İçindekiler
onların efsanesi …………………………………………………………………..15
devlet öldürme töreni ………………………………………………………….17
boş metro ………………………………………………………………………….19
kimi arasam hepsi öldürülmüş ………………………………………………20
bahçede ölüm …………………………………………………………………….21
lalenin gömleği …………………………………………………………………..22
memleket köpekleri ……………………………………………………………23
morgda tasnif …………………………………………………………………….25
deniz kenarındaki bank ……………………………………………………….26
okullarda yasaklanan şiir ………………………………………………………27
sabaha karşı gece isyanı ……………………………………………………….28
lord berkay’ın portresi …………………………………………………………30
felsefenin komik yanları ………………………………………………………32
zozi ………………………………………………………………………………….34
eski bir televizyon dizisi ………………………………………………………35
orhan veli’nin ilk aşkı ………………………………………………………….36
ilk akşam yemeği ………………………………………………………………..37
avm’de eylem …………………………………………………………………….38
eyvallah …………………………………………………………………………….39
kar iğnesi …………………………………………………………………………..40
elma …………………………………………………………………………………41
savaşa doğru istikbal ……………………………………………………………42
eros’un merdiveni ………………………………………………………………43
daha önce hiç …………………………………………………………………….44
siyasi cinayet ……………………………………………………………………..45
yalnızlığın takibi …………………………………………………………………46
dargınlar ……………………………………………………………………………47
sanat müsveddesi ……………………………………………………………….48
bir militanın son günü …………………………………………………………50
vuran adam ……………………………………………………………………….52
aşk çıkışında çirkin saldırı …………………………………………………….54
mutluluk hazır ol’da durmaz ………………………………………………..55
fas planları …………………………………………………………………………56
işgal altında sevişme ……………………………………………………………57
sana bir özür borcum var ……………………………………………………..58
bir anadolu seyahati ……………………………………………………………59
saygılarımla ……………………………………………………………………….61
acı kayıp ……………………………………………………………………………62
bizim çocuklar …………………………………………………………………..63
kalacağım izmir’de bir süre …………………………………………………..64
acil servisteki acil çıkış kapısı ………………………………………………..65
endişeli bekleyiş …………………………………………………………………67
köyde bir gece ……………………………………………………………………69
illegal doğa ………………………………………………………………………..70
ben senin adını hiç hatırlamadım ………………………………………….71
en sevdiğim kelime skandal ………………………………………………….72
memnun oldum benim ismim de riya ……………………………………73
öldürüldüğümüz gece ………………………………………………………….74
adada kediler huzursuz ………………………………………………………..75
kayıp düşen kol ………………………………………………………………….77
melek kemikleri …………………………………………………………………78
ya da öyle ………………………………………………………………………….79
kırık dalın hikâyesi ……………………………………………………………..80
hiroşima sevgilim ……………………………………………………………….81
misafir ölü …………………………………………………………………………82
tesadüfen ölme sen ……………………………………………………………..83
üstgeçitte açılan dosya …………………………………………………………84
cani avlusu ………………………………………………………………………..86
öteki odada dayım öldü ……………………………………………………….88
kumsal ……………………………………………………………………………..89
yalnızca leyla ……………………………………………………………………..90
güzel perdeler ……………………………………………………………………91
modigliani çarşısı’nda vukuat ……………………………………………….92
kâğıttan bahçe ……………………………………………………………………95
cenaze nedeniyle kapalıyız …………………………………………………..96
gezegenin eğik iskeleti …………………………………………………………98
oğlakların şarkısı …………………………………………………………………99
akkuyu’nun çocukları ………………………………………………………..100
sevişmeyi unutmuşlar müzikali …………………………………………..102
çocuk kadavrası korosu ………………………………………………………103
savaş alanında vodvil …………………………………………………………104
mayıs giremez ………………………………………………………………….105
ütü saati ………………………………………………………………………….110
kötü film …………………………………………………………………………111
ayrılığın taş devri ………………………………………………………………112
gecenin karanlık korkusu ……………………………………………………113
uzun zamandır çirkinim …………………………………………………….114
denizin üzerinde ………………………………………………………………115
pencerede çırılçıplak …………………………………………………………117
Escher’in Merdiveninde Cinayet veya 12 Sekans Cinnet …………118
Uydurduğum Tuhaf Bir Hatıraydı Yaz
o n l a r ı n e f s a n e s i
Eriyen ne ki bu ırmaklar var
Yeryüzünün gözleri mi doldu yoksa
Yoksa sardunyaların saltanatında
Eylül ile ekimden başka çocuğum mu var
Eskiden daha güzeldi hepimizin hikâyesi
Eskiden caz derlerdi bir kuşun havalanmasına
Her kanatta saklanmış binlerce yüz, binlerce esin perisi
Birbirini üzmesin artık suç ve ceza
Onlar da çocuğum benim ikisini de ben büyüttüm salt acıyla
Yoksa gitgide kararıyor herkesin avucunda tuttuğu sonbahar
Körler nasıl sessiz film oynayamazlarsa ağız tadıyla
Sessiz bir film gibi işte hayat
Yerli veya yabancı, kaç kelime ya da ormanın içlerine doğru
Herkesi ürperten bir rüzgâr dolaşıyor
İsminden düşen harfleri tek tek arayarak
Giderayak eriyen ne ki bu ırmaklar var
Masum bir yalnızlığın yeryüzüne armağanıysalar eğer
Bu yağmur açacak mı kilitleri erken gelmesin kimse
Bu koku terk edecek mi gövdeyi geç kalmasın o her kimse
Belki uçuşan saçlara gizlenir tereddüt belki biraz intikam
Kim sırtlayacak tabutu ve
Bilinmez bir geceyle kıyaslayacak hep yanıtladığı soruyu
–Eriyen ne ki bu ırmaklar var
Ne zaman sabah olsa gerinerek uyanıyor bahçedeki ağaçlar
Esneyen bir çocuğun ıslak bakışları gibi hürriyet
Sürekli kendi bedenine öten horozlar gibi kırmızı vapurlar
Sürekli kendi bedenine kabaran hindiler gibi haylaz bir deniz
Balıklar balıklar balıklar kıpır kıpır kalabalıklar tüm meydanlarda
Sürekli kendi bedenine yükselen sevgililer gibiyiz biz de
Eriyen ırmağın üstünde kaybolup giden gölgesi ve hayal
Göğsümün ortasına yıldırımmışçasına düşüyor özlediğim ihtimal
İçi boş bir sürahi ile bardağın arasındaki o zor kavşak
Sıpaların gitgide daha da güzelleşen gözbebeklerindeki memleket
Yahut bir tarla faresinin şehirde geçen hüzünlü ömrü, o da intihar
Eriyen ırmakların bize anlatmaya çalıştıkları bir sır var
Sır da suistimal, sır da köprü biriktirilen yeminler arasında
Ağzındaki zehri yılana anlatan bir felsefeye ihtiyaç var
Zulme muhtaç gövdelerden yükseliyor özlediğim ihtimal
Sürekli kendi bedenine dokunan ağır sözler gibi bir ihtilal
Sürekli kendi bedenine küfreden ruhlar gibi teşekküllü ihtişamlarda
Suret de nefes, suret de muazzam bir zafer ve hayal
Eriyen ne ki bu ırmaklar var
Yeryüzünün gözleri mi doldu yoksa
Yoksa sardunyaların saltanatında
Savaş ile barıştan başka çocuğum mu var
d e v l e t ö l d ü r m e t ö r e n i
Bir körün gözü daldı mı orada fazla sabah olmuştur
Kütüphaneden indirilen kitabın üzerindeki toz üflenir
Üflenmeyen toz çünkü gitgide barikatlarla küflenir
Toz, zamanın kurumuş gözyaşlarıdır anlatırsınız bunu
Aralanan kapılardan geçen söz kendine zarif bir anlam bulacaktır
Bunu da anlatın, nasılsa yaz denilen şey yok,
şeyler hep eylemlerle elenir
Kasalarca kiraz ve çilek taşır içeri çocuklar
Beyazpeyniri, kıvrak köpüklü sütü, at sağrısı büyüklüğünde zeytinleri
Çift sarılı yumurtanın akıbeti belli – yemeye direnenlere haber vermeli
Böyle zamanlarda felsefenin tamamen bittiği söylenir ya
Meyveye, suya, ekmeğe, güzel insana dönüşür her sağlam düşünce
Sonra eteklerinizi tutarak su kenarına eğilirsiniz
Bu kadar güzel eğilmek sadece sizin döneminizin eseri
Şu ilerdeki yol mesela olmak istediğiniz yere doğrudur sürekli
Mesela doğrular bazen incelikli hayvanları üzer – bunu bellemeli
Omuzlarında oltalar, ellerinde kovalar bakın yürüyor delikanlılar
Sabahın yanına balık gelmiş
Biraz uyumuş balık yanında sabahın
Herkes yoruldu tabii, herkes sevdiğinin kucağında önce biraz uyumalı
herkes sevdiğinin kucağında önce biraz ölmeli
Köyün karnını yarıp geçen derenin entarisi bol,
düşü doğurgan, masalı envai
Sizin dibinize bir göl düşmüş umurunuzda değil
Yok aya gitmişlermiş, yok marsa gitmişlermiş
kolaysa güneşe gitsene derler adama / iyi böyle, gerçekten böyle iyi
Kahvaltıdan sonra makasları bileyip biz de yola koyulalım
Elle temas, gövdeyle baskı tamam çünkü, sorgusuz uzamak da lazım
Sinirdi, kemikti – son müdahalede koptular kırıldılar onlar
Çıkartıp omurgasını mızrak gibi kullanan genç kız da gördüm
Tarih çırılçıplak kaldı nasılsa, yaz denilen şey yok,
şeyler hep telaşla beklenir
Ölüm evden çıktı ve bir daha kendisinden haber alınamadı evlat
diye başlardı en sevdiğim kitaplar
Şimdi toz, küf, söz, kavga, hepsi
iç içe / iyi böyle, böyle çok iyi
Bayrağı gönderden çek indir – bayraklar bitti bayraklar artık el bezi
Koşun çocuklar koşun yetişin, sahile vuran bir devlet gibi
Biz de dünyadan ayrıldık, artık önümüz dört mevsim ilkbahar
artık ardımız ortak kullanıp bıraktığımız adımız kadar şaibeli
b o ş m e t r o
Şimdi metro bitti – son seferini yaptı aslında – anons sırası
Turnikeler, kafesler, kilitler kapanmakta – pek kimse yok içerde
Sıradan bir yağmur damlası mahsur kaldı sarı çizgiye yakın
Onu bir Bizanslı gazeteci gördü – çok eskiden güzel bir kadın
Fotoğrafladı ve.. acele, küçük adımlarla seyirdi yürüyen merdivenlere
Çıplak ele geçirilen anılar kadar mahcup, onlar kadar müşfik ve kalender
Hangi iki uzak durak arasında olursa olsun bu hat
Sen gülümsediğinde gözaltlarında beliren çizgiden ibaret
Bir de gamze diyorlar ya, biraz da o belki,
Senin yüzünde biri sana, biri bana kazılmış iki güzel mezar
Şimdi metro bitti – son seferini yaptı aslında – anons sırası
Kalpler, ümitler, hayaller kapanmakta – pek kimsem yok bu şehirde
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Şiir
- Kitap AdıMayıs Giremez
- Sayfa Sayısı136
- YazarKüçük İskender
- ISBN9789750735240
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Bilmezsiniz Aşk Nedir ~ Raymond Carver
Bilmezsiniz Aşk Nedir
Raymond Carver
1970’lerin ortalarında Amerika’da Will You Please Be Quiet, Please (Lütfen Susar mısınız. Lütfen) başlıklı öyküleriyle geniş bir okur kitlesine ulaşan Raymond Carver, daha sonraki...
- Gerçekle Yüzleşmek ~ Sebahattin Zorlu
Gerçekle Yüzleşmek
Sebahattin Zorlu
Ey kendini küçük bir şey sanan; İnsanda doğar, batar iki cihan; Sen onu et kemik görürsün ama: O’ndan başkası değildir yaşayan. Dur ey yolcu!...
- Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni (Cd’li) – Genco Erkal’ın Sesinden Nazım Hikmet Şiirleri ~ Nazım Hikmet Ran
Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni (Cd’li) – Genco Erkal’ın Sesinden Nazım Hikmet Şiirleri
Nazım Hikmet Ran
“Ne güzel şey hatırlamık seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında Vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının İçimde ikinci bir insan...