
Anımsamıyordu. Eskiden neydi? Anımsamaya da çalışmıyordu. Zaman Zaman pencerede görünen manzaranın eski biçimi diye düşündüğü bir görüntü belleğinde canlanır gibi oluyordu, sokak belirip siliniyordu, sanki bunlar eskiden ne olduğunu, şimdi dönüştüğü şeyi açıklayabilirmiş gibi. Eskiden ne olduğu öteki kıyıda, çatlağın öte tarafında kalmıştı, bu doğru- şimdi olduğu şey ise tuhaf bir boşlukta. Anımsayamazdı, anımsayanın kim olduğunu bile söyleyemezdi…
İÇİNDEKİLER
Birinci Kitap: Yer Tedirginliği
İkinci Kitap: Ay Tedirginliği
**
s. 31-32
Çayocağında köyden yeni gelen gençler, genç akrabalar, yeğenler çalışırdı. Nasıl geçtiğini anlamadıkları, olanları kavrayamadıkları ayların, bazen yılların ardından zaten kendi benzerleriyle örülü ortama alışır, ardından daha iyi bir iş bulmak için çabalamaya başlarlardı. Kimisi ilk fırsatta başka bir işe geçerdi, çünkü hem akrabaları hem de patronları, bu yüzden de ne patronları ne de akrabaları olan Dede sinirli biriydi, hemen ardından yatışsa da, en ufak bir hatada köpürürdü. Çıkanların yerine aynı şaşkınlık içindeki yeni birleri gelirdi. Gelenler bir akrabanın, amcanın, dayının, teyzenin ya da halanın yanında kalırdı. Bazen akrabalarda kalmak istemeyen biri ocağın karşısındaki depo gibi bir bölmede kasalar, kırık hasır sandalyeler, kutular, tenekeler, aletler, örümcekler arasında yatardı. (Akşamı gece bekçileriyle ahbaplık ederek geçiren, bazen bir akrabanın evine yemeğe gidip kimi günler geceyi orada geçiren ama çoğunlukla yalnızca bir el radyosuna sahip olduğu odada bir süre radyo dinledikten sonra uyuyan depodaki sabah erkenden kalkar, dükkânın önünü ıslatıp süpürür, kazanın altını yakar, kasaları, iskemleleri, hasır tabureleri dışarıya çıkartır, çayı demlerdi. İlk çayı her zaman kendisi, ikinci çayı bekçi, üçüncü çayı ise poğaçasını alıp gelmiş erkenci müşterilerden biri içerdi.) Evlenecek parayı bulana kadar para biriktirir, sonra yaz mevsimindeki davullu, zurnalı, halaylı, gösterişli düğünlerden birini yapıp kendi evlerine geçerlerdi. İçlerinden bazısı bütün ömrünü işçi olarak geçirir, kimisi bazen işçi bazen işsiz geçirirken, girişken olan bazısı bir süre çalıştıktan sonra ticarete atılır, bir iş tutturur, şansı da yaver giderse o da akrabalarının yanında gelip çalıştığı bir işveren olurdu. Bazısı ise önce kalkınır, ardından har vurup harman savurur, batar, yeniden kalkınır, sonra yeniden batar, yaşamını böyle bata çıka geçirirdi.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yerli)
- Kitap AdıKenarda
- Sayfa Sayısı216
- YazarAyhan Geçgin
- ISBN9789753424202
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviMetis Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Önceki Çağın Akşamüstü ~ Ömer F. Oyal
Önceki Çağın Akşamüstü
Ömer F. Oyal
“Önceki Çağın Akşamüstü” Başka günlerdi onlar. Çağın amansızca yüzümüze kapanmadığı günler. Tarihin, bize verdiği randevuya sadık kalacağına inandığımız günler. “Zaman Lekeleri” romanıyla NDS 2019...
- Spor Gezginleri – 2 Kayıp Zar ~ Alper Akal
Spor Gezginleri – 2 Kayıp Zar
Alper Akal
Sporu ve tarihi bir araya getiren seri! Genç yazar Alper Akal’ın spor etkinlikleri ile genel kültür bilgilerini harmanlayan macera serisi “Spor Gezginleri”, gizemin ve...
- Bazuka ~ Murat Uyurkulak
Bazuka
Murat Uyurkulak
İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi...