Dünyaca ünlü bilim adamı, Stratejik Araştırmalar Uzmanı, Kozmik Bilimci, Extrasens Ahmet Maranki ve Igleroterapist, Extrasens ve Biyoenerji uzmanı olan eşi Elmas Maranki ile birlikte geliştirdikleri “sağlıklı düşün, beslen, yaşa” felsefesi, günümüze mührünü vurmuş ve bir “bilinçlenme hareketi”ne dönüşmüştür.
Yazarlarımız, binlerce yıldır bilinen fakat son yüzyıllarda ekonomik kaygıların ön plana çıkışı ile unutturulan, “Kozmik Beden Temizliği-Detoks-Diyet ve Sağlıklı Beslenme, Ruhsal ve Bedensel Arınma”nın bütün pratik yollarını gösteren ve herkesin evinde rahatça uygulayabileceği metotları, bu kitapla hizmetinize sunmuştur.
Kozmik Bilim Ekibi; çağımızda salgın hâle gelen “obezite ve parazit gibi çözümsüz, kronik ve diğer rahatsızlıklardan”kurtularak kalan ömrünüzü uzun ve kaliteli yaşamanızın yollarını “pratik ve uygulanabilir” olarak göstermek için bu eseri hazırlamıştır.
Bu kitap; kader ömrünüzü değiştirip uzatmasa da kaliteli ve sağlıklı bir yaş almanın yollarını size gösterecek, herkesin Elinde ve evinde bulundurması gereken bir el kitabı olacaktır.
Ahirette bizi kurtaracak bir eserimiz olmadığı takdirde, bu dünyadaki eserlerin öneminin olmadığı idraki ve bu kitabımızın da diğer kitaplarımız gibi insanlığa faydalı olması temenni ve duasıyla…
***
SÖZÜN ÖZÜ
“Kozmik Beden Temizliği- Arınma-Detoks, ruhu ve bedeni toksik (zehirli) maddelerden temizleme yöntemidir.”
Neden arınma (detoks) yapılır?
Zamanımızda tabiattaki her şey 30 yıl öncesine göre aslından uzaklaştı. Çünkü çevremiz hızla kirlendi. Allah kainatı yarattı; bitkiler, sular, hayvanlarla dizayn etti ve insanoğlunun emrine verdi. Ama insanoğlu, bunun karşılığında ne yaptı? Tabii ki hızla tabiatı kirletti. Gerek teknolojinin hızla ilerlemesi, buna bağlı olarak kimyasal maddelerin üretim ve tüketimi tabiatı hızla bozdu. Buna bağlı olarak toprak, su, hava kirlendi ve bunun için hiçbir önlem alınmadı. Bu, insan sağlığını ciddi boyutlarda etkiledi. Mesela tedavisi mümkün olmayan rahatsızlıklarda ciddi artışlar oldu (AİDS, kanser, kalp-damar rahatsızlıkları, akciğer enfeksiyonları gibi). Bu gibi rahatsızlıklarda, modern tıp köklü çözüme gitmesi gerekirken, daha ziyade kimyasal ilaçlar ve ameliyatlarla çözüme gitme yolunu seçti. Havanın, suyun, gıdaların kirlenmesi; kanın, dokuların ve dokulardaki hücrelerin kirlenmesine sebep olur. Kanın ve dokuların kirlenmesi de hastalık etkenlerinin üremesi için uygun bir ortam oluşturur. Dolayısıyla insan bedeni hastalanır. Bizi yeniden hastalandıran zehirli maddeleri yok etmek için tekrar kimyasallarla müdahale ederseniz -ek kimyasal ilaçlarla tedaviyi seçerseniz- başarılı olamazsınız. Buna şöyle bir misal verebiliriz: Yakınımızda bir bataklık var; burada sivrisinekler, kurtçuklar, sinekler var. Siz bunları kimyasal ilaçlarla öldürmeye kalkarsanız, çok fazla başarılı olamazsınız. Bataklığı kurutmalısınız ki onların saldırısından kurtulasınız.
İnsan sağlığı için de durum aynıdır. Kronik bir hastalığı tedavi ederken, sindirim sistemini dolayısıyla kanı ve vücut sıvılarını temizleyip arındırmadan tedavide çok başarılı olamazsınız. Aynı zamanda günümüzdeki bu bozuk sağlık koşullarını düzeltmeden hiçbir zaman insan sağlığını koruyamazsınız. Yani esas sebepleri ortadan kaldırmak gerekir. Bu da ancak vücudumuzu arındırmakla mümkündür. Kanı, karaciğeri, safra kesesini, bağırsakları, akciğeri, vücudumuzun diğer hayati organlarını arındırarak normal fonksiyonlarını yerine getirir hâle gelirlerse, sağlığımıza kavuşmuş oluruz. Aynı zamanda hastalık etkenlerinin üremelerine engel olmuş oluruz ve beslendiği kaynakları kurutmuş, bedeni eski sağlığına kavuşturmuş oluruz.
Ekolojik olarak temiz bir bölgede yaşıyor olsanız ve organik beslenseniz bile, normalde insan vücudu, sindirim esnasında metabolizmanın yan ürünü olarak toksin üretir. Mesela, karbonhidrat sindiriminde, glikoz oksijen ile yakıldığında enerji açığa çıkar. Aynı zamanda asitli atıklar ve oksijen de açığa çıkar. Eğer organlarımız normal fonksiyonlarını yerine getiriyorsa, bu gibi zehirli artıklar vücuttan hızla atılır. Neticede, insan organizmasının sağlıklı çalışması, yani insanın sağlıklı olması için kanın temiz, yani asidik olmaması gerekir. Bu da şunu gösteriyor ki rahatsızlıklar bir sonuçtur. Farklı farklı hastalık oluşabilir ama bu rahatsızlıkların tek sebebi vardır, o da kanın kirli olmasıdır. Her türlü hastalığın temel sebebi, kanın kirlenmesidir. Herhangi bir hastalığı tedavi etmek için ve oluşabilecek diğer rahatsızlıkları da engellemek için tüm vücudu temizleyip arındırmak gerekir. Mümkünse kirlenmeyi en aza indirerek yenilen, içilen gıdaların doğal ve sağlıklı gıdalar olmasına dikkat etmek, bazı kötü beslenme alışkanlıklarını terk etmek ve sağlıklı beslenmeyi alışkanlık hâline getirmek gerekir.
Detoksta, sinir sisteminin de çalışması çok önemlidir. Özellikle otonom sinir sistemi önemlidir.
Otonom sinir sisteminin iki kolu vardır:
1. Sempatik kol: Bu, hayati organımızın çalışmasını kontrol eder.
2. Parasempatik sistem: Bağışıklık sistemimizi yönetir. Vücudumuzun normalde yapması gereken kendi kendini temizleme fonksiyonunu denetler. Boşaltımı sağlar. Şayet bu sistem çalışmazsa, organlar kendini temizleyemez dolayısıyla vücut gevşeyemez ve zihin dinlenemez.
İnsan vücudunda, “dinlenme ve gevşeme” ile denge sağlanır. Vücut organları sağlıklı çalışır.
Çağdaş yaşam dediğimiz hızlı tempoda, vücudun ve sinir sistemimizin dinlenmesine fırsat vermeden devamlı çalışma, sinir sisteminin kasılmasına neden olur, bağışıklık sistemi çöker, vücut organları vücudun temizleme ve boşaltım görevini tam yapamaz, dolayısıyla toksinler vücutta birikir. Rahatsızlıklara zemin hazırlanmış olur. Bundan kurtulmanın yolu, ancak parasempatik sistemin çalışmasıdır.
Bu, günümüzde çok da mümkün değildir. Çok çalışarak, insanın kendine zaman ayırarak dinlenip gevşemesi, parasempatik konuma geçmesi oldukça zordur.
Vücudun olmazsa olmazlarının birincisi; kanın temiz, yani alkali olmasıdır. Kan ve vücut sıvıları alkali ve oksijen ile beslenmişse, bağışıklık sistemi güçlü demektir. Çünkü virüs, bakteri, mantarlar alkalik ve oksijenli ortamlarda gelişemez. Vücut kirliliği, temizleme kapasitesinin üzerine çıktığında, alkalik ve oksijen düzeyi düşer. Kan kirliliği oluşur. Yani asidoz (fazla asit), hipoksi (oksijen yetersizliği) oluşur. Bu da daha önce de belirtildiği gibi virüs, bakteri, mantar, parazit gibi hastalık etkenlerinin üreyip çoğalmasına neden olur. Siz kanı, karaciğeri, bağırsakları temizler, dolayısıyla bağışıklık (immün sistem) sistemini güçlendirirseniz vücut hastalıkla mücadelede başarılı olur. Kirli, yarı toksinlerle yüklü bir vücut aynen çöplüğe benzer. Çöplükte sineklerin, kurtların hızla üremesi gibi, toksinlerle yüklü bir vücutta mikropların üremesi için uygun bir ortamdır. Toksinlerle yüklü bir vücut, yani asitli (asidoz) kan, sıvılar ve oksijen yetersizliği, virüs ve bakterilerin hayatiyetini devam ettirmesi için gereklidir. Ama insan bedeni içinde, tam aksine rahatsızlıklar için uygundur. Hastalanmamak için kan ve vücut sıvıları alkali olmalıdır. Oksijen normal değerlerinde olmalıdır. Mikroplar alkali ve oksijenli ortamlarda barınamazlar. Bu kural, bugün insanlığı tehdit eden kanser mikrobu için de geçerlidir. 1931 yılında Dr. Otto Warburg, vücudu asidoz ve hipoksiden kurtararak kanser hücrelerinin öldürülebileceğini bularak Nobel Tıp Ödülü almıştır.
Netice itibarıyla, kanserden korunmanın ve tedavi etmenin yolu kanın temizlenmesi, yani kan ve vücut sıvılarını alkali yapmak, vücudun hipoksiden kurtulmasıdır. Ayrıca radyasyondan uzak durmaktır.
Kanserden korunmak için beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekir. Kanı alkali yapacak sağlıklı sebze ve meyvelerle beslenme, meyve ve sebze suları içme, pH’ı 7,3’ün üzerin-
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Sağlıklı Beslenme-Diyet
- Kitap AdıKozmik Detoks Sağlıklı Diyet
- Sayfa Sayısı328
- YazarProf. Dr. Ahmet Maranki / Elmas Maranki
- ISBN6055365462
- Boyutlar, Kapak15,5x21, Karton Kapak
- YayıneviHayat Yayınları / 2012