SosyaFobi ve Korkacak Ne Var!dan sonra Uzman Psikolog Yıldız Burkovikten yeni bir kitap daha: Kaygılanacak Ne Var! Kaygıyla yaşamak her an kaygan bir zemin üzerinde yürümeye benzer. Ancak kaygılar ne yapar eder hayatın her alanında, her yaşta hepimizi bir yerden yakalamayı başarır. Kaygı mı gelir bizi bulur, biz mi kaygıyı üretiriz, bilemeyiz. Ancak bilinen bir şey var ki, her kaygının mutlaka bir çözümü de vardır. Kaygılanacak Ne Var! zihnimizde uğuldayıp duran kaygının sesini kesecek önerilerle dolu bir kitap Kaygılara elveda, huzurlu ve kendimizle barışık bir hayata merhaba! Kitaptan, Kaygı; öyle bir sözcük ki sanki kaygan bir zeminde sürekli yürümeye çalışmak gibi. Her kayışta can acısı, her kayışta korku.
Sürekli beklemek yeniden düşmeyi, ya bir gün kalkamazsam ya da kalkmayı artık istemezsem diye sürekli düşünmek yaşanan sancıyı. İnsan olan her daim yakalayabilir kaygıyı bir yerlerde ya da kaygı yakalar insanı herhangi bir yerde. Asla kaygı yaşamam derken öyle bir an gelir ki düşer insan dibine kadar kaygının, gider bazen dip sandığı yerin daha da dibine. Şaşırır kalır nereden çıktı bu diye. Yanar kavrulur kendi içinde, kimi zaman anlatır diğerlerine, paylaşır biteviye, kimi zaman da çeker içine sanki nefesmişçesine.
Ama o nefes kendi içinde kaldıkça kokmaya başlar ve çürütür insanı içten içe. İşte o zaman başlar hastalık yavaş yavaş büyümeye. Bu kitabı yazma amacım kaygıyı büyürken durdurmanın yollarını göstermek ya da büyümüş olsa bile bir çözüm yolu olduğunu anlatabilmek. Dilerim bir nefes olur yüreklere, rahatlatıcı ve çözüme götürücü bir nefes Yıldız Burkovik
***
İÇİNDEKİLER
Önsöz 111
Giriş /13
1.BÖLÜM
KAYGI NEDİR? / 15
Kaygı Nedir? /17
Kaygı Bozukluğu Nedir? / 24
Açığa Çıkan Tepkiler Nelerdir? / 26
Korku Nedir? / 28
Kaygının Biyolojik Yönü / 31
Kaygının Getirisi ve Götürüsü / 32
Kaygının Görülme Sıklığı / 33
Hafızanın Oyunu ve Olumsuz Anıların Kaygı Üzerindeki Etkisi / 34
Savunma Mekanizmaları ve Kaygı / 39
Kaygıda Kullanılan Savunma Mekanizmaları /
Hangi Fiziksel Hastalıklarda Kaygı Belirtileri Görülebilir? / 48
II. BÖLÜM
KAYGININ NEDENLERİ / 55
Kaygı Öğrenilir mi? I 57
Beyin ve Öğrenme / 57
Sol/ Sağ Beyinin Karakteristik Özellikleri / 59
Beyin, Öğrenme ve Kaygı / 62
Hayaller Kaygıyı Besler mi Çözer mi? / 65
Kaygıya Meyilli Kişilikler / 69
Düşüncenin Etkisi I 73
Kaygının Evhamla İlişkisi / 74
III. BÖLÜM
TEMEL KAYGILAR / 79
ilk Dönem Kaygıları I 81
İlk Kaygı ve Doğumla Yaşanan Ayrılık / 81
Memeden Ayrılma I 84
Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Kaygılar I 86
Erik Erikson’a Göre Gelişim Evreleri / 86
Çocuğun ve Ergenin Kaygıyla Baş Etmesi İçin Yollar / 91
Çocuk ve Ölüm / 97
Yetişkinlikteki Kaygılar /100
Evlilik Kaygısı / 100
Cinsel Kaygılar / 101
Anne Olma Kaygısı, Kadının Hamilelik Sürecinde Yaşadıkları / 102
Onaylanmamak Nedeniyle Duyulan Kaygı / 105
Bozuk Ekonomi ve Kaygı İlişkisi / 106
Boşanma Kaygısı / 107
Yaşlılıkla Beraber İşe Yaramama Kaygısı / 108
Ölüm Kaygısı / 111
IV. BÖLÜM
KAYGININ SONUÇLARI / 113
Stres 1115
Kaygının Stresle Bağlantısı / 119
Depresyon Nedir? / 120
Stresi Yönetmeye Kısa Bir Bakış (Stresle Mücadele) / 122
V. BÖLÜM
KAYGIYLA BAŞA ÇIKMA
Tedavi Aşamalarında Yapılması Gerekenler / 127
Psikoterapiler 1127
Psikoterapide EFT Tekniğinin Kullanımı / 132
Psikoterapide Neurobiofeedback’in Kullanımı / 137
Nefes Egzersizleri / 145
Gevşeme Egzersizleri / 156
VI. BÖLÜM
ÖNERİLER / 161
VII. BÖLÜM
SORULAR VE CEVAPLAR / 181
VIII. BÖLÜM
ANKETLER / 193
Kendini Değerlendirme Anketi / 195
STAI FORM – I / 195
STAI FORM – II / 197
Beck Anksiyete Ölçeği 1199
Van Rüya Anksiyetesi Ölçeği 1201
ÖNSÖZ
‘Kaygılanacak Ne Var?’ başlığı altında aslında psikiyatrinin en temel duygusu işleniyor.
Somut tehlikelerde insanın hissettiği duygu daha çok korkudur. Korkunun alt türü olarak kabul edilebilecek sıkıntı, kaygı ve endişe hali ise gün içinde zaman zaman hepimizin yaşadığı bir gerçekliktir.
Hatta bazı yorumcular kaygıya “psişik ağrı” demişlerdir. Vücudun fiziksel bütünlüğü tehlikede olduğu zaman hissettiğimiz duygu ağrı hissiyken, psikolojik bütünlüğümüz tehlikedeyken hissettiğimiz duygu kaygı, ‘anksiyete’ olarak tanımlanır.
Kişi sebebini bilmediği bir sıkıntı yaşadığında o sıkıntıyı gideremez ve yerine geçerli bir duygu ve davranış koyamazsa patolojik yani marazi bir savunma geliştirir. Kendisini yemeğe, eğlenceye, uyuşturucuya veren kişilerin psikolojik arka planlarını araştırdığımızda sıkıntıyı akla uygun çözümlerle geçerli olarak tanımlayamamış olduklarını görürüz.
Empatik iletişim konusunda yetersiz olan kişiler, başkalarının duygularını dikkate almayı başaramayan duygusal sağırlık ve körlük içinde olduklarından kişiler arası ilişkilerde kaygıyı kontrol edemezler.
Diğer taraftan, duygularını bastıran ‘aleksitimik’ kişiler duygu dilsizidirler ve kaygıyı organ diliyle yaşarlar.
Yaygın kaygısı olan ve hep alarm durumundaki kişiler sese, gürültüye aşırı duyarlı oldukları gibi eleştiriye de karşı da çok hassastırlar. Kendilerini tanıma zorlukları onlara hayatı dar eder.
Aslında bizi kaygılandıran şeyler dış etkenler değil, bizim dış etkenlere verdiğimiz cevaplardır, olayları nasıl karşıladığımızdır.
Kaygı, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası. Onu kontrol edebilirsek ve kaygıya karşı akla uygun, geçerli alternatif olumlu yöntemler geliştirebilirsek bize yaşam enerjisi olabilir.
Ancak bazen insanoğlu bunu kendi kendisine başaramaz. Düşünce teknolojisinin getirdiği yeniliklerle, beynin ürettiği kaygı ile ilişkili dalgaları ‘nörobiyogeribildirim’ gibi yöntemlerle gidermek mümkün. Bu konuda Türkiye’de çok psikolog eğitmiş olan Yıldız Burkovik meslektaşımın fikirleri herkese yol gösterici olacak, eminim.
Bu güzel kitaba önsöz yazdırma nezaketi gösterdiği için kendisine teşekkür eder, başarılar dilerim.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Giriş
Kaygı; öyle bir sözcük ki sanki kaygan bir zeminde sürekli yürümeye çalışmak gibi. Her kayışta can acısı, her kayışta korku. Sürekli beklemek yeniden düşmeyi, ya bir gün kalkamazsam ya da kalkmayı artık istemezsem diye sürekli düşünmek yaşanan sancıyı. İnsan olan her daim yakalayabilir kaygıyı bir yerlerde ya da kaygı yakalar insanı herhangi bir yerde. Asla kaygı yaşamam derken öyle bir an gelir ki düşer insan dibine kadar kaygının, gider bazen dip sandığı yerin daha da dibine. Şaşırır kalır nereden çıktı bu diye. Yanar kavrulur kendi içinde, kimi zaman anlatır diğerlerine, paylaşır biteviye, kimi zaman da çeker içine sanki nefesmişçesine. Ama o nefes kendi içinde kaldıkça kokmaya başlar ve çürütür insanı içten içe. İşte o zaman başlar hastalık yavaş yavaş büyümeye. Bu kitabı yazma amacım kaygıyı büyürken durdurmanın yollarını göstermek ya da büyümüş olsa bile bir çözüm yolu olduğunu anlatabilmek. Dilerim bir nefes olur yüreklere, rahatlatıcı ve çözüme götürücü bir nefes…
Yıldız Burkovik
Birinci Bölüm
KAYGI NEDİR?
DELİ OLMAK İŞTEN DEĞİL
Düşüncem var, dağlar kadar Deli olmak işten değil Bende kış, âlemde bahar 16 Deli olmak işten değil
İşiten yok, ağla bağır
Tanrı dilsiz, âlem sağır
Düşünceler öyle ağır Deli olmak işten değil
Arzu, o bitmeyen yarış Kara toprak sona varış Ömür dediğin bir karış Deli olmak işten değil
Sonsuzluğa giden gemi Sürükler de düşüncemi Vehim sarar her gecemi Deli olmak işten değil
Karanlık mal oldu bana Gerçek hayal oldu bana Dostlar! Bir hal oldu bana Deli olmak işten değil
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Psikiyatri - Psikanaliz Psikoljik Danışma Psikoloji Toplum Psikolojisi Yöntem
- Kitap AdıKaygılanacak Ne Var!
- Sayfa Sayısı206
- YazarYıldız Burkovik
- ISBN9786051141381
- Boyutlar, Kapak13,5 X 21,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviTimaş / 2010-4