Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İsmet İnönü Ve Resmi Tarih
İsmet İnönü Ve Resmi Tarih

İsmet İnönü Ve Resmi Tarih

Cemil Koçak

Cemil Koçak, yakın târih alanında yaptığı arkeolojik kazılarla resmî târihi ve onun nasıl oluşturulduğunu açıklayarak, unutulanları hatırlatıyor ve geçmişimizle yüzleşmemizi sağlıyor. Yakın târihimizle yüzleştiğimizde…

Cemil Koçak, yakın târih alanında yaptığı arkeolojik kazılarla resmî târihi ve onun nasıl oluşturulduğunu açıklayarak, unutulanları hatırlatıyor ve geçmişimizle yüzleşmemizi sağlıyor. Yakın târihimizle yüzleştiğimizde ise, geçmişin resmî târih aracılığıyla hâfızalarımızdan silinmeye çalışıldığını meydana çıkarıyor.

Koçak, bu çalışmasında, Türk tek-parti rejiminin oluşturduğu resmî târih anlatısını zaman zaman nasıl değiştirmek zorunda kaldığını, bu defâ İsmet İnönü örneğiyle anlatıyor. İsmet İnönü de, bir zamanlar, tıpkı Kâzım Karabekir’in ve başkaca isimlerin başına geldiği gibi târihten silinmek istenmişti; ama resmî târihin yazılma süreci başlamış olsa da tamamlanamadı.

Cemil Koçak, İsmet İnönü ve Resmî Târih adını verdiği bu kitabında; dönemin basınından yola çıkarak, İnönü’nün Atatürk’ün gölgesi altındaki başbakanlık döneminde resmî târihte nasıl ele alındığını; ardından başbakanlıktan ayrıldıktan sonra resmî târihten tamâmen silinerek yok sayılmasını ve en sonunda Atatürk’ün vefâtıyla birlikte “Cumhurbaşkanı”, “Milli Şef” ve “Cumhuriyet Halk Partisi Değişmez Genel Başkanı” olmasının ardından, Atatürk’le eşit pozisyonda, “İnönü savaşları kahramânı” ve “Lozan kahramânı” imajlarına vurgu yapılarak, resmî târihi yeniden yazdırma sürecini en ince ayrıntısına kadar ortaya çıkarmaktadır.

Resmî târihin geçmişi dönemden döneme tamâmen farklı yansıttığını ortaya koyan Koçak; resmî târih yazım sürecini ve özellikle basının bu alandaki rolünü vurgulamaktadır. Ele aldığı konu ve bakış açısıyla alanında ilk olan bu çalışma, kendisinden sonraki araştırmacılara da rehber niteliğinde olacaktır.

İÇİNDEKİLER
GİRİŞ …………………………………………………………………………………………7
BİRİNCİ BÖLÜM
BAŞBAKAN ve CHP GENEL BAŞKAN VEKİLİ İSMET İNÖNÜ
ve RESMÎ TÂRİH (1936/1937)
Birinci Kısım: İnönü Savaşlarının Yıldönümü
1936 YILI………………………………………………………………………………….23
1937 YILI………………………………………………………………………………….29
İkinci Kısım: TBMM’nin Açılışının Yıldönümü
1936 YILI………………………………………………………………………………….32
1937 YILI………………………………………………………………………………….42
Üçüncü Kısım: Lozan’ın Yıldönümü
1936 YILI………………………………………………………………………………….52
1937 YILI………………………………………………………………………………….61
Dördüncü Kısım: 30 Ağustos’un Yıldönümü
1936 YILI………………………………………………………………………………….65
1937 YILI………………………………………………………………………………….70
Beşinci Kısım: Cumhuriyetin Yıldönümü
1936 YILI………………………………………………………………………………….74
İKİNCİ BÖLÜM
SÂBIK BAŞBAKAN İSMET İNÖNÜ
ve RESMÎ TÂRİH (1937/1938)
Birinci Kısım: Resimler Meselesi ……………………………………………………85
İkinci Kısım: İnönü Savaşlarının Yıldönümü
1938 YILI………………………………………………………………………………….96
Üçüncü Kısım: TBMM’nin Açılışının Yıldönümü
1938 YILI………………………………………………………………………………….97
Dördüncü Kısım: Lozan’ın Yıldönümü
1938 YILI………………………………………………………………………………..104
Beşinci Kısım: 30 Ağustos’un Yıldönümü
1938 YILI………………………………………………………………………………..109
Altıncı Kısım: Cumhuriyetin Yıldönümü
1937 YILI………………………………………………………………………………..115
1938 YILI………………………………………………………………………………..123
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
CUMHURBAŞKANI, CHP DEĞİŞMEZ GENEL BAŞKANI
ve MİLLÎ ŞEF İSMET İNÖNÜ (1938/1939)
Birinci Kısım: Resimler Meselesi II (1939)…………………………………….139
İkinci Kısım: İnönü Savaşlarının Yıldönümü
1939 YILI………………………………………………………………………………..146
Üçüncü Kısım: TBMM’nin Açılışının Yıldönümü …………………………..192
Dördüncü Kısım: Lozan’ın Yıldönümü
1939 YILI………………………………………………………………………………..198
Beşinci Kısım: 30 Ağustos’un Yıldönümü
1939 YILI………………………………………………………………………………..225
Altıncı Kısım: Cumhuriyetin Yıldönümü
1939 YILI………………………………………………………………………………..239
SONUÇ…………………………………………………………………………………..273
KAYNAKLAR……………………………………………………………………………277

GİRİŞ

Otoriter ve totaliter rejimlerin resmî târih yazımı; siyâsal gelişmeler sonucunda liderlik kadrosundaki değişimlerin, resmî târihin yeniden yazılmasını gerektiriyor olması; üzerinde durulması gereken, başlı başına bir araştırma konusudur. Rejimin resmî târih yazımı bir kez tamamlandığında; bu, genellikle ilelebet devâm etmez, edemez… Çünkü, rejimin iç siyâsal krizleri; liderlik kadrosu içindeki anlaşmazlıklar, çatışmalar ve nihâyet -zaman zaman kanlıtasfiyeler; eski târih yazımının yeniden gözden geçirilmesini gerektirir. Bu anlamda, otoriter ve totaliter rejimlerin âdetâ değişmez bir kuralı da; resmî târihlerini yeniden yazmak zorunda kalmalarıdır. Bu, elbette kolay başarılabilen bir işlem ya da süreç sayılamaz… Nihâyet, rejimin o zamâna kadar geçen yıllarında yeniden eğitime tâbi tutulan yeni nesil ya da nesillerle birlikte; bizzat rejimin kuruluşuna ve yapılandırılmasına tanıklık etmiş olan daha yaşlı nesiller için ortaya konulmuş olan resmî târih; öyle kolay silinebilir ya da unutulabilir ya da unutturulabilir değildir, olamaz da… Bu bakımdan, resmî târihin yeniden yazılması ve daha da önemlisi; bu ‘yeni resmî târih’in rejim tarafından topluma yeniden benimsetilmesinin sağlanması, ayrı bir çaba ve zaman gerektirir. Fakat bu tür rejimlerin doğası gereği, zaman zaman bu çetrefilli târih ve politika sürecinden geçmeleri âdetâ kaçınılmazdır. Dikkat edilirse, hemen fark edileceği gibi; bu süreçte, târihle politika iç içe girmiştir artık… Böylece, politikanın resmî târihin yazımını temellendirdiği açıkça görülür. Politika, resmî târihi belirlemiş olur. Rejimin önde gelen liderlerinin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, çatışmaları, bölünmeleri ve bunun sonucunda; zamanla bir süre önce ön plândaki liderlerin geri plâna düşmeleri ve hattâ tamâmen unutulmaya yüz tutmaları; istisnâ sayılamaz… Şimdi de istisnâ olmayan târihsel örneklerden bâzılarına bir göz atalım… Nasyonal-Sosyalist Almanya’da resmî târihin yeniden yazılışı Nasyonal-Sosyalist Almanya’da rejimin ikinci adamı sayılabilecek olan, Hitler’in halefi durumundaki Rudolf Hess’in 1941 yılında Almanya’nın savaştığı İngiltere’ye gizlice kaçışı, Hitler açısından elbette şok etkisi yaratmıştı! Nasıl yaratmasın ki? Hess, Nasyonal-Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin Hitler’den sonra gelen en yetkili kişisiydi; o, Hitler’in partideki vekiliydi. Hess’in bu davranışının Nasyonal-Sosyalist rejim açısından açıklanması güçtü. Hess, bir zamanlar ‘dâvâ’nın en sâdık bir kahramânı iken, rejim açısından gözden düşmüş bir kişiydi artık… Bizzat Hitler, onun akıl sağlığını yitirdiğini açıkladı. Hâin değildi; yalnızca Birinci Dünyâ Savaşı’nda aldığı yaralar nedeniyle sonunda akıl sağlığını yitirmişti! Hepsi o kadar…

Artık Hess, Nasyonal-Sosyalizm’in kahramanlar listesinde hiçbir zaman yer alamayacaktı!1 Bundan önce de benzer bir gelişme olmuştu doğrusu… 1934 yılında Hitler iktidârının daha en başında; SA (Sturmabteilung) lideri ve Hitler’in en yakını olan Ernst Roehm, Hitler ile aralarında doğan anlaşmazlık sonucunda, SA örgütlenmesiyle birlikte, tasfiye edilmişti. Roehm öldürüldü ve SA teşkilâtı da dağıtıldı. Elbette, Nasyonal-Sosyalist târihte gerek SA’nın, gerekse Roehm’in yeri unutulur gibi değildi; fakat Hitler’in bütün bunlara bir açıklaması vardı elbette… Hitler, bu gelişmeyi ve tasfiyeyi elbette ihânet olarak açıkladı. Roehm, târihten silindi. O kadar ki Almanya’da Roehm ile ilgili bütün yayınlar toplatıldı ve yasaklandı! Fotoğrafları da elbette… Roehm, sâdece fiziken ortadan kaldırılmadı. Nasyonal-Sosyalizm târihinden de silindi, yok edildi, çıkarıldı. Roehm, devleti tehlikeye atan bir hâindi artık! Öyle de kaldı. Genç Nasyonal-Sosyalist rejim, resmî târihini artık yeni baştan yazmak zorundaydı!

Stalin döneminde Bolşevik târihinin yeniden yazılışı

Stalin döneminde ise Sovyetler Birliği’nde târihin yeniden yazılması ,sıradan ve olağan bir gelişme sayılabilirdi artık… Bu süreç; bir anlamda iki kanaldan yürütüldü; öncelikle Sovyet Devrimi’nin önde gelen liderleri, en ünlü Bolşevikler, Stalin’e muhalefet ettikleri için, siyâseten ve fizikî olarak tasfiye edildiler. Bu tasfiyelerin haklı ve meşrû gösterilmesi için de resmî târihin yeniden yazılması gerekiyordu. Tasfiyeye uğrayanlar, şimdi biraz gecikmiş de olsa, yapılan resmî açıklamaya göre; gerçekte ‘devrim’e hiçbir katkıda bulunmamışlardı. Onlar ‘devrimci’ de değillerdi; aslında hiçbir zaman olmamışlardı. Onlar, sâdece yüzlerine ‘devrimci’ maskesi takmışlardı. Uzun zaman kendilerini gizlemişler; pek çok önde gelen yoldaşlarını ise, kandırmışlardı. Fakat eninde sonunda ‘foya’ları meydana çıkmıştı. Ancak bunun topluma anlatılması yeterli sayılamazdı; bu kişilerin târihten silinmeleri; âdetâ yok edilmeleri gerekiyordu. Onların hânesine yazılmış olan bütün başarı öyküleri, silinecekti artık… Ama bu da yetmezdi. Bunun yanında; onların bütün geçmişleri, şimdi artık ‘foya’larının ortaya çıkmasından itibâren, yeniden gözden geçirilecek ve bu şekilde onların târihteki yeri tamâmen değişecekti; değiştirilecekti. Bu, rejimin olmazsa olmaz koşuluydu. Nitekim bu işlemin en bilineni, Troçki’nin başına gelendir. Bir zamanlar Sovyet Devrimi’nin en önde gelen isimlerinden biri olan Troçki, Stalin karşısında siyâsal yenilgisini tadarken, aynı zamanda Sovyet devriminin resmî târihinden de silinip, atılacaktır. Bu sırada, elbette, onun geçmişini yansıtan fotoğraflarda da artık ona yer kalmamıştı!

Hess’in durumuyla karşılaştıracak olursak; Hess’in Nasyonal-Sosyalizm için o zamâna kadar yaptıkları, hiçbir zaman inkâr edilmedi; belirli bir anda onun aklını kaçırması, sonunu hazırlamıştı! Stalin için durum bu kadar basit değildi. Muhalifleri, akıl sağlıklarını yitirmemişlerdi; onlar, düpedüz hâindiler, karşı-devrimcilerdi; dahası, belirli bir anda da öyle olmamışlardı, başından itibâren öyleydiler! Yukarıdaki iki fotoğraf, bize eski bulmacalardan bir anı sunuyor gibi… Eskiden birbirine çok benzeyen iki resim arasındaki yedi farkın bulunması, bilmece olarak sunulurdu. Burada da okuyucular, iki resim arasındaki bâriz farkı hemen bulabileceklerdir! Târihten silinmek, işte bu kadar basit ve kolaydı! Siyâseten tasfiye edilenler, fiziken ortadan kaldırılanlar, târihten ve elbette hiç yer almadıkları fotoğraflardan da siliniyorlardı! Stalin, bir yandan da kendi liderliğini meşrûlaştıracak ve tartışılamaz hâle getirecek bir resmî târih yazımına girişti: Sovyetler Birliği Komünist Partisi târihi, yeniden yazıldı! Elbette… Stalin’in devrim sürecindeki yerinin vurgulanması bile yeterli sayılamazdı artık; aksine, onun katkısı öne çıkartılmalıydı. Dahası, onun her zaman ve her yerde Lenin’in yanında ve arkasında, onun yoldaşı olduğunun da resmî târihe kazılması gerekiyordu. Bunun için de târih yeniden kaleme alındı! Bu iki kanal birlikte oluşturuldu. Lenin’in yegâne yoldaşı ve onun mirasçısı Stalin portresi, resmî târihe kazılırken; Stalin’in bütün muhaliflerinin…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Siyasal Tarih Tarih Türkiye
  • Kitap Adıİsmet İnönü Ve Resmi Tarih
  • Sayfa Sayısı288
  • YazarCemil Koçak
  • ISBN9786050832020
  • Boyutlar, Kapak13,5x21, Karton Kapak
  • YayıneviTimaş Tarih / 2020

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Demokratlar Ve Halkçılar (1950-1954) ~ Cemil KoçakDemokratlar Ve Halkçılar (1950-1954)

    Demokratlar Ve Halkçılar (1950-1954)

    Cemil Koçak

    Cemil Koçak, yakın târih alanında yaptığı arkeolojik kazılarla resmî târihi ve onun nasıl oluşturulduğunu açıklayarak, unutulanları hatırlatıyor ve geçmişimizle yüzleşmemizi sağlıyor. Yakın târihimizle yüzleştiğimizde...

  2. Resmi Tarihe Meydan Okuyorum ~ Cemil KoçakResmi Tarihe Meydan Okuyorum

    Resmi Tarihe Meydan Okuyorum

    Cemil Koçak

    “Evet; kısaca, son otuz beş yılın özeti budur: ‘Resmî târihe meydan okuyorum!’ Benden önce ve benimle birlikte ‘meydan okuyanlar’ı kucaklıyorum; benden sonra ‘meydan okuyacak’...

  3. Tarihçinin Eleği ~ Cemil KoçakTarihçinin Eleği

    Tarihçinin Eleği

    Cemil Koçak

    Yakın tarih denince ismi ilk akla gelen önemli tarihçilerden Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Cemil Koçak, Timaş Yayınları’ndan çıkan ikinci kitabıyla yine tarih üzerine önemli...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur