Birazoku

Hadi ama Marvin! Köpek bakmak ne kadar zor olabilir ki?

Dünya çocuklarının yere göğe sığdıramadığı “Yamuk Okul” efsanesinin yaratıcısı Louis Sachar’ın küçük okurların ezberlerini bozduğu ünlü serisi “Marvin Redpost” bu kez kalpleri yumuşatan bir serüvenle yoluna devam ediyor.

Onlarca dilde yayımlanan serinin Türkçedeki yeni kitabı Köpek Bakıcısı; kızıl saçlı, cin bakışlı Marvin’in 119 yaşındaki yeni dostuyla başından geçen unutulmaz bir haftayı sayfalarına taşıyor.

Yazar, sorumluluk bilincini akran kıskançlığı ile birlikte işlediği bu öyküsünde, karşılaşılan sorunları çözmeye çalışırken sakin ve soğukkanlı davranmanın önemine vurgu yapıyor.

Marvin kendini hiç bu kadar olgun ve güvenilir hissetmemişti doğrusu!
Elbette bu duyguya kapılmasında üstlendiği zorlu görevin etkisi büyük.
Eh, öğretmeni Bayan North’un gözdesi olmayı başarmak (!) pek de hafife alınacak şey değil.
Ah bir de arkadaşlarının şu kıskanç davranışları olmasa…
Herkes ona çok şanslı olduğunu söyleyip duruyor.
Acaba gerçekten öyle mi?

Söz konusu Bayan North’un köpeğine bakmak olunca, işin ciddiye binmesi kaçınılmaz kuşkusuz.
Gerçi altı üstü yedi güncük. Hem, ucunda harika bir ödül de var!
Hadi ama Marvin, yaşlı bir köpeğe bakmak ne kadar zor olabilir ki?..

Evcil hayvanlar ve sahipleri arasındaki “duygusal” bağa bir çocuğun gözünden bakan Köpek Bakıcısı, küçükleri aldıkları sorumlulukların sonuçları üstüne düşünmeye çağırıyor.

Wa-wa-wa-Waldo!
Çabuk çık saklandığın yerden!

1. BÖLÜM
Öğretmenİn Gözdesİ 

Bayan North üçüncü sınıf öğrencilerine, “Yarın dersinize geçici öğretmen gelecek,” dedi. “Hoppa!” diye bağırdı Nick. Bayan North, Nick’e uzun uzun baktı. Marvin Redpost masasına bakıp gülümsedi. Nick Tuffle, Marvin’in en yakın arkadaşıydı. Marvin’in iki en yakın arkadaşı vardı. Diğer en yakın arkadaşı da Stuart Albright’tı.

“Bir hafta yokum,” dedi Bayan North. “Haftaya perşembeye kadar dönmeyeceğim. Yarından itibaren bir hafta.” “Hayda!” diye haykırdı Nick. Bayan North, Nick’e pis pis baktı. “Geçici öğretmen için ayrıntılı talimatlar bırakacağım,” diye uyarıda bulundu. “Herhangi biriniz yaramazlık yaparsanız bundan haberim olacak. Yani seni kastediyorum Nick.” “Aaa! Neden özellikle ben?” Eve dönüş zamanı geldiğinde Nick ile Stuart, Marvin’in sırasının önünde durdular. Nick ellerini ovuşturarak, “Bir haftalık geçici öğretmen!” dedi. “Şahane olacak.” “Hadi birbirimizmişiz gibi yapalım,” dedi Stuart. “Ben Marvin olayım. Marvin, sen Nick ol. Nick, sen de ben olabilirsin.” Nick, “Sen olmak istemem ben,” dedi Stuart’a. “Ben Marvin olayım, sen de ben ol.” “Ben de sen olmak istemem!” dedi Stuart. Marvin, iki arkadaşının da kendisi olmak istemesinden gurur duydu. Öte yandan, onlardan biri olmak istediğinden pek emin değildi.

O sırada Bayan North, “Marvin, seninle bir dakika konuşabilir miyiz?” diye sordu. “N’aptın yine?” diye sordu Stuart. Marvin omuz silkti. Bir şey yaptığını sanmıyordu. Yapmışsa bile, Bayan North bu konuda ne yapabilirdi ki? Bir hafta gelmeyecekti. Marvin öğretmeninin masasına yürüdü. “Köpekleri sever misin?” diye sordu Bayan North. “Tabii,” dedi Marvin. “Ben burada değilken birisinin Waldo’ya bakması lazım,” dedi Bayan North. “Waldo mu?” “Köpek oteline verecektim,” dedi Bayan North. “Ama çok yaşlı. Evde kalabilirse çok daha güzel olur.” Marvin neredeyse kulaklarına inanamıyordu. “Günlük üç dolar veririm sana,” dedi Bayan North. “Yedi günle çarp, yirmi bir dolar eder. Bak ne diyeceğim… Hiç sorun çıkmazsa, prim olarak dört dolar daha veririm. Yirmi beş dolar.” Marvin başını salladı. Konuşamayacak kadar şok içindeydi. “Güzel,” dedi Bayan North. “Gelip Waldo’yla tanışmak ister misin?” Marvin ona uzun uzun baktı. “Olur,” dedi. “Anneni ben ararım,” dedi Bayan North. “Şimdi birkaç işimi bitirmem lazım. Yirmi dakika sonra otoparkta buluşuruz.”

“Tamam.”
Stuart ile Nick dışarıda Marvin’i bekliyorlardı.
“Başın belada mı?” diye sordu Nick.
Şoktan henüz çıkamayan Marvin, “Hayır,” dedi.
“Futbol oynamak ister misin?” diye sordu Stuart.
“Oynayamam,” dedi Marvin. “Otoparkta Bayan
North’la buluşmam lazım. Beni arabasıyla götürecek.”
“Arabasıyla!” dedi Nick.
“Kendi evine,” dedi Marvin.
“Kendi evine!” dedi Stuart.
“O burada değilken köpeğiyle ilgilenmem için bana
para verecekmiş.”
Arkadaşları ona kocaman gözlerle baktılar.
“Günde üç dolar. Ayrıca hiç sorun çıkmazsa prim
olarak dört dolar daha.”
“Yirmi beş dolar!” dedi Stuart. Matematiği iyiydi.
“Çok şanslısın,” dedi Nick. “Dünyanın en şanslı çocuğusun.”

…