Çok eski gizli bir kardeşlik örgütü, dünyayı yok edecek ölümcül yeni bir silah, Akıl almaz bir hedef ,
” Dan Brown’ın yeni eseri hızlı temposuyla soluk kesiyor.
” Claney ve Cussler’in gerilim dolu romanlarıyla kolayca boy ölçüşebilecek güçte. Baştan sona okuyucuyu gerçek olduğuna inandıracak kadar heyecanlı bir maceraya sürüklüyor. Melekler ve Şeytanlar okuyucuların asla unutamayacakları bir roman.”
Book Browser Reviews
” Muhteşem ! Kahramanlar çok güçlü…Kurgu şaşırtıcı, baş döndürücü,hareketli ve sürprizlerle dolu…
Vay canına ! ”
New Hampshire Sunday News
” Dan Brown bu kez Vatikan entrikaları ile yüksek teknoloji oyunlarını içeren, şoklar yaratan, okuyucuyu ip cambazı gibi tel üstünde tutan, Medicileri bile aratmayacak kadar sinsi karakterlerle dolu, temposu sesten hızlı bir eser yaratmış ! ”
Publishers Weekly
” Gerilim dolu bir kedi fare kovalamacası, ölüm kalım savaşı , aşk, din, bilim, cinayet, mistisizm, mimari ve aksiyon…
Melekler ve şeytanlar patlamaya hazır bir BOMBA ! ”
Kirkus Reviews
*
GERÇEK:
Dünyanın en büyük bilimsel araştırma tesisi -İsviçre’deki Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire (CERN-Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi)yakın zaman önce ilk karşımadde zerreciklerini üretmeyi başardı. Karşımadde, bir farkla fizik madde ile özdeştir. Karşımadde, normal maddelerde bulunan elektrik yüklerinin ziddi zerreciklerden oluşur.
Karşımadde, insanlığın bildiği en güçlü enerji kaynağıdır. Yüzde yüz verimlilikle enerji çıkarır (nükleer yarılım verimliliği yüzde bir buçuktur). Karşımadde kirliliğe ya da radyasyona neden olmamakla birlikte, bir damlası gün boyunca New York Şehri’ni aydınlatmaya yeter.
Buna rağmen, bir sakıncası vardır…
Karşımadde son derece kararsızdır. Herhangi bir şeyle… havayla bile temasa geçtiği anda tutuşur. Karşımaddenin bir gramı, 20 kilotonluk -Hiroşima’ya atılan bombayla aynı büyüklüktenükleer bomba enerjisini içerir.
Yakın zamana kadar karşımadde sadece küçük miktarlarda üretiliyordu (bir defada birkaç atom). Ama CERN, yeni Antiproton Hız Kesici’de (Antiproton Decelerator) -çok daha büyük miktarlarda karşımadde üretebilecek gelişmiş bir karşımadde üretim tesisibüyük gelişmeler kaydetti. Ortaya bir soru çıkıyor: Patlamaya son derece hazır olan bu madde dünyayı mı kurtaracak, yoksa şimdiye dek yapılan en ölümcül silahı üretmekte mi kullanılacak?
Yazarın Notu
Bu romanda adı geçen Roma’daki tüm sanat eserleri, mezarlar, tüneller ve mimari yapılar (bulundukları yerler de dahil olmak üzere) tamamen gerçektir. Günümüzde hâlâ görülebilirler.
Illuminati kardeşliği de gerçektir.
Önsöz
Fizikçi Leonardo Vetra’nın burnuna yanan et kokusu geldiğinde, bu kokunun kendisinden çıktığını biliyordu. Başını kaldırarak, üstünde beliren siyah figure dehşet dolu gözlerle baktı. “Ne istiyorsun!”
Kulak tırmalayıcı ses, “La chiave,” diye cevap verdi. “Şifre.” “Ama… bende…”
Sıcak beyaz nesneyi Vetra’nın göğsüne iyice bastırarak, ağırlığını yeniden aşağı verdi. Kor nesneyle temas eden etin çıkardığı cızartı duyuldu. Vetra istirap içinde feryat etti. “Şifre yok!” Şuurunu yitirmeye başladığını hissediyordu.
Siyah figür, ona ters ters baktı. “Ne avevo paura. Ben de bundan korkmuştum.”
Vetra bilincini kaybetmemek için mücadele verse de, üstüne çöken karanlık gittikçe artıyordu. Tek tesellisi, saldırganının peşinden geldiği şeyi asla bulamayacak olmasıydı. Yine de kısa süre sonra siyah figür bir bıçak çıkartarak Vetra’nın yüzüne yaklaştırdı. Bıçak yüzünün etrafinda gezindi. Dikkatle. Ustalıkla.
Vetra, “Tanrı aşkına!” diye çığlık attı. Ama artık çok geçti.
1
Büyük Giza Piramidi’nin üst basamaklarında duran genç kadın kahkahalar atarak, aşağı doğru ona sesleniyordu. “Robert, acele et! Daha genç bir erkekle evlenmem gerekirdi!” Büyüleyici bir gülümsemesi vardı. Robert, ona yetişmek için çabalıyor, ama taş kesen bacakları buna izin vermiyordu. “Bekle,” diye yalvardı. “Lütfen…”
Yukarı çıkarken gözleri bulanıklaşıyordu. Kulaklarında bir çınlama vardı. Ona yetişmeliyim! Ama başını yeniden kaldırıp baktığında kadın ortadan kaybolmuştu. Onun yerinde çürük dişli bir adam duruyordu. Adam dudaklarını garipçe bükerek aşağı baktı. Ardından, tüm çöle yayılan acılı bir çığlık attı.
Robert Langdon, gördüğü kâbustan aniden uyanmıştı. Yatağının yanındaki telefon çalıyordu. Sersemlemiş bir halde ahizeyi kaldırdı. “Alo?”
Bir erkek sesi, “Robert Langdon’ı arıyorum,” dedi.
Langdon yatağında doğrularak boğazını temizledi. “Robert Langdon… benim.” Kısık gözlerle dijital saatine baktı. Saat sabah 05.18’i gösteriyordu.
“Sizi hemen görmeliyim.”
“Kimsiniz?”
“İsmim Maximilian Kohler. Ayrık zerrecik fizikçisiyim.”
“Nesiniz?” Langdon dikkatini toplamakta güçlük çekiyordu. “Doğru
Langdon’ı aradığınıza emin misiniz?”
“Harvard Üniversitesi’nde dini simgebilim profesörüsünüz. Simgebilim üstüne üç kitap yazdınız ve…”
“Saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?”
“Özür dilerim. Bende görmeniz gereken bir şey var. Bunu telefonda konuşamam.”
Langdon’in dudaklarında bilmiş bir gülümseme belirdi. Bu daha önce de olmuştu. Dini simgebilim hakkında kitaplar yazmanın tehlikelerinden biri de, Tanrı’dan son aldıkları işaretleri doğrulamasını isteyen dindar fanatiklerdi. Geçen ay Oklahoma’dan bir striptizci, gelip yatak örtüsünün üstünde mucizevi bir biçimde meydana çıkan çarmıhın geçerliliğini onaylarsa, hayatının en iyi seksini yapmayı vaat etmişti. Langdon buna Tulsa Örtüsü diyordu.
“Numaramı nasıl buldunuz?” Langdon saate rağmen nazik olmaya çalışıyordu.
“Internette kitabınızın sitesinde.”
Langdon kaşlarını çattı. Kitabının sitesinde ev telefonunun yazmadığına adı gibi emindi. Belli ki adam yalan söylüyordu.
Arayan kişi, “Sizi mutlaka görmeliyim,” diye israr etti. “İyi ücret öderim.”
Artık Langdon’ın tepesi atmaya başlıyordu. “Üzgünüm, ama gerçekten…”
“Eğer hemen çıkarsanız, burada saat…”
“Hiçbir yere gelmiyorum! Saat sabahın beşi!” Langdon telefonu kapatarak, kendini yatağa bıraktı. Gözlerini kapatıp, yeniden uyumaya çalıştı. Hiç faydası yoktu. Rüya aklından çıkmıyordu. İstemeden sabahlığını giydi ve aşağı indi.
Robert Langdon, Massachusetts’deki Victorian tarzı boş evinde yalınayak dolaştı ve âdet halini almış uykusuzluğunu kendi ilacıyla tedavi etti: buharı tüten bir fincan Nestlé’s Quik. Cumbalardan giren nisan ay ışığı, şark halılarının üstünde oynaşıyordu. Langdon’ın iş arkadaşları, yaşa…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıMelekler ve Şeytanlar
- Sayfa Sayısı574
- YazarDan Brown
- ISBN9789752104556
- Boyutlar, Kapak 13,5x21,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviAltın Kitaplar / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Budala (2 Cilt) ~ Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Budala (2 Cilt)
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Kasım ayının sonlarında, karların eridiği bir günde, sabah saat dokuza doğru Petersburg-Varşova treni olanca hızıyla Petersburg’a yaklaşıyordu, yağmur ve sis yüzünden ortalık güçlükle seçilebiliyordu;...
- İtalyan Kızı ~ Iris Murdoch
İtalyan Kızı
Iris Murdoch
Edmund Narraway, annesinin ölümünün ardından yıllar sonra çocukluk evine döner. Ancak bu ziyaretin mutluluğu uzun sürmez, ailesinden uzakta yalnız bir hayatı seçmesine neden olan...
- Arsen Lüpen – Oyuk İğnenin Esrarı ~ Maurice Leblanc
Arsen Lüpen – Oyuk İğnenin Esrarı
Maurice Leblanc
Bir silah sesiyle başlayan ve Rubens’in dört yağlı boya tablosunun çalınmasıyla devam eden macerada Arsen Lüpen, kendisini yakalamak isteyenlerle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.