28 Haziran 1914… Avusturya-Macaristan Veliahdı Franz Ferdinand ile eşi Sophie’nin Saraybosna gezisi sırasında uğradıkları suikast sonucu hayata veda ettikleri gün… Suikastın, Avusturya-Macaristan’ın egemenliği altında bulunan Bosna-Hersek’in kendisine bırakılmasını isteyen Sırbistan’ın yönlendirdiği bir grup milliyetçi genç tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. 29 Haziran’da başlayan karşılıklı tepkiler sonucunda bir dünya savaşına neden olan bu olay, hiç de basit bir gerekçeye sahip değildi. Franz Ferdinand ile eşi Sophie’yi öldüren Gavrilo Princip, sadece bir figürandı. Veliahdı öldüren silah, 16. yüzyılda imal edildi, 17. yüzyılda çekildi, tetiğine 18. yüzyılda basıldı ve namludan çıkan mermi 19. yüzyılı baştan sona geçerek 1914 yılında Ferdinand’a saplandı.
İlkin Başar Özal, Kısa I. Dünya Savaşı Tarihi isimli kitapta farklı bir anlatım tekniği deniyor. On beşinci yüzyıldan başlayarak Büyük Savaş’a giden sürecin ayrıntılarını gözler önüne seriyor ve sadece bir kronolojik akış vermenin ötesine geçerek her cepheyi ayrı ayrı ele alıyor. Batı ve Doğu Cephelerinin gölgesinde kalan çatışmaları; Osmanlı’nın kuvvetli bir direniş gösterdiği Çanakkale’yi, hep hüzünle hatırladığımız Sarıkamış’ı ve devamında Kafkas İslam Ordusu’nun ilerleyişini, Mısır’da Kanal’a yapılan taarruzu, İngilizlere karşı kazanılan Kutü’l-Amare Zaferi’ni, Fahrettin Paşa’nın efsanevi Medine Müdafaası’nı, Balkanlarda, İtalya’da, Afrika’da, Uzakdoğu ve Pasifik’te yaşanan çatışmaları, ayrıca hava ve deniz savaşlarını da canlı tasvirlerle, son derece akıcı bir biçimde anlatıyor.
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ / 7
SAVAŞA GİDEN UZUN YOL / 11
KÜRESEL REKABETİN DOĞUŞU / 14
KIRILMA / 18
DÖNÜŞÜM / 21
EMPERYALİZM / 25
TARAFLAR / 32
BLOKLAŞMA / 42
KRİZLER / 48
BATI CEPHESİ’NDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK / 65
SAVAŞ BAŞLIYOR / 67
1914 / 74
1915 / 90
1916 / 106
1917 / 123
1918 / 145
SAVAŞ HER YERDE / 169
DOĞU CEPHESİ / 171
BALKANLAR / 187
İTALYAN CEPHESİ / 196
AFRİKA CEPHESİ / 208
“KUTSAL SAVAŞ”IN CEPHELERİ / 215
MÜTTEFİK ARAYIŞI / 217
KAFKAS CEPHESİ / 229
ÇANAKKALE CEPHESİ / 245
MAKEDONYA – GALİÇYA – ROMANYA CEPHELERİ / 280
KANAL – SURİYE – FİLİSTİN CEPHELERİ / 283
IRAK-BASRA CEPHESİ / 299
HİCAZ – YEMEN CEPHESİ / 320
SAVAŞIN YENİ YÜZÜ / 337
UZAKDOĞU VE PASİFİK / 339
DENİZ SAVAŞLARI / 342
HAVA SAVAŞLARI / 363
BİLİM, TEKNOLOJİ VE YENİ SİLAHLAR / 380
İSTİHBARAT / 391
SİLAHSIZ SAVAŞ: PROPAGANDA / 397
SAĞLIK HİZMETLERİ / 404
SAVAŞI SONA ERDİREN ANTLAŞMALAR / 409
ATEŞKESLER / 411
BARIŞ ANTLAŞMALARI / 416
SAVAŞIN MİRASI / 423
BİBLİYOGRAFYA / 431
SUNUŞ
1914-1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı, diğer adıyla Büyük Savaş ile ilgili kitap ve makalelerin, film ve belgesellerin sayısı inanılmaz boyuttadır. 100. yıldönümü sürecinde bunlara yenileri de eklenmiştir. Bunların tamamını gözden geçirmek aşağı yukarı bir insan ömrüne denk gelebilir. Bu kitap onlara eklenen bir yenisidir ve amacı da merak uyandırmak ve bazı bilgilere kolay yoldan ulaşmayı sağlamaktır. Birinci Dünya Savaşı Avrupa’da ortaya çıkan iki bloğun, İtilaf Devletleri -kitap içerisinde zaman zaman “Müttefikler” adıyla karşınıza çıkacaktır- ve İttifak Devletleri arasındaki sömürge paylaşım mücadelesine dayanan bir silahlı çatışma sürecidir. Her ne kadar savaşı başlatan olay Avusturya-Macaristan Veliahdı Ferdinand’ın suikast sonucu öldürülmesi gibi görünse de nedenleri çok daha kabarık bir listedir ve yaklaşık iki yüz senelik bir geçmişe sahiptir. 1756 yılından itibaren yaşanan çatışmalar ve politik gelişmeler sonucunda gelinen noktadaki gerilim, dünya savaşına yol açmış, bu nedenle de bu savaş “Bütün Savaşları Sona Erdirecek Savaş” olarak adlandırılmıştır. Ancak sonucunda hiçbir sorun sona ermemiş ve var olanlara da yenileri eklenmiştir. Yaşadığımız günlerdeki bölgesel sorunların büyük bir kısmı bu savaşa dayanmaktadır. Avrupa merkezli olarak başlayan silahlı mücadele, kısa zamanda dünya geneline yayılmış, topyekûn ve endüstriyel bir savaşa dönüşmüştür. Gelişen teknolojinin desteklediği silahlar, savaş meydanlarında boy göstermiştir. Sivil halk, tarihte ilk defa doğrudan savaşın parçası haline gelmiştir. Cephe kavramının değişmesi, savaşı çatışma alanından şehirlere ve sanayi merkezlerine kaydırmıştır. Böyle bir çatışmayı kâğıda yansıtmak doğal olarak kolay değildir. Birinci Dünya Savaşı’nı anlatan kitaplar genelde yıllara göre bölümlendirilmiştir. Elinizdeki kitap ise savaşılan cepheleri esas alan bir metoda sahiptir. Böylelikle anlatıların yoğunlaştığı Avrupa’nın Batı ve Doğu cepheleri ile Ortadoğu cephesinin dışında Afrika ve Uzakdoğu cephelerinde yaşananlar da gözler önüne serilmektedir. Bir cephede verilen mücadele süreci kesintisiz olarak anlatılmakta; sadece kara savaşları değil, denizlerdeki ve havadaki mücadeleler de ortaya konulmaktadır. Farklı askerî unsurların bir arada kullanıldığı stratejiler hakkında bilgi verilmekte, bilim ve teknoloji ürünü yeni silahların yanı sıra istihbarat, propaganda ve sağlık hizmetlerinin de savaşın ne kadar önemli bir parçası haline geldiği vurgulanmaktadır. Bu kitabı kaleme alırken taşıdığımız bir amaç da toplumumuzun bu savaşa bakış açısını bir parça da olsa değiştirmektir. Birinci Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı etkinlikleri Çanakkale Zaferi -ki çoğu insanımız bunu İtilaf Donanmasının 18 Mart’taki yenilgisinden ibaret bilmektedir- ve Sarıkamış Faciası arasında sıkışmıştır. Komutanlar açısındansa, Mustafa Kemal Paşa ve Enver Paşa dışında sayılabilen isim yok gibidir. Bu kitapta bunların aşılmasına çalışılmıştır. Osmanlı yönetiminin ittifak arayışları, Medine müdafaası, Kutü’l-Amare zaferi, Selman-ı Pak başarısı, Bakü’nün alınışı, Galiçya’da ve Kanal Seferi sırasında yaşananlar kadar Fahrettin Paşa, Halil Paşa ve Nuri Paşa da bu kitabın birer parçasıdır. Çalışmanın ortaya çıkış sürecindeki katkıları dolayısıyla teşekkür etmem gereken bazı isimler var. Öncelikle Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi Koordinatörü ve yakın dostum Agâh Karlıağa yazmam konusunda beni sürekli olarak yüreklendirdi. Üzerinde birlikte emek sarf ettiğimiz ve kitap yayına hazırlanırken TRT Belgesel kanalında gösterilmekte olan 22 bölümlük Yakın Plan Cihan Harbi belgeselinin çalışmaları sırasında bana sürekli boş zaman oluşturarak bu kitabın tamamlanmasını sağladı. Büyük emek sarf edenlerden bir diğeri de Timaş Yayınları’nın değerli editörü Neval Akbıyık’tır. Kendisini üç kelime ile tanımlamak mümkün; sabır, itina ve sakinlik. Her türlü olumsuzluğu aşmamda gösterdiği yardımlarına minnettarım. Değerli öğrencilerim Ilgın Yaren Demirkesen, Okan Çoban ve Herman Dıldıl ile meslektaşım ve dostum Hasan Ali Çakmak’a da eleştirileri için teşekkür ederim. Son söz olarak şunu söylemeliyim: Tarihimize sahip çıkmalıyız. Bunun yolu da film ya da dizi filmlerden değil, belgesel ve kitaplardan geçer. Ancak o zaman düşünmek eylemini doğru şekilde kullanır ve düzgünce tartışabiliriz. Ancak o zaman birisinin bizi yönlendirilmesini ya da aldatmasını engelleyebiliriz. Ve ancak o zaman yaşadıklarımıza bir anlam verebilir ve gelecek hakkında doğru çıkarımlarda bulunabiliriz.
İlkin Başar Özal
Ocak 2018
SAVAŞA GİDEN UZUN YOL
28 Haziran 1914… Avusturya-Macaristan Veliahdı Franz Ferdinand ile eşi Sophie’nin Saraybosna gezisi sırasında uğradıkları suikast sonucu hayata veda ettikleri gün… Suikastın, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun egemenliği altında bulunan Bosna-Hersek’in kendisine bırakılmasını isteyen Sırbistan’ın yönlendirdiği bir grup milliyetçi genç tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir. 29 Haziran’da başlayan karşılıklı tepkiler sonunda bir dünya savaşına neden olan bu olay, aslında sanıldığı kadar basit bir gerekçeye sahip değildi. Franz Ferdinand ile eşi Sophie’yi öldüren Kara El teşkilatına mensup Gavrilo Princip, sadece bir figürandı. Veliahdı öldüren silah, aslında 16. yüzyılda imal edildi, 17. yüzyılda çekildi, tetiğine 1 8. yüzyılda basıldı ve namludan çıkan mermi 19. yüzyılı baştan sona geçerek 1914 yılında önce Ferdinand’a saplandı, ardından da dört yıl boyunca bütün dünyayı dolaştı. 1914-1918 yılları arasındaki “Bütün Savaşları Sona Erdirecek Savaş” yirminci yüzyılın başında yaşandı ama Avrupa’nın geçmişinin ağır yükünden kurtulması o kadar da kolay değildi. Yük, üç yüz sene boyunca birikmiş, ağır bir yüktü…
KÜRESEL REKABETİN DOĞUŞU
On beşinci yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa, aşırı nüfusunu beslemek amacıyla yeni yaşam ve üretim alanlarına yayılmaya başladı. Ele geçirdiği yerler sayesinde elde ettiği zenginlik, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri tetikledi, kilise baskısının ortadan kalkmasını sağladı. Güçlenen ve merkezileşen siyasal yapılar arasındaki mücadele, Avrupa sınırları aştı. 18. yüzyılının sonuna gelindiğinde güçler, artık dünyaya yayılmış topraklar için savaşıyordu.
BÜYÜK KEŞİFLER
Batı Avrupa devletlerinin 1400’lü yıllarda başlattığı coğrafi keşifler, büyük ticaret imparatorlukları kurmalarını sağladı. Bu durum, dünyanın yönetiminde söz sahibi olmayı da beraberinde getirdiğinden söz konusu ticaret, imparatorlukların arasındaki çekişmeyi artırdı. Bu güç mücadelesi tabii ki Avrupa ile sınırlı kalmadı, dünyanın başka bölgelerine de sıçradı. Böylece Batı Dünyası’nın ekonomik ve politik yapısı ciddi bir dönüşüm geçirdi. Coğrafi keşifler sonucunda ortaya çıkan denizaşırı sömürge imparatorluklarını genişletme politikaları, bir yandan Avrupalı devletlerin birbirleriyle rekabetine neden olurken diğer yandan da elde edilen zenginlik, iktisadi değişime yol açtı. Ulusal boyuta evrilen ekonomi iç siyasal bütünleşmeyi sağladı, monarşik sistemleri de güçlendirdi.1 Avrupalı güçler arasında
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Bölgeler-Ülkeler Savaşlar Tarih
- Kitap AdıKısa I. Dünya Savaşı Tarihi
- Sayfa Sayısı400
- Yazarİlkin Başar Özal
- ISBN9786050826715
- Boyutlar, Kapak13,5x21, Karton Kapak
- YayıneviTimaş Tarih / 2024