Elma Yayınevi-ORTAPIA’dan çıkan yeni kitabımız Kalk Bi Dopamin Demle yazar Dr. Serkan Karaismailoğlu ve Dr. M. Ali Karaismailoğlu’nun anlatımlarıyla sesleniyor okura;
İnsan beyni önüne çıkan her türlü durumu harika analiz edebilecek bir prefrontal kortekse sahip olsa da hayatının büyük bir bölümünü duygularıyla yaşar. Duyguların bu denli güçlü olmasındaki en önemli etken ödül ve ceza sistemiyle çok yakın bir ilişki içinde olmasından kaynaklanır. İşte bu nedenle hayatı anlamak için beynimizdeki ödül devrelerinin çalışma mantığını ve dopaminin felsefesini anlamak lazım. Elbette ödül merkezleri açısından beynimizde aktif rol oynayan serotonin, oksitosin, endorfin gibi çeşitli moleküller olsa da bu kitapta sadece dopamini ele alacağız çünkü sistemdeki en kritik molekül dopamindir.…
Eğer siz de beyninizin içinde bir karadelik varmış ve ara sıra her şeyi yutuyormuş gibi hissediyorsanız aramıza hoş geldiniz. Tanıştığımıza göre dopaminimizi güzelce demleyip sohbetimize başlayabiliriz.
Keyifli okumalar…
Önsöz
Merhaba. Ne kadar yoğun olduğunuzu biliyoruz. O nedenle bu seriyi sizler için hazırladık. Vakti Olmayanlar İçin Sinirbilim (VOİS) serimizde hayatımızla doğrudan ilgili olan konuları sinirbilim ve fizyoloji perspektifinden olabildiğince anlaşılır ve özet bir şekilde sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Anlatımlarımız her ne kadar günlük olaylar üzerinden ilerlese de köklerinin bilimsel araştırma ve yayınlara bağlı olduğunu unutmayın.
Bölüm 1
Halıdaki Desenler ve Beynindeki O Karadelik
Mutluluğun trajedisi, modern mutluluk kavramının insanları
sistematik olarak mutsuzluğa sürüklemesindedir.
Wilhelm Schmid
Her insanın hayatının bir aşamasında yaşadığı ilginç bir deneyim vardır. Sabah her zaman olduğu gibi öten alarmla beraber uyanırsınız. Zorla doğrulup ayaklarınızı halının üzerine koyduğunuzda bu sefer hemen kalkamazsınız. Sanki o an yeryüzünde, yerçekiminin en kuvvetli olduğu noktada oturuyormuş gibi hissedersiniz. Eğer bu halinizi bir kelime ile tanımlamak gerekseydi “uyuşmuş” hiç fena bir alternatif olmazdı. Gözünüz halının üzerindeki desenlere takılır ve öylece boş boş bakarsınız. Sonra nereden geldiğini bilmediğiniz birtakım varoluşsal sorular kafanızda belirmeye başlar. “Sahi ben ne yapıyorum? Yaşamam gereken hayat gerçekten bu mu? Bir şeyler eksik ama ne?” gibi cümleler kulağınızın içine fısıldayıp durur.
Bu sorgulama hali, illaki anlattığımız şekilde olacak diye bir şey yok. Duş alırken, gişedeki kişi size para üstünü uzattığında ya da ağzına kadar dolu bir otobüste tüm yükünüzü o plastik tutacağa yüklemişken de benzer bir sorgulama içine girebilirsiniz. Derinlere dalarsınız çünkü artık yüzeyde görecek bir şey kalmamıştır. Elbette bu dalışlar tehlikelidir. Ne kadar derine giderseniz o kadar nefessiz kalırsınız. O nedenle güvenli bir yere kadar dalıp sonra hemen “rutin” denen yüzeye çıkarsınız. Çünkü rutinler ve etrafına çizdiğiniz konfor alanları rahat nefes alabileceğiniz yerlerdir. Kafanızdaki tüm soruları masanın üstünde dağınık duran eşyaları sürükler gibi bir kenara atarsınız. Ama bu bir gerçeği değiştirmez. Kim olursanız olun, ne yaparsanız yapın asla kaçamayacağınız bir hissiyat var ve bu his ayakkabınızın içine kaçmış minik bir çakıltaşı gibi sizi sürekli rahatsız edecek.
Eksik Olan Ne?
Hayat ne kadar hızlı geçiyor değil mi? Sanki her yeni gün dünden biraz daha kısaymış gibi. Sonra bir de o his var. Neyse ki sadece ara sıra ortaya çıkıyor ama yine de fazlasıyla can sıkıcı. Bir şeyleri eksik ya da yanlış yapmış gibi hissetmenizden bahsediyoruz. Oysa diğer insanlar ne kadar mutlu ve başarılı. Cep telefonunuzun ekranını ne zaman kaydırsanız karşınıza bir sürü mükemmel hayat çıkıyor. Herkes ne kadar güzel gözüküyor. Herkes ne güzel yerler geziyor. Peki ya siz? Kanepenize uzanmış, insanların görkemli hayatlarını seyrediyorsunuz. Bir de yüzlerindeki kocaman gülümsemeleriyle sürekli el ele olan çiftler var. Birbirlerini ne kadar seviyorlar değil mi? Oysa siz hâlâ doğru insana rastlayıp rastlamadığınızdan bile emin değilsiniz. Hatta söz konusu romantik ilişki beklentileriniz olduğunda henüz bir insana bile rastlamamış olabilirsiniz. Örnekler fazlasıyla çoğaltılabilir fakat ana konumuza dönelim. Ara sıra ortaya çıkan bu durum öyle bir hissiyat yaratır ki beyninizin içinde bir karadelik varmış ve her şeyi yutuyormuş gibi hissedersiniz.
Siz de dahil olmak üzere insanların en büyük yanılgısı ne biliyor musunuz? Beyninizi kemiren bu hissin iş ya da parayla alakalı olduğunu düşünmek. Öyle ya şu an villanızın havuzunda, online toplantıda yönetim kuruluna yapacaklarını söyleyip bir yandan da içeceğinizi yudumlasaydınız bu karadelik oluşur muydu hiç? İlk bakışta çok mantıklı bir düşünce gibi gözükse de emin olun hayalini kurduğunuz bu hayatı bizzat yaşayıp kafasının içinde sizinkinden çok daha büyük karadelikler barındıran bir sürü insan var. Hatta bu kişilerle bir karşılaştırma yaparsak sizin daha şanslı olabileceğinizi bile söyleyebiliriz. Ay sonunu zor denk getiren insanlar için kurmuş olduğumuz bu cümlenin çok boş durduğunun farkındayız ama meselenin sinirbilimsel temelini öğrendiğinizde bize hak vereceğinizi düşünüyoruz. Şu an için bilmeniz gereken tek şey bu durumun para ve refah seviyesinin çok daha ötesinde bir gerçekle ilgili olmasıdır.
Peki çözüm iş, para, refah seviyesi gibi faktörler değilse ne o zaman? Yoksa… Tabii ya nasıl unuttuk. Bu deliği tümüyle kapatacak olan asıl büyü AŞK olmalı. Yeryüzündeki milyonlarca insanın arasından kendinize en uygun olan o ruh eşinizi bulabilmek. Bundan güzel hayat amacı olur mu? Birçok romantik insan bu amaca gönülden inansa da asla gözardı edemeyeceğimiz bir detay vardır. Haklısınız. Doğru insanı bulmak ve onunla aşk yaşamak beyninizdeki ödül merkezlerini coşturan, dopamini adeta dalından yemenize neden olacak harika bir olaydır. Umarız bir gün siz de yaşarsınız ama inanın bu müthiş doğa olayı bile o karadeliği kapatmaya yetmeyebilir.
Neden biliyor musunuz? Çünkü o delik kapanamaz. İçine ne atarsanız atın, üzerini ne ile örterseniz örtün o karadelik hepsini yutacaktır. Beyninizin evrimsel çalışma mantığı tümüyle bu deliğin etrafına kurulmuş bir durumdadır. Doğal olarak tek bir çareniz var. O karadelikle yaşamayı öğreneceksiniz. Eğer bu sistemin çalışma felsefesini anlayabilirseniz o karadeliği beyninizdeki tüm kötü düşünceleri ve huzursuzluğu içine çeken müthiş bir elektrikli süpürgeye bile dönüştürebilirsiniz.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Popüler Bilim
- Kitap AdıKalk Bi Dopamin Demle
- Sayfa Sayısı152
- YazarM. Ali Karaismailoğlu ,Serkan Karaismailoğlu
- ISBN9786057144645
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviOrtapia / 2024