Ey kutsal ağrı!
Saklandığın yerden çık!
Yalnız kendimizi değil, çevremizi de yakıp yıkıyoruz! Biz acı duymayanlar ahalisi, akan kanımızı boş gözlerle, bir nehir gibi seyrediyor, kopan ayağımıza vitrinlerden ayakkabı beğeniyoruz.
Ey kutsal ağrı! Gel ve sessizliğimiz boz!
Kulakları sağır etsin çınlayan sesin!
Başımızdaki tacımızı ağrıdan bir çelenkle değiştir!
Makyaj yapan ölüler tabutlarıyla mezarlarına inerken.
çivisi çıkmış bir saat duvardan yere düşüyor.
Akrebi kopmuş saatin
hangi zamanı gösterdiğini
kimse bilemez.
ATLARI ÇATLATAN HABER
Haberci, ayağını üzengiye geçirip bir sıçrayışla alına yükselirken, cebinde soğumadan yerine ulaştırılması gereken alevden bir mektup vardı. Vaktinde yerine ulaşmadığında hamilini kili edecek satırlar, kırbaç olup atın gövdesini yaktığında, geride bir toz bulutu bıraktı. Haberci, sudan, havadan, taştan, ağaçtan ve yokuştan engellere doğru atını dört nala koştururken, kâh rüzgar, kâh yağmur, kâh kaya. kah tepe, kâh nehir, kâh ağaç oluyor, molaya haram kıldığı bedenini diyardan diyara sürüklüyordu.
Dokuz günü vardı ve ancak dokuz atı çatlatarak ulaşabilirdi menziline. İşte siyah harmanisinden bir an önce kurtulmak isteyen gece, kan ter içinde, beyaz bir atı bekletiyordu karnında. Şafak söktüğünde siyah at son nefesini vererek, habercinin yorgun ayaklarını yere değdirecek. nöbeti devralan beyaz at. binicisinin üzengisine ayağını koymalıyla beraber sırra kadem basacaktı.
Haberci, her gün yeni bir iklimden geçiyordu. İlk gece kar yağdı ve siyah at. pürüzsüz beyaz bir levhaya dönüşen soğuk toprağa yazdığı şiirin alıma imza yerine gövdesini attı* Sabah, beyaz atla beraber güneşi parlattı ve toynakların ezdiği topraklardan papatyalar fışkırtarak, kurdu kuşu şaşırttı, İkinci gece haberci bir kum fırtınasına yakalandı ve atı beyaz bir leke gibi gecenin dalgalarında debelenip durdu. Saatin baltası lam boynuna inecekken, gecenin sahilleri haberciye acıyıp saati durdurdu. Şafak sökerken beyaz at hırıltıyla kumlara devrilmişti ve ayakları yeniden toprağa değen haberciyi az ötede, yularından (uttuğu siyah Arap atıyla bir bedevi bekliyordu.
Şafakla beraber yağmur da kırbaçlamaya başladı atı. İri gözlerine rüzgarla çarpan sular, nehirleri kişnetiyordu. Haberci, üçüncü atı çatlatıncaya kadar sürdü yağmur. Siyah at son nefesini verirken gökyüzü de son damlasını düşürüyordu elinden.
Dördüncü at beyaz, beşinci at siyah, altıncı at beyaz, yedinci at siyah, sekizinci at beyazdı. Her at İçin siyah bir gece ve beyaz bir gündüz vardı.
Haberci dokuzuncu ata şafakta binemedi. Siyah ata ancak gece ulaşabilmişti. Çatlatana kadar koştursa bile kalan yolun ancak yarısını katedebilirdi. Gayri ihtiyarî eli cebindeki mektuba gitti, sonra yanmış gibi çekerek atın yelelerinde soğuttu ve ardından hırsla mahmuzladığı atını geceye sürdü.
Gece siyah, at siyahtı. Kimse siyah atı, siyah geceden ayıramazdı.
* * *
Artık uğrunda ölünecek haberler yok. Atları çatlatan, güvercinleri öldüren haberler tarihin mahzenlerinde kaldı. Şimdi haberciler, sıcacık odalarında tuşlara dokunarak sabahlıyorlar.
Tornavida, çivi ve araba antenleri yiyen Kim, bozuk paraları yutup, sonra onları teker teker çıkartan Steve, 151 pipeti aynı anda ağzına sokabilen Jim, dünyanın ellen üzerinde merdivenlerden en hızlı inen adamı Marten. dev bir zehirli tarantulayı ağzına alabilen Ray. vücudundaki yüzlerce deliğe iğneler saplayım Tim. dili ve kulaklarıyla yüzlerce kiloluk ağırlıkları kaldırabilen Joe, yarım milyondan fazla arıyı vücuduna kondurmaya çalışan Bob. 8 kılıcı aynı anda yemek borusuna sokabilen George, oluz saniyede 57 solucanı yiyebilen Mark. vücut derisinin %90’nına dövme yaptırarak leopara benzeyen Tom, sol elinin tırnaklarını lam 49 yıldır kesmeyen ve tırnaklarının toplam uzunluğu 6,5 metre olan SİHELA yeni haberlerimizin kahramanları…
Shela, tırnaklarını kesmeyiyim bakın nasıl ayıklıyor: “Diğer insanlardan farklı olmak istiyorum!”
Yalnız Shela mı farklı olmak isteyen?
Denemediği çok az şey kaldı insanın. Geçtiğimiz günlerde Alman özel televizyon kanalı RTL tarafından düzenlenen bir yarışma programında, cam kuvözün içinde 30 bin hamamböceğiyle bir dakikadan fazla kalan Dantel Kübl böck (IS) dünya rekoru kırdı. Tanınmış kişilerin çeşitli zorlukların üstesinden gelmeleri beklenen “Ben bir yıldızım Beni buradan çıkanın” adlı programda, Daniel’in bir deniz gözlüğüyle yattığı kuvözün içine 30 bin hamamböceği boşaltıldı.
Yeni yıldızların ortaya çıkarıldığı bir başka yarışma programıyla tanınan Daniel hamam böcekleri ile I dakika 6 saniye kuvözün içinde kalarak yeni bir dünya rekoruna imza altı. Yapımcılar daha önceki rekorun 22 bin hamamböceğiyle bir başka rekortmene ait olduğunu söylediler.
Ne yapması gerekliğini öğrendiğinde ağlayarak. ‘Ben bunu yapamam” diyen Daniel’in ağzına deneme sırasında bir hamamböceği de girdi. Denemeden sonra şok geçiren Daniel, 10 dakika tek kelime konuşamadı.
Belki de sözü Walt Whaitman’ın şiirine bırakmıştı;
Düşünüyorum da hayvanlar âlemine katılıp onlarla birlikte yaşayabilirim; ne kadar sakın ve suskunlar…
Hiçbiri tatminsiz değil, hiçbiri sahip olma çılgınlığına kapılmamış.
Hiçbiri diğerinin Önünde eğilmiyor..
* * *
Denemediği bir şey kalmayan insan, acaba bir gün İnsan olmayı deneyecek mi ?
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme
- Kitap AdıMakyaj Yapan Ölüler
- Sayfa Sayısı165
- YazarA. Ali Ural
- ISBN975644634X
- Boyutlar, Kapak12x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviŞule Yayınları / 2004
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Akıntıya Karşı ~ Mustafa Kutlu
Akıntıya Karşı
Mustafa Kutlu
… Oltanın ucundaki balık şöyle dedi: ‘Yem öyle büyülü, çekici, gerçek idi ki; nasıl desem gerçekten daha gerçekti. Şimdi şu son nefesimi verirken itiraf...
- Ateş Anıları I – Yaratılış ~ Eduardo Galeano
Ateş Anıları I – Yaratılış
Eduardo Galeano
Eduardo Galeano, Amerika kıtasının tarihini rengârenk bir mozaik halinde anlattığı dev eseri Ateş Anıları Üçlemesi’nin birinci kitabı olan Yaratılış’ta, Eski Dünya ile Yeni Dünya...
- Aşk Yakalar Seni ~ Fatoş Yıldız
Aşk Yakalar Seni
Fatoş Yıldız
Doğru olan nedir senin için, düşünüp durma boşa ! Hangi rota, hangi karar, hangi mavi.Çıkmaz yolların kavşağında otur, dinlen, dinle kendini.Sil beynindeki tüm karmaşayı,...