Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İyilik Yolunda Anadolu
İyilik Yolunda Anadolu

İyilik Yolunda Anadolu

Hacı İbrahim MUTLU

Gözleri çakmak çakmak bakan, 14 yaşında genç bir kız, dört erkek kardeşi ve annesinin yaşadığı bir ev bu. Bir ahır-ev… Şimdiye kadar duyduklarımızdan ve…

Gözleri çakmak çakmak bakan, 14 yaşında genç bir kız, dört erkek kardeşi ve annesinin yaşadığı bir ev bu. Bir ahır-ev… Şimdiye kadar duyduklarımızdan ve gördüklerimizden biraz farklı. Çöp-ev değil, ahır-ev… Onlar evlerinin inekleriyle paylaşıyorlar. Çünkü ineklerini koyabilecekleri ayrı bir mekânları yok. Köylünün desteğiyle alınmış iki inek onların tek geçim kaynağı ve tek variyetleri. Bizi gördüğünde çaresizliğin ve utancın kıskacında çırpınan, evin genç kızı gözyaşlarını tutamıyor. Çünkü onların evlerinde halı yok, beyaz eşya yok, kap-kacak yok…

Temizlik yok, düzen yok.
“Küçük bir çocuğun gözlerindeki ışıkta, yüzündeki gülümsemede, kalbindeki minnette siz varsınız, ne mutlu size, ne mutlu yoksulluğa ve çaresizliği görüp, duyup, çekip gedemeyene…”

İYİLİK YOLCULARINA SELAM OLSUN! 

“Küçük bir çocuğun gözlerindeki ışıkta,
yüzündeki gülümsemede,kalbindeki minnette
siz varsınız, ne mutlu size, ne mutlu yoksulluğu
ve çaresizliği görüp, duyup, çekip gidemeyene…” 

Gözleri çakmak çakmak bakan, 14 yaşında genç bir kız, dört erkek kardeşi ve annesinin yaşadığı bir ev bu. Bir ahır-ev… Şimdiye kadar duyduklarımızdan ve gördüklerimizden biraz farklı. Çöp-ev değil, ahır-ev… Onlar evlerini inekleriyle paylaşıyorlar. Çünkü ineklerini koyabilecekleri ayrı bir mekânları yok. Köylünün desteğiyle alınmış iki inek onların tek geçim kaynağı ve tek variyetleri. Bizi gördüğünde çaresizliğin ve utancın kıskacında çırpınan, evin genç kızı gözyaşlarını tutamıyor. Çünkü onların evlerinde halı yok, koltuk yok, beyaz eşya yok, kap-kacak yok…

Temizlik yok, düzen yok. 14 yaşın verdiği uçarılığın yerine ağır bir acı ve utanç var Döndü’nün üzerinde. En çok üzüldüğü şey, okuldan arkadaşlarını evine davet edememesi. Çünkü oturacakları bir somya ya da kanepeleri yok. Evin tüm eşyası yerde serili olan iki sünger, iki de ot yatak. Bir kuzine soba ve bir televizyon. Bir-kaç kap kacak. İneklerin tezekleriyle yaktıkları kuzine sobayla hem ısınıp hem de üzerinde yufka ekmeği yapıyorlardı evlerine gittiğimizde. Unun haricinde evde yiyecek yoktu. Ondan da hamur yapmış, sobada pişiriyorlardı.

Açmaya hazır goncalar gibi beş çocuk çaresizlik içinde karşımızda duruyordu. Onların daha iyi şartlarda yaşamaları, iyi bir eğitim almaları ve gelecekte kimseye ihtiyaç duymamaları için bir şeyler yapmamız gerekiyordu. Önce evi oturulacak hale getirdik, inekleri evin dışında bir yere aldık. Ardından tertemiz güzel eşyalarla donattık. Bir evin ihtiyacı olan her şeyi götürdük onlara. Tertip, düzen oluşturduk evde, konu-komşunun da yardımıyla. Odalarına halı ve ranza koyduğumuz çocukların mutluluğu görülmeye değerdi. Onları umutsuz bir ortamda bulmuştuk. Yeni bir yaşam için beyaz bir sayfa açtık önlerine. Komşu Hüseyin amca arkamızdan şöyle sesleniyordu oradan ayrılırken: “Siz sadece bir yuvayı değil, solan umutlarımızı da kurtardınız.” Bu kitapta hikayelerini okuyacağınız pek çok ailede olduğu gibi, “Güzel Evim” ile dünyanın en güzel iyiliklerinden birini yaptık.

Biz; önce acıyı, gözyaşını, yoksulluğu gördük, sonra hayırseverlerle beraber “iyilik ışığı”nı ulaştırdık umudunu yitirmiş insanlara. Işığımızla; acılar mutluluğa, gözyaşı umuda, yoksulluk insanca bir yaşama döndü. Gözlerdeki mutluluğu gördük, onlarla ağladık ve onlarla güldük. Ne ile meşgulüz? Yaptıklarımız bizimle nereye kadar gelecek? Gözümüzü kapadığımızda yanımızda neleri götürebileceğiz? Biz bu işlerle ilgilenmezsek Hâlık bu işlere birilerini memur eder elbet. Biz neye memur edilmişiz? Hayatımızın önemli sorularından birisi de bu olsa gerek.

Anadolu coğrafyasında yüzyıllar boyunca farklı inançlardan, farklı yaşam biçimlerden insanların gözleri yaşartacak güzel komşuluk örnekleri sergileyerek bir arada nasıl yaşadıklarını her birimiz kendi tecrübelerimizle biliriz. Sakinler olarak bizler önce kendi coğrafyamızın huzurunu gözetmekle mükellefiz. Komşularımızdan birinin evinde yangın varken biz rahat uyuyamayacağımız gibi, huzurlu bir toplum için ailelerimizin güçlendirilmesi ve yaşadığı çevreye karşı sorumluluklarının farkında bireylerin sayısının artırılması gibi sorumluluklarımız var. Bizim coğrafyamız düzelirse, ülkemizin, dünyamızın güzelleşmesi ona paralel olarak mümkün olacaktır. Kaldı ki, tarihî geçmişimiz sebebiyle bizden medet uman, destek bekleyen komşu coğrafyalardaki kardeşlerimiz, dünyanın öbür ucundaki uzun yıllar gidip gelemediğimiz, ihmal ettiğimiz akrabalarımız bizden çok şey bekliyor. Son olarak,Hacı İbrahim abinin şu arifane sözlerini yazmadan geçemeyeceğim, “Güçlü olmak istedim, Allah beni güçlendirmek için zorluklar yolladı.

Bilgelik istedim, Rabbim çözmem için sorunlar yolladı. Başarı istedim, Cenabı Hak bana çalışmam için zekâ ve kas gücü verdi. Cesaret istedim, Allah bana üstesinden gelmem gereken sıkıntılar verdi. Sevgi istedim, Allah bana, yardımcı olmam için ihtiyaç sahibi insanlar yolladı. İyilik istedim, Rabbim bana fırsatlar gönderdi. Arkadaş istedim Rabbim karşıma iyilik yolcularını çıkardı. Sahip olmayı çok istediğim bazı şeyleri elde edemedim, ama ihtiyaç duyduğum her şeyi elde ettim.” Onların bize ihtiyacı var, sayıları da hayli fazla dünyamızda. Bizim ise daha çok ihtiyacımız var onların duasına, mutlu olduklarını görmeye. Zira iyilik dünya ile yaşıt ve asla ölmeyecek insanlık yaşadıkça. Deniz Feneri bu yoksulların, dünyanın her tarafında gariplerin ve güçsüzlerin umut kapısı olmaya devam ediyor. Hayırseverlerin desteğiyle yapılan evlere mağdur aileler yerleşmeden önce, umuyoruz ki hayırseverler, cennetteki köşklerine yerleşiyor. Ne mutlu onlara. Ülkemizin bir ucundaki, adını bilmediğin, yüzünü görmediğin insanlar şimdi senin için dua ediyorlar. Biz ise senin duana, “âmin” demeye devam ediyoruz. Şükürler olsun.

Mehmet Ali CANTÜRK

O GÜNDEN BUGÜNE HER GEÇEN GÜN UMUT VE
İYİLİK KERVANLARI ÇOĞALIYOR VE HER GEÇEN
GÜN DE ÇOĞALMAYA DEVAM EDECEKLER.
BU KERVANIN DA ÖNCÜSÜ OLMAK,
İLKLERİNDEN OLMAK MUTLU VE
MEHMET ALİ BEY’İ AYRICA
GURURLANDIRIYOR.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Ötüken ~ Hacı İbrahim MUTLUÖtüken

    Ötüken

    Hacı İbrahim MUTLU

    -İYİLİK YOLUNDA MOĞOLİSTAN- At üzerinde dörtnala sonsuz bozkırda gidiyordu. Nereden geldiği ve nereye gideceği belli olmadan ama bunu da umursamayan bir çeri edasıyla. Sonra...

  2. Masailer ~ Hacı İbrahim MUTLUMasailer

    Masailer

    Hacı İbrahim MUTLU

    “İYİLİK YOLUNDA TANZANYA” Bitki ve hayvan çeşitliliği açısından, dünyanın en zengin topraklarından birine sahip Tanzanya’nın Zanzibar adasına özellikle değinmek gerekmektedir. Bu ada; dünyanın en...

  3. Fizan’dan Afganistan’a ~ Hacı İbrahim MUTLUFizan’dan Afganistan’a

    Fizan’dan Afganistan’a

    Hacı İbrahim MUTLU

    Demir alan buharlı gemi, bacasından yanan kömürlerin simsiyah dumanlarını çıkararak limandan Fizan’a doğru yola çıktı. Günlerce, gece gündüz denizde gittik, nihayetinde Fizan’a yani Libya’ya...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Küçük Kardeşim ~ Jean-Louis FournierKüçük Kardeşim

    Küçük Kardeşim

    Jean-Louis Fournier

    Birbirinden tamamen farklı iki erkek kardeş. Büyüğü çapkın, geveze, özgüvenli, tembel, sözcüklere âşık Jean-Louis. Küçüğü çekingen, ketum, utangaç, sınıf birincisi, sayılara tutkun Yves-Marie. Zıt...

  2. Arasokakların Tarihi; Hatıralar ve Hatıratlar ~ Dücane CündioğluArasokakların Tarihi; Hatıralar ve Hatıratlar

    Arasokakların Tarihi; Hatıralar ve Hatıratlar

    Dücane Cündioğlu

    Gençler hatırat yazmazlar, yazamazlar; zira gençlerin hatırlayabilecekleri ve/veya yazabilecekleri miktarda bir mazileri yoktur. Hatırat yazmak, evvelen yaşlıların işidir; yani yazmak istediklerinde işe yarayabilecek hatıralara...

  3. Hoşça Kal Trabzon Merhaba İstanbul ~ Mediha KayraHoşça Kal Trabzon Merhaba İstanbul

    Hoşça Kal Trabzon Merhaba İstanbul

    Mediha Kayra

    Bu kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci Bölüm 12-14 yaşlarındaki Mediha adlı kız çocuğunun Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşadığı göç olayının anıları… Savaşın ilk yılları…...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur