Gizemli ve çekici bir adamdı bir kere; zamanda geri gidebiliyor, ölüme üç kez meydan okuyabiliyor ve Kutsal Kâse’yi ararken nehirler ve ağaçlarla konuşabiliyordu.
Birden onu daha yakından tanımak istediğimi fark ettim. Günümüzde araştırmacılar, Merlin söylencesinin gerçek bir insandan, milattan sonra altıncı yüzyılda Galler’de yaşamış bir Druid peygamberinden esinlenerek oluşturulduğunu ileri sürüyor. Ancak bu konu, tarihçilerin uzmanlık alanına giriyor. Merlin’in tarihte gerçekten yaşayıp yaşamadığını bilemem ama insanların hayal gücünde yaşadığı kesin. Üstelik uzun bir süredir orada ve sürekli gelişmeye de devam ediyor. Hatta arada sırada ziyaretçi kabul ettiği bile oluyor. Ben de bir tarih kitabı değil hayal gücüne dayalı bir eser yazmak istediğimden Merlin’in kapısı bana ardına kadar açıktı. Bu yüzden, karşı çıkmaya dahi fırsat bulamadan, Merlin her şeyi benim için planlamıştı. Diğer kitaplarım ve projelerim beklemeliydi.
Merlin söylencesinin başka bir yönünü, büyücünün kişisel hayatıyla ilgili yönünü keşfetmenin zamanı gelmişti. Sanırım yaşamdaki çoğu şey gibi Merlin hakkında da bilgim arttıkça aslında onu tanımaktan ne kadar uzak olduğumu fark ettim. Yüzyıllar içinde gelişen bu kadar harika bir söylenceye ufak da olsa bir katkı sunmanın, ne kadar ürkütücü ve zorlu bir iş olacağını başından beri biliyordum. Ama merak duygusu beni cezbetmişti ve tabii bir de Merlin’in ısrarı. Sonra büyücünün ilk sürpriziyle karşılaştım. Merlin hakkındaki halk söylencelerine dalmışken büyücünün yaşam öyküsünde bir boşluk olduğunu fark ettim. Merlin’in gençliğinden –kendi karanlık geçmişinden, kim olduğundan ve güçlerinin farkına vardığı yetişme döneminden– ya hiç bahsedilmiyor ya da bu konu üstünkörü geçiştiriliyordu. İlk gönül yarasını ne zaman tattığı, ilk neşeyi ne zaman yaşadığı, hayata dair ilk öğrendiği şeylerin ne olduğu keşfedilmemiş hâlde duruyordu öylece.
Halk söylencelerinin çoğu, Thomas Malory’nin yaklaşımına benzer biçimde, Merlin’in gençliğini tamamen es geçiyordu. Doğumundan, annesinin çektiği acılardan, babasının belli olmadığından ve büyümüş de küçülmüş bir çocuk olduğundan söz ediliyordu. (Bir öyküde, henüz bir yaşındayken annesini savunmak için konuştuğu anlatılıyordu.) Sonra ise ondan epey bir yaşlanana, ta ki hain kral Vortigern’e ejderhalarla savaşmanın sırlarını anlatana dek hiçbir haber alamıyoruz. Aradaki yıllarda kocaman bir boşluk söz konusu. Belki de kimilerinin söylediği gibi bütün o yıllar boyunca ormanlarda bir başına gezip dolaşmıştır; belki de ama yalnızca belki de başka bir yere gitmiştir.
Merlin’in gençliğine dair bu boşluk, sonraki yıllarına dair ciltler dolusu eserle tam bir karşıtlık oluşturuyordu. Yetişkinliğinde Merlin; peygamber, sihirbaz, Ormanın Delisi, hilebaz, rahip, kâhin ve ozan gibi pek çok farklı unvanla tanınmaktadır. Britanya’daki Kelt bölgesinde ortaya çıkan en eski söylencelerde adı geçmektedir. Bu söylencelerin kimileri o kadar kadimdir ki kaynakları bundan bin yıl önce Galler’in büyük destanı Mabinogion yazıldığında bile bilinmemektedir. Spenser’ın Peri Kraliçesi ve Ariosto’nun Çılgın Orlando adlı eserlerinde büyücü Merlin de vardır.
Malory’nin Arthur’un Ölümü adlı eserinde genç kralın danışmanlığını yapmakta, Robert de Boron’un on ikinci yüzyılda yazdığı Merlin şiirinde Stonehenge’i inşa etmekte, Monmouth’lu Geoffrey’nin Britanya Kralları Tarihi adlı eserinde ise kendisine peygamber rolü biçilmektedir. Günümüze doğru geldiğimizde Shakespeare, Tennyson, Thomas Hardy, T.H. White, Mary Stewart, C.S. Lewis,Nikolay Tolstoy ve John Steinbeck gibi pek çok yazar, bu etkileyici kişiyle vakit geçirmiştir. Yalnız Merlin’in gençliğini konu edinmek bir tek Mary Stewart’ın aklına gelmiştir. Bu yüzden Merlin’in gençlik yılları tuhaf bir biçimde hep bir sis perdesinin ardına gizlenmiştir.
Verdiği ilk mücadeleler, korkuları ve umutlarına dair pek çok şey hep merak konusu olarak kalmıştır. En büyük düşü neydi? Ya özlemleri? Sıra dışı yeteneklerini nasıl keşfetmişti? Yaşamdaki acılarla ve sevdiklerini kaybetme duygusuyla nasıl başa çıkmıştı? Karanlık yönüyle nasıl yüzleşmiş; bu yönünü nasıl kabullenmişti? Druidlerin ve bu sayede Antik Yunanların eserleriyle nasıl tanışmıştı? Güç arzusu ile gücünü kötüye kullanma korkusunu nasıl uzlaştırmıştı? Kısacası Kral Arthur’un büyücüsü ve akıl hocası olarak günümüze kalan bu kişi, nasıl büyücü olmuştu? Bu soruların yanıtı halk söylencelerinde yer almıyordu.
Merlin’e atfedilen sözlerde de bu konuda bilgi yoktu. Geçmişi hakkında konuşmak istemediği izlenimine rahatlıkla kapılınabilirdi. Halk söylencelerini okuyan biri, Merlin’i, henüz bir çocuk olan Arthur’un yanında oturan ve ‘kayıp yılları’ hakkında derin düşüncelere dalmış yaşlı bir adam olarak gözünün önüne getirebilir hemen. Ama ‘kayıp’ derken, yaşamın kısalığından mı yoksa geçmişindeki kayıp bir bölümden mi söz etmektedir, bilinmez. Benim görüşüme göre Merlin, kayıp yılları sırasında yalnızca öykü ve şarkıların dünyasından değil, yaşadığımız dünyadan da yok olmuştur.
İşte birkaç cilt sürecek bu öykü, bu boşluğu doldurmaya çalışacak. Öykü, adı da dâhil olmak üzere hiçbir şey hatırlamayan küçük bir çocuğun Galler kıyılarına vurmasıyla başlıyor. Aynı çocuk, pek çok şey kazanıp kaybettikten sonra Arthur söylencesinde önemli rol oynayacak bir kişiye dönüşmeye hazır hâle geldiğinde ise bitiyor. Arada olanlar ise saymakla bitmez. Çocuk altıncı his elde ediyor, fakat bu ayrıcalığın bedeli çok büyük oluyor. Hayvanlarla, ağaçlarla ve nehirlerle konuşmaya başlıyor.
Söylencelerde, İngiltere’nin Salisbury Ovaları’nda yer alan çember hâlinde dizili taşları inşa eden kişi olarak esas Stonehenge’i buluyor. Ancak önce Stonehenge’in Druidler arasındaki anlamını, yani Devlerin Dansı’nı öğrenmesi gerekecek. İlk kristal mağarasını görüyor. Kelt efsanelerinde dalgaların arasında bir adaya, insanların yaşadığı dünya ile ruhani varlıkların yaşadığı Öbürdünya arasında köprü görevi gören Kayıp Fincayra (Galce Fianchuivé) Adası’na gidiyor. Eski öykülerde adı geçen Yüce Dagda, Şeytan Rita Gawr, Dertli Elen, Gizemli Domnu, Bilge Cairpré ve Yaşam dolu Ria gibi kişilerle karşılaşıyor. Aynı zamanda adı hiçbir yerde geçmeyen Shim, Stangmar, T’eilean ile Garlatha ve Ulu Elusa gibi karakterlerle de karşılaşıyor. Yalnızca gözlerle görülmediğini; bilgeliğin inanç ile kuşku, kadın ile erkek, aydınlık ile karanlık gibi karşıtlıkları birleştirebilmekte yattığını; gerçek sevginin neşeyi de kederi de içerdiğini öğreniyor. En önemlisi ise ‘Merlin’ adını alıyor.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıMerlin Serisi 1.
- Sayfa Sayısı408
- YazarT. A. Barron
- ISBN9786055034009
- Boyutlar, Kapak12,5 x 19,5, Karton Kapak
- YayıneviParodi Yayınları / 2022
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Zaman Çarkı ~ Ken Grimwood
Zaman Çarkı
Ken Grimwood
Ya sizi bekleyen bir son olmasaydı… Hayatındaki insanlar birer birer siliniyor. Kocaları, sevgilileri, ailesi vc arkadaşları yaşayıp ölüyor ama o hep aynı kalıyor. Sevdiklerini...
- Yarım Kalp ~ Andy Merrifield
Yarım Kalp
Andy Merrifield
Yaşadığımız hayatı ne kadar seviyoruz? Yunan Tuhaf Dalgası’nın edebiyattaki temsilcilerinden Dimitris Sotakis’in imzasını taşıyan Yarım Kalp; gerçekte kim olduğunu itiraf etmeye en ufak cesareti olmayan...
- Dönüş ~ Joseph Conrad
Dönüş
Joseph Conrad
İçsel ve psikolojik bir drama olan Dönüş, insanlar arası ilişkileri, çatışma atmosferlerini ve zihinden geçen düşünceleri anlatmakta dünyanın en usta kalemlerinden biri olan Joseph...