KEPLER62YolculukÜçüncü Kitap”Vakit geldi. İnsanlığın yüzünü kara çıkarmayın.”General Livingstone, uzayın derinliklerine doğru yolculuğa çıkacak olan çocuklarla vedalaşır.Çocuklar, Niña, Pinta ve Santa María adlı yıldız yelkenlerinin kendilerini beklediği uzay istasyonuna varırlar. Ari kardeşi Joni’ye göz kulak olur. Bir yandan, mürettebata görevleriyle ilgili söylenmeyen şeyler olduğundan şüphelenmektedir. Uzay gemisindeki fazladan kapsülde kim uyumaktadır? Ari neden yolculuğun ortasında uyandırılır? Kepler62’de macera tüm hızıyla devam ediyor. Siz de hikâyenin bir parçası olun!
1.
“Korkuyor musun?” “Elbette korkmuyorum. Niye korkacakmı – şım?” “Yani düşünsene… Çok uzağa gidiyoruz. Hiç gitmediğimiz kadar uzağa… Ve dönüşü yok. Tehlikeli bir yolculuk olacak. Senelerce hi – peruykuda kalacağız, üstelik varınca bizi neyin beklediğini bilmiyoruz ve…” “Korkuyorum.” “Ben de.” Ari Joni’ye sarıldı. Küçük kardeşi çok kırılgan görünüyordu, tıpkı pencere pervazına dizilen kuyruğu ya da kulağı kırılmış porselen hayvan bibloları gibi. “Kahramanlar! Hepiniz birer kahramansınız, işte bu da ispatı!” dedi General Livingstone, elini sallayarak. Duvarın üstünde bir derginin kapağı belirdi. Kapağı süsleyen onların yüzüy – dü. Fotoğraf eğitim kampındayken çekilmişti, kişisel ekipmanlarını, nefes alma cihazlarını, alet kemerlerini ve kasklarını ilk kez denedikleri günde. Fotoğrafçının hevesli tavırlarına anlam verememişlerdi. Şimdi belli olmuştu neden gel – diği. Koltuk altında kasklarıyla verdikleri poz, fotoğraflarda pek havalı görünüyordu, her bir fotoğrafın üstünde ortak hükümetin logosu var – dı. İnandırıcı göründüklerine dair hiçbir şüphe yoktu. On ikisinin de. “Norveçli kız nerede?” diye fısıldadı Joni. Ari etrafına bakındı. On bir! Marie yoktu. Hepsinin beyaz oditoryumda buluşması gereki – yordu. Ari omuz silkti. O kızda en başından beri tuhaf bir şeyler vardı. Belki kızın başka bir gizli görevi vardı ya da canı takım kurma etkinliğine katılmak istememişti.
Sanki bu kendi isteği – ne bağlıymış gibi! Eğitim kampında hiçbir şey sizin isteğinize bağlı değildi. Gerçi Marie’nin başka birtakım kurallara uymadığına dair bazı söylentiler dolaşıyordu. Güvenliği atlatıp alt katlardaki gizli bir bölüme sızdığı söyleniyor – du. Ve orada beynini yakan bir uzaylıyla karşı – laştığı. Öyle ki kaynayan beyni kulaklarından yulaf ezmesi gibi akmaya başlamış ve… Tabii ya. “Sizler dünyanın umudusunuz! İnsanlığın ge – leceği sizin omuzlarınızda! Bugüne dek hiçbir insanın ayak basmadığı yerleri insanlığın önüne serecek öncülersiniz!” Yaşlı general babacan bir ifadeyle gülümsedi. Her birine teker teker baktı. En azından öyle görünüyordu. Belki de gözleri çok bozuktu ve bakışlarını sabitleyecek bir nokta arıyordu. Kapının girişinde genç bir asker belirdi. Kol – larını sanki onları kutsarmış gibi iki yana açmış generali başıyla selamladı. “Vakit geldi. İnsanlığın yüzünü kara çıkar – mayın.” On bir. Hâlâ on bir kişiydiler. Üstü açık cipler – le pistin sonunda onları bekleyen devasa, ışıltılı metal uzay aracına giderken etraflarına doluş – muş insanlar ellerindeki bayrakları sallayıp “Ya – şasın!” diye tezahürat ediyorlardı. Uzay aracının yakıt tankı doluydu, kalkışa hazırdı. Onları üç uzay gemisinin beklediği ISS 4 Uzay İstasyonu – na götürecekti. Üç yıldız yelkeni, Marìa, Niña ve Pinta, isimlerini Kolomb’un gemilerinden almıştı. “Marie gelmiyor mu?” diye sordu Ari Olivia’ya. Cipten atlamışlardı ve Olivia yanında yürüyor – du. “O gemiye çoktan bindi,” diye kısa kesti, gözlerini kaçırarak.
“Belki gidip onu almışlardır. Sonuçta bizi de aldılar. Onlar için mesele bile olmamıştır,” diye ısrar etti Joni. “Hiç sanmıyorum,” diye homurdandı Ari, öte yandan gözlerini bayrağı sallayana dikmişti. Elbette imkânsızdı. Herhangi bir yüzü seçemeyeceği kadar uzaktaydı insanlar. “Annem bizi evden izliyordur. Sonuçta bütün dünya izliyor,” dedi Joni gergin bir sesle. Eğitim kampında aldığı ilaçlar tespit edilemeyen garip hastalığını kontrol altına almıştı ama hâlâ sağlığına tam olarak kavuştuğu söylenemezdi. “Elbette seyrediyordur,” dedi Ari. “Söyledikleri şeyi sen de duydun. Anne-babalarımız bu yolculuğa izin vermiş. Bizim için en iyisini istiyorlar. Böyle bir fırsat elimize geçtiği için mutlular ve bizim sayemizde, yaşadıkları sürece her şeyleriyle ilgilenilecek.” “Buna inanıyor musun?” diye sordu Joni. Ari yutkundu ve kardeşine baktı. Hayır, eğitim kampında kültür ateşesinin beyinlerini yıkadığı propagandanın tek bir sözüne bile inanmamıştı. Ama elinde başka bir bilgi yoktu. Sadece şüpheleri vardı. “Elbette inanıyorum. Eminim annem bizim için çok mutludur.”
“Annemin gözlerindeki o pırıltı… Hatırlıyor musun?” diye fısıldadı Joni. “Yanıldığımıza eminim. Sadece bir ışık yansımasıydı,” dedi Ari ve kardeşinin kolunu sıktı. “Belki de gözyaşıydı,” dedi Joni ciddi bir tonla.
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Hikaye-Roman-Masal Manga
- Kitap AdıKepler62: Yolculuk
- Sayfa Sayısı160
- YazarTimo Parvela
- ISBN9789750738678
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviCan Çocuk / 2021
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Watch Dogs – Tokyo Cilt 2 ~ Seiichi Shirato
Watch Dogs – Tokyo Cilt 2
Seiichi Shirato
Blume Japan’ın J-ctOS sistemi uygulamaya konduğundan beri şehirde suç örgütleri giderek büyüyor. Bu olayları fark eden hacktivist grup TYO DedSec, J-ctOS’a güvenmeyen dedektif Gouda’nın...
- Humanitas ~ Aki Yamamoto
Humanitas
Aki Yamamoto
Kahramanların pek azı ölümsüzlüğe kavuşur. Onlar ancak geride anlatılacak bir hikaye bırakanlardır. ORTA AMERİKA ORMANLARINDA BİR RUHA SAHİP OLABİLMEK ADINA İKİZİYLE SAVAŞMAK ZORUNDA KALAN...
- Kepler62: Yeni Dünya / Gaia ~ Timo Parvela
Kepler62: Yeni Dünya / Gaia
Timo Parvela
Çocukların Kepler62’deki maceraları sona eriyor! Joni, Ari ve X, Dünya’ya dönme kararı alırlar. Ancak geride kalacak çocukları düşünmeden edemezler. Yalnızca kendilerinin kaçması gerçekten adil...