Siyasal polisiye ustası Wolfgang Schorlau’nun bu romanında, çok eskiden işlenmiş bir cinayetin sırrı, bir geçmişle hesaplaşma vak’asına dönüşüyor.
Koca bir otel, üstelik karşılıksız, niçin başkasına devredilmiş olabilir? Dedesinin yıllar önce yaptığı bu bağışın belgesini bulan bir adamın peşine düştüğü sır, çok daha büyük bir sır yumağının çilesini açıyor. Ve bu sır, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinin hercümercinde Almanya topraklarında “kayıp” olarak kaydedilmiş bir siyah ABD askerinin hikâyesiyle buluşuyor.
Karanlık Suskunluk’ta, özel dedektifimiz Georg Dengler’in blues ve caz tutkusu, iyice ön plana çıkıyor. Chicago blues’unun efsanesi Junior Wells, bizzat sahne alıyor romanda. Karizması, sohbeti… ve sırrıyla!
“Wolfgang Schorlau bu romanıyla birlikte Almanca edebiyatta siyasal polisiyenin zirvesine yerleşti.”
Hamburger Abendblatt
*
“Köklerin gölgesi yoktur.”
AFRİKA ATASÖZÜ
“Zenginlerin taşkalpliliği
fakirlerin kötülüğünü haklı kılar.”
MARKİ DE SADE
“John Lee Hooker Başkan olsun!”
ERIC BURDON
İçindekiler
Giriş: Bruchsal, 1 Mart 1945…………………………………………………………………… 13
Birinci Bölüm……………………………………………………………………………………………………………….. 25
1. Bir miras meselesi……………………………………………………………………………………………………… 25
2. Sternberg hesabı ödedikten sonra…………………………………………………………………..29
3. Jour fixe akşam saatlerinde başlıyordu……………………………………………………….. 32
4. Steven Blackmore tekrar kendine geldiğinde………………………………………… 37
5. Dengler Richard Nolte’ye baktı………………………………………………………………………38
6. Olga büyük masada oturuyordu……………………………………………………………………..40
7. Sternberg onu bekliyordu…………………………………………………………………………………….43
8. Dengler arabayı çalıştırdı…………………………………………………………………………………….50
9. Ama bunun hiç anlamı yok………………………………………………………………………………..54
10. İki oğlan çocuğu çimenlikte oturmuşlardı………………………………………………56
11. Saat tam 07.15’te Sansar’ı gördü……………………………………………………………………… 57
12. Olga dehşet içerisinde bakıyordu ona…………………………………………………………. 62
13. Bruchsal’a bombalar yağarken………………………………………………………………………….68
14. Cehennemin üzerinde süzülüyordu……………………………………………………………… 73
15. Sevgili Georg, o kadar uzun zamandır tereddüt ediyorum ki…….74
İkinci Bölüm…………………………………………………………………………………………………………………..77
16. İki prezervatif……………………………………………………………………………………………………………….77
17. Stuttgart’tan çıktıktan sonra iki saat çakılı kaldı otoyolda ………….82
18. Milyarderler partisi…………………………………………………………………………………………………..86
19. Dengler’in çalar saati 06.30’da çaldı……………………………………………………………97
20. Aniden aklına gelen bir fikre uyarak………………………………………………………… 102
21. Ormanın gölgesinde…………………………………………………………………………………………….. 103
22. Dengler arabayı yolun kenarına park etti………………………………………………107
23. Kokpit elini uzatsa değeceği yakınlıktaydı…………………………………………….111
24. Babanızı tanıyorum……………………………………………………………………………………………….113
25. Sıska bir adam duruyordu barda…………………………………………………………………..116
26. Bir sır var……………………………………………………………………………………………………………………….117
27. Blackmore uçağının düştüğü noktadan ayrıldı………………………………… 121
28. Saat 10.00’u biraz geçe………………………………………………………………………………………..122
29. Öğle yemeğini Schlosshotel’de yemeye karar verdi………………………..128
30. İtfaiye arabasında…………………………………………………………………………………………………….130
31. Dengler Sternberg’in yüzüne baktı……………………………………………………………. 133
32. Tam gitmek üzere harekete geçtiğinde…………………………………………………….137
33. Dengler 20.00’ye birkaç dakika kala Basta’ya geldiğinde…………….141
34. İki tünelin arasında……………………………………………………………………………………………….144
35. Sabah hastaneyi aradı…………………………………………………………………………………………..146
36. Hintyağı rezaletinden üç hafta sonra…………………………………………………………151
37. Sternberg, Dengler’i görmedi………………………………………………………………………….153
38. Cam kabul ofisinde oturan kadın………………………………………………………………..154
39. Sabahları köpeğe mama veriyorlardı………………………………………………………….158
40. Yaşlı adamın gözleri parladı……………………………………………………………………………..159
41. Dördüncü gecede……………………………………………………………………………………………………..161
42. Ama bu bir suç hikâyesi değil ki……………………………………………………………………167
43. Ertesi gün………………………………………………………………………………………………………………………169
44. O akşam…………………………………………………………………………………………………………………………173
45. Sweet Home Chicago……………………………………………………………………………………………174
46. Volkssturm sağdan hiza alıp sıralanmıştı………………………………………………….178
47. Dengler şaşkın gözlerle dar bir merdivene bakıyordu……………………180
48. Saat 23.00’ü biraz geçiyordu, Junior Welss sahneye çıktı…………..184
49. Ertesi sabah………………………………………………………………………………………………………………… 187
50. Sonraki günler……………………………………………………………………………………………………………193
51. Şehrin sokaklarında hedefsiz dolaştılar………………………………………………….. 196
Üçüncü Bölüm………………………………………………………………………………………………………… 199
52. Dönüş uçuşu sakin geçti…………………………………………………………………………………… 199
53. Kadın önce ona zaten bildiklerini anlattı………………………………………………203
54. Steven Blackmore sucuk gibi bağlanmış bekliyordu………………………205
55. Öğleden sonra……………………………………………………………………………………………………………206
56. Tekrar Stuttgart’a …………………………………………………………………………………………………….211
57. Cinayet masası yeni bir binadaydı……………………………………………………………….214
58. Sabahın erken saatlerinde…………………………………………………………………………………..216
59. Taksi onları Schlosshotel’e getirdi………………………………………………………………..219
60. Şimdi ne yapıyoruz?………………………………………………………………………………………………224
61. Olga ve Dengler beraber kahvaltı ettiler…………………………………………………227
62. Ne dedi?…………………………………………………………………………………………………………………………232
63. Burayı kazmalıymışım………………………………………………………………………………………..236
64. Dört park yerinden biri………………………………………………………………………………………239
65. Ertesi gün öğle saatlerinde………………………………………………………………………………..241
66. Tüfek önünde, masanın üzerindeydi………………………………………………………..245
67. Dengler çukurdan çıktı………………………………………………………………………………………246
68. Pansiyona ulaştıklarında……………………………………………………………………………………247
69. Albert Roth kulaklarına inanamadı………………………………………………………….250
70. Derin ve hiç rüya görmeden…………………………………………………………………………….251
71. Gündlinger Kreuz’u biliyor musunuz?………………………………………………………..255
72. Ellerini bağlayan ipler kopmak üzereydi………………………………………………..258
73. Melek, Olga’nın gözleriyle bakıyordu ona ……………………………………………. 259
74. Üç hafta zayıf hissetti kendisini……………………………………………………………………262
75. Dengler karanlığı bekliyordu…………………………………………………………………………268
76. Dengler servis salonunun kapısını sonuna kadar açtı……………………270
77. Göz kamaştıran ışığın ortasında bir adam duruyordu…………………273
78. Schlosshotel’in restoranında çıt çıkmıyordu………………………………………..275
Sonsöz…………………………………………………………………………………………………………………………………..277
Bulmak ve Yaratmak…………………………………………………………………………………………………..279
Giriş:
Bruchsal, 1 Mart 1945
Parça tesirli mermi, P-51 Mustang’ın gövdesine kocaman pervanesinin hemen biraz arkasından giriyor ve o anda patlıyor.
Merminin gömleği, tam tamına onu geliştiren mühendislerin tasarladıkları gibi, keskin köşeli 1.500 şarapnel olarak dağılıyor.
Bir ısı dalgası kaplıyor uçağın içini, Steven Blackmore akkor haline gelmiş, göz kamaştıran beyazlıkta bir cehennemde hissediyor kendisini. Göz açıp kapayana kadar oluşan basınç dalgası Mustang’ı sıçrayan bir top gibi yana fırlatıyor, Steven Blackmore’un kafası pilot kabininin tavanını güçlendiren çelik kafese çarpıyor.
Ve ardından yüzü ön panele yapışıyor.
Onu koltuğuna bağlayan kemerlerin kürek kemiklerini kırdığı hissine kapılıyor bir anda. Basınç onu tekrar koltuğuna yapıştırıyor, uçak sanki dev bir yumruğa çarpmış ve havada hareketsiz kalmış gibi. Pervanenin dört büyük kanadından biri gözlerinin önünde, önce modern sanatın kötü örneği tuhaf bir heykele dönüşüyor ve ardından görüş açısından çıkıyor, uçup gidiyor.
Blackmore koltuğunda öne doğru bir hamle yapmaya çalışıyor.
Uçak hâlâ komut dinliyor mu?
Yakıt göstergesi? Normal.
Silah sistemlerini test etmeliyim.
Sağa bak.
Kanattaki üç makineli tüfek de yerlerinden kopmuş, namluları alelacayip açılarla göğün derinliklerine çevrilmiş. Sol kanattaki silahlar sağlam gibi görünüyorlar. İşaretparmağı uçağın komuta levyesinin üzerindeki tetiği yokluyor, makineli tüfeklerle bir salvo atış deniyor, sol kanattaki üç silah kusursuz çalışıyor.
Gözleri bütün önemli göstergeleri kontrol ediyor, hepsi sarı zonda.
Rota jiroskopu normal, yapay ufuk normal, dönüş müşiri takılı kalmış.
Uçak uçuş aksından ayrılmış.
Basınç düşmüş, Climb Variometer: Uçak hızla irtifa kaybediyor.
İrtifa kaybını engellemek için levyeye asılıyor, bir tepki gelmiyor uçaktan.
Yükseklik kontrolü devre dışı. Muhtemelen ana taşıyıcı profil isabet almış.
Mustang’ı uçurmak mümkün değil artık.
Uçağı terk etmeliyim.
Sağ eliyle sağ taraftaki kırmızı kolu çekiyor.
Sıkışmış.
Kola iyice asılıyor, iki eliyle birden.
Kabinin tavanı uçup gidiyor.
Kemerlerini çözüyor.
Sol kanada tırmanmalıyım.
Kendisini koltuğundan kurtaramadan sağ kanattaki yakıt deposu patlıyor.
Steven Blackmore mart ayının buz gibi soğuk gökyüzüne, et ve kemikten müteşekkil bir top güllesi gibi fırlıyor; bacakları önde, çelik bir yumruk kafasını midesine doğru bastırıyor sanki, basınç onu iyice sıkıştırıp küçücük bir konserve kutusuna sığdırmaya niyetli galiba.
Son demlerini yaşayan ağır yaralı Mustang yoluna onsuz devam ediyor.
Ölmek böyle bir şey anlaşılan, diye geçiriyor aklından.
Ve sonra bilincini kaybediyor.
* * *
Yakında Chicago’ya dönerim, diye düşünmüştü Steven Blackmore daha aynı günün sabahında. Savaşı kazandık nasıl olsa, diye geçirmişti aklından.
Almanları anlamıyordu.
Neden pes etmiyorlar hâlâ?
Amerikan kara birlikleri Eifel ve Saarland bölgelerinde Alman İmparatorluğu’nun sınırlarını aşmıştı, Pfalz üzerinden Ren bölgesine kadar bir hamle yapmak için Elsass’ta hazırlanıyorlardı. Berlin’i Ruslar ele geçirecekti. Müttefik uçakları her gün, gece gündüz hiç durmadan, binlerce ton patlayıcı ve yangın çıkartıcı bomba yağdırıyordu Alman şehirlerine. Savaşın başından o güne dek ölenden fazla sivil bu bombalamaların neticesinde hayatını kaybetmişti şimdiden. Blackmore hiç anlam veremediğini gösterecek şekilde sallamıştı kafasını: Ama buna rağmen, en ufak umut ışığının olmadığı şu koşullarda, savaşmaya devam ediyordu bu aptal Almanlar.
İki hafta önce filosuyla beraber Ren kenarındaki, ismini bu arada çoktan unuttuğu küçük bir şehrin yük treni istasyonunun raylarını tahrip etmişti. Aynı günün gecesinde bu deliler bütün rayları tamir etmişlerdi. Keşif uçaklarının, dumanlar savura savura Batı cephesine takviye taşıyan iki trenin fotoğraflarını çekmesi öğleni bile bulmamıştı. Binbaşı Waters göstermişti ona fotoğrafları, Almanların iki lokomotifin üzerine büyük beyaz harflerle yazdıkları cümleyi de yine o tercüme etmişti Blackmore’a:
“Zafer için tekerlekler dönecek.” Ertesi gün yirmi Flying Fortress tren garını ve şehri bir halı bombardımanıyla yerle bir edip taş, çelik, kan ve kemikten mürekkep bir karışıma dönüştürdü.
Teğmen Steven Blackmore, Tuskegee/Alabama’daki eğitiminden sonra uzun bir süre İtalya’da savaşmıştı. Kırmızı kuy….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çağdaş Dünya Edebiyatı Polisiye Roman (Yabancı)
- Kitap AdıKaranlık Suskunluk
- Sayfa Sayısı283
- YazarWolfgang Schorlau
- ISBN9789750537479
- Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Karain ~ Joseph Conrad
Karain
Joseph Conrad
Karain, Conrad’ın en büyük, en görkemli ve en içsel öyküsü olmayabilir ama yine de Conrad’ın yazını içinde tartışılmaz bir önemi vardır. Conrad, yazdığı deniz,...
- Hokus Pokus ~ Paul Kieve
Hokus Pokus
Paul Kieve
Sihrin altın çağında yaşamış yıldız sihirbazların, 21. yüzyılda yaşayan acemi bir sihirbazın evine yaptığı ziyaretler sizi hayretler içinde bırakacak! Önsözünü Harry Potter karakterini canlandıran...
- Acı Çikolata ~ Laura Esquivel
Acı Çikolata
Laura Esquivel
İçinde yemek tarifleri, aşk öyküleri ve kocakarı ilaçları bulunan roman