Hayata Bir Bardak Çay Molası
Sevinçlerini Sakın Erteleme
Her Yemekten Sonra Şükret
Biri Seni Kucakladığında
İlk Bırakan Sen Olma…
Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.
Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.
***
İçindekiler
Aşkın Gücü…9
Mor Menekşeler…17
Mayonez Kavanozu ve iki Fincan Kahve…25
Derviş Kaşıkları…31
Kuş Resmi…35
öğretmen Olmayı öğrenmek…39
Bir Bardak Sütün Hatırı…45
Bir Mucizenin Fiyatı…49
Affet Beni Baba…55
Altın Değerindeki Kutu…61
Unutmamak için…65
Küçük Evliya…69
Işığım Yaymak…75
Büyük Ders…81
Affetmek Kendine iyiliktir…87
Pembe Kurdelenin Anlamı…91
Yüreğine Gömen…97
Yanlış Yargı…101
Gerçek Dost…105
Hangisini Beslersen…111
Tanrı Misafiri…115
Hemen mi öleceğim?…121
Özel Hissettirmek…125
Gardenyalar…131
Dört Mum…137
Evlilik Aşkı öldürür mü?…141
İnsanlık Ölmemi;…147
Sevginin Olduğu Yerde…153
Satranç Dersi…159
Neyi Önemsersen Onu Duyarsın…165
Derin Sır…169
Ana Kız Gibi…175
Niçin Oynamıyorsun?…179
İnsanı Düzeltince…185
Oyuncak Araba…189
Fakirliğin Anlamı…195
Hipokrat Yemini…199
Üçlü Filtre…205
Anne Adayları…209
Cömertlik Dersi…215
Şimdilik…219
Sevgiyi Hatırlamak…223
Er ya da Geç…229
Bak, Abla Ne Verdi!…237
Meleğimin Adı Ne?…241
Asla Geç Değil…245
Seninle Gurur Duyuyorum…251
Çivi…257
Ayakkabıcının Mutluluğu…261
Yarın Onun Doğum Günü…267
Dost…275
Sahip Olduklarım…283
Peşin Hüküm…291
Seni Seviyorum Diyebilmek…295
Yanlış Yapmaktan Korkma…301
Kimseye Söyleme…307
En iyi Haber…313
Tuzlu Kahve…317
Sadakat…323
Sevgiyi Hak Edecek Birini Bulmak..327
Aşırı Sürat…333
Ümit Taşı…339
Yıllarca Devam Eden Bir Dostluk…345
O An…351
Dinlemeyi Bilen Dost…361
Yağmurun Kokusu…369
Herşeyin İki Yüzü…375
Sen Olmadan…381
Çirkin Orkide…387
Aşkın Gücü
Sevgi ile yorulmadan ilerleriz ve sadece onunla başkaları için fedakârlık yapabiliriz
Kızılderili Atasözü
Gloria ve Mark, California’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde okuyorlardı. Ortak bir arkadaşlarının aracılığıyla tanışmış ve kısa sürede birbirlerine âşık olmuşlardı, öylesine büyük bir aşktı ki yaşadıkları, bir an önce evlenmeye karar verdiler. Henüz okulları bitmemişti. Her ikisinin ailesi de kendilerine evlilikleri için maddi yardımda bulunamayacak kadar fakirdiler ama onlar kararlarını vermişlerdi.
Gloria okul çıkışı bir kitapçıda, Mark ise bir giyim mağazasında çalışıyordu ve ellerine geçen parayla ev kiralayıp evlenebilirlerdi. Tek odalı, mutfağı bile olmayan bir çatı katı bulup kiraladılar. Sonra bir arkadaşları onlara bir tahta masa ile iki sandalye hediye etti. Hafta sonu kullanılmış eşya pazarına gidip bir küçük ocak, birkaç tencere, tabak, bir de somya alıp evlerine geldiler. Evlerindeki tüm eşya bunlardan ibareni.
“Perde!?” dedi Gloria.
Mark bir süre düşündü…
“Eski gazete yok mu hiç? Şimdilik gazeteyle kapatalım. Ne dersin iş görmez mi?”
Gülüşmeye başladılar. Perde sorunlarını da halletmişlerdi ve iki hafta sonra bir pazar günü evlendiler. Hiçbir şeyleri yoktu. Yerdeki somyanın üzerinde yatıyorlardı ve sabah uyandıklarında cama gerdikleri gazeteye bakıp birbirlerine, “Artık her satırını ezberledik. Bu perdeleri değiştirsek mi?” diyerek dakikalarca süren bir gülme krizine tutuluyorlardı.
Bir yıl sonra, evlilik yıldönümleri yaklaştığında her ikisini de ciddi bir düşünce sardı. “Ne hediye alacağım? Nasıl alacağım?” Gerçekten de son derece zor geçiniyorlardı. Paraları sadece ev kiralarına ve yiyecek masraflarına yetebiliyordu. Üç kilometre uzaklıktaki okullarına bile her sabah evden erken çıkıp yürüyerek gidiyorlardı.
Evliliklerinin birinci yıldönümü olan o günün sabahı Gloria’nın aklına bir fikir geldi. Mark’ın dedesinden kalma çok güzel, antika bir saati vardı ve ne zamandır kayışı olmadığı için kullanamıyordu… “Evet, ona o değerli saat yakışır. Güzel, çok güzel bir saat kayışı almalıyım.” diye düşündü. Bu, onu çok mutlu ederdi. Hemen alelacele evden çıkıp bir saatçiye gitti.
“Bir saat kayışı istiyorum ama en güzelinden olsun lütfen!
Adam bir iki tane çıkarttı. Gloria içlerinden birini gerçekten çok beğenmişti.
“Bu ne kadar?”
“68 sent.”
“Tamam. Bunu benim için ayırır mısınız? En geç bir saat sonra gelip alacağım.”
Adam “Peki,” anlamında başını salladı.
Gloria dükkândan telaşla çıkıp birkaç metre ilerideki bir kuaföre girdi.
“Saçlarımı kestirmek ve satmak istiyorum. Kaça alilsiniz?”
Kuaför kadın şaşkınlık ifâdesiyle baktı Gloria’nın yüzüne.
“Anlamadım? Emin misiniz? Bu saçlar… bu kadar güzel saçlara… nasıl kıyacaksınız?
Gerçektende Gloria’nın saçları çok uzun, çok gür ve çok güzeldi.
“Paraya ihtiyacım var. Bana yardımcı olacak mısınız?”
“Peki” dedi kadın. Ama hâlâ çok şarkındı.
“Kaç para istiyorsunuz?”
“Yetmiş sent kadar…”
Saçlarını kestirdi, parasını aldı ve doğru saatçiye koşup, “Tamam. Lütfen güzel bir hediye paketi yapar mısınız? Eşime evlilik yıldönümü hediyem olacak ve bu bizim ilk yılımız,” dedi.
Adam gerçekten de çok özenerek güzel bir hediye paketi hazırladı. Gloria mutlu bir şekilde koşarak eve geldi. Bir tencere soslu makarna pişirdi. Onu evlerinde bulunan tek servis tabağına boşalttı. Kalan iki sentle de bir şişe içecek ve iki tane mum almıştı. Sofrayı imkânları dâhilinde, olabildiğince güzel bir şekilde hazırlayıp kocasını beklemeye başladı.
Bir süre sonra kapı çalındı. Gloria alelacele sofradaki mumları yaktı, sonra koşarak kapıyı açtı. Mark, şaşkın bir yüz ifadesiyle kapının önünde öylece donup kalmıştı. Hiçbir şey söylemiyor, içeri girmek için bir adım dahi atamıyor, öylece orada karısına bakıyordu.
“Hoş geldin sevgilim!” dedi Gloria.
Mark bir kâbustan uyanır gibi irkildi, uyurgezer edasında içeriye girip masanın yanındaki sandalyelerden birine çöktü.
“Saçların… Onlara ne yaptın?”
Gloria neşeli bir tavırla gülümseyerek kocasını teselli etmeye çalıştı:
“Ne var ki?.. Üzülme!.. Hem benim saçlarım çok çabuk uzar.
Sonra bir koşu odanın diğer ucuna gitti. Kocası için aldığı hediyeyle tekrar yanına döndü.
“Seni çok seviyorum. Seninle çok mutluyum ve bu mutluluğum, aşkım bir ömür boyu sürecek Mark.”
Onu öptü. Paketi önündeki masanın üzerine bırakıp “Sana ne aldığımı merak etmiyor musun? Açıp bakmayacak mısın sevgilim?” diye sordu heyecanla.
Mark, inanılmaz derecede kederli bir yüz ifadesi ve titreyen elleriyle zar zor hediye paketini açtı. Saat kayışını eline alıp onu uzun uzun seyretti. Sonra başını kaldırıp dalgın ve yaşlı gözlerle karısının yüzüne baktı.
“Mark! Ne oldu? Neyin var? Aşkım ağlıyorsun sen…
Niye?”
Mark hiçbir şey söylemeden, cebinden bir hediye paketi çıkartıp Gloria’ya uzattı. Gloria bir kez daha sarıldı kocasının boynuna:
“Mark! Çok teşekkür ederim aşkım. Çok merak ettim hemen açıp bakacağım… ama… ama sen… neden ağlıyorsun?”
Mark susuyor, tek kelime dahi konuşmuyordu. Gloria alelacele hediyesini açtı. Çok güzel fildişinden yapılmış ve çok da pahalı oldukları hemen anlaşılan bir çift saç tokasıydı bunlar. Gloria kocasının kederini anlamıştı. “Demek bu yüzdendi Mark’ın kederi,” diye düşündü Gloria. Ona…
“Menekşe Kokulu Hikayeler” için 9 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Hikaye Öykü Roman (Yabancı)
- Kitap AdıMenekşe Kokulu Hikayeler
- Sayfa Sayısı391
- YazarEnder Haluk Derince
- ISBN9786053846796
- Boyutlar, Kapak13 x 19 cm , Karton Kapak
- YayıneviYakamoz Yayıncılık / 2014-03
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kuzey Öyküleri ~ Ayla Yazgan
Kuzey Öyküleri
Ayla Yazgan
Yazgan’ın öykülerinin temel ve ortak sorunsalı gurbet-sıla uçları arasındaki dönmek-kalmak ikilemidir denebilirse de, burada ne gurbet ne de sıla kavramları alışıldık göçmen terminolojisindeki karşılıklarına...
- Sapphique – Incarceron 2 ~ Catherine Fisher
Sapphique – Incarceron 2
Catherine Fisher
KALBİN KİLİDİNİ HANGİ ANAHTAR AÇAR? Finn canlı Hapishane’den, korkunç Incarceron’dan kaçtı; ama orayı hatırladıkça acı çekiyor çünkü kardeşi Keiro hâlâ içeride. Claudia, Finn’ın Kral...
- Kedi Mektupları ~ Oya Baydar
Kedi Mektupları
Oya Baydar
Oya Baydar’ın Kedi Mektupları, bir kedi romanı mı? Bu konuda, romanın kedi kahramanlarından Nina, acımasız bir değerlendirme yapıyor: Bu kitapta kedilere ilişkin dişe dokunur...
Tek kelimeyle muhteşem
çççok muhteşem resman aşk yani aşk diye buna denir
aynen
bu kitapta ben 71 deyim ve hala okumaktan gözlerimi alamıyorum desem yeridir. neyse kitap okicam ben hala. byby kankiler iyi okumalar çok güzel kitap
çok güzel kitap okuyun bence
acılmıyo ama okumalısınız
Bana biri cömertlik dersini verebilirmi menekşe kokusunda
Muhteşem bir kitap okumaktan kendimi alamiyorum kesinliklw tavsiye ederim
mükemmel bir kitap ben aldım herkes okuyunca bayılır bence insanlara ders verebilecek bir çok var kitabın içinde.