Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kadının Kültürel Şifreleri
Kadının Kültürel Şifreleri

Kadının Kültürel Şifreleri

Yıldız Cıbıroğlu

ANADOLU’DA KADININ KÜLTÜREL ŞİFRELERİ DS’ndeki M ile başlayan sözcükler bölümü, dilin içinde bir kadın kategorisi görünümü vermektedir. M bölümünde, dilin içinde temelde iki ses…

ANADOLU’DA KADININ KÜLTÜREL ŞİFRELERİ
DS’ndeki M ile başlayan sözcükler bölümü, dilin içinde bir kadın kategorisi görünümü vermektedir. M bölümünde, dilin içinde temelde iki ses var, iki kategori var: Dipteki M sesiyle olumlanan ‘Anne’ dili ve daha yakın zamanlardan gelmekte olan, ‘Anne’ dilini örten, onu bastıran, M sesiyle zavallı “kalıplaşmış eksik etek” kadın imgesini tarif eden (pederşahi) ‘Baba’ dili. O pederşahi toplumdaki ‘Baba’yı hiçbir yerde tam olarak gözümüzün önünde canlandıramıyoruz. Ama ‘Anne’ aşağılanan, acı çeken, değersiz, hastalıklı, güçsüz, eksik, yanlış hoppa bir kadın imgesini oluşturabiliyor.
İşaret edilen insansa, çoğu kez aşağılayıcı anlamlarla -açıkça kadın maraba, en alt sınıftan biri, hizmetçi kelimesi kullanılmadan- yergi yapılmakta; fakat -buraya dikkat- zayıf cins olarak kemikleşmiş kadın imgesi vurgulanmaktadır: sinsi, güvenilmez, güçsüz, zayıf, düzenbaz vb. Kadın karakterini, kadın özelliğiyle algılanan şeyleri tarif eden M’Ii sözcükler yalnız insan/an değil, hayvanlan, meyveleri, yemekleri, yiyecekleri, farklı nesneleri gösterdiğinde de daima olumsuz, çok büyük ölçüde bozuk, çürük, işe yaramaz olanı göstermektedir. 750 olumsuz sözcük bunlan içine almaktadır. Neden insanların, hayvanların, nesnelerin zavallısı, çürüğü, hastalıklısı, hep M ile anlatılmış? Neden böyle bir olumsuz sözcük kümesi yalnız M bölümünde yer alıyor? Hiçbir harf sesi bölümünde neden buna benzer bir oluşuma rastlamıyoruz? Yalnızca M bölümünde! Bunun sebebi ne olabilir? M bölümünde kadın ve erkek olduğu belirtildiğinde, hangi cinsiyet daha çok sayıda M’li sözcükle temsil edildi, diye baktığımızda; kadın cinsiyet erkek cinsiyetten çok fazla sayıda.
Toplumun değer ölçülerini temsil eden gücün ‘Anne’yi ve marabaları tarif eden ‘Baba’ olduğunu hissedebiliyoruz. İşte bu pederşahi toplumdaki ‘Baba’ dili, DS’nün M bölümünde nega¬tif bir değerlendirme yapıyor. Araştırmada ortaya çıkan enönemli zihniyet modeli budur. Kadın dilinde ve erkek dilinde bakış açısı bakımından bir farklılık olduğu ortaya çıkıyor: Kadın dili erkek baskısından, erkek dilinin gölgesi altında kal¬maktan kurtulmak, çok eskiden özgür olduğu dönemlerdeki kendi dilini (kendi özgün zihnini) hatırlamak, kaybettiğini bul¬mak istiyor. Fakat şunu belirtmek gerekir: Bütün bunları okumak, tek tek sözcükleri okumakla mümkün değil; sözcük-bağıntılarına bakmak, onlardaki imâları, çağrışımları, bağıntıları okumak gerekiyor; o sözcüklerin her birine yapışık olan imgelerini de dikkate alarak.
Bunun sebebi ne olabilir? Ortak bilinçdışında eskiçağlarda M sesi sözcüklerde ‘Anne’ diline ait bir kod olarak korunmuş, imalar ve çağrışımlarla kadın imgesini işaret etmiş. Bu olumsuz sözcüklerle oluşan büyük küme o nedenle DS’nde M bölümündedir. Erkek egemen toplumda kemikleşmiş “kadın yapamaz” önyargısına uygun biçimde eksik, kusurlu, yanlış, sinsi, nankör vb. sıfatlar, kadın sözcüğü belirtilmese de kadını düşündürtmekte; eski yüce-ana Ma’ya yanıt oluşturmaktadır.
Yüce-ana çağından kalan bir eğilim var: Anne dili dünyayı, in-sanları, hayvanları, ilişkileri, hep M sesli sözcüklerle anlatmış. Erkekleri de M sesiyle anlatmış, ama oğul olarak. Erkek ‘Baba’ dilini kurduktan, devleti örgütledikten sonra tekrar eski günlere dönmek, ‘Anne’ dilinin hakimiyetine girmek istemiyor.^ Bu dönemin kadınlan heykelciklerde mutlu, çıplak bedenlerini büyülü/tılsımlı bir varlık olarak sunuyorlar, cesur ve kendilerine güvenli bakışlara sahipler. Gülümseyenler de var; cezayı, kötü büyülerini hatırlatırcasına ciddi duranlar da! M sesi bu heykelciklerdeki kadınların çağının sesi, onların moda yaptığı sözcükler en çok M ile başlıyordu. Yüce-ana dönemi devletin olmadığı zamanlarda insanları mutlu eden çalışkan, buluşçu kadınların dönemi. Yazı yok, imzalan sözcüklerde M sesi!

DS’ndeki M bölümünde pederşahi dönemi temsil eden ‘Baba’ dili, yüce-ana döneminin iyi algılarını, erkek egemen toplum ların baskılarından ötürü bilinçdışında korunan anılarını kırmak istiyor; bilinçle ya da bilinçdışıyla. M ile başlatılan 750 olumsuz sözcüğün gerisinde bu pederşahi ‘Baba’nın soluğu duyuluyor. Erkek egemen zihniyetli toplumun kadında gördüğü zavallılığı M sesiyle tarif etmesiyle, heykelciklerin yapıldığı yerlerde ve dönemlerdeki kadınların mutluluğu tarif ettikleri ses olan M birbiriyle çatışıyor. Bunlar DS’ndeki M bölümünün içinde kendilerine yer bulmuşlar. Ortak bilinç dışına tıkılmış yü-ce-ana Ma’nın gölgesi (ve sesi) bir çatlak bulup dışarıya sızmasın istenmektedir.
Kadınlar neden M sesini moda yaptılar, ne zaman? Koyun, keçi, sığır gibi hayvanları evcilleştirmeye başladıklarında! M sesi, yaşamın içindeki doğal bir ses kaynağına öykünmeden doğdu. O ses kaynağı kadınların evcilleştirdiği sığır ve davarın M biçiminde yorumlanan sesiydi. Kuşkusuz bunda sığır ve davarın evcilleşmesinden doğan ekonomik yarann etkisi büyüktür. Sığır ve davan kadınlar evcilleştirdiği için onun sesiyle/adıyla olumlanarak, yüceltilerek anıldılar.
Bu sav, DS’nde M bölümünde yaptığım bu araştırmayla doğrulanmaktadır: Gerçekten de bu sözlükte konuşma diline ait sözcüklerde kırsal kesimdeki annenin çevresinde olan sığır ve davarın adlan, onların özellikleri ve onlarla bağıntılı şeylerin adları M ile başlatılmıştır. M bölümünde kadın kategorisi dediğimde kadınları, süs eşyalarını, çocukları, çocuk oyunlarını, kedi dahil evcil hayvanların, mutfak eşyalarını ve eski kadın kültlerinin, tanrıçalarının arketipsel adlarının/imgelerinin izlerini buluyoruz.
Yüce-anne veya tanrıça döneminde işitsel anne dilinin kodu M sesi olduğu için kadm kategorisi M bölümünün içinde çocuk¬lar, sığır, davar, kedilerle birlikte yer almakta; kendini onlarla birlikte M sesiyle tanımlamaktadır. Anne dilinin merkezinde yüce-ananın, tanrıçanın adı var: Ma! Ordan başlayarak mitsel kadınların adları, oğullarının, kızlarının, çevrelerinde anlam kazanan olguların, kavramların, şeylerin adlan M ile başlatılıyor ve birbirine işaret eden sözcük zincirleri oluşuyor; onlardan da türeyen yeni adlarla birlikte kadını yücelten, olumlayan M kod¬lu bir sözcükler ağı ortaya çıkıyordu. Bu kitapta, dilin derininde ‘Anne’nin sesi M ile kodlanan başarılan içinde en çok hayvanları evcilleştirdiğini hatırlamakta, ama onu bir örtü gibi kapatan ‘Baba’ dilinin sesi o 750 olumsuz sözcükle daha fazlasına engel olmaktadır.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur