Kuram ile Klinik Buluşunca, psikanalist Bella Habip’in Psikanalizin İçinden adlı kitabının devamıdır. Bu kitapta da okur, yazarın mesleki gelişimine vesile olan bilimsel etkinliklerinin yazıya geçirilmiş halini bulacaktır. Söz konusu bilimsel etkinlikler 2002 ila 2011 yıllarını kapsamakta, ruh sağlığı profesyonellerine yönelik psikanalizi tanıtmayı hedefleyen seminer notlarını, konferans bildirilerini içermektedir. Ayrıca daha önce farklı dergi ve yayınlarda yayımlanmış makaleler bu kitapta yeniden derlenerek yayına hazırlanmıştır. Makaleler psikanaliz kuramı ile psikanaliz tedavisini buluşturan deneyimleri içermektedir.
İÇİNDEKİLER
Önsöz • 7
Tekinsizlik Deneyiminden Ruh-Beden Bütünleşmesine:
Rüya Analizinin Öznelleştirici Ayna İşlevi • 11
Uluslararası Psikanaliz Birliğinin Kuruluşunun
100. yılında Psikanaliz ve Türkiye • 26
Çocuk Psikanalizine Giriş: Freud ve Küçük Hans • 30
Melanie Klein Yapıtının Kurucu Kavramları • 42
Kulisteki Baba: Winnicott ve Yapıtı • 62
Özgürlük Arayışına Adanmış Psikanalitik Bir Yaşam
Donald Woods Winnicott (1896-1971): Düşüncesi ve Pratiği • 68
Analitik Çalışmanın Başlangıcında Yeterince İyi Bir
Çerçevenin İnşası: Geçişlilik ve Simgeleştirme Çalışması • 89
Manik Depresif Psikozlar ve Nesneyle Kurulan İlk İlişkiler • 112
Sonradanlık Kavramı İçinden Cinsellik:
Freudcu Bir Okuma • 122
“Baştan Çıkarma Kuramı” Etrafında, Freud’un
Yapıtındaki Dış Gerçeklik ve Toplumsallık • 129
Tamamlanmışlıktan tamamlayıcılığa: Bağların kurulması • 139
Önsöz
Kuram ile Klinik Buluşunca 1997 yılında ilk basımı, 2012 yılında ikinci basımı yapılmış Psikanalizin İçinden adlı kitabımın devamıdır. Bu kitapta da okur, mesleki gelişimime vesile olan bilimsel etkinliklerimin yazıya geçirilmiş halini bulacaktır. Söz konusu bilimsel etkinlikler bu kitapta 2002 ila 2011 yıllarını kapsamakta, ruh sağlığı profesyonellerine yönelik psikanalizi tanıtmayı hedefleyen seminer notlarını, konferans bildirilerini içermektedir. Ayrıca daha önce farklı dergi ve yayınlarda yayımlanmış makaleler bu kitapta yeniden derlenerek yayına hazırlanmıştır. Makaleler psikanaliz kuramı ile psikanaliz tedavisini buluşturan deneyimleri içermektedir. Kitabın ilk makalesi kurucularından olduğum psikanaliz derneğinin (İstanbul Psikanaliz, Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Derneği – PSİKE İstanbul) Uluslararası Psikanaliz Birliğine Çalışma Grubu sıfatıyla bağlanması vesilesiyle düzenlenen konferansta sunduğum bildiridir. “Tekinsizlik Deneyiminden Ruh-Beden Bütünleşmesine: Rüya Analizinin Öznelleştirici Ayna İşlevi” adlı bu metinde rüya analizinin psikanaliz deneyimindeki öznelleştirici başat rolünü tekinsizlik kavramı üzerinden ele aldım. Söz konusu konferansın kapanış konuşması olan “Uluslararası Psikanaliz Birliğinin kuruluşunun 100. yılında Psikanaliz ve Türkiye” adlı ikinci makalede de tekinsizlik kavramını Türkiye’nin psikanalizle olan karşılaşmasını anlatmak için kullandım. Kitap çocuk psikanalizine yönelik üç makaleyi içeriyor. Bunlardan ilk ikisi olan “Çocuk Psikanalizine Giriş: Freud ve Küçük Hans” ve “Melanie Klein Yapıtının Kurucu Kavramları” adlı makaleler bebek, çocuk ve ergen seminerleri bağlamında, çocuk psikanalizinin tarihsel gelişimini, kavramsal ve klinik temel varsayımlarını ele almaktadır. Freud ve Klein’ın kurucu adımları bu makalelerde mercek altına alınacak ve çocuk psikanalizine ilgi duyan okuyucuya önemli bir okuma izleği de sunacaktır. “Kulisteki Baba: Winnicott ve Yapıtı” adlı sonuncu makalede ise ünlü çocuk psikanalisti D. W. Winnicott’ın yanlış anlamaya maruz kalmış yapıtındaki babaya verilen önemin altı çizilecek ve Winnicott’ın gölgede kalmış, kuliste gizlenmiş babayı ele alan metinleri kronolojik bir şekilde ele alınacak. Kitabın altıncı makalesi de yine Winnicott’ın yapıtıyla ilgili. Daha önce Doğu-Batı düşünce dergisinin “Psikanaliz” başlıklı özel sayısında yayımlanan “Özgürlük Arayışına Adanmış Psikanalitik Bir Yaşam: Donald Woods Winnicott (1896-1971): Düşüncesi ve Pratiği” adlı makalede Winnicott’ın yapıtındaki özgürlük düşüncesini ele aldım ve bu düşüncenin ünlü analistin tüm yapıtındaki izlerini sürdüm. Bir sonraki makale Ankara Çağdaş Psikanalitik Psikoterapiler derneğinin Prof. Dr. Leyla Zileli’nin anısına düzenlediği “İç Dünya, Dış Gerçeklik” adlı sempozyumda sunulan bildirinin sonradan düzenlenmiş halidir. “Analitik Çalışmanın Başlangıcında Yeterince İyi Bir Çerçevenin İnşası: Geçişlilik ve Simgeleştirme Çalışması” adlı bu çalışmada Winnicott’ın “yeterince iyi anne” kavramını “yeterince iyi bir çerçeve”yle değiştirerek, her terapötik çalışmanın başlangıcında çerçevenin ayrıntılarıyla bağ kurma ile terapötik sürecin ortaya çıkması arasındaki ilişkiyi iki klinik örnek üzerinden ele aldım. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde sunduğum “Manik Depresif Psikozlar ve Nesneyle Kurulan İlk İlişkiler” adlı bir sonraki makalede ise Melanie Klein’ın iç nesne kavramından yola çıkarak manik depresif psikozlardaki ruhsal işleyişi ele aldım. “Sonradanlık Kavramı İçinden Cinsellik: Freudcu Bir Okuma” adlı makale, Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma derneğinin (CETAD) düzenlemiş olduğu kongrede sunulan bildirinin sonradan düzenlenmiş halidir. Freud’un kuramında cinselliğin çift zamanlılığını sonradanlık kavramı içinden ele aldığım bu makalede ruhsallığımızın çocukluk çağımızdaki cinsellik ile nasıl şekillendiğini göstermeye çalıştım. “‘Baştan Çıkarma Kuramı’ Etrafında, Freud’un Yapıtındaki Dış Gerçeklik ve Toplumsallık” adlı makalede ise yine Freud’un cinsellik kuramının bu sefer toplumsallıkla örtüştüğü bir alana işaret ettim. Sosyolog bir düşünür olarak da okuyabildiğimiz Freud’un toplumsallık içeren makalelerini baştan çıkarma kuramından hareketle yeniden okudum. Son olarak “Psikanalizde Yapılanmalar” konulu 2008 yılının Fransız Dilleri Kongresinde sunduğum “Tamamlanmışlıktan tamamlayıcılığa: Bağların Kurulması” adlı bir ön bildiri var. Makalede analiz tedavisi sırasında anlatısallığın hem analizan ile analist arasında hem de düşünceler arasında bir bağ oluşturduğu ortak bir analiz uzamının inşaatını klinik bir örnek üzerinden ele aldım. Psikanalizin farklı veçhelerini farklı bağlam ve konularla işlediğim bu 11 makalenin ortaya çıkmasına vesile olan şey psikanalizle kurduğum bağın kendisi ve bu bağ üzerinden ilişkilendiğim hem analizan hem de meslektaş grubuyla paylaştığım bilimsel alışveriştir. Bu kişiler her bir makalenin vesile olduğu toplantı ya da seminer çalışmasının kimi zaman tetikleyicileri oldular kimi zaman da düşüncelerimi paylaştığım ve sayelerinde zenginleştirdiğim yol arkadaşı oldular. Bu yolculuğu bana tattırdıkları için onlara içten teşekkürlerimi iletirim.
Bella Habip
16 Nisan 2012
Tekinsizlik Deneyiminden Ruh-Beden
Bütünleşmesine: Rüya Analizinin Öznelleştirici
Ayna İşlevi
Bugün burada Uluslararası Psikanaliz Birliğinin kuruluşunun 100. yılını kutlamak ve PsiKe İstanbul olarak birliğe ilk adımımızı atmamızda ve çalışma grubu sıfatını kazanmamızda emeği geçen değerli konuklarımıza teşekkür etmek amacıyla toplandık. Teşekkür etmek eski bir Fransız atasözüne göre aynı zamanda da veda etmek demek: Dire merci c’est déjà dire adieu. Tüm vedalaşmalarda geçerli olan bu yas sürecini bilimsel bir üretimle noktalamak belki de en güzeli. Bu fırsatı değerlendirmiş olmaktan mutluyum; bu sempozyum fikrini veren tüm süpervizyon komitesi üyelerine ve sempozyumun gerçekleşmesinde aktif rol alan çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Sunumum rüya analizinin tedavi sürecindeki yeri üzerine olacak. Rüyaların tedavi içinde ayrıcalıklı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Freud’un başyapıtı Düşlerin Yorumu’na (Freud, 1900) göre düşlerin yorumu bilinçdışına doğrudan ulaşmamızı sağlayan kral yoludur. Yine aynı yapıtta rüyaların çocukluk çağı anılarını ortaya çıkardığını ve bu döneme ait arzuların gerçekleşmesini sanrısal bir biçimde sağlayarak bizi onlar hakkında bilgilendirdiğini görüyoruz. Rüyaları bir bilmece olarak tasarlayan Freud duygulanım boyutuna, rüya görme’nin nasıl bir deneyim olduğuna dair fazla bir şey söylememiştir – bu boyutla Freud sonrası analistler ilgilenecektir. Ben de bu rüya görme konusunu ele alacağım analiz öyküsünde rüya analizini bir ayna metaforu üzerinden aktarmaya çalışacağım. Bir parantez açıp, yurtdışından gelen konuklarımıza hatırlatayım: Biz Türkçede rüya görmek diyoruz, örneğin Fransızcadaki gibi rüya yapmak2 değil. Rüyadaki görsel boyut Türkçede ön plana çıkıyor. İşte bu görsel gönderme belki ayna metaforunu kullanmama neden olmuş olabilir. Ayna diyorum, zira bence rüyalarımız iç dünyamızdaki ruhsal işleyişimizi bize göstermekle kalmaz aynı zamanda bir analiz tedavisi içinde rüya gören kişinin kendi ruhsal işleyişini nasıl gördüğünü de gösterir. Burada kastettiğim çifte bir ayna işlevi söz konusu ki sunumumun sonlarına doğru analizanımın getirdiği bir rüya ve onun analizi üzerinden bu olguyu biraz daha somutlaştırmaya çalışacağım. Ama şimdiden bir örnek vermem gerekirse, analizinin başında ussallaştırma yoluyla düşünen ve seans içinde coşkusal katılımını oldukça ketleyen bir analizan rüyasında kendisini müzede görür. Müzede tabloları uzaktan seyretmektedir. İç dünyasındaki nesnelere ve aktarım içindeki bakışı tam da böyledir: uzaktan ve mesafeli. Geçmişinin, tarihinin bir müze içinde muhafaza edildiğini görmektedir bu analizan. Ama bu temsil içindeki geçmiş donmuştur. Analizanın bu bakışı görmesiyle, yani kendi bakışını fark etmesiyle birlikte analiz süreci yeni bir ivme kazanacaktır. Her fark etme süreci bir tedirginlik yaratır zira benlik sarsılır. Ama tabii neşeli ve kahkaha attıran fark etme süreçleri de vardır. Freud Espriler ve Bilinçdışı ile Olan İlişkileri’nde (Freud, 1905) bir espri ile aniden ortaya çıkan üstü örtülü gerçekliğin yarattığı sürpriz etkisinden söz eder. Keza yine aynı yapıtta seans içinde, analistin getirdiği bir yorumun ardından analizanın yüzündeki gülümsemeyi de anlatan Freud ifşa olunma sürecindeki hazzın da altını çizer. Bir rüyanın analiziyle ortaya çıkan yeni bulgular sayesinde kendi ruhsal işleyişiyle ilgili yeni bir kazanım elde eden analizanın hazzı da aynı türdendir. Ama rüyaların görüldükleri andaki ya da uyanma esnasındaki psikolojik etki başka türdendir. Benliğin toparlayıcı ve düzenleyici işlevinin rüya tarafından temelinden sarsılmasıdır burada söz konusu olan. Rüyalar benliği sarsar, yerinden oynatır. Rüya benliğin yarasıdır denilebilir. Ama bu benliği yerinden oynatma işlevi, benliği besleyen, kendi ötekisiyle tanıştıran, şaşırtan, heyecanlandıran, basitçe gülmeden hıçkıra hıçkıra ağlamaya kadar götüren ve dolayısıyla bir dizi duygu ve duygulanımla tanıştıran niteliktedir. Bu anlamda rüyalar coşkusal dünyamızın içine doğrudan dalmamızı sağlarlar. Yani rüya ruhsallığın taşlarını yerinden oynatarak benliğin bütünlüğünü tehlikeye atar ama yarattığı sarsıntı, paradoksal biçimde ruhsallığın içindeki bölmeleri azaltarak analiz süreci içinde bütünleşmeyi sağlayan malzemeyi sağlar. Kişinin rüyadan uyandığında hemen uyanıklık durumuna geçmeden önceki ruh durumunu tuhaflıkla karışık bir tedirginlik duygusu ve rüyayı birine anlatma ihtiyacı olarak tanımlayabiliriz. Bu tuhaflık duygusunu Freud “Tekinsizlik” (Freud, 1919) adlı metninde çarpıcı bir örnekle anlatır: Yolculuk ettiği tren vagonundan tuvalete gitmek için dışarı çıkmaya yeltenirken, camlı kapıdan kendi vagonunun içine girmeye çalışan beklenmedik bir misafiri görür ve bundan hiç hoşlanmaz, ta ki bu beklenmedik misafirin kendisi olduğunun farkına varana kadar… İşte rüyalarımız da bizim için beklenmedik misafirler gibidir. Şaşkınlıkla korku arasında gidip gelen ve içinde bir dizi duygulanım barındıran bu sallantılı durum benliğin kendisini yeniden toparlamak istemesiyle ilgilidir. Benlik, melekelerinin tek sahibi olmak ister. Oysa Freud’un da ileri sürdüğü gibi “Benlik kendi evinin hâkimi değildir”, öyle olmak ister ama bunu tam anlamıyla başaramaz. İşte bu tedirginlik hali benliğin içinde barındığı ruhsallığın diğer, öteki, başka kısımlarıyla karşılaşma, tanışma anıdır denilebilir. J. B. Pontalis (Pontalis, 1990) rüyanın “çekiciliğinden” söz eder ve çocukluk çağına ait görsel sahnelerin yeniden hayat bulma çabasının bilinçlilik düşünceleri üzerinde bir çekim sağladığını ileri süren Freud’a gönderme yapar. Rüyadaki görsel malzeme Guillaumin’in (Guilla-
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) İnceleme Psikoloji
- Kitap AdıKuram ile Klinik Buluşunca – Tekinsizlik, Sonradanlık, Rüya, Bağların Kurulması ve İlk Nesne İlişkileri
- Sayfa Sayısı148
- YazarBella Habip
- ISBN9789750823909
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2019