Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Karatay Diyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi
Karatay Diyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi

Karatay Diyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi

Canan Efendigil Karatay

Sık rastlanan metabolik bozuklukları önlemenin en kolay yolu! Prof. Dr. Canan Karatay bu kitabında sağlığını düşünen bilinçli bireyin en çok sorduğu soruya yanıt veriyor:…

Sık rastlanan metabolik bozuklukları önlemenin en kolay yolu!

Prof. Dr. Canan Karatay bu kitabında sağlığını düşünen bilinçli bireyin en çok sorduğu soruya yanıt veriyor: “Neyi niçin yiyelim, neyi niçin yemeyelim?” Bu sorunun yanıtı önemli çünkü modern çağ, insanı hasta eden beslenme tuzaklarıyla dolu. Yanlış bilgilendirme, para uğruna gerçekleri gizleme, satışlar düşmesin diye belli ürünlerin zararlarını örtbas etme, geleneksel ve sağlıklı ürünleri karalama, endüstrinin sık başvurduğu taktiklerden… Bu ‘ambalajlı’ tuzaklara düşen masum insanlar da önce enerjisini ve sonra sağlığını kaybediyor.

İnsan ancak binlerce enzim, onlarca hormon dengeli bir şekilde çalıştığı zaman sağlıklı bir vücuda sahip olabiliyor. ‘Beslenme tuzakları’ işte bizi tam da buradan vuruyor! Çünkü yedilerimiz ve yaşam biçimimiz hormonlarımızı ve metabolizmamızı çok çabuk etkiliyor, hassas dengeyi bozabiliyor! Bu denge bozucular arasında neler yok ki: 1980’li yıllardan sonra moda olan kalori hesabı, az yağlı beslenme, light ürünler, ‘mış’ gibi üretilen fabrikasyon yiyecekler, bir türlü bırakılmayan tatlı ve şekerle, şekerli içecekler, trans yağlar…

Ezber bozan Profesör Canan Karatay, özellikle hormonal dengesizliği ve metabolik bozukluğu olan hastalarından gelen yoğun taleple şimdi de 7’den 70’e herkesi ilgilendiren bu kitabı hazırladı. Prof. Karatay, Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi’nde sağlıklı proteinlerin, sağlıklı yağların ve sağlıklı karbonhidratların ne olduğunu, ne şekilde tüketilmesi gerektiğini, sağlıklı ve sağlıksız yiyeceklerin vücudumuza girdiği andan itibaren nasıl yol aldığını, hazmolduktan sonra nasıl etki yaptığını ve nelere sebep olduğunu yine bilimsel referanslar eşliğinde anlatıyor.

***

5 kitabımın kısa öyküsü

Nisan 201 l’de Hayykitap tarafından yayımlanan Karatay Diyeti, Türk hal­kı için bir dönüm noktası oldu! Binlerce kişi yalnız bu kitabı okuyarak sağlı­ğına kavuktu. Karatay Diyeti yanlışları düzeltti, okuyanlara şifa oldu, çünkü bilimsel olarak sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini anlatan, hastalanmamak için ne yapmalıyız sorusuna cevap veren, son yüzyılın vebası sayılan kronik/ dejeneratif hatalıklardan muzdarip olanlara iyileşme yolunu gösteren öneri ve bilgilerle dolu bir rehberdi Karatay Diyeti! Haliyle 50 yıllık bir kalp ve iç has­talıkları profesöründen gelen ezberleri bozan bu öneriler kafaları karıştırdığı gibi birçok soruyu da beraberinde getirdi!

Halkımızdan gelen yüzlerce soru üzerine bazı konulan daha da detaylandırarak ikinci eserim olan Karatay Diyetiyle Yaşam Boyu Sağlik kitabını kale­me aldım. Sonrasında ise “İyi ama ne yiyelim, sizin dediğiniz sağlıklı yiyeceği nereden bulacağız, bu devirde mevsimine göre nasıl doğal beslenelim, iş güç koşuşturma arasında sağlıklı yemeği nasıl pişirelim?”gibi sorular arttı. Hemen herkes “Farklı neler yiyebiliriz, hem lezzet hem sağlık bir arada olmaz mı?’’ diye soruyordu. İçinde Karatay Diyeti prensipleriyle hazırlanmış yemek tarif­lerinin olduğu bir ‘yemek kitabı’ istiyorlardı. İşte Karatay Mutfağı’da bu pra­tik’ ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Tabii ki 70 milyonluk bir ülkede yaşıyoruz, her ne kadar yayınevimle bir­likte halk sağlığı adına yüksek kâr amacı gütmeden kitap fiyatlarını mini­mum düzeylerde tutmaya çalışsak da kitaba ulaşamayan birçok İnsan vardı. Katıldığım televizyon programlarında ve gazete röportajlarında da süre el­verdiğince anlatmaya çalışsam da, bu süre içinde gelen birçok geri bildirim ve sorulardan, obezite/diyabetin temel nedeninin hâlâ net olarak anlaşılamadığı ortaya çıkıyordu. İşte bunun sonucunda da Türkiye’deki 20 milyon fazla kilolu, 20 milyon obez ve 10 milyon diyabetli için 20 adımda çözüm yolu gösteren, dördüncü kitabım Karatay Diyetiyle Obezite ve Diyabete Çözüm Var yazıldı.

Elinizdeki beşinci kitabın, Karatay Diyetiyle Beslenme Kızaklarından Kurtuluş Rehberi‘nin yazılmasının nedeni ise yağlar! Çünkü dört kitabımda anlatmış olmama rağmen, halkımızdan gelen sorular ‘yağ’ konusunun hâlâ anlaşılamadığını ve bu konunun detaylı bir şekilde altının açılması gerektiğini gösterdi ‘Az yağlı/düşük kalorili diyetler’in faydası olmadığı gibi, sağlığımıza neden zarar verdiğini bilimsel gerçekler ve kanıtlarla açıklamak zorundaydım. Çünkü kabul edilenin aksine obezite, Tip-2 diyabet, kalp krizi ve felç gibi kronik/dejeneratif hastalıkların, genç yaşlardaki sakatlıkların ve ölümle sonuçla­nan birçok hastalığın nedeni> aslında vücutta sağlıklı yağların* olmaması! Hal­kımızda yerleşmiş ve son derece gereksiz olan doğal beslenmiş hayvanların ‘içyağı» kuyrukyağı, tereyağı’ korkusunun giderilmesi gerekiyor!

Son bilimsel gerçekler, sağlıklı doğal yağların tüketilmediği durumlarda hastalıkların arttığını gösteriyor. Eski genel bilginin ve bu eski bilgilerle ka­bul edilenin aksine, ölümcül hastalıkların, erken ölümlerin ve sağlıklı olarak yaşayamamamızm nedeni, aslında aşırı bir şekilde tüketilen yüksek glisemik indeksli yiyecek ve içecekler (şeker oranı yüksek karbonhidratlar) ve bu yi­yeceklerin içindeki ‘trans’ yağlardır! Sağlıklı yağ ile sağlıksız yağ arasındaki ‘farkın’ iyi anlaşılanı amasıdır.

Bu kitapta son yıllarda tüm dünyada ve ülkemizde 7’den 70’e her yaş gru­bunda hızla artan kronik/dejeneratif hastalıkların biz farkında olmadan na­sıl beslenip geliştiği ve bu hastalıkların, sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi ile nasıl önlenebileceği herkesin anlayabileceği bir dille anlatılmaktadır. Bu kitap temelde genel bir halk sağlığı kitabıdır ve halkı bilgilendirme amaçlı­dır. Kitapta sunulan bilgilerin yanlış anlaşılmasından ve yanlış uygulanma­sından doğabilecek her türlü sağlık sorunu, hasar veya kayıptan yazar ya da yayıncı sorumlu tutulamaz!

Bu kitabı hekim ordusun isimsiz kahramanlarına; asıl çileyi çeken, özel haya­tından önce halk sağlığını düşünen, halkımızın sağlıklı kalması için çabalayan, hastaları sağlığına kavuşturmak için ülkemizin en ücra köşelerinde canla başla çalışan sevgili Aile Hekimlerine ithaf ediyorum…

İçindekiler

KURTULUŞ REÇETESİ-1
PROTEİNİN ‘EN ÖNEMLİ’ GIDA OLDUĞUNU UNUTMA!…19

KURTULUŞ REÇETESİ-2
YAĞ KÖTÜDÜR DİYENLERE İNANMA!…29

KURTULUŞ REÇETESl-3
YAĞLARIN HEPSİNİ AYNI KEFEYE KOYMAİ …37

KURTULUŞ REÇETESl’4
YÜKSEK ORANDA KARBONHİDRAT TÜKETME!…49

KURTULUŞ REÇETESİ-5
YAĞ YE, HASTA OLMA!…57

KURTULUŞ REÇETESl-6
İYİLEŞMEZ DENEN HASTALIKLARIN İYİLEŞECEĞİNE İNANI…61

KURTULUŞ REÇETESİ-7
KOLESTEROLÜNÜ SEV!…-73

KURTULUŞ REÇETESİ-8
İNSÜÜNİ ZIPLATACAK GIDALARDAN UZAK DUR!…65

KURTULUŞ REÇETESİ-9
İNSÜLİN DİRENCİNİ ÖNEMSE!…06

KURTULUŞ REÇETESİ-10
BÜYÜME HORMONUNUN DOSTU OLAN GIDALARLA SEN DE DOST OL!…101

KURTULUŞ REÇETESİ-11
BEBEĞİNİ ‘BEBE BİSKÜVİSİ’ İLE BESLEME!…109

KURTULUŞ REÇETESİ-12
ÇOCUKLARA ŞEKER VE ŞEKERLİ ÜRÜN YEDİRME)…113

KURTULUŞ REÇETESİ-13
TATLIYA ELVEOA DE!…119

KURTULUŞ REÇETESİ-14
DİYABETÜY8EN BU ÖNERİLERE KULAK VER!…127

Önsöz

Bir alışverişten döndüğümüzde sepetimizi nelerle doldurursak dolduralım, 3 temel yiyecekle eve dönmüş oluruz. İşte bu sebeple öncelikle bu ana ve temel beslenme öğelerini sırayla açıklamak ve asıl konumuz olan şeker oranı düşük karbonhidratlarla (düşük glisemik indeksli yiyecek ve içeceklerle) beslenme­nin faydalarını bilmemiz gerekir.

Yiyeceklerimizde bulunan 3 temel beslenme öğesine bilimsel olarak ‘makronutrientler’ demekteyiz. Besinlerimizde (ne yersek yiyelim), en başta prote­inler olmak üzere, yağlar ve karbonhidratlarla birlikte üç ana makronutrient’ bulunmaktadır. Ayrıca ek olarak liflerden de söz edilebilir. Çünkü lifli gıdalar da sağlık için gereklidir, fakat lifler ana besin maddesi grubunda sayılmazlar. Doğal ve bütün olarak tüketilen besinlerde, öğütülmemiş buğdayda ve rafine işlemi görmemiş tüm karbonhidratlarda zaten yeterli lif bulunmaktadır.

İnsan vücudu uçsuz bucaksız bir uzay gibidir, vücudumuza kısaca ‘mikro- kozmos’ diyebiliriz. Ancak binlerce enzim, onlarca hormon dengeli bir şekilde çalıştığı zaman sağlıklı bir vücuda sahip olabiliyoruz. Domino taşları gibi, tek tanesinde bir azalma ya da çoğalma olduğu anda, geri kalan tüm hormonal ve enzimatik dengemizde de bozukluklar gelişmektedir. ‘Beslenme tuzakları’ ise işte bizi tam da buradan vurmaktadır! Çünkü yediklerimiz ve yaşam biçimi- miz hormonlarımızı çok çabuk etkilemektedir!

Genel olarak hormonal dengenin bozulması ile sağlığımızı kaybediyor ve düzeltilmesi ile sağlığımıza kavuşuyoruz. Elinizde bulunan bu kitapta, anabolik ve katabolik hormonları, bu hormonların görevlerini, işleyişlerini ve metabo­lizmamızı nasıl etkilediğini anlatarak bu konulara açıklık getirmeye çalıştım.

Tabii ki hormonal dengenin bozulması ile sık kilo alıp verme arasında da yakın bir ilişki var. Günümüzde kilo almanın temel nedenlerinden biri ‘kalo­ri hesabı’dır. Kalori hesabı ile insan vücudu bir havuz gibi ele alınıp, ‘termodinamik’ kuralları uygulanmıştır. Oysa insan vücudu için 1 kalori 1 kaloriye eşit değildir. Çünkü insan vücudu kapalı bir havuz değildir, havuz problemi biyolojik ve canlı bir varlığa uymaz, uygulanamaz. 1 kalori o vücuda ya da organizmaya girdiği gibi kalmaz, nereye gideceği, nasıl gideceği, ne için kulla­nılacağı bir bilinmeyendir! Kimse o 1 kalorinin ne olduğunu kestiremez, çün­kü ‘mikro-kozmoz’ içine girmiş ve yok olmuştur. Uzaya gönderilen herhangi başıboş bir cisim misali… Bu nedenle, örneğin canlı bir organizma için “1500 kalori girsin, 1000 kalori çıksın o zaman kilo verilecektir’ demek mümkün değildir. Yaşayan bir canlı için asd önemli olan, enerji ya da kalorinin miktarı değil, ‘enerjinin niteliğidir, kalitesidir.

Son bilimsel çalışmalar vücudumuza giren kalorinin niceliğinin değil, ni­teliğinin önemli olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda, gıdalarımızın organ­larımızda ve tüm vücut hücrelerimizde meydana getirdiği etkilerin ve uyan­ların, ne gibi değişliklere neden oldukları da Önem kazanmıştır. Bu alanlarda ve konularda binlerce bilimsel çalışma yapılmıştır ve hâlâ yapılmaktadır. Bilim durağan değildir, sürekli gelişme ve ilerleme halindedir Bu sebeple bilimde dogmalar kabul etmemiz mümkün değildir!

Vücudumuza giren bir gıdanın kalorisini bilmek ya da hesaplamak abesle uğraşmaktır. Asıl önemli olan o gıdanın vücuda girdiğinde ve hazmolduğunda nelere sebep olduğu, nelere dönüştüğüdür. Bir yiyeceğin, vücudumuzun hüc­relerini nasıl etkilediğinin hayati önemi vardır! Kitabımda bu mekanizmaları detaylarıyla anlattım.

Kanda şeker ve insülin yüksekliği ile birlikte ileri yaşlarda ortaya çıkan, ‘dejeneratif” diye adlandırdığımız şişmanlık, obezite, karaciğer yağlanması, diya­bet, hipertansiyon, kalp krizi, felç, inme, kronik artritler, kronik bel ağrıları, kanser çeşitleri, Alzheimer, erken bunama, fıbromiyosit gibi hastalıklar, bunla­rın komplikasyonları sonucu meydana gelen sakatlıklar ve erken Ölümler, gü­nümüzde aileleri perişan etmektedir. Ayrıca ülkelerinin sağlık ekonomilerinde de kocaman bir kara delikler açmaktadırlar.

Oysa artık bilimsel olarak şişmanlık, obezite, diyabet, kalp hastalıkları, en­farktüs, inme, kanser gibi hiperinsülinemik hastalıkların, yani insülin yüksek­liği hastalıklarının önlenebilir olduğu, tedavilerinin daha kolaylaştığı bilimsel olarak gösterilmiştir. Başta beslenmenin düzeltilmesi ve hareketin artırılma­sıyla bu hastalıklar gerileyebilmekte, düzelebilmekte ve ödenebilmektedir.

Hükümetimiz tarafından başlatılan kampanyalar devam ederse. Karatay Dlyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberinde yer alan öneriler uygulanırsa güçlü, sağlıklı ve hasta olmayan bir ‘nesil’ yetişmiş olacaktır. Unut­mayalım ki. sağlam kafa sağlam vücutta bulunur!

Halkta eksik olan, bilgi! Artık mızrak çuvala girmiyor, birtakım reklâm nu­maralan ile sağlıksız yiyecekler, sağlıklı gösteriliyor. Halkımız sağlıklı sanarak fazla miktarda sağlıksız yiyecek tüketiyor. Oysa insanlar bilinçli olarak yaşa­dıklarında, sağlıklarını korumakta güçlük çekmiyorlar ve mutlu oluyorlar. İşte bu sebeple sağlığımızın sorumluluğunu kendi elimize almak ve korumak en ucuz ve kolay yoldur. Hastalanmamak elimizdedir, yalnız kendi elimizdedir, başka kimsenin elinde değildir!

Bizler buna karar verip yaşam biçimimizde köklü ve sağlıklı değişiklikler yapabildiğimiz zaman obeziteyi, diyabeti, kalp krizini, inme dediğimiz felç hastalıklarını, kanseri ve diğer kronik dejeneratif hastalıkları önleyebiliriz.

Bunu ben söylemiyorum, bütün dünya söylüyor! Sağlıksız yağ dediğimiz trans yağların, şekerin ve sağlıksız karbonhidratlar dediğimiz yüksek glisemik indeksli yiyeceklerin zararlı olduğu ile ilgili yüzlerce kitap, makale ve bilimsel araştırma var. Bir hekim olarak benim yaptığım, bu alandaki bilgileri çok siste­matik bir hale getirip herkesin anlayabileceği bir dille Türk halkına sunmaktır.

Bu kitapta da farklı bir şey yapmadım. Çıplak gerçeği söyledim! Hangi yi­yeceklerin vücudumuzda hangi etkiyi yaptığını anlatırken, küresel beslenme tuzaklarını deşifre ettim ve bu tuzaklardan kurtulmanın ipuçlarını verdim.

Hayatımızı kendi elimize almamızın zamanı gelmiştir diye düşünüyor ve sağlıklı uzun ömürler diliyorum.

Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay

KURTULUŞ REÇETESİ-1

PROTEİNİN ‘EN ÖNEMLİ’ GIDA OLDUĞUNU UNUTMA!

Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri gibi protein grubu yiyecekler yağsız (light) olarak yenirse hiçbir fayda vermez!

Sürekli yağsız et, yağsız süt ve yağsız peynir öneren, karbonhidrattan proteinden önde tutanlara duyurulur…

SORU: Proteinler neden ‘en başta’ geliyor?

CEVAP: Bir insan organizmasını oluşturan bütün hücrelerde ve dokularda en faz­la bulunan madde proteinlerdir. ‘Protein’ kelimesi eski Yunancada kullanılan ‘proteios kelimesinden gelmektedir. Proteios’un kelime anlamı ise ‘ilk ve tek, en önemli olan’ demektir. Proteinlerin, vücudumuzu oluşturan en Önemli ve temel ana maddeler olmalarının yanı sıra, inanılmaz düzeyde ve sayıda hayati görevleri de vardır.

Proteinlerin görevleri nelerdir?

Proteinler bir organizmanın yapı taşlarıdır. Yaşamamız, hayatta kalabilme­miz için olmazsa olmaz* besinlerdir. Ancak bilmemiz ve unutmamamız gere­ken son derece önemli bir nokta daha bulunmaktadır; hiçbir protein molekü­lü ‘yağlar’ olmadıkça işe yaramaz, görevlerini ve işlevlerini yerine getiremez! BİZLERİ HAYATTA TUTAN VE ELZEM OLAN ASIL KONU. YAĞLARIN VE PROTEİNLERİN AYNI ANDA BİR ARADA VÜCUDUMUZA…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık ~ Canan Efendigil KaratayKaratay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık

    Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık

    Canan Efendigil Karatay

    Şişmanlığa Elveda, Mutluluğa Merhaba! Prof. Canan Efendigil Karatay’ın yazdığı ve çıktığı günden beri ‘en çok satanlar’ listesinden inmeyen Karatay Diyeti Türk insanının en büyük...

  2. Karatay Mutfağı – Kalıcı Kilo Verdiren Yemek Tarifleri ~ Canan Efendigil KaratayKaratay Mutfağı – Kalıcı Kilo Verdiren Yemek Tarifleri

    Karatay Mutfağı – Kalıcı Kilo Verdiren Yemek Tarifleri

    Canan Efendigil Karatay

    “Ben şunun garantisini veriyorum: Mutfağını, Karatay Mutfağına çevirenler sağlık bulacak, zayıflayacak ve kilosunu koruyacak! Bunu yaparken de hiç strese girmeyecekler.” ‘Türkiye’yi zayıflatan profesör’ olarak...

  3. Karatay Diyeti – Bilimsel Gerçeklerle Kilo Vermenin ABC’si ~ Canan Efendigil KaratayKaratay Diyeti – Bilimsel Gerçeklerle Kilo Vermenin ABC’si

    Karatay Diyeti – Bilimsel Gerçeklerle Kilo Vermenin ABC’si

    Canan Efendigil Karatay

    Bu kitap, klasik bir diyet kitabı değil. ‘Kibrit kutusu’, iki yemek kaşığı’ gibi anlamsız ölçülerle insanları strese sokmuyor. Karatay Diyeti bir yaşam biçimi. Yıllardır...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur