Mektup arkadaşları…
Nilgün ve Şerife…
Uzun bir süre yazıştıktan sonra nihayet bir araya gelebildiler.
Ve şimdi yaz tatilinde buluşuyorlar.
Her bölümünde bir serüven, heyecan, komik bir olay bulacağımız bu kitabı elinizden bırakmayacaksınız.
ÖNSÖZ
ANNE VE BABALARA
Son yıllarda kitle iletişim araçlarının çocuklar üzerindeki etkisi, haklı olarak çokça tartışılır oldu. Televizyonun çocukları büyüleyen görsel işitsel etkisi, boyalı basının çekiciliği, nicel ve teknik açıdan gelişerek yaygınlaşan çocuk kitap ve dergileri, çocuklarımızın davranışlarını ve zihinsel gelişimlerini etkilemekte, yönlendirmektedir. Çünkü onlar kültür ortamının en duyarlı alıcılarıdır. Eğitim ve eğlence adına çocuklarımıza sunulanlar, bir bakıma geleceğimizin harcını oluşturur. Özellikle çocuk kitapları konusunda başıboş yayıncılığın zararları, toplum bilincinde sorumluluk uyandırması gereken bir konudur. Bu nedenle gerek radyo ve TV çocuk programlarının, gerekse çocuk kitap ve dergilerinin pedagojik ilkeler ışığında denetimden geçmesini önermekteyiz.
Sorunun önemli bir yanı da, çocuklarımıza verilenlerin onların gelişim dönemlerine uygun olup olmadığıdır. Örneğin, masal çağının düşsel evreninden kopmaya başlayan son çocukluk çağındakilerin ya da ergenlik çağına henüz girenlerin özelliklerini, gereksinimlerini biliyor muyuz? Bu çağ çocuklarının toplumsallaşma eğilimlerinin yanı sıra gruplaşma. klikleşme Özelliklerini dikkate alıyor muyuz? Onlar için grupları ve arkadaşları her şeydir: toplum adeta grupta yoğunlaşmıştır. Batıda bu dönem çocuklarının çeteler oluşturdukları, kimi kez bu çetelerin ciddi suçlara yöneldikleri bilinmektedir.
Ülkemizde çeteler yerme daha çok oyun grupları biçiminde görülen gruba bağlılık duygusu, aileler ve eğitimciler tarafından doğru yönlendirilirse, toplum ve çocuk yararına kullanılabilecek güçlü bir potansiyel oluşturabilir.
Bu kitap, ergenliğin eşiğindeki bir çocuk grubunun, söz konusu gizil gücü, oyun, eğlence ve serüvenle iç içe nasıl bir yapıcılığa dönüştürdüklerinin öyküsüdür. Ortaokul öğrencisi olan kahramanlarımız bir tatil kampındaki yaşama elbirliğiyle olağanüstü bir canlılık ve renk katıyorlar… Türkiye’deki turistik tesisleri kendini tanıtmadan incelemekle görevli bir yabancı gazeteciyi bulmak isteyen ve kampta örnek bir turistik hizmet vermenin yollarını araştıran çocuklar, maceradan maceraya koşuyorlar… Yörenin zengin uygarlık kalıntılarına düzenlenen geziler, Çukurova’nın büyüleyici efsaneleri çocuklarımızın elinde ve dilinde adeta yeniden yaşam kazanıyor…
Romanda, çocukların kişilik gelişiminde onlara tanınan fırsatların ne denli önemli olduğunu ilgiyle izliyoruz. Davranışlarını baskıdan uzak, Özgürce seçebilen çocuklarda sorumluluk duygusunun ve ahlaksal gelişimin nasıl yükseldiğine tanık oluyoruz. Olaylar ve serüvenlerle dokunmuş sevgi, dayanışma ve dostluk duyguları içimizi ısıtıyor…
Yazarın güzel bir Türkçe, akıcı bir anlatım ve doğru bir yazımla dile getirdiği olayların gerilimi, kitabı bir solukta okuyacak denli başarılı.
Prof. Dr. Haluk Yavuzer
1. BÖLÜM
BİR ARMAĞAN
“Gözlerime inanamıyorum, dedeciğim! Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim,” diyerek Nilgün sevinçle dedesinin boynuna atıldı.
“Yavaş ol yavrum, boynumu koparacaksın.” “Ama inanılmaz bir armağan bu, dedeciğim.” Nilgün’ün doğum günüydü o gün. Oturma odasındaki tatlı dağınıklık, masanın üzerinde karmakarışık duran çay fincanlarıyla pasta tabakları, oraya buraya saçılmış yaldızlı paket kâğıtları ve yepyeni armağanlar, güzel geçmiş bir doğum gününün geride kalan kanıtlarıydı sanki.
Sonuncu arkadaşı da gittikten sonra Nilgün, küçük kardeşi Defne’yle birlikte oturma odasını toplamaya başlamıştı ki anneannesiyle dedesi çıkagelmişlerdi. Armağanını merak eden Nilgün’ün sabırsızlığına aldırış etmeyen dede, paketi özenle yere koyup açması için İşaret etm işti Heyecandan eli ayağına dolaşan Nilgün, bir süre paketin ipleriyle uğraştıktan sonra ipleri çözüp kâğıtları bir kenara itince ortaya turunculu mavili pırıl pırıl bir kumaş yığını çıkmıştı. Bir anlık şaşkınlıktan sonra Nilgün bir çığlık attı. “Anne, bu bir çadır! Kamp çadırı!” “Aferin sana. Bak annen hâlâ bakıyor bu nedir diye,” der iken dede keyifli keyifli güldü.
Nilgün. “Ay dedeciğim, çok teşekkür ederim, hem de pek çok,” dedikten sonra yere diz çöküp çadırı incelemeye koyuldu. Orasını burasını karıştırıyor, sorular soruyordu. Armağan herkeste şaşkınlık yaratmıştı, alışılmışın dışında bir şeydi bu.
Sonunda Nilgün, dedesine sordu. “Peki, dedeciğim, ben bu cadırı nereye kuracağım?”
“Apartmanın önüne.” Hep birlikte gülüştüler, sonra dede ciddileşerek konuşmaya başladı. “Ortaokulu bitirdiğine göre artık kocaman, liseli bir kızsın değil mi?”
“Evet. dedeciğim.” Nilgün’ün sesi gururluydu.
“Bu yaz anneanneni, Defne’yi ve seni alıp bir tatile çıkmayı düşünüyorum.”
“Ya annemle babam?”
“Onlarda başbaşa kalıp bir parça kafa dinlesinler.”
Anneanne. “Bak neler düşünürmüş de haberimiz yok.” dedi.
“Elbette. Yaz geldi sayılır, okulların kapanmasına şurada ne kaldı… Ben de sizi alıp deniz kenarında bir yere gidelim diye düşündüm. Bu aradaNilgün ve de bir çadır alayım, kampçılığı öğrensin, iyi bir deneyim olur dedim kendi kendime.”
Nilgün’ün annesi Belgin Hanım itiraz etti. “Ama baba. Nilgün bunu nasıl yapar?”
Dede. Nilgün’e göz kırptı. “Yapar efendim, bal gibi yapar. Bir kere bizim odamızın çok yakınına kuracağız onun çadırını, ben de yardımcı olurum, değil mi ya?”
“Tabii yaparım, dedeciğim, tabii yaparım,” derken Nilgün telaş içindeydi. Ya izin alamazsam diye ödü kopuyordu. Neyse ki bu kez de anneanne yardımına yetişti. “Canım gözümüzün önünde olduktan sonra ne olabilir ki.”
Belgin Hanım. “Anlaşıldı, anlaşıldı.” dedi gülümseyerek. “Peki babacığım, nereye gideceğinizi de kararlaştırdınız mı?
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Gençlik Kitapları
- Kitap AdıKamp Arkadaşları
- Sayfa Sayısı189
- Yazarİpek Ongun
- ISBN9753316323
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviEpsilon / 2008
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Lahitteki Sır – Kızıl Kule ~ Bekir Sert
Lahitteki Sır – Kızıl Kule
Bekir Sert
“Her varlık bir gün ölür ama kimilerinin ismi çağlar boyunca hatırlanır. Ölümsüzlüğün kapısına hoşgeldin Kayra” Birden bire gelişen sürpriz olaylarla hayatı değişen Kayra’nın Ejder...
- Canavarlar Denizi Percy Jackson ve Olimposlular ~ Rick Riordan
Canavarlar Denizi Percy Jackson ve Olimposlular
Rick Riordan
Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hala hayatta olduklarını söylese ne yapardınız? Ya ailenizden birinin bu tanrılardan biri olduğunu öğrenseniz? Olağanüstü güçlere...
- Günler Akıp Giderken / Bir Genç Kızın Gizli Defteri- 8 ~ İpek Ongun
Günler Akıp Giderken / Bir Genç Kızın Gizli Defteri- 8
İpek Ongun
Baharlar, kar taneleri ve güneş ışınları! O ışınlar çiçeklere ve kar tanelerine vuruyor, simli ışıltılar oluşturuyordu. İşte böylesi bir doğa görüntüsü içinde dedemle konuştum,...