Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Jet Rejisör Çetin İnanç
Jet Rejisör Çetin İnanç

Jet Rejisör Çetin İnanç

Pınar Öğünç

“Törkiş Star Wars” diye global şöhrete ulaşan tam manasıyla bir kült film, Dünyayı Kurtaran Adam. Onun yönetmeni Çetin İnanç, kovboy filminden edebiyat uyarlamasına, avantürden…

“Törkiş Star Wars” diye global şöhrete ulaşan tam manasıyla bir kült film, Dünyayı Kurtaran Adam. Onun yönetmeni Çetin İnanç, kovboy filminden edebiyat uyarlamasına, avantürden türkücü filmine, dinî filmden seks komedisine, yüz elliye yakın filme imza atmış bir sinema emekçisi, sinema delisi. “B sınıfı” denen filmlerin dünyasını anlatıyor bu kitapta. O filmlerin kendisi kadar heyecanlı, tatlı hikâyeler… Tevazuyla ve tutkuyla anlatılan bu hayat hikâyesi, ‘60’ların başından ‘80’lerin ortasına, Türkiye’de sinema tarihinin mahremine ışık tutuyor.

“Şimdi o dönemki filmciliğimiz kötülendiğinde içim buruluyor; benim ömrüm meşakkat içinde mutsuz geçmiş, ona bakan yok. (…) Sadece çok şahane yemekler yapan, pahalı restoranlar mı vardır? O zaman şehirdeki bütün kuru fasulyecileri kapatın, olur mu? Halkın kuru fasulyeciye ihtiyacı vardı, hâlâ da var. Yeri geldi, biz de fasulyemizin, yağımızın, soğanımızın yettiği kadar kuru fasulye yaptık işte. Birileri de afiyetle yedi.”

İçindekiler
Önsöz……………………………………………………………………………………… 7
Jenerik Niyetine…………………………………………………………………….11
“İstanbul’un Fethi”nden James Dean’e………………………………17
Orhan Günşiray pastacı olsaydı, pastacı olacaktım…………. 25
Antep, bir araba, Yılmaz Güney ………………………………………….35
Gelsin Demir Pençe, gitsin Kızıl Maske……………………………… 50
Çeko: Anadolu’nun bağrından kopan kovboy…………………… 60
Bonnie ve Clyde’ın Türkçesi: Cemo ile Cemile …………………..67
Vay, Ayhan Işık sette Çetin’le rakı içmiş…………………………….72
Bir günde film çekilir mi; mecbur………………………………………..76
Sarayburnu’ndan denize dökülen negatifler……………………. 80
Okunmuş filmler “Mono Color”…………………………………………. 86
Viva Zapata, izin Kıbrıs’a …………………………………………………… 95
“Entel”i bilmiyorduk, bizimkiler seks filmi oldu………………..101
“Bana Beş Avrat Yetmez”, türkücüleri getirin………………….114
Ürdün Sarayı’na giren filmci var mı?………………………………..123
İzmir’de çiğdemli ve Cüneyt’li zamanlar…………………………..127
Kendini “dünyayı kurtaran adam” mı sanıyorsun? …………137
“Ölüm Vuruşu”yla sinemaya veda ……………………………………150
Bir filmmiş hayatımız …………………………………………………………164
Fantastik olan bizmişiz ………………………………………………………175
Geniş Plan
Filmografi……………………………………………………………………………185
“Turkish Star Wars” dünya âlemden yankılar………………….190
Fotoroman: Dünyayı Kurtaran Adam……………………………….193
Yakın Plan
Afişler geçidi………………………………………………………………………203

Önsöz

Affedersin biri iyi, biri kötü iki adamı öyle dümdüz karşı karşıya getirmek istemem bu saatten sonra,” dedi. Jet Rejisör ilk yayımlandığında sene 2006’ydı. Bugün 75. yaşını süren Çetin İnanç geçen on yılda ne yaptı? Torunlarını sevdi, bulmacalar çözdü, yollar yürüdü. Diziler izledi; kimini seyirci kanepesinden beğendi, kimine rejisör koltuğundan laf etti. Etrafında sinemadan, Yeşilçam’dan konuşacağı genç-yaşlı birileri hep oldu; ahlâkı da mizahı da aynı biçimde tezahür eder, bütün iğneleri, bütün çuvaldızları kendine batırarak dinlemek isteyene tatlı tatlı anlattı. Hem hafızasını sıraya dizdiği, hem de belki ortasında kaybolduğu kendi “filmini” gösterdiği için, Jet Rejisör kitabının onun hayatına kattığı anlamı ve enerjiyi mutlulukla, gururla izledim uzaktan. Ben sadece sordum, dinledim, naklettim; o anlamı kendisi yaratmıştı 75 yılda. Geçen on yıl içinde değişmeyen bir şey de Çetin İnanç’ın sinema hayalleriydi. Her daim çekmek istediği bir film olurdu, çevresinde ona inananları, bilhassa da gençleri gördükçe senaryo zihninde hiç eskimedi. Artık iyilikle kötülüğün çarpıştığı “düm – düz” bir film çekmiyordu canı. “İnsanla şeytanın savaşını anlatırım ancak,” dedi son konuştuğumuz – da. “Dünyayı Kurtaran Adam”da olduğu gibi başka filmlerden “faydalanmadan” tamamını kendi çek – mek istiyordu. Önce sesi, sonra “resmi” planlayaca – ğı farklı teknikler üzerine düşünüyor, coşarak belki bir daha anlattığında unutacağı teferruat ekliyor ve nihayetinde çok para gerektiğinden yakınıyordu. “Üç gün sonra paydos edecek işe girişmem bu yaş – tan sonra,” diyordu. Son on yılda Türkiye’nin nereden nereye geldi – ği ayrı bir bahis ama bu süre zarfında Türkiye sine – ması da değişti. O zaman 35 milyonu bulmayan top – lam izleyici sayısı, neredeyse ikiye katlanarak 2015’te 60 milyonu aştı örneğin. “Türk filmleri” sınıfında bu rakam 18 milyondan 34 milyonu geçer yerlere gel – miş. 2006’da senede 34 yeni yerli film çekilirken, 2015’te mahsul fırlamış 136’ya. (İstatistikler: www. boxofficeturkiye.com ) Yeşilçam, hele de bu kitabın başrolünde olan B sı – nıfı hali, laf sırası geldiğinde retro bir gülmecenin, kibirlisinden bir istihzanın konusu oluyor daha ziya – de. Kendi furyalarını, tutan filmlerin taklitlerini ya – ratış biçimiyle, lümpen damak tadına kolay meyle – dişiyle, dizi setinden şıpın işi ekip kurup iki haftada film bitiren hızıyla bugünün ticari sinemasının, bah – sedilen B sınıfı dünyasıyla mukayesesinden boş dön – meyeceğimiz kesin. Belki çok temel bir farkı baştan söylemek lazım, popüler damara yönelik güncel ti – cari filmlerin hiçbirinin bütçesi Türkiye ortalama – sının altında değil. Ortaya çıkan vasatı parasızlıkla, olanaksızlıklarla, endüstrinin dar çapıyla açıklamak mümkün görünmüyor yani. O zaman?

O gün hevesle bahsettiği, insanla en büyük kö – tüyü, şeytanı karşı karşıya getiren senaryoyu çok önemsiyordu İnanç; uygarlık ve dinler tarihine re – feranslar üzerine kurulacaktı bu kavga. Fantastikse fantastik… Ama aynı zamanda karşımda “Dünya – nın en kötü filmini zaten çekmişim, bir de uzayın en kötü filmini çekerim, ne var?” diyebilen bir yö – netmen vardı. Ne olacağına inanıyordu ne de olma – yacağına. Ne kötü olduğuna kaniydi ne de çok iyi olduğuna. Hikâyesini kendi dilinden okuyunca da – ha iyi anlarsınız, bu iki halin bir aradalığı da tabia – tına dahildir, hakikidir. Ve “fantastik” biraz da bu – ralardan doğar.

Pınar Öğünç, 2016

Jenerik niyetine

Türk sineması tarihindeki istisnaî yeri tartışılamayacak filmlerimizden “Dünyayı Kurtaran Adam”da, gezegeni –şerrine lânet– Sihirbaz’ın elinden kurtarmakla görevli yiğitlerimizden Cüneyt Arkın, film boyunca süregiden çapkınlık temalı esprilerinden birini daha yapınca Aytekin Akkaya patlar: “Biraz ciddi olamaz mısın sen?” Cüneyt Arkın misyonundan ve çapkınlığın evrendeki kıymetinden emin bir ses tonuyla sorar: “Dünyamızı yok etme raddesine getiren atom savaşı neden çıktı biliyor musun?” “Neden?” Filmin unutulmaz aforizmalarından bir inci o anda dökülür Arkın’ın ağzından: “İnsanlar çok ciddiydiler. Fazlası can sıkar. Biraz gülmesini bilselerdi, savaş yerine barışı seçerlerdi.” “Dünyayı Kurtaran Adam” 1982 yılında gösterime girdiğinde hiç de yer yerinden oynamamıştı. Yıllar sonra kendisiyle yapılan bir söyleşide Cüneyt Arkın’a “Dünyayı kurtardık, ama yapımcıyı batırdık,”

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Sinema-Tiyatro
  • Kitap AdıJet Rejisör Çetin İnanç
  • Sayfa Sayısı172216
  • YazarPınar Öğünç
  • ISBN9789750519680
  • Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
  • Yayıneviİletişim Yayınları / 2016

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Beterotu ~ Pınar ÖğünçBeterotu

    Beterotu

    Pınar Öğünç

    Fazla erkekler, fazlasını isteyen kadınlar, komşular… Plazaların oksijen vakitleri, otobanların çiçekleri, ailelere mahsus adım sürüyüşleri… Gökyüzünden yağan kapılar, kendi bahçemizde biten beterotları… Şehre inen...

  2. Pandemi Zayiatı – Bir Yıldan 35 Hayat Hikâyesi ~ Pınar ÖğünçPandemi Zayiatı – Bir Yıldan 35 Hayat Hikâyesi

    Pandemi Zayiatı – Bir Yıldan 35 Hayat Hikâyesi

    Pınar Öğünç

    “Bu, yıllardan herhangi biri değil. Unutmayacağız. Belki unutma fiilini ortadan kaldıracak denli buna dönüşeceğiz. Belki geleceği tahayyül gücümüzü hatırlamanın bir yolunu bulacağız, değiştireceğiz. Varlığını,...

  3. Aksi Gibi ~ Pınar ÖğünçAksi Gibi

    Aksi Gibi

    Pınar Öğünç

    Semizotu salatasının içine düşen sinek, seninkilerin bildiği Şermin, soğuk ama girince alışılan deniz, her yerde kesilince çabuk gelen elektrik, TOKİ’den evler, son otobüsler, migreni...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Dubrovnik Üçlemesi ~ Ivo VojnovicDubrovnik Üçlemesi

    Dubrovnik Üçlemesi

    Ivo Vojnovic

    “Sahnelendiği andan itibaren klasikleşmiş bir tarihi drama…” Adriyatik’in incisi Dubrovnik’in üzerine, Dalmaçya kıyılarına kurulmuş Ragusa Cumhuriyeti’nin özgürlüğünü kaybedişinin hikâyesidir anlatılan. Takvimler 1808 yılını gösterdiğinde...

  2. Politikadan Sinemaya Minör-Oluş ~ Azime CantaşPolitikadan Sinemaya Minör-Oluş

    Politikadan Sinemaya Minör-Oluş

    Azime Cantaş

    1968 olaylarının etkisi altında düşüncelerini ortaya koyan ve temsil düşüncesine en fazla karşı çıkan Gilles Deleuze ve Felix Guattari post-yapısalcı yaklaşımda ayrı bir konumdadırlar....

  3. Gizemli Bir Dünya: Sinema ~ İslam GemiciGizemli Bir Dünya: Sinema

    Gizemli Bir Dünya: Sinema

    İslam Gemici

    Beylik laftır, “Türkler tarih yapmayı bilir, tarih yazmayı bilmezler.” Sinemadaki durum da bundan farklı değil. Yeşilçam kriz dönemlerinde bile film üretebilen dünyanın sayılı sinemasından...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur