Bir halkın yükseliş ve düşüşünün sebepleri her zaman karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sebeplerden sadece bir kısmı ölçülebilir niteliktedir ve bu şekilde analiz ve keşfe açıktır. Diğer nedenlerse insanların kalplerinde ve iradelerinde gizli olduğu için erişilemez ve izah edilemezler. Hayatını, İslamiyet’i bir hayat nizamı olarak kalplere nakşetmeye adamış büyük devlet adamı Aliya İzetbegoviç, İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri’nde İslami uyanışımızdaki yanlışlara dikkat çekiyor. İslamiyet’in salt teolojik bir yaklaşımdan ibaret olmadığını, dini mesajlar vererek kutsallaştırıp sonrasında da putlaştırılamayacağını tarihi gerçeklerle ortaya koyuyor. İslam’ın dış dünyayı düzenleme ve değiştirme rolünün unutulup, geleneksel ve folklorik bir zaviyeden ele alınışıyla Müslüman toplumların barbarlarca nasıl kolay bir av haline geldiğini gösteriyor.
İÇİNDEKİLER
Müslümanlar Niçin Geri Kaldı?……………………………………………………….7
Müslüman Kadın: Kadın ve Anne (İslam’da Kadın
Meselesinin Tetkikine Bir Katkı)……………………………………………. 31
Kur’an’ın 1400. Yılına Dair Düşünceler……………………………………… 51
Müslümanlar ve İsrail ……………………………………………………………………. 75
İslam ve Çağdaşlık…………………………………………………………………………. 89
Gayrimüslimlerin Kur’an Hakkındaki Beyanları……………………….103
Müslüman mı Yetiştiriyoruz; Hizmetkâr mı?……………………………..113
İslami Devrimden Yana ………………………………………………………………..117
Kur’an’ı Nasıl Okumalı? ……………………………………………………………..131
Hicret Üzerine Düşünceler……………………………………………………………137
Kur’an ve İslam’ın Sözde Şartları……………………………………………….143
Allah’ın Elçisi Muhammed (sas)…………………………………………………151
İslam ve Müslüman Halkların Millî ve Toplumsal
Kurtuluş Mücadelesi ………………………………………………………………159
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM!
Müslümanlar Niçin
Geri Kaldı?
I
Bu soru ne uydurma ne de can sıkıntısından ortaya atılmış bir düşüncenin ürünü. Cebelitarık’tan Endonezya’ya uzanan geniş sahada uzun zamandır hakim olan durgunluk ve uyuşukluk manzarası, bu soruyu zorunlu hale getiriyor. Bazılarının “İslam’ın Karanlık Çağı” olarak tarif ettiği bu durumun en belirgin zuhur ettiği devre, yani bu vakıanın ana safhası, İngiltere’nin Hindistan’ı ele geçirmesinden I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar olan zamanı kapsar. Diğer taraftan bu durumun derin sebepleri ve başlangıç noktaları, uzak geçmişe uzanmakta, sonuçları ise bugün dahi tam anlamıyla hissedilmektedir.
Bir halkın yükseliş ve düşüşünün sebepleri her zaman karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sebeplerden sadece bir kısmı ölçülebilir niteliktedir ve bu şekilde analiz ve keşfe açıktır. Diğer nedenlerse insanların kalplerinde ve iradelerinde gizli olduğu için erişilemez ve izah edilemezler.
Tarih akışı içerisinde belirli bölgeler haricindeki geniş sahalarda sayısız “çiftçi” nesiller yaşayıp ölerek daima aynı dairenin etrafında dönüp durmak suretiyle tarih dışında kalırken aynı dönemde hayatın, iradenin ve aydınlanmanın kaynağını tam da Eski Mısır, Yunanistan, Roma, Arabistan, Hindistan, Çin ve Meksika topraklarında; bugünse Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkaran şey nedir?
Aynı güneş altında ve benzer şartlar dahilinde yaşayan diğer halklar biçimsiz ve tanınmaz halde tüneyip dururken bir halkın ansızın kendini bulmasını sağlayan ve bu halkı gözü kara kahramanların, azizlerin ve şairlerin beşiği haline getiren şey nedir?
Buna ilişkin açıklamalar devridaim halinde yineleniyor. Burada yöneticiler, kurumlar, ekonomik imkânlar, kalabalıkların eğitimsizliği, vs. suçlu addedilir. Halk, eğitimsiz olduğu için ahlaksız idarecilere tahammül ediyor. İdareciler ise bencil oldukları için halkın aydınlanması için çalışmıyorlar. Kurumların durumu, toplumun kültürel seviyesinin sonucudur. Kültürel seviye ise toplumsal düzen tarafından yani nihayetinde yine aynı kurumlar tarafından şartlandırılmış vaziyette. Burada hangisi sebep, hangisi sonuç?
Tarih, usûl açısından örneğin matematik gibi kesin değildir. Kendi kuralları vardır; fakat bunlar üzerinden hadiselerin cereyanı sırasında kesin öngörülerde bulunabilmek ya da olanları açıklayabilmek mümkün değildir. Tarih hayatı anlatır. Hayat ise özgürlük, spontanelik ve öngörülmezliğin tezahürüdür. Nihai tanımında hayat, bir sır olarak kalmaya devam eder. Bu nedenle de “Bir halk neden geri kalır?” sorusunun kesin ve tamamiyle bilimsel bir cevabı yoktur ve olamaz.
Bu makalenin gayesi Müslüman halkların geri kalma sebeplerini incelemek ya da en azından saymak olmasa da (ki bu yer kısıtlılığı nedeniyle zaten mümkün olmazdı) burada bu mahiyetteki iki sebepten bahsedeceğim. Ehemmiyetleri açısından diğerlerinden ayrılan iki sebep; haricî sebep Moğol istilaları ve dahilî sebep İslam’ın teolojik yorumudur.
Moğol istilası hakkında ne kadar yazılıp konuşulmuş olursa olsun, insanların hiçbir zaman bu felaketin korkunç boyutunu yeterince kavrayabildiklerine inanmıyorum. İslam için hayati önemi haiz engin bir sahada insanların elleriyle inşa ettiği her şey ve yüzlerce şehir, tarihin ne eski ne de yeni devirlerinde örneği olmayan bir surette yok edildi. Bölgelerin sakinleri, yaşayan son insana varıncaya kadar imha edildi. Ezilip geçilen halkların tekrar ayağa kalkması bir mucize kabul edilebilir.
Diğer taraftan İslam’ın teolojik yorumu, İslam’ı sadece dinî bir mesaj biçimine indirgeyip onun dış dünyayı düzenleme ve değiştirme rolünü görmezden gelerek ve hatta reddederek İslam toplumunun güç ve dayanıklılığını içeriden zayıflattı ve onu barbarlar için kolay bir ava dönüştürdü.
Şimdi bu makalenin asıl amacına dönüyoruz ki o da bir din, fikir, hayat biçimi veya kendilerini Müslüman olarak tanımlayan milyonlarca insanın hayat felsefesi olarak İslam’ın, Müslüman halkların geri kalma etkenlerinden biri olup olamayacağını ele almakla sınırlıdır.
Geçmişte Müslüman halklar ya da en azından onların ekseriyeti, geri kalmış değillerdi. Halihazırda geri kalmışlık mevcuttur; fakat Müslümanlar İslam’ı yaşamamaktadırlar. Birinci şahit olarak tarihi, ikinci şahit olarak da kendimi, sizi, hepimizi öne sürüyorum.
II
İslam Kur’an, hadis ve diğer kaynakların içerdiği mesajlar bütünüdür. Aynı zamanda İslam, gerçek dünyadaki tarihî bir olgunun ve kanunlar, şehirler, devletler ve medeniyetler oluşturmuş bir hareketin adıdır. Hem bir mesaj hem de gerçek ve tarihî bir olgu olarak İslam, durağanlığı reddeder.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Düşünce-Genel Felsefe
- Kitap Adıİslami Yeniden Doğuşun Meseleleri
- Sayfa Sayısı176
- YazarAliya İzetbegoviç
- ISBN9786257014076
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviKetebe Yayınevi / 2020