Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İşsizler Okulu
İşsizler Okulu

İşsizler Okulu

Joachim Zelter

Yakın bir gelecekte Almanya. Bir grup yolcu kendilerini bekleyen otobüse binerek işsizlere yönelik bir tür yatılı okul olan Sphericon’a doğru yola çıkar. Otobüs, Federal…

Yakın bir gelecekte Almanya. Bir grup yolcu kendilerini bekleyen otobüse binerek işsizlere yönelik bir tür yatılı okul olan Sphericon’a doğru yola çıkar. Otobüs, Federal İstihdam Dairesi’nin logosunu taşımakta, logonun altındaki Almanya Hamlede! sloganı dikkat çekmektedir.

Kampa varıldığında gruplara ayrılır ve koğuşlara dağılırlar. Alacakları eğitimin hedefi özgeçmiş yazımından, iş ilanı taramasına kadar iş başvurusu konusunda uzmanlaşmaları olsa da başlarına geleceklerden habersiz kursiyerleri, yenilikçi fakat bir o kadar da şaşırtıcı eğitim yöntemleri beklemektedir.

Yalanın Erdemi ile okurların beğenisini kazanan Zelter, bu kez giderek büyüyen işsizlik sorununa bulunabilecek ürpertici çözümleri konu edinen olası bir “cesur yeni çalışma dünyası” hayal ediyor.

“Huxley ve Orwell’de fütürist görünen unsurlar Zelter’de yerini bunaltıcı bir realizme bırakıyor.”

-Badische Zeitung

“Hiciv, gerçeğin zıddı değil, onun abartılmış halidir ve Zelter bu konuda çok başarılı.”

-Stuttgarter Zeitung

*

Metruk bir sanayi bölgesinde, faaliyeti durdurulmuş bir fabrika. İki katlı. Bina üstünkörü bir tadilattan geçirilerek odalara ve ara bölmelere ayrılmış: Coaching zones, training points, recreating sectors…1 Birinci katta koğuşlar, lavabolar ve duşlar bulunuyor. Paravanlar aceleyle kurulmuş. Duvarlar beyaza boyalı suntadan. Giriş katında ofisler yer alıyor: sekreterlik, antrenör odası, okul müdürlüğü ve diğer odalar. Yanında bir kantin var ama mutfaksız, içinde içecek, çorba ve hazır yemek otomatları olan bir kantin bu. Bodrum katına inildiğinde meditasyon odası ve spor salonu. İçinde kondisyon bisikletleri, kürek çekme aletleri, bir solaryum ve tek bir palmiye.

Bina eskiden oto teyp imalatı yapan bir fabrikanın bir bölümüydü. İflasıyla ilgili işlemler birkaç ay içinde tamamlandı. Bina bir euro gibi sembolik bir bedel karşılığında SPHERICON’a devredildi.

SPHERICON oto teyp imalatı yapmaz. Başka şeyler de üretmez. Eğer bir üretim yapıyorsa bunlar hayatta karşılarına çıkmış bütün fırsatları boşa harcadıklarına ya da tükettiklerine inanan veya buna inanmak isteyen insanlar için ürettiği fırsatlar, nihai fırsatlardır. SPHERICON bir yöntem merkezidir. Alman Federal İstihdam Dairesi’nin ilgili iş ve işçi bulma kurumları tarafından düzenlenen yöntemleri -işsizleri eğitme yöntemlerini uygulamaya koyar. Mümkün bütün yöntemleri derleyip kapsamlı bir eğitime dönüştürür.

Bu, bir meslek eğitiminden çok daha fazlasıdır. Daha ziyade bir hayat eğitimidir. Antetlerinde böyle yazar. Almanca ve İngilizce. School of Life. Hayat Okulu.

SPHERICON, işsiz yetişkinlere yönelik bir yatılı okuldur. Yetişkin öğrenciler dersten sonra evlerine gitmez, onlara tam gün eşlik edilir, danışmanlık yapılır. Öğrenciler ve öğretmenler okul arazisinde kalır. Birbirleriyle sürekli temas ve iletişim halindedirler. İşlenecek dersler öğrencilere (kursiyerlere) önceden bildirilmez, gereksinime göre geliştirilir. Gereksinimler insan kavramını bütüncül bir şekilde ele alan görüşe göre tasarlanmıştır. İmkânsız diye bir şey yoktur. İmkân dahilinde ve haricindeki yöntemlerin hiçbirinin derhal sonuç vermediği durumlarda bile öğrencilerin/kursiyerlerin eğitimden nihayetinde güçlenerek çıktığı, istikrar, coşku ve esneklik kazandığı görüşü hâkimdir.

SPHERICON’a katılım tamamen isteğe bağlıdır.

./.

SPHERICON’da bir ders yılı üçer aylık dönemlere ayrılmıştır. Her kur yaklaşık üç ay sürer, bitiminde bir sonraki kursiyerler gelir. Kurlar kursiyerlerin Federal İstihdam Dairesi temsilcileri tarafından merkeze teslim edilmesiyle başlar. Temsilciler SPHERICON’a yaptıkları yolculuk sırasında kursiyerlere eşlik eder. Kayıtta hazır bulunurlar. Kelimenin tam anlamıyla in loco parentis2 yani veli gibi davranırlar: Öğrencileri teslim ederken öğretmenlerle konuşurlar, sınıfları gezerler, koğuşları teftiş ederler, okul müdürü konuşmasını yaparken hazır bulunurlar. Enine boyuna düşündükten sonra çocuklarının iyiliği için başka çıkar yol bulamayıp onları yatılı okula göndermeye karar vermiş gerçek ebeveynler gibi davranırlar. İstihdam servisi elemanı olarak, iş ve işçi bulma kurumlarında SPHERICON’un kaçınılmazlığı üzerine işsiz-

lerle etraflı görüşmeler yaparlar. SPHERICON’un büyük bir şans olduğunu anlatırlar. Kişinin hayatının şansıdır burası. Anne babalar gibi konuşurlar gerçekten: sabırlı, şefkatli ve öngörülüdürler… Ve bunu defalarca yaparlar. Vesayetleri altına aldıkları kişilerin idrakine seslenirler; Federal İstihdam Dairesi jargonunda bu kişiler aynı zamanda client3 ya da patient’tır.4 İçinde bulundukları durumu sözlerle ve rakamlarla izah ederler. Hesaplarını açık ve dürüstçe, aylarla, yıllarla, milyonlarla, milyarlarla, insanlarla ve meblağlarla yaparlar. Ölümcül bir hastalığı olan biriyle konuşurcasına, SPHERICON’un yeni bir yöntem olduğundan söz ederler. Doktorların en yeni ameliyat tekniklerinden söz etmesi gibidir bu. SPHERICON’un olağanüstü itibarına atıfta bulunup kişilere yeni basılan okul broşürünü verirler: “School of Life.” Broşürdeki bazı fotoğraflar okul ve üniversite yıllarının duygularını çağrıştırır biraz. Öğrencilerin üzerinde koyu renkli bir tür okul forması vardır. İstihdam servisi elemanları bıyık altından sessizce gülerler. Daha sonra, broşürde yer alan bazı cümleleri tekrarlarlar: İşsizlik kader değildir. SPHERICON da sıradan bir okul değildir. Kararı işsizlere bırakırlar ama bu okulu seçmelerini şiddetle önerirler. Ayrıca herkese böyle bir teklifte bulunmadıklarını ima ederler. Herkese olmaz. Teklifi kabul edenlere, Federal İstihdam Dairesi kayıtlarında çok avantajlı bir statüye sahip olacakları sözü verilir. Özel bir statü. Tam ücret. Sağlık sigortası devam edecek. Okul sözleşmesi önce incelemeleri sonra imzalamaları için önlerine konur. İmzalayan kişiler, imzayla birlikte (unvan bakımından) artık işsiz değildirler. En azından tam anlamıyla değildirler.

İşsizlere artık kursiyer denir. SPHERICON’un dili bile yeni bir başlangıçtır. Kursiyerler imzalarını atar atmaz istihdam servisi elemanı tarafından SPHERICON’a girişleri ya-pılır. E-posta ya da faks yoluyla. İstihdam servisi elemanları dosyaları ve evrakı okul müdürlüğüne yollar. Ayrıca kursiyerlerin başvuru videolarını da gönderirler. Formalitedir bu. Kursiyerlere, yanlarında getirmeleri gereken ya da getirmelerine izin verilen eşyaların bir listesini verirler. Okul ortamına hazırlanmalarını sağlayacak ipuçları verirler; kolay bir ortam değildir bu, sürekli talim yapmayı gerektiren, zorluklarla dolu, ömür boyu sürecek bir dönüşümdür. Elemanlar, yola çıkmak üzere ne zaman nerede hazır bulunmaları gerektiğini kursiyerlere bildirir. SPHERICON’a yolculuk, Federal İstihdam Dairesi’nin otobüsleriyle gerçekleşecektir.

Sürekli olarak gönüllülüğe vurgu yapılır bir de idrake. Kursiyerler bu çalışmanın zaruretini kendileri idrak ettiler. Okul sözleşmesini bizzat evlerine götürdüler, incelediler ve imzaladılar. Dostlarına ve ailelerine bundan söz ederken ve okula yazıldıklarını anlatırken güven duyduklarını gösteren bir ifade kullandılar. Ailelerin bir araya geldiği kimi sofralarda anne babalar ve çocukları yıllardan beri ilk kez umudun hatta coşkunun ilk belirtilerini tecrübe ettiler: SPHERICON sayesinde oldu bunlar. Bir okul… Bir fırsat… En azından bir başlangıç… Parlak renklerle bezeli okul broşürü ailenin önerileri eşliğinde yemek masasının etrafında elden ele dolaştı. Broşürden, okul üniformaları nedeniyle olacak, bilhassa çocuklar etkilenmişti. Tabii bir de okul bayrağı, müfredat ve derslerin İngilizce tanımları vardı: Kampus sözcüğü kamptan gelir… Broşürde böyle yazıyor. Daha başka birçok şey tabii. Yazılara eşlik eden fotoğraflar: Bilgisayar monitörü karşısında uyum içinde çalışan biri kadın biri erkek iki kursiyerin fotoğrafları. Beyzbol oynayan kursiyerlerin fotoğrafları. Kimi aile sözleşmenin imzalanması şerefine bir şişe şarap açtı ya da epeyce rahatlamış halde gecenin geç saatine kadar bir arada oturdu.

./.

Kursiyerler birkaç gün sonra ellerinde valizleriyle İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun park yerinde buluyorlar kendilerini. Federal İstihdam Dairesi’ne ait yeni yıkanmış bir otobüs onları bekliyor. Dairede görevli memurlar park yerinde gayretle oradan oraya koşturuyorlar: Karşılıyor, el sallıyor, baş sallıyor, açıklamalarda bulunuyorlar. El sallamaları, yanlarına çağırmak için: Hadi gelin, yaklaşın. Ellerinde isim listeleri var. Her katılımcının adı okunuyor ve kayda geçiriliyor. Kimlik kontrolü yapılıyor. Her katılımcı attığı imzayla orada bulunduğunu tasdiklemiş oluyor. Her birinin yanına yalnızca bir valiz ya da bir çanta almasına izin veriliyor. Federal İstihdam Dairesi’nin talimatı böyle. Bu durum yöntemin bütün katılımcılarına mektupla bildirilmişti. Ayrıca yanlarında şunları bulundurmaları isteniyor: sosyal güvenlik kartı, kırtasiye, İngilizce gramer kitabı, kişisel bakım malzemeleri, uygun (yani koyu renkli) giysiler, çorap, iç çamaşırı, pijama… Çoğu katılımcıya arkadaşları ya da yakınları eşlik ediyor. Her grup, her aile diğerlerinden uzakta avlunun bir köşesine çekilmiş, çekine çekine alçak sesle aralarında konuşuyor. Bitişikteki ofis binasının üst pencerelerinden gözetleniyorlar. Tek başına gelen katılımcılar da var. Kimseyle vedalaşmadan otobüse biniyorlar. Dostça başını sallayan bir Federal İstihdam Dairesi memuresi tarafından yüreklendiriliyorlar: “Otobüse binebilirsiniz.” Onlar da biniyor, kendilerine bir yer seçip oturuyorlar. Gözlerini önlerindeki koltukların arkalıklarına dikiyorlar. Otobüs hareket etti sanki. Diğer katılımcılar henüz dışarıdalar, aralarında konuşuyor ve sigara içiyorlar. Yakınları onları yüreklendiriyor. Ufak tefek hareketlerle. Tokalaşarak. Ya da Noel’de -ki dört ay bile kalmadı görüşeceklerini usulca hatırlatarak, kur bitiminden hemen sonra. Zaman hızla geçer. Bu süre bile. Bazılarının yakınları fotoğraf çekiyor. Okul başlarken annelerin ve babaların çektiği fotoğraflar bunlar. Paltolu, valizli ve gelecekten umutlu. Onları SPHERICON’a götürecek Federal İstihdam Dairesi otobüsü arka planda pırıl pırıl parlıyor.

Katılımcılardan bazıları duruşlarıyla okula yeni başlayacak öğrencileri andırıyor gerçekten ya da yatılı okula gönderilmek üzere olan öğrencileri. Abartılı bir duruş içinde katı bir soğukkanlılıkla ailelerinin yanında dikiliyor ve konuşmadan vedalaşıyorlar. Saatlerine bakıyorlar. Göğe bakıyorlar. Ya da yere… Otobüs şoförü acele etmelerini söylüyor. Valizlerin artık otobüs bagajına girmesini istiyor. Kapaklar açıldı bile. Kursiyerler toplanıyor. Ama yanlış bagaj bölmesinin önünde toplanmışlar. Şoför onları başka bir bölmeye yolluyor. Şoföre göre ya ona fazla sokulmuşlar ya da fazla uzakta duruyorlar, ya çok ağırkanlı hareket ediyorlar ya da beceriksiz bir atılganlık içindeler. Yanlış zamanda yanlış yerdeler. Ya da hiçbir yerdeler. Valizlerini yanlış elle tutuyorlar. Ya da valizleri doğru ellerindeyse bu defa yanlış bölmenin önünde duruyorlar ya da bir bölmenin önüne bile gitmemişler. Şoförün gözünde her hareketleri yanlış, anlamsız, amaçsız, uygunsuz… Valizlerini ellerinden sertçe çekip alıyor. Onun gözünde her bavul ayrı bir sıkıntı, resmen yer israfı, boşa emek. Federal İstihdam Dairesi’nden ekibe refakat etmek üzere gelen memure şoförü yatıştıramıyor. Kursiyerler valizlerini teslim ettikten sonra otobüsün öbür tarafına geçiyorlar. Orada bekliyorlar. Korunmak istercesine. Dostlarıyla ve aileleriyle vedalaşıyorlar. Otobüse biniyorlar. Otobüs şoförü onlara yaklaştıkça daha hızlı biniyorlar. Koridorda yalpalayarak olabildiğince arka tarafa doğru yürüyorlar. Otobüs, Federal İstihdam Dairesi’nin canlı renklerini taşıyor. Yeni logo (uzunca bir A harfi) uzaktan görülebiliyor. Altında daha küçük puntoyla “Federal İstihdam Dairesi” yazıyor. Yanında bir de slogan var: Almanya hamlede! Otobüse son olarak İstihdam Dairesi memuresi biniyor. Şoföre başıyla işaret ediyor. Kapılar kapanıyor. Şoför motoru çalıştırıyor ve otobüsü avludan çıkarıyor. Katılımcı yakınları arkalarından el sallıyor. Otobüste bakışlar öne, öndeki koltukların arkalıklarına ya da çaprazlama olarak pencerelerden dışarıya çevriliyor. Kendi idrakleriyle…

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yalanın Erdemi ~ Joachim ZelterYalanın Erdemi

    Yalanın Erdemi

    Joachim Zelter

    Torun Witzleben’in akıcı bir biçimde konuşmayı öğrenmesiyle hayatındaki tek yakın akrabası olan büyükannesinin gerçeklerle mutsuz, yalanlarla mutlu olduğunu öğrenmesi aynı zamana rastlar. İhtişama, aşırılığa,...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. İlk Adam ~ Albert Camus İlk Adam

    İlk Adam

    Albert Camus

    Yazgının güldürmediği kişiler, içlerinde bir yerlerde, kendilerini sorumlu tutmaktan geri duramaz. En iyi eseri olmasını istediği ve ölmeden önce üzerinde çalışmaya devam ettiği bu romanda Camus...

  2. Troya’nın Düşüşü ~ Peter AckroydTroya’nın Düşüşü

    Troya’nın Düşüşü

    Peter Ackroyd

    Ünlü Alman arkeolog Heinrich Obermann’ın hayatta en büyük amacı, Anadolu’nun Ege kıyılarındaki Hisarlık’ın Homeros’un Troya’sı olduğunu, İlyada’da anlatılanların doğru olduğunu ispatlamaktır. “Arkeoloji bir bilim...

  3. Neon Yağmurları ~ James Lee BurkeNeon Yağmurları

    Neon Yağmurları

    James Lee Burke

    Kadın ortak bir veranda ve çalı dolu bir bahçeyle birbirine bağlanan eski tuğla evlerden birinde oturuyordu. Arkamda ayak sesleri duydum, dönüp bir şey hakkında...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur