İlk baskısı 1957 yılında yapılan “Küçük Mitologya Sözlüğü”, Behçet Necatigil tarafından, başta “İlyada” ve “Odysseia” olmak üzere, Yunan ve Latin klasiklerinde geçen Eski Yunan efsaneleri ve bu efsanelerle ilgili adların ve olayların özetlenmesi, hatırlanması ve aralarındaki bağlantıların gösterilmesi amacıyla hazırlanmıştır.
Mitolojiyle ilgili az sayıda kaynağa ulaşılabilen bir dönemde önemli bir eğitim aracı olma işlevi gören sözlük, bugün de değerini korumakta ve mitolojinin zengin dünyasına Behçet Necatigil’in kaleminden farklı bir ilk adım atılmasını sağlamaktadır.
Sözlük Üzerine Bir İki Açıklama
1. Batı kültürünün temel taşlarından Homeros destanları İlias ve Odysseia’da, Yunan ve Latin Klasikleri’nde geçen Eski Yunan efsaneleri ve bu efsanelerle ilgili ad ve olayların özetlenmesi, hatırlanması, aralarındaki bağlantıların gösterilmesi amacını güden bu küçük sözlük, Dr. Otto Hiltbrunner’in Kleines Lexikon der Antike (Bern 1946) adlı eserinden, mitologya maddelerinin çevrilmesi yoluyla hazırlandı. Bu çevirmede, amaçtan uzaklaşmamak için tarihle ilgili açıklama ve bilgiler alınmadı, gerekli yerlerde özetlemeyle yetinildi. Hiltbrunner’in eserinde bulunmayan bazı maddeler, (Atlis, Harmonia, Helenos, Heros, Lamia, Lampetie, Peneios (2), Pylades), Eckart Peterich’in Küçük Yunan Mitologyası1 [Kleine Mythologie: die Götter und Helden der Griechen] adlı kitabından, olduğu gibi veya kısaltılarak bu sözlüğe eklendi. Antikçağın çok zengin bir kolu olan mitologya dünyasına doğru bir adım olmaktan ileri geçemeyecek bu küçük sözlükte temas edilen bilgileri genişletmek isteyenlere, Türkçede, Maarif Vekâleti’nin Yunan ve Latin Klasiklerinin yanı sıra, şu eserlere başvurmaları tavsiye edilir: Azra Erhat, Sophokles; 2 Ahmet Cevat Emre, Homeros, İliada (İlias destanı);3 Halit Fahri Ozansoy, Yunan Tiyatrosu.4
2. Yunanca kelimelerin, başta tanrı, insan ve yer adlarının yazılışında, bilim kitaplarında kullanılan, aslına uygun transkripsiyon ve imla muhafaza edilmiştir. Eski Yunan ve Latin metinlerinin, Klasikler’in çevrilmesine başlanmadan (1940) önce bizde de Yunanca “k, ai, ei”ler, çok kere “c, ae, i” ile gösterilir, örneğin Sokrates, Aisopos sözleri, Socrates (Socrat), Eesopus (Esop) şeklinde geçerdi. Bu noktaya dikkat edilmesi, bu arada c’li kelimelerin k’de aranması gerekiyor.
3. Bazı kelimelerin önlerindeki ° işareti, sözlükteki o maddeye bakılmasını hatırlatır. O kelime ile ilgili asıl veya ek açıklama, ° işaretli maddede bulunacaktır.
4. Yunanca kelimelerdeki y’ler ü gibi okunur, örneğin Odysseus kelimesi, Odüsseus şeklinde okunmalıdır. Sesli harflerden sonra gelen i’ler y okunur; Troia’nın Troya okunması gibi.
B. N.
A
ABARİS ★ Kafkasyalı bir kâhin, mucizeler gösteren bir adam. Apollon’un oklarına binerek ilden ile dolaşırdı. MÖ 6. yüzyıldaki Mistiklerden başlayarak Neo-Platonismus [YeniPlatonculuk] çağına kadar saygı, tapkı gördü.
ABAS ★ Efsaneye göre Phokis’te Abai şehrinin kurucusu, Abas’ın kalkanında büyüleyici bir güç varmış. Ayaklanmış bir kavim, bu kalkanı daha görür görmez siner, boyun eğermiş, Akrisios, Danae, °Perseus, °Atalante; Abas soyundandırlar.
ABİOİ ★ İskit milleti. Homeros, onları “insanların en adaletlileri” diye niteler.
ACCA LARENTİA ★ Sabinlerin toprak tanrıçası. 23 Aralık’ta kutlanan Larentalie törenlerinde, tanrıçanın, °Palatinus Tepesi’nin kuzeybatısına düşen Velabrum’daki mezarına (°mundus) kurbanlar sunulurdu. Efsanede bu tanrıça, Hercules’in sevgilisi yahut °Romulus ile Remus’u emziren anne olarak görülür.
ADMETOS ★ °Alkestis’in kocası.
ADONİS ★ °Kinyras ile Myrrha’nın oğlu, çok güzel bir delikanlı. Tanrıça Aphrodite’nin sevdiği Adonis, avda bir yabandomuzu tarafından öldürüldü. Sevgilisinin ölümüne, Aphrodite o kadar yandı yakıldı ki tanrılar, Adonis’in, yılın altı ayını yeryüzünde Aphrodite’nin yanında geçirmesine izin verdiler. Attis ve Kybele gibi bir Doğu tanrısı olan Adonis, kızgın yaz sıcaklarında tabiatın birdenbire solup kurumasının sembolüdür. Yazın en sıcak zamanlarında Adonis törenleri yapılırdı. Ölü Adonis’i temsil eden, bir küçük tahta heykel etrafında kadınlar, saksılar içinde solan, kuruyan çiçekler dizerler, ağıtlar söylerlerdi.
ADRASTEİA ★ °Nemesis.
ADRASTOS ★ Amphiaraos, onu, yurdu Argos’tan sürdü. Adrastos, Sikyon’a kaçtı, orada kral oldu. Sonra Amphiaraos’la barıştı, kız kardeşi Eriphyle’yi Amphiaraos’a verdi, Argos’a döndü. Sonraki serüvenleri: °Thebai’a Karşı Yediler.
AEDON ★ Bülbül. Bir Attika efsanesine göre Aedon (yahut Prokne), Atina Kralı Pandion’un kızıydı. Thrakia Kralı Tereus ile evlendi, İtys adında bir çocuğu oldu. Tereus, karısının kız kardeşi Philomele’ye sataştı, kızı kirletti, suçu anlatamasın diye de kızın dilini kopardı. Ama suç gizli kalmadı. İntikam almak için iki kız kardeş, İtys’i kestiler, babası Tereus’un önüne, yemek diye koydular. Tereus, cinayeti öğrenince deliye döndü, kaçan katil kadınların peşine düştü. Tam yetiştiği sırada Zeus, daha büyük felaketleri önlemek için üçünü de birer kuş yaptı. Tereus hüthüt, Philomele kırlangıç, Aedon da bir bülbül oldu; bülbül olup ondan sonra da durmadan İtys, İtys diye acı acı ötmeye koyuldu. Kaybolmuş Tereus tragediasında Sophokles, bu efsaneyi işlemişti. Başka Yunan soylarında bu masal, değişik bir şekilde anlatılır: İtys’in bir adı da İtylos idi. Annesi onu yanlışlıkla öldürdü. Kadın, çok çocuklu diye kıskandığı, eltisinin en büyük oğlunu öldürmek istemiş ama karanlıkta bilmeyerek kendi oğluna kıymıştı.
AENEAS (Yun. Aineias) ★ Kral °Ankhises ile Aphrodite’nin (Venus) oğlu; Troia kahramanlarından, Homeros’un İlias’ında henüz önemli bir rolü yoktur (V. Bölüm’de Diomedes ile teke tek dövüşmesi). Aeneas’ı asıl, Latin şairi Vergilius, Homeros sonrası şiirin verilerini değerlendirerek, Roma’nın milli kahramanı ve imparator Augustus’un atası payesine yüceltir. Aeneas, zapt edilmiş, yanmakta olan Troia’dan, hasta-sakat babası Ankhises’i sırtında taşıyarak, kaçar. Uzun ve dolambaçlı kaçışlardan sonra Kartaca’ya varır. Burada Kraliçe °Dido, Aeneas’a gönül verir ama Aeneas, Dido’yu bırakıp gitmek zorundadır. Zeus’un buyruğu, onu İtalya’ya, yeni bir vatan kurmaya yollamaktadır. Dido, kendini öldürür. Bu ölüm, ileride Kartaca ile Roma arasında bir türlü önlenemez bir nefretin başlamasına yol açar. İtalya’daki kavimlerle zorlu çarpışmalardan sonra Aeneas, Kral Latinus’un kızı Lavinia’yı kendine eş olarak alır. Lavinia’nın eski nişanlısı, °Rutuller Kralı Turnus, Aeneas ile yaptığı teke tek dövüşte ölür. Aeneas, Latium bölgesinde Lavinium şehrini kurar. Aeneas’ın oğlu İulus (yahut °Ascanius) da Roma’nın temeli olan Alba Longa şehrini kurarak, Alba Longa krallarının atası olur. Roma şehrinin sonraki asıl kurucuları °Romulus ile Remus, bu kralların soyundan gelirler.
AETNA (Yun. Aitne) ★ Sicilya adasındaki Etna Yanardağı. Efsaneye göre, Gigantlarla yaptığı savaşta Zeus, Etna Dağı’nı kaldırıp °Typhon’un (yahut Enkelados’un) üzerine fırlatır. Şair, filozof, hekim Empedokles’in (MÖ 494-343) de kendini, Etna’nın ağzına atarak öldürdüğü söylenir.
AGAMEDES ile TROPHONİOS ★ Efsaneye göre Delphoi’daki Apollon Tapınağı’nı bu ikisi yapmışlar.
AGAMEMNON ★ Pelops soyundan Atreus’un oğlu, Mykenai (Argos) kralı. Klytaimnestra ile evlendi. Agamemnon’un kardeşi Menelaos da Klytaimnestra’nın kardeşi Helena’yı almıştı. Helena, Troia’ya kaçırılınca, Troia’ya karşı açılan savaşta Agamemnon, Yunan ordularına başkomutan oldu. Ordu ve donanmanın hareket için toplandığı Aulis’te avlanırken, Agamemnon, Artemis’in kutsal hayvanlarından bir dişi geyiği öldürdü. Buna kızan tanrıça rüzgâr estirmez oldu. Kâhin Kalkhas, Agamemnon’un, günahının kefareti olarak, kendi kızı İphigeneia’yı kurban etmedikçe donanmanın yola çıkamayacağını haber verdi. Kızını kurban etmek gibi zor bir işe karar vermekten yana Agamemnon’un bu tereddüdünü, Euripides, İphigeneia Aulis’te tragedyasına konu yapar. Yüce kral, bu dramda, kararsızlık içinde bocalayan bir zavallı olarak gösterilir. Troia önlerinde Agamemnon, Homeros’un İlias’ta anlattığı gibi, Akhilleus ile kavgalıdır: Agamemnon, gözde cariyesi Khryseis’i, kurtulmalık karşılığı, babasına geri vermeye razı olmamıştır. Ama gözde kızın, bir Apollon rahibi olan babası, Apollon’a yalvarmış, Apollon da Yunanların başına bir veba salgını musallat etmiştir. Bu durum karşısında Agamemnon, gözdesi Khryseis’i geri vermek zorunda kalır. Onun yerine de Akhilleus’un gözdesi Briseis’i alır. Sevdiği Briseis’in elinden alınması üzerine Akhilleus içerler, savaştan çekilir. Yunanları kaderlerine terk eder. Agamemnon, savaşa başlar. Ordu bozguna uğrayınca cesareti kırılır, savaştan vazgeçmek ister. Odysseus ile Diomedes, onun bu kararına engel olurlar. Sonunda Akhilleus’un savaşa yeniden katılmasıyla harbin kaderi değişir. Troia’nın alınmasından sonra, zaferi kazanmış Agamemnon, yurduna döner. Ama orada °Thyestes’in oğlu Aigisthos, karısı Klytaimnestra’yı baştan çıkarmış, Klytaimnestra kocasını öldürmeye karar vermiştir. Agamemnon yıkanırken, Klytaimnestra, kocasının üzerine bir ağ atar. Kendini koruyamayan Agamemnon’u balta ile öldürür. Agamemnon’un kızı Elektra, Agamemnon’un biricik oğlu, kendi erkek kardeşi Orestes’i kurtarmaya muvaffak olur. Orestes’i uzaklara kaçırıp intikam almaya büyütür. Yurduna dönen Agamemnon’un bu acıklı kaderi, Aiskhylos ile Seneca’nın “Agememnon” tragedialarına konu olmuştur.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat İnceleme/Araştırma Mitoloji Efsane
- Kitap AdıKüçük Mitologya Sözlüğü
- Sayfa Sayısı156
- YazarBehçet Necatigil
- ISBN9789750840463
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2022
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kurgu İle Gerçeğin Aşkı ~ Osman Balcıgil
Kurgu İle Gerçeğin Aşkı
Osman Balcıgil
ROMANCI AĞIR İŞÇİDİR… Bir roman nasıl inşa edilir? Gerçeklikle kurgu, kurguyla gerçeklik nasıl örtüştürülür? Kısaca söylenecek olursa, romancılığın temel sorunları nelerdir? Romancılık ağır işçiliktir....
- Edebiyat Teorisi ~ René Wellek / Austin Warren
Edebiyat Teorisi
René Wellek / Austin Warren
“Bildiğimiz kadarıyla tam bir benzeri olmayan bir kitap yazdık. Bıı, ne gençlerin edebî zevklerini geliştirmek amacıyla yazılmış bir ders kitabı ne de ilmî araştırmalarda...
- Bilge Kağan Yazıtı ~ Ali Akar
Bilge Kağan Yazıtı
Ali Akar
Bilge Kağan Yazıtı, Kül Tigin Yazıtı ile birlikte Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’un 300 km batısındaki Arhangay eyaleti sınırları içinde yer alır. Yazıt, bu eyalete...