Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kavel
Kavel

Kavel

Hasan Hüseyin

“1963’te Ataç dergisi ve yayınevinin yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil’in ve benim şiir kitaplarımızı yayımlamayı düşünüyordu. O günlerde, ünlü ‘Kavel…

“1963’te Ataç dergisi ve yayınevinin yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil’in ve benim şiir kitaplarımızı yayımlamayı düşünüyordu. O günlerde, ünlü ‘Kavel Grevi’nin destanına çalışıyordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul’un önerisi üzerine, destan çalışmamı bir yana ittim. ‘Hiroşima’yı yeniden toparlayıp düzenlemeye koyuldum. Adı ‘Hiroşima’ olsun istiyordum. Kitap bitti. Adını ‘Kavel’ koyduk.” HH

— İşime karım dedim karıma kavel diyeceğim ve soluğum tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada

güneşe karışmadıkça etim

kavel grevcilerinin türküsünü söyliyeceğim —

*Kokmuşlar Mezarlığı *Akşam Delisi *Ayazda Kabakçekirdeği *Eşkiya *Türkçe Uyanmak *Portresi *Yedi Çatallı Kazık *Döl Yorgunu *Kavel *Efendiler! *Tutanak *Geçitte Geyikte Güzelde *Şapka *Yitikler Çıkmazı *O Ateşler Orda Uzak *Fettah *Gecekondu Aynası *Kocabebek *Şafakta *Alacakaranlıkta Kimlik *Cezayiruna *Sondan Bir Önceki Çarşamba

*

Kavel’in Kısa Yaşamöyküsü

Kavel günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş ilk kitabımdır benim. Ondan öncekilerin serüvenlerini Koçero Vatan Şiiri adlı kitabımın önsözünde kısaca anlatmıştım.

Gerçekte, ilk kitabımın “Hiroşima” olması gerekirdi. Ne yazık ki “Hiroşima”, Düşün Yayınevi’nde çıkan yangında gitti (1962). Yayımlanmış şiirlerimden oluşturduğum bir kitaptı o, bu yüzden dosyanın yok olmasını önemsemedim. Oysa ki kopyası da yoktu bende.

1963’te, Ataç dergi ve yayınevi yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil’in ve benim şiir kitaplarımı yayımlamayı düşünüyordu.

O günlerde ünlü “Kavel Grevi”nin destanına çalışıyordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul’un önerisi üzerine destan çalışmamı bir yana ittim. “Hiroşima”yı yeniden toparlayıp düzenlemeye koyuldum. Adı yine “Hiroşima” olsun istiyordum.

Kitap bitti. Adını Kavel koyduk.

Şiir kitaplarına çizimler koyma gibi bir alışkanlık vardı o yıllarda. Hem kapağını yapsın, hem de uygun sayfalara çizimler hazırlasın diye, dosyayı ressam Balaban’a yolladım. Balaban, Bursa’nın Secköy’ünde yaşıyordu o yıllarda.

İki ay sonra Balaban’dan bir mektup: “Kavel’in kapağını ve desenlerini mum ışığında çalışarak, yer yer de çok duygulanarak yaptım, yolluyorum.”

Kapağı ve resimleri, kitapla birlikte İstanbul’a, Şükran Kurdakul’a postaladım.

’63 Kasım’ında basıldı kitap. Küçük boy, tıkız sayfalı bir kitaptı bu. Tasarladığım kitapla hemen hiç ilgisi yoktu. Balaban’ın dört renkli düşündüğü kapak da yalnızca mavi vardı. Çizimlerden kimileri de konulmamıştı kitaba. Bozuldum! Çok sevdiğim Kurdakul bunu bana nasıl yapardı?

Sanatçı alınganlığı işte!..

Ataç Yayınevi’nin parasal sorunlarını filan düşünecek durumda değildim. Üzüldüm ve küstüm Kurdakul’a. Kitabı elime almak istemedim. Oysa kitap sevildi, ilgi gördü, benden habersizce katıldığı Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazandı (1963).

Ekmeğimi gazetecilikten ve gülmece yazarlığından kazanıyordum. Araya yeni kitaplarım ve olaylar girdi. Kavel’in yeni basımını düşünmeye vakit bulamadım. Hem o yıllarda yeteri sayıda yayınevi de yoktu. İkinci basımını 1967’de, o günün koşulları içinde, kendim yaptım.1 Kitaba yeni şiirler ekledim.

Kitabın üçüncü basımı Ocak 1972’de yapılabildi. 3000 adet iç hazırdı; bir ressam arkadaşım, üçüncü basım için yeni bir kapak yaptı.2

Halkımız der ki: “Güzelin yazgısı çirkin olur.” Doğru demek gerekiyor bu söze. 1963’te “Yeditepe Şiir Armağanı”nı kazanmış olan beğenilmiş, sevilmiş, hakkında çok yazı yazılmış bir yapıt, benim beceriksizliğim, ilgisizliğim yüzünden, okurundan ayrı düşme tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti.

1977 Şubat’ında kitabı yeni basıma hazırladım. İstiyordum ki, sağlıklı bir basım ve dağıtımla okuruna ulaşsın bu sevdiğim, güvendiğim yapıt. Ne yazık ki, araya yeni yapıtım Haziranda

Ölmek Zor girdi, 1977 yılında. Yeni kitaplar, yeni olaylar derken aradan yine yıllar geçti. Gelin de, “güzelin yazgısı çirkin olur” sözüne inanmayın!..

Kavel’in kısa yaşamöyküsü işte bu!

Onu 1982’de kardeşlerinin arasına katıyor, yıllardır yoksun kaldığı havasına suyuna kavuşturuyorum. İnanıyorum ki, ilk basımıyla Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazanan bu yapıtım, tez günde okurun eline ulaşacak ve hakkı olan yere oturacaktır.

H.H.

Ankara, Temmuz 1982

 

KOKMUŞLAR MEZARLIĞI

güneşse güneş benim beyoğlubeyler 

topraksa toprak benim beyoğlubeyler 

birşey var anlamadığım bu sabahlarda 

eski saraylarda bu yeni saltanatlar 

saksılarda çiçek diye kızgın namlular 

demirin kömürün petrolün kalleşliği 

birşey var anlamadığım bu sabahlarda 

kayguysa kaygu benim beyoğlubeyler 

bayramsa bayram benim beyoğlubeyler 

ya siz kimsiniz

 

kentlerin göbekleri suların en kadını 

kadının en körpesi sofraların padişahı 

birşey var anlamadığım bu yasaklarda 

ben güldükçe neden karartılır ışıklar 

duvarlar yükseltilir köpekler kışkırtılır 

kundakta bebek suçlu tarlada tohum 

birşey var anlamadığım bu yasaklarda 

umutsa umut benim beyoğlubeyler 

savaşsa savaş benim beyoğlubeyler

ya siz kimsiniz

 

bu kokmuşlar mezarlığı imamlar sofrası bu 

omuzlardan omuzlara bu korku tapınakları 

akşamla kargalarla nargilelerle

leblebici bakkalbaşı minder minder üçotuzüç 

birşey var anlamadığım bu yezit yalanlarda 

yarınsa yarın benim beyoğlubeyler

barışsa barış benim beyoğlubeyler

ya siz kimsiniz

 

kimsiniz ey şimdi müzelerde yerleri belli

eski beyler yeni beyler bey eskileri

 

AKŞAM DELİSİ

bütün oyunlar bitti bir sen kaldın yalnızlığımda 

bir başka dünyadayım artık beni çocuklar bile anlıyor 

yıktım boğaları bir birbana gül atma yıkıldım 

ne yapsam nasıl etsem nasıl boğsam öz çocuğumu 

git – ona git – çek gözlerini – ben yorgunum yokluğuna 

bilsen ne güzel yokluğuna

parmaklarımda o hiç kurtulamadığım acı uğultu 

yokladım kapıları tek tek dönüp ülkene düştüm 

bilsen ne güzel düştüm

tatlı bir kıpırtının ötesindesin

çocuksu korkularını giyiniyorsun

yaralı bir temmuz ikindisisin

hırçın sularıma iğilmiş

..

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Mavi Çizgili Atkım ~ Emrah ÖzdemirMavi Çizgili Atkım

    Mavi Çizgili Atkım

    Emrah Özdemir

    Ne zaman bir bütün oldu yıllardır içimde biriktirdiğim sözcükler bilemiyorum ama bildiğim bir şey var. Hiç üşenmeden, hiç sıkılmadan her zaman büyük bir hevesle...

  2. Bütün Şiirleri – Ricat – İki Güneş Arasında – Hızır ve Roza ~ Dr. Kemal SayarBütün Şiirleri – Ricat – İki Güneş Arasında – Hızır ve Roza

    Bütün Şiirleri – Ricat – İki Güneş Arasında – Hızır ve Roza

    Dr. Kemal Sayar

    Ve sonra şehre dağıldık Bir yangını izleyerek Ve durarak akasyalarda, şehre dağıldık Bir döşek mi arıyorduk gecenin sokaklarında Hâlden bilecek bir keşiş Ebedî bir...

  3. Hazlar ve Günler ~ Marcel ProustHazlar ve Günler

    Hazlar ve Günler

    Marcel Proust

    Marcel Proust’un 20’li yaşlarında kaleme aldığı, kısa anlatılardan ve şiirlerden oluşan bu eser, bir bakıma Kayıp Zamanın İzinde’nin habercisidir. Honoré’nin yakışıklı sofra arkadaşı gençliğin...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur