Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İslam Mecmuası ve Muallim Mecmuası Yazıları
İslam Mecmuası ve Muallim Mecmuası Yazıları

İslam Mecmuası ve Muallim Mecmuası Yazıları

Ziya Gökalp

Bu kitapta, Ziya Gökalp’ın, 1914-1918 yılları arasında, altmış üç sayı olarak yayımlanmış ve dönemin en önemli din sosyolojisi kaynaklarından birisi durumunda olan İslâm Mecmuası’ndaki…

Bu kitapta, Ziya Gökalp’ın, 1914-1918 yılları arasında, altmış üç sayı olarak yayımlanmış ve dönemin en önemli din sosyolojisi kaynaklarından birisi durumunda olan İslâm Mecmuası’ndaki din, ahlak ve eğitim konularının yanında İslâm hukukunu sosyal açıdan inceleyerek “içtimâî usûl-i fıkıh” adıyla yeni bir metot geliştirmeye çalıştığı yazıları, ayrıca İttihat ve Terakki Kongresi dolayısıyla kaleme alıp İslâm ve Avrupa medeniyetinin bağdaştırılabileceğine, din ve hukuk hükümlerinin tefrikine dair dikkat çekici yazılarıyla 1916-1918 yılları arasında bir eğitim dergisi olarak yirmi beş sayı halinde yayımlanan Muallim Mecmuası’nda kaleme aldığı millî terbiye ve maarif meselelerine dair yazıları bir araya getirilmiştir.

Dinî, hukuki, sosyolojik, kültürel ve eğitime dair konularda Türk toplumunun modernleşme sürecine katkı sunacak her veriyi telife gayret ederek pek çok alanda kalem oynatmış olan Ziya Gökalp, iki mühim derginin yazı külliyatından eksiksiz olarak aktarılıp bu kitapta toplanan çalışmalarıyla, sadece yaşadığı muhataralı dönemde meselelerimize çözüm bulmaya uğraşan bir fikir adamı olarak değil, bugün de yazdıklarına dikkat kesilmemiz gereken bir çağdaşımız olarak temayüz etmeyi sürdürüyor.

İÇİNDEKİLER
SUNUŞ…………………………………………………………………………………………… 7
“İslâm ve Muallim Mecmuası Yazıları” Üzerine ………………………………… 11
İSLÂM MECMUASI YAZILARI
İslâm Terbiyesi ……………………………………………………………………………… 25
İslâm Terbiyesinin Mahiyeti………………………………………………………. 25
Fıkıh …………………………………………………………………………………………….. 29
Fıkıh ve İçtimaiyat……………………………………………………………………. 29
İçtimaiyat ……………………………………………………………………………………… 35
İçtimaî Usul-i Fıkıh ………………………………………………………………….. 35
Hüsn ü Kubh …………………………………………………………………………… 40
Örf Nedir?……………………………………………………………………………….. 43
Kıymet Hükümleri……………………………………………………………………. 50
İçtimaî Neviler…………………………………………………………………………. 53
Örf Edebiyatı: Yasaya Doğru I ……………………………………………………. 60
Örf Edebiyatı: Yasaya Doğru II …………………………………………………… 62
Örf Edebiyatı: Yasaya Doğru III ………………………………………………….. 64
Tahmid: Çocuk Duaları I…………………………………………………………… 66
İlahi………………………………………………………………………………………… 68
Yasaya Doğru Türk’e Göre: Millet………………………………………………. 70
Diyanet ve Kaza Yasaya Doğru ………………………………………………….. 72
İslâm İçtimaiyatı ……………………………………………………………………………. 77
Dinin İçtimaî Hizmetleri I………………………………………………………….. 77
Dinin İçtimaî Hizmetleri II…………………………………………………………. 81
Dinin İçtimaî Hizmetleri III………………………………………………………… 87
Din ve Şerîat……………………………………………………………………………. 93
İttihat ve Terakki Kongresi 6……………………………………………………… 97
İttihat ve Terakki Kongresi………………………………………………………..102
İttihat ve Terakki Kongresi Münasebetiyle………………………………….114
İttihat ve Terakki Kongresi Münasebetiyle………………………………….120
MUALLİM MECMUASI YAZILARI
Terbiye ve Milliyet ………………………………………………………………………….139
Millî Terbiye I…………………………………………………………………………..139
Millî Terbiye II………………………………………………………………………….148
Millî Terbiye III…………………………………………………………………………157
Millî Terbiye IV…………………………………………………………………………165
Terbiye Münakaşaları …………………………………………………………………….172
Millî Terbiye V………………………………………………………………………….172
Millî Terbiye VI…………………………………………………………………………185
Millî Münakaşaları…………………………………………………………………..194
Millî Terbiye VII………………………………………………………………………..194
Maarif Meselesi I …………………………………………………………………….206
Maarif Meselesi II ……………………………………………………………………216
Tevfik Fikret ve Rönesans…………………………………………………………225
KAVRAMLAR VE İSİMLER SÖZLÜĞÜ……………………………………………….231

“İslâm ve Muallim Mecmuası Yazıları” Üzerine

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran siyasi aktörlerin ortaya koyduğu ve temellendirmeye çalıştığı Cumhuriyet ideolojisini siyasal, kültürel, sosyolojik, felsefi anlamda geliştiren, şekillendiren en önemli kaynaklardan biri de, Ziya Gökalp’ın kitapları, makaleleri ve şiirlerinde ortaya koyduğu Türkçülük ideolojisidir. Bu çabalarıyla Türk milliyetçiliğinin ideologluğunu da yapan Gökalp, kendisine kadar dağınık bir halde gelen düşünceleri bir araya getirerek, sonunda gerçek anlamını bulan bu düşünceye Türkçülük adını vermiş ve Türk milletinin bundan sonra gideceği yolu tayin etmiştir. İmparatorluk sürecinden “Ulus-devlet”e geçiş döneminde yaşayan Gökalp’ın, insanların kafalarının karışık olduğu bir dönemde, bu karışıklığa çözüm bulmak amacıyla Türk toplumu ve kültürü üzerine yaptığı sosyolojik, kültürel ve siyasal teori ve değerlendirmeler bugün de gerçekliğini devam ettirmektedir. Ziya Gökalp, büyük bir fikir adamıdır. Ali Duymaz’ın ifadesiyle, aynı zamanda çağının bütün modern ve pozitif bilgilerini bilimsel bir disiplinle okuyup irdeleyen ve Türk toplumuna uyarlayan öncü bir bilim adamıdır. Sosyolojinin kurucusudur, kültür ve medeniyet tarihi biliminin öncülerindendir, Fuat Köprülü’yle beraber halk biliminin bilim olmasını sağlayan ilk isimlerdendir. Gökalp, çöküş ve kurtuluş döneminde ortaya çıkan siyasi lider Mustafa Kemal Atatürk’ün uygulayıcılığının arkasındaki fikrî ve teorik güçlerin en etkilisidir.

Rıza Kardaş’a göre, imparatorluk coğrafyasının doğu ucunda (Diyarbakır) doğup, batı ucunda (Selanik) fikir dünyasına Gökalp adıyla katılarak, Türkiye’nin sosyal ve kültürel problemlerine ışık tutmuş ve çözüm üretmiş Ziya Gökalp,2 sadece kitaplarıyla değil, muhtelif dergilerde yayınladığı makaleleriyle de fikirlerini ve görüşlerini ortaya koymuş bir düşünürdür. Bu çalışmada da Ziya Gökalp’ın İslâm ve Muallim mecmualarında yayınlanmış makaleleri bir araya getirilmiştir. “Müslümanların fâidesine çalışır”, “Dinli bir hayat, hayatlı bir din” ifadesini ilke edinen İslâm Mecmuası, Çavdar’ın ifadesiyle; 1908’de yayınlanmaya başlayan ve bir süre sonra yazı kadrosu dağılmaya yüz tutan Sırat-ı Müstakim dergisi ile, 1911 yılında yayınlanmaya başlayan Türk Yurdu dergisi arasında yer bulmaya çalışırken kendisini İs lâmcı-Türkçü olarak adlandırılan bir dergi;3 ama en önem lisi Akpolat’ın tespitiyle; Ziya Gökalp’ın din, ahlâk, eğitim gibi konular üzerinde sosyolojik değerlendirmelerinin yer aldığı, İttihatçıların yarı resmî yayın organlarından birisi, “içtimaiyat” adını almasa da Ziya Gökalp ve çevresinin çıkardığı sosyoloji dergilerinden birisi olarak tanımlanır.4 Halim Sabit Şibay’ın idaresinde on beş günlük olarak, 30 Kânunusani 1329-30 Teşrinievvel 1334 (12 Şubat 1914-30 Ekim 1918) tarihleri arasında, altmış üç sayı olarak yayınlanmış olan ve dönemin en önemli din sosyolojisi kaynaklarından birisi durumunda olan İslâm Mecmuası’nın yazar kadrosunda başta Halim Sabit olmak üzere çoğu geleneksel eğitiminin yanı sıra modern öğrenim de almış olan M. Şerefettin (Yaltkaya), Mansurîzâde Sait, M. Şemsettin (Günaltay), Ziya Gökalp, Mahmud Esat, Musa Kâzım, Ahmet Agayef (Ağaoğlu), Musa Carullah, Rızaettin Fahrettin, Abdürreşit İbrahim, Bereketzâde İsmâil Hakkı, Ispartalı Hakkı, Besim (Atalay), Bursalı Mehmed Tahir, Köprülüzâde Mehmed Fuat, Aka Gündüz, Ömer Seyfettin gibi isimler yer almaktadır.

İslâm hukukuna geniş yer verilmiş olan İslâm Mecmuası’nda, Ziya Gökalp da, din, ahlâk ve eğitim konularının yanında İslâm hukukunu sosyal açıdan inceleyerek “içtimâî usûl-i fıkıh” yani sosyolojik fıkıh yöntemini adıyla yeni bir metot geliştirmeye çalışmıştır. Ziya Gökalp’ın özellikle bu konuda yazdığı diğer makaleleriyle ortaya koymak istediği tez, sosyoloji ile fıkıh arasında bir çatışmanın bulunmadığıdır. Gökalp, “İslâm Terbiyesinin Mahiyeti” adlı ilk makalesinde, özellikle okullardaki ders müfredatı ve bu müfredat içerisinde çocuklara verilen ve verilmesi gereken terbiye üzerinde durur. Gökalp, Tanzimat’tan evvel çocuklara İslâm terbiyesinin verildiğini ancak Tanzimat’tan sonra memlekete asır terbiyesinin de sokulmaya çalışıldığını belirtir. Ancak asır terbiyesinin yer etmeye başlamasıyla bu sefer de İslâm terbiyesi önemini kaybetmeye başlamıştır. Hâlbuki okul müfredatlarında dinî dersler nicelik itibariyle mühim bir yer tutmaktadır. Gökalp, İslâm terbiyesinde yaşanan bu gerilemenin nicelik açısından değil nitelik açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. Çünkü dinî dersler canlı bir surette okutulmamakta, “din muallimleri” bilimsel gerçeklere hâlâ “bidat” nazarıyla bakmakta ve bu suretle öğrencilerin güvenini kaybetmektedirler. Bundan başka dinî terbiyede bilimsel yöntemlerin uygulanmasına henüz başlanmamıştır. Gökalp’a göre bu durum düşünce hayatına da olumsuz bir şekilde yansımıştır. Bu yüzden, Gökalp, İslâm, Türk ve asır terbiyelerinin birbirine yardımcı ve tamamlayıcı terbiyeler olduğunu ve her üç terbiyeninde gençlere mutlaka verilmesi gerektiğini ifade eder. “Fıkıh ve İçtimaiyat” makalesinde ise, Gökalp, fıkhın sosyal prensiplerinin, toplumsal şekillerin ve bünyelerin değişmelerine bağlı olduğunu belirterek; fıkhın mutlak emirleri yerine, sosyolojinin bilimsel mefkûresinin tercih edilmesini önerir. Gökalp, “İçtimaî Usul-i Fıkıh” başlıklı makalesinde, fıkıh ve sosyoloji arasında bağlantı kurmaya ve ikisi arasında bir sentez oluşturmaya çalışır. Gökalp’ın İslâm Mecmuası’nda başlattığı, “İçtimaî Usûl-i Fıkıh” tartışmasının, Bakırcı’nın ifadesiyle, Osmanlı toplumunun kurtuluşu için aynı yıllarda ortaya koyduğu; “Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak” teziyle ilgili olduğu açıktır. Genel anlamda, Gökalp’ın “İctimâî Usûl-i Fıkıh”a yönelik ortaya attığı ve temelde fıkıhla sosyolojinin, daha genel anlamda İslâm düşüncesiyle Batı düşüncesinin sentezine dayanan düşüncelerini, Osmanlı toplum hayatının tanzim ve terakkisi için öngördüğü bir çözüm yolu olarak değerlendirmek gerekir.5 “Hüsn ü Kubh” makalesinde, iyilik ve kötülük meselesinin Kelam ve Fıkıh gibi iki büyük bilim dalının temel konuları arasında olduğunu ifade eden Gökalp, içtimai usul-i fıkıhçıların ilgilendikleri alanlardan birinin de hüsn ü kubh yani iyilik ve kötülük olduğunu söyler. İçtimai usul-i fıkıh teorisini yani sosyolojik fıkıh yöntemini, hüsn ü kubh nazariyesi üzerine temellendiren Gökalp, iyi ya da kötü ile faydalı ya da zararlı olanın, birbirine karıştırılmaması gereken mefhumlar olduğunun altını çizmiştir. Gökalp’a göre örf, toplumsal hukukun da temeli olmalıdır ve içtihatlar da örfü esas almak suretiyle yapılmalıdır. Bu bağlamda, fıkıhta zamanın değişmesiyle yeni içtihatlara ihtiyaç duyulması esasını, toplumsal olgulara uygular.

Gökalp’a göre, toplumsal olgular ve ihtiyaçlar değiştikçe, yeni içtihadlar yapılmalıdır. Böylece sosyolojik bakış açısıyla içtihadı da yorumlamış olur. Bu bağlamda, “Örf Nedir?” adlı makalede örf kavramı üzerinde önemle durur, örfe toplumsal bilinç kavramını yükleyerek onu kutsallaştırır. “Kıymet Hükümleri” adlı makalesinde ise, toplumu meydana getiren kurumların toplumsal bir imana dayanan kıymetlerin toplamından ibaret olduğunu ifade eden Gökalp, bu kıymetleri; dinî, ahlaki, hukuki, iktisadi, bedii, lisani, diye birtakım sınıflara ayırır. Bu kıymetlerin hiçbirisi ne maddenin tabiatından, ne de ferdin yaradılışından çıkmış değildir; hepsi cemiyetin imanından doğmuş ve onun vicdanında yaşamaktadır. Cemiyetler birtakım türlere, cinslere bölündüğünden her cinse ve her türe ait cemiyetler için başka başka kıymetler vardır. İçtimaî Neviler” adlı makalesinde de toplumları 1- İlkel toplumlar; 2- Milletler olmak üzere iki grupta toplar. İlkel kavimlerin en küçük birimi klandır. Klanlar birleşerek kabileleri, kabileler birleşerek aşiretleri, aşiretler de birleşerek konfederasyonları oluştururlar. İlkel kavimlerin, klanları farklılaşmış ya da farklılaşmamış kavimler; aşiri ve dejenere olmuş kavimler gibi biçimleri vardır. “Dinin İçtimaî Hizmetleri” adlı üç makalesinde Gökalp, dinin sosyal faydalarının gelişmiş cemiyetlerde aranması gerektiğini belirtir. Ona göre din ibadetler ve itikatlardan ibaret olduğu için siyaset, iktisat, hukuk, sanat, dil ve ilim müesseselerine karışmamalıdır. Dinin içtimai hizmetlerinin sadece ibadet ve itikatların dünyevi faydalarında aranması, bu faydaların da sadece manevî menfaatlerde gözetilmesi gerekir. Gökalp dinî ayinleri müspet ve menfi diye ikiye ayırır. Menfi ayinler “abdest, gusül, taharet, kurban, hac, zekât vb.” müminin ferdiyetçi, bir başka ifade ile hayvanî yapısından gelen nesnel arzulardan kurtulması amacına yöneliktir. Gökalp’a göre bu ibadetler “âbidi az çok mukaddesleştiren” ayinlerdir. Müspet ayinler ise vakte bağlı olma, cemaatle icra edilme ve menfi ayinlerden sonra yerine getirilme şartlarına bağlı olup bunlar beş vakit namaz, teravih, cuma ve bayram namazları ile oruçtur. Dinin içtimaî hizmetleri esas olarak bu müspet ayinlerle ortaya çıkar. Çünkü din dağınık yaşayan fertleri belli zamanlarda toplayıp ruhları kaynaştırır ve böylece “te’sîs-i millet” şeklinde içtimai bir hizmette bulunur, millî vicdanı tesis eder. Esasen “ibadetlerin cemaatle eda edilmesi, mukaddesleşmek için cemaatleşmek lazım olduğuna binaendir.” Öte yandan gerçek dindarlar aynı zamanda millî hamiyete sahip oldukları gibi hakiki milliyetperverler de dinin sonsuzluğuna inanırlar.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Siyasal Düşünce
  • Kitap Adıİslam Mecmuası ve Muallim Mecmuası Yazıları
  • Sayfa Sayısı284
  • YazarZiya Gökalp
  • ISBN9786051558264
  • Boyutlar, Kapak 12x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviÖtüken Neşriyat / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yeni Hayat ~ Ziya GökalpYeni Hayat

    Yeni Hayat

    Ziya Gökalp

    Gökalp’a göre siyasi inkılâp kolay olduğu halde sosyal inkılabı gerçekleştirmek dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü sosyal inkılâp, duyguların ilerlemesine ve yükselmesine bağlıdır. Duygular...

  2. Altın Işık ~ Ziya GökalpAltın Işık

    Altın Işık

    Ziya Gökalp

    Bir düşünce insanı olduğu kadar fikirlerini özellikle edebiyat sahasında da tatbik etme imkânı bulan Ziya Gökalp, bu çerçevede halkiyat olarak tabir ettiği folklor ve...

  3. Küçük Mecmua Yazıları ~ Ziya GökalpKüçük Mecmua Yazıları

    Küçük Mecmua Yazıları

    Ziya Gökalp

    Küçük Mecmua, Ziya Gökalp tarafından 5 Haziran 1922 tarihinde, Ziya Gökalp’ın iki yıllık Malta sürgünü dönüşünde İstanbul ve Ankara’dan sonra gittiği memleketi Diyarbakır’da, zamanın...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur