ÖCALAN’I TÜRKİYE’YE MOSSAD MI TESLİM ETTİ?
Bu kitabı okumadan Ortadoğu ve dünyada ne olup bittiğini tam olarak anlayamazsınız.
Orgeneral Charles Guthrie
Eski İngiltere Savunma Bakanı
İsrail gizli servisi MOSSAD, pek çok kişi tarafından dünyanın en güçlü istihbarat servislerinden biri olarak görülmektedir. Peki bu ne kadar doğrudur? Abartı mıdır, yoksa gerçek midir?
1961 yılında MOSSAD’a giren ve 1998 ile 2002 yılları arasında başkanlığını yapan Efraim Halevy hem bu sorunun cevabını hem de Ortadoğu, Türkiye, Filistin, 11 Eylül, Irak’ın işgali vb çeşitli olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunuyor:
*MOSSAD’ın sistemi nasıl çalışır ve uluslararası arenada rolü nedir?
*MOSSAD bugün Hamas’ın lideri olan Halid Meşal’i niçin öldürmeye yönelik bir girişimde bulundu?
*İsrail-Ürdün Barış Anlaşması sürecindeki müzakereler ve bunların bölgenin istikrarı açısından önemi nedir?
*MOSSAD 11 Eylül saldırılarından önce ne biliyordu ve bu bilgileri kimlerle paylaştı?
*Öcalan’ı Türk yetkililere CIA ve MOSSAD mı teslim etti?
*Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesi kimlerin işine gelmez?
İÇİNDEKİLER
Teşekkürler
Önsöz: Gölgeden Çıkmak.
1. Sekiz Yıl Süren Savasın Sona Ermesi (1988 1991
2. Savaşa Geri Sayım
3. Savaştan Sonraki Gizli ve Açık Kanallar
i,. Bölgesel Ortadoğu Anlaşmazlıklarına Uluslararası Bakış .
5. Profesyonel Düzey Barışın Sağlanmasında Üçüncü Unsur .
6. 1991 Tarihli İsrail Ürdün Anlaşması .
7. Nihai Anlaşmaya Üç Ay Kala
8. Liderler ve Ülkeleri .
9. Değişen Zamanlar Değişen Öncelikler
10. Mesai Olayı
11. Yeni Başkanın Öncelikleri
12. Aşırı Gurur, Kibir ve Özgüven.
13. Yeni Bir Dönem: Devlet Arasında Aracılık
Yapan istihbarat Görevlileri
14. İstihbaratın Siyasi Çıkar Amaçlı Kullanımı
15. Şaron’un Başarısı
14. Sorumluluğu Üstlenmek ve Sucu Başkalarına Atmak.
17. Yeni Bakış Açımdan.
18. Diplomasi Mümkün Kılma Sanatı
İstihbarat İmkânsızı Çözme Ustalığı
ÖNSÖZ
GÖLGEDEN ÇIKMAK
Benim adım Efraim Halevy. 1934 yılında Londra’da doğdum. İkinci Dünya Savaşını yaşadım ve savaşın sonlarına doğru Londra’ya atılarak yüzlerce sivilin ölümüne neden olan Vl ve V2 roket füzelerine tanık oldum.
Annem ve babamla birlikte 1948 yılının Nisan ayında, o dönemde Filistin olarak bilinen ülkeye taşındık. Bundan bir ay sonra da İsrail Devleti kuruldu ve gençlik yıllarımda Bağımsızlık Savaşını bizzat yaşadım. Yirmili yaşlarımın başında Ulusal İsrailli öğrenciler Birliği başkanı olarak görev yaptım ve birlik adına çoğunlukla Doğu Avrupa olmak üzere Asya ve Afrika ülkelerine ziyaretlerde bulundum. Komünist cephe tarihinde çalkantılı bir dönem olan 1956 yılında Moskova ve Prag’daydım. Mossad’a 1961 yılında girdim ve kısım amiri yardımcılığına atandığım 1967 yılına kadar burada analiz uzmanı, istihbarat görevlisi ve idari işler başkanlığı görevlerinde bulundum. Bu görevlerin ardından, sonraki yirmi sekiz buçuk yıl boyunca Mossad’ın yönetim kurulunda yer aldım. Büyük bir kısmı daha sonra iki dönem İsrail başbakanlığı yapan İzak Rabin’in büyükelçiliğinde olmak üzere Washington’da dört yıl görev yaptım. Ayrıca Paris’te üç yıl boyunca üst düzey bir mevkide görev aldım ve her biri beşer yıl olmak üzere İki kez harekât başkanlığı görevinde bulundum.
1995 yılının Ekim ayının sonunda, İzak Rabin’in suikast sonucu Öldürülmesinden bir hafta önce. İsrail’in Avrupa Birliği büyükelçisi olarak görev yapmak üzere Brüksel’e gittim. Bundan iki yıl üç ay sonra bir kriz döneminde Mossad’ın başına geçmek üzere Başbakan Benyamin Netanyahu tarafından acilen çağrıldım. Dünyadaki güçlü ve saygın gizli devlet teşkilatlarından birinin başına geçmiştim ve bu görevi dört buçuk yıl sürdürdüm. Neticede üst düzey yönetici olarak toplam otuz üç yıl hizmet verdim.
Mossad’da görev yaptığım yıllar boyunca Ortadoğu krizini yakından izledim. Hiç beklemediğim anlarda yaşadığımız bazı olaylar da oldu, nelerin gerçekleşmek üzere olduğunu kısa veya uzun süre öncesinden bildiğim durumlar da. Ayrıca, bölgenin çehresini değiştirerek tarih yazan birkaç olayda yer almam benim için çok büyük bir ayrıcalık olmuştur. Liderleri müthiş gerilim anlarında gördüm ve onların insani zaafları ve güçleri ele alma biçimlerinden çok şey öğrendim. Uluslarının kaderi ve kendi meslek yaşamları tehlikedeyken korkudan sinen devlet başkanları gördüm; kimi zaman da cesaret ve sadakate tanık oldum. Ayrıca korkaklık ve ihanetle karşılaşma talihsizliğini de yaşadım. Umut ve coşku dolu anlar gördüm; aynı zamanda ümitsizlik ve karamsarlığın egemenliğinde dönemler de geçirdim.
2001 yılının 11 Eylül gününde, öğleden sonra, Kudüs’teki bakanlar kurulu odasında Başbakan Ariel Şaron’un başkanlığında Filistin toprakları meselesiyle ilgili bir toplantıdaydım. Aniden genç bir kadın asker odaya girip de savunma bakanına ve başbakana bir kâğıt parçası verene kadar toplantının sakin ve olması gerektiği gibi geçtiğini çok iyi hatırlıyorum. Başbakan kâğıttaki notu okudu ve bizlere New York’taki İkiz kulelere havadan bir saldın gerçekleştirilmiş olduğunu söyledi. Derhal odadan çıktım, ofisimi aradım ve ofisimden bana kamuoyunun bildiğinden başka bir bilgiye sahip olmadığımız söylendi. Hiç oyalanmadık Her birimiz, öğrenebileceğimiz tüm bilgileri edinmek üzere kendi ofisimize gittik. İstihbarat biriminin tepesindeki bizler, çok geçmeden, 11 Eylül olaylarının dünya tarihinde dönüm noktası olacağını anlamıştık
Saatler ilerledikçe o sırada Londra’da yaşayan ve o günün sabahında British Airways uçağıyla New York’a uçan oğlum için duyduğum endişe artmaktaydı. John P Kennedy Uluslararası Havaalanı kapatılmıştı ve oğlumun uçağının nereye indiğini bilmiyordum. Onun ABD’ye giden uçaklar için kullanılan çok uzak bir havaalanında olduğunu öğrendiğimde aradan uzun saatler geçmişti. Günlerce ABD’te tutulmuş, daha sonra İngiltere’ye yeniden dönebilmişti.
Mossad’ın başkanı olduğum süre içerisinde yaşadıklarım içerisinde beni neredeyse tam bir acizlik anında yakalayan olay buydu. İstihbarat sıfırdı. Tehdidin yapısını ve kapsamını tam olarak değerlendirmek başlangıçta mümkün değildi ve saldırıların Ortadoğu için taşıyacağı anlamlar düşünülemeyecek kadar çok ve ciddiydi. Olaydan bir veya iki gün sonra yakın bir çalışma arkadaşıma Ortadoğu savaşının Amerika kıtasının kıyılarına girdiğini ve ABD’nin artık Ortadoğu’daki savaşın içinde yer aldığını söylediğimi anımsıyorum. ABD, savaşı kendi topraklarında kazanamazdı, bu nedenle çok geçmeden Ortadoğu’ya gelmek ve bu savaşı kazanmak için düşmanla çarpışmak zorunda kalacaktı. Bunun nasıl olacağı hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu, ama bunun şu veya bu şekilde gerçekleşeceğinden emindim. Bu tür dönemlerde, insan geçmişteki kriz dönemlerini anımsar.
İSRAİL’DE ANMA GÜNÜ, 1994 Yılı BAĞIMSIZLIK günün arifesiydi ve Ürdün Nehri üzerindeki Allenby Köprüsünü geçip İsrail’e dönmek üzereydim. Eşimle birlikte saygıdeğer Kral…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Kurumlar-Örgütler Siyasal Hayat
- Kitap AdıKaranlıktaki Adam/Bir Mossad Tarihi
- Sayfa Sayısı360
- YazarEfraim Halevy
- ISBN9759961459
- Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviTurkuvaz / 2008