“1963’te Ataç dergisi ve yayınevinin yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil’in ve benim şiir kitaplarımızı yayımlamayı düşünüyordu. O günlerde, ünlü ‘Kavel Grevi’nin destanına çalışıyordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul’un önerisi üzerine, destan çalışmamı bir yana ittim. ‘Hiroşima’yı yeniden toparlayıp düzenlemeye koyuldum. Adı ‘Hiroşima’ olsun istiyordum. Kitap bitti. Adını ‘Kavel’ koyduk.” HH
— İşime karım dedim karıma kavel diyeceğim ve soluğum tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada
güneşe karışmadıkça etim
kavel grevcilerinin türküsünü söyliyeceğim —
*Kokmuşlar Mezarlığı *Akşam Delisi *Ayazda Kabakçekirdeği *Eşkiya *Türkçe Uyanmak *Portresi *Yedi Çatallı Kazık *Döl Yorgunu *Kavel *Efendiler! *Tutanak *Geçitte Geyikte Güzelde *Şapka *Yitikler Çıkmazı *O Ateşler Orda Uzak *Fettah *Gecekondu Aynası *Kocabebek *Şafakta *Alacakaranlıkta Kimlik *Cezayiruna *Sondan Bir Önceki Çarşamba
*
Kavel’in Kısa Yaşamöyküsü
Kavel günışığına çıkabilme olanağına kavuşmuş ilk kitabımdır benim. Ondan öncekilerin serüvenlerini Koçero Vatan Şiiri adlı kitabımın önsözünde kısaca anlatmıştım.
Gerçekte, ilk kitabımın “Hiroşima” olması gerekirdi. Ne yazık ki “Hiroşima”, Düşün Yayınevi’nde çıkan yangında gitti (1962). Yayımlanmış şiirlerimden oluşturduğum bir kitaptı o, bu yüzden dosyanın yok olmasını önemsemedim. Oysa ki kopyası da yoktu bende.
1963’te, Ataç dergi ve yayınevi yönetmeni Şükran Kurdakul dostumdan bir öneri geldi: kendisinin, Necatigil’in ve benim şiir kitaplarımı yayımlamayı düşünüyordu.
O günlerde ünlü “Kavel Grevi”nin destanına çalışıyordum; kimi bölümlerini de yazmıştım. Kurdakul’un önerisi üzerine destan çalışmamı bir yana ittim. “Hiroşima”yı yeniden toparlayıp düzenlemeye koyuldum. Adı yine “Hiroşima” olsun istiyordum.
Kitap bitti. Adını Kavel koyduk.
Şiir kitaplarına çizimler koyma gibi bir alışkanlık vardı o yıllarda. Hem kapağını yapsın, hem de uygun sayfalara çizimler hazırlasın diye, dosyayı ressam Balaban’a yolladım. Balaban, Bursa’nın Secköy’ünde yaşıyordu o yıllarda.
İki ay sonra Balaban’dan bir mektup: “Kavel’in kapağını ve desenlerini mum ışığında çalışarak, yer yer de çok duygulanarak yaptım, yolluyorum.”
Kapağı ve resimleri, kitapla birlikte İstanbul’a, Şükran Kurdakul’a postaladım.
’63 Kasım’ında basıldı kitap. Küçük boy, tıkız sayfalı bir kitaptı bu. Tasarladığım kitapla hemen hiç ilgisi yoktu. Balaban’ın dört renkli düşündüğü kapak da yalnızca mavi vardı. Çizimlerden kimileri de konulmamıştı kitaba. Bozuldum! Çok sevdiğim Kurdakul bunu bana nasıl yapardı?
Sanatçı alınganlığı işte!..
Ataç Yayınevi’nin parasal sorunlarını filan düşünecek durumda değildim. Üzüldüm ve küstüm Kurdakul’a. Kitabı elime almak istemedim. Oysa kitap sevildi, ilgi gördü, benden habersizce katıldığı Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazandı (1963).
Ekmeğimi gazetecilikten ve gülmece yazarlığından kazanıyordum. Araya yeni kitaplarım ve olaylar girdi. Kavel’in yeni basımını düşünmeye vakit bulamadım. Hem o yıllarda yeteri sayıda yayınevi de yoktu. İkinci basımını 1967’de, o günün koşulları içinde, kendim yaptım.1 Kitaba yeni şiirler ekledim.
Kitabın üçüncü basımı Ocak 1972’de yapılabildi. 3000 adet iç hazırdı; bir ressam arkadaşım, üçüncü basım için yeni bir kapak yaptı.2
Halkımız der ki: “Güzelin yazgısı çirkin olur.” Doğru demek gerekiyor bu söze. 1963’te “Yeditepe Şiir Armağanı”nı kazanmış olan beğenilmiş, sevilmiş, hakkında çok yazı yazılmış bir yapıt, benim beceriksizliğim, ilgisizliğim yüzünden, okurundan ayrı düşme tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti.
1977 Şubat’ında kitabı yeni basıma hazırladım. İstiyordum ki, sağlıklı bir basım ve dağıtımla okuruna ulaşsın bu sevdiğim, güvendiğim yapıt. Ne yazık ki, araya yeni yapıtım Haziranda
Ölmek Zor girdi, 1977 yılında. Yeni kitaplar, yeni olaylar derken aradan yine yıllar geçti. Gelin de, “güzelin yazgısı çirkin olur” sözüne inanmayın!..
Kavel’in kısa yaşamöyküsü işte bu!
Onu 1982’de kardeşlerinin arasına katıyor, yıllardır yoksun kaldığı havasına suyuna kavuşturuyorum. İnanıyorum ki, ilk basımıyla Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazanan bu yapıtım, tez günde okurun eline ulaşacak ve hakkı olan yere oturacaktır.
H.H.
Ankara, Temmuz 1982
KOKMUŞLAR MEZARLIĞI
güneşse güneş benim beyoğlubeyler
topraksa toprak benim beyoğlubeyler
birşey var anlamadığım bu sabahlarda
eski saraylarda bu yeni saltanatlar
saksılarda çiçek diye kızgın namlular
demirin kömürün petrolün kalleşliği
birşey var anlamadığım bu sabahlarda
kayguysa kaygu benim beyoğlubeyler
bayramsa bayram benim beyoğlubeyler
ya siz kimsiniz
kentlerin göbekleri suların en kadını
kadının en körpesi sofraların padişahı
birşey var anlamadığım bu yasaklarda
ben güldükçe neden karartılır ışıklar
duvarlar yükseltilir köpekler kışkırtılır
kundakta bebek suçlu tarlada tohum
birşey var anlamadığım bu yasaklarda
umutsa umut benim beyoğlubeyler
savaşsa savaş benim beyoğlubeyler
ya siz kimsiniz
bu kokmuşlar mezarlığı imamlar sofrası bu
omuzlardan omuzlara bu korku tapınakları
akşamla kargalarla nargilelerle
leblebici bakkalbaşı minder minder üçotuzüç
birşey var anlamadığım bu yezit yalanlarda
yarınsa yarın benim beyoğlubeyler
barışsa barış benim beyoğlubeyler
ya siz kimsiniz
kimsiniz ey şimdi müzelerde yerleri belli
eski beyler yeni beyler bey eskileri
AKŞAM DELİSİ
bütün oyunlar bitti bir sen kaldın yalnızlığımda
bir başka dünyadayım artık beni çocuklar bile anlıyor
yıktım boğaları bir birbana gül atma yıkıldım
ne yapsam nasıl etsem nasıl boğsam öz çocuğumu
git – ona git – çek gözlerini – ben yorgunum yokluğuna
bilsen ne güzel yokluğuna
parmaklarımda o hiç kurtulamadığım acı uğultu
yokladım kapıları tek tek dönüp ülkene düştüm
bilsen ne güzel düştüm
tatlı bir kıpırtının ötesindesin
çocuksu korkularını giyiniyorsun
yaralı bir temmuz ikindisisin
hırçın sularıma iğilmiş
..
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Şiir
- Kitap AdıKavel
- Sayfa Sayısı88
- YazarHasan Hüseyin
- ISBN9786254298561
- Boyutlar, Kapak12,5x20,5 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİş Bankası Kültür Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Bahçemde Hazan ~ Ahmet Günbay Yıldız
Bahçemde Hazan
Ahmet Günbay Yıldız
Romanlarıyla tanıdığımız A.Günbay Yıldız edebiyatın farklı bir sahasında ortaya koyduğu ilk şiir kitabıyla gündeme geliyor. İlk kitabında sevginin aşkın arzunun bekleyişin hasretin buğulu semalarında...
- Yirmi Aşk Şiiri ~ Pablo Neruda
Yirmi Aşk Şiiri
Pablo Neruda
Yirmi Aşk Şiiri ve Bir Umutsuz Şarkı, 1924 yılında ilk basıldığında kısa sürede uluslararası bir üne kavuştu. Sonraki yüz yıl içinde tazeliğinden hiçbir şey...
- Portreler ~ Can Yücel
Portreler
Can Yücel
ORHAN PEKER DER Kİ Bir başkaydı zaman, ne sabaha sığardı ne akşama Ruhumtırak bir kedi geçti yanımdan Ardından da kapkara bir erkek… Dünyayı memede...