“Öp beni, iyileşsin yaralarım, öyle öp ki yenilerine yer açılsın. Çocukluğumun acısı, geleceğimin
yazısı. Ben kötülüğe gebe hayalleri kuran kadın, bu hikâyede kötüler kazansın istedim. Çünkü en
kötüsü bendim.”
Çocukluğundan beri hak etmediği nefretle büyüyen Ala Lara Akkor, başarılı bir yazılımcıdır.
Ailesinin ondan sakladığı şeyi öğrendiği gün tüm hayatını bir kenara bırakarak intikamını alabilecek
olma ihtimaliyle girdiği yolda, tanıdığı herkesi aslında tanımadığını fark etmiştir. Mafyaların, derin
devletin ve çıkar savaşlarının tam ortasına atılan Ala’nın artık almak istediği intikamdan da büyük
bir sorunu vardır. Hiçbir şey göründüğü kadar basit değildir çünkü olay sadece bir intikam
oyunundan ibaret değildir ama Ala bunu anladığında her şey için artık çok geç olacaktır.
SEKSEN ALTI SAAT
Eylül 1997, Ankara
Yirmili yaşlarının ortalarındaki adam, güzel karısını yatakta bırakıp çıkmak istemese de gelen acil çağrıyla hızla yataktan kalkıp duş alarak hazırlanmaya başlamıştı. Yatakta sol kolunun üzerine ağırlığını vermiş, beğeniyle onu süzen karısına bakmadan silahını kontrol ediyordu.
“Ne ukhodi.”
Adam silahını beline yerleştirip ona yalvarırcasına bakan karısına yaklaşıp dizini yatağa bastırarak üzerine eğildi. Verdiği öpücükle bir an gitmeyeceğini düşünüp ellerini ensesinde birleştiren kadını nazikçe kendinden uzaklaştırıp iç gıdıklayıcı bir tonda, “Rosa,” diye fısıldadı. “Benim güzel bebeğim.” Kadının buz mavisi gözleri dolduğunda dayanamayıp, “Yapma ama,” diyerek gözünün altından öptü. “Hep aynısı oluyor ve her gidişimde aklım sende kalıyor.”
“Togda ne ukhodi”
“Rosa, benim güzel bebeğim.” Eliyle kadının öne düşen sarı saçını geriye atıp, “Bana her sinirlendiğinde Türkçe konuşmayı
reddediyorsun,” dediğinde genç kadın omuz silkti. Adam omzuna hızlı bir öpücük kondurdu. “Yakında Türkçeyi unutacaksın.”
Kadın, ince biçimli kaşlarını kaldırıp sağ elinin başparmağını adamın alnından dudağına yavaşça indirdi. “Türkçemin gayet iyi olduğunu biliyorsun, moya lyubov,” diye fısıldayarak kıkırdadığında, adam ölüp bittiği gülüşten son bir kez öpüp kalktı.
“Çok fenasın.” Kadın gülerek hızla yataktan kalkıp kocasımi yolcu etmek için sabahlığını üzerine geçirdi. Adam hemen yan odaya sessizce girip yatağında mışıl mışıl uyuyan oğlunu koklayıp yanağından öptü. Odadan çıkıp ayakkabılarını giyerken kadın, kapıya omzunu yaslamış içine çöken kötü hisle adamı izliyordu.
Son bir kez sımsıkı sarıldı. “Seni bekleyeceğim, moya lyubov.” Güçlü koluyla saniyesinde belini kavrayıp boynuna bir öpücük kondurdu. “Sana geleceğim, benim güzel Rosa’m.”
Evden çıkıp kapıyı kapatırken evin önünde kendisini görünce dikleşen korumalara doğru ilerledi. “Dikkatli olun. Arka taraftakileri kontrol ettin mi?”
Korumalardan yetkili olan başını salladı. “Bir saat sonra nöbet değiştirecekler efendim, bir sıkıntı yok.”
Adam başını sallayıp arabasına binerek uzaklaştı. Daha korunaklı bir yere yerleştirmeliydi karısıyla oğlunu ama şu an bunun için ayıracak vakti yoktu ve dikkat çekemezdi. Koyu kumral saçlarını karıştırarak ofladı. “Siktiğimin gece yarısında yatağımdan kaldırıp buraya getirecek güzel bir sebepleri vardır umarım,” diye aklından geçirip eski binaya girdi.
Binanın dışı yanıltmacaydı. Eski bir duvara yaklaşıp ezbere bildiği noktaya parmağını bastırdığında, zemin yavaşça ayrıldı ve aşağı ineceği merdiven açıldı. Merdivenleri bitirmeden giriş çoktan kapanmıştı bile. Düz, karanlık ama ezbere bildiği yolu geçip büyük demir kapının yanındaki sisteme şifreyi girip bekledi.
Mekanik sesle kapı açıldığında içeride bilgisayara eğilmiş kişilere başıyla selam verip toplantı odasına hızlı adımlarla ilerledi.
Kapıyı açtığında içeride oturan arkadaşına, “Beni bu sikik saatte yatağımdan kaldırdığın için öncelikle senin amına koyayım,” diyerek koltuğa oturdu. “Sonra beni buraya getirtmeye sebep olan şeyin amına koyayım.”
Adamın bu huysuz hâllerine alışkın olan arkadaşı başını sallayarak, “Ben de bu bitmek bilmeyen orospu çocuklarının amına koyayım,” deyip önündeki bilgisayardan bir tuşa bastı ve ekrana bir fotoğraf yansıttı.
Koltuktaki adam büyük ekrana döndüğünde birkaç saniye duraksadı. Bilgisayar başındaki adama dönüp, “Nasıl?” dedi. “Bu herif hapiste değil mi?”
“Cezası bitmiş.”
“İmkânsız! Verdiklerimizle bu adamı müebbete çarptırmaları gerekiyordu!”
“Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, değil mi?”
“Sikeyim!” diyerek ayağa kalktı. “İçeride adamı var!”
“Verdiklerimiz istediğimiz yere ulaşmadı yani. Şimdi asıl soruna geliyorum.” Ayaktaki adam küfretmemek için dudaklarını dişleyerek arkadaşına baktı. Hiç küfretmemiş gibi…
Ekrana yansıttığı fotoğrafla kendine hâkim olamayıp önündeki sandalyeye tekmeyi koydu. “Orospu çocuğu, ‘Gel o gün yapmadığın işi yap, o kurşunu ağzıma sok,’ diyor!”
Çalınıp açılan kapıdan içeri grubun diğer üyeleri olan kumral, uzun boylu kadın ve kocası girip oturduklarında adam, “Bu kadar acil olan ne?” diye sordu.
Bilgisayar başındaki adam, “Pavlo Kozlov,” dediğinde kadın kaşlarını çattı.
“Şu Rus silah kaçakçısı değil mi?”
Ayaktaki adam, masanın üzerindeki şişeden kendine viski doldurup tek seferde içti. “Son görevimin bir parçasıydı.”
Kadının yanındaki adam doğrulup, “Neden bahsetmedin?” dediğinde adam, bardağı masaya fırlatırcasına attı.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yerli)
- Kitap AdıMatruşka - Maskeler
- Sayfa Sayısı656
- YazarSevde Nur
- ISBN9786257522663
- Boyutlar, Kapak13,5x21, Karton Kapak
- YayıneviParola Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Bayan Hiçbiri ~ Aybike Ertürk
Bayan Hiçbiri
Aybike Ertürk
Artık ’80’lerde yaşamıyoruz. Kırmızı ruj sürüp, evi derleyip toplayıp, çocuğunu temiz pak giydirdiğinde “4 çekerli kadın” olduğun günler geride kaldı. Neslimiz lanetlendi… Çocuk yap;...
- Dehşet Gecesi ~ Kerime Nadir
Dehşet Gecesi
Kerime Nadir
(…) Ruzihayâl olduğuna yüz bin şahit isteyen en çirkin ve en iğrenç bir cadı ayağa kalkmış, ortadaki taş basamağa kadar gelmişti. Boyu ve gölgesi...
- Çıplak Deniz Çıplak Ada – Bir Ada Hikayesi 4 ~ Yaşar Kemal
Çıplak Deniz Çıplak Ada – Bir Ada Hikayesi 4
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal Bir Ada Hikayesi’ni tamamladı! Yaşar Kemal’in “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana” romanı ile başlayan, “Karıncanın Su İçtiği” ve “Tanyeri Horozları” kitaplarıyla devam...