Merkezi bir otoritenin var olmadığı, tamamen bencillerden oluşan bir dünyada işbirliği ortaya çıkabilir mi? Bu soru çok uzun zamandır ve haklı sebeplerle insanların ilgisini çekiyor. İnsanların “melek” olmadıklarını, her şeyden önce şahsi çıkarlarını kovalamaya meyilli olduklarını biliyoruz. Yine de zaman zaman işbirliği yapabildiklerinin, hatta uygarlığımızın bu işbirliğine dayandığının da farkındayız.
O halde, her bireyi bencil davranmaya iten koşulların varlığında işbirliği ve dayanışma nasıl gelişebilir, nasıl sürdürülebilir? İşbirliğinin ortaya çıkabilmesi için akla, dostluğa ve güvene ihtiyaç var mıdır?
Yayımlandığı yıldan bugüne siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, iktisat, evrimsel biyoloji, oyun kuramı, bilgisayar bilimi ve diğer sayısız alanda en fazla atıf alan çalışmalardan biri olmuş, “kült” eserlerden biri haline gelmiş bu kitap, işbirliği sorununa şaşırtıcı ve ezber bozan bir yaklaşım getiriyor.
Birinci Dünya Savaşı sırasında yapılan siper muharebelerinden, Soğuk Savaş’ın “Dehşet Dengesi”ne, şirketler arası rekabetten diplomasiye, bakteri ile konağı arasındaki ilişkiden bölgeci kuşların davranışlarına varasıya karşılıklı işbirliğinin dostluk, güven, bilinç, hatta zeka olmadan, bencillikten nasıl doğabileceğini, nasıl istikrar kazanabileceğini ortaya koyuyor.
Mahkumun İkilemi oyununun mantığını en küçük canlılardan en güçlü devletler arasındaki ilişkilere kadar uygulayarak, çatışma, rekabet, ihanet ve karşılıklılık olgularının altında yatan yalın ve büyüleyici matematiği gözler önüne seriyor.
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ | 11
ÖNSÖZ | 17
I. KISIM
GİRİŞ
1
İŞBİRLİĞİ SORUNU | 23
II. KISIM
İŞBİRLİĞİNİN DOĞUŞU
2
KISASA KISAS KURALININ BİLGİSAYARLI TURNUVALARDAKİ
BAŞARISI | 47
3
İŞBİRLİĞİNİN KRONOLOJİSİ | 76
III. KISIM
DOSTLUĞUN VE ÖNGÖRÜNÜN YOKLUĞUNDA İŞBİRLİĞİ
4
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA SİPER MUHAREBELERİNDE
KULLANILAN YAŞA VE YAŞAT SİSTEMİ | 95
5
BİYOLOJİK SİSTEMLERDE İŞBİRLİĞİNİN EVRİMİ | 110
IV. KISIM
KATILIMCILARA VE REFORMCULARA TAVSİYELER
6
ETKİLİ TERCİH NASIL YAPILIR? | 131
7
İŞBİRLİĞİ NASIL TEŞVİK EDİLİR? | 146
V. KISIM
SONUÇLAR
8
İŞBİRLİĞİNİN TOPLUMSAL YAPISI | 163
9
KARŞILIKLILIĞIN DAYANIKLILIĞI | 188
EKLER
EK A
TURNUVA SONUÇLARI | 211
EK B
KURAMSAL ÖNERMELERİN TANITLANIŞI | 224
KAYNAKÇA | 234
DİZİN | 248
SUNUŞ
Elinizdeki kitap iyimserlik hakkında. Ama öldükten sorna cennete gitme hayalinden ya da bir devrimin bizi kurtaracağı umudundan çok daha tatmin edici, akla yatkın bir iyimserlik bu.
İyimser bir yaklaşım inandırıcı olmak istiyorsa ilk etapta insan doğasının gerçekliğini ve aynı zamanda bütün bir yaşamın yapısını bünyesinde barındıran temel gerçekliği kabul etmelidir. Bildiğimiz hâliyle yaşam başka bir gezegende varsa bile muhtemelen Darwinci ilkelere göre işleyecektir. Darwinci bir dünyada çevresine uyum sağlayan ayakta kalır ve dünya, hayatta kalmaya uygun farklı niteliklerle dolup taşmaktadır. Darwinciler olarak biz karamsar bir biçimde doğal seçilim düzeyinde iş başında olan ağır bir bencillik, ıstıraba karşı geliştirilen taş yürekli bir kayıtsızlık ve bireysel başarıya başkalarının zararına olacak şekilde ilgi gösterme durumlarından hareket ederiz. Ama bu türden çarpık başlangıçlardan zorunlu olarak maksatlı olmasa da aslında dostane kardeşliğe yakın bir şeyler doğabilir. Robert Axelrod’un olağanüstü yapıtının mutluluk veren mesajı budur.
Bu sunuşu yazacak ehliyete sahip misin, diye sorarsanız benim uzmanlık alanım bu olmasa da, konunun en azından ucundan da olsa zaman zaman bana da dokunduğunu söyleyebilirim. 1970’lerin sonunda yukarıda bahsettiğim karamsar ilkeleri ortaya koyan ilk kitabım The Selfish Gene’i [Gen Bencildir] kamuoyuna sunduktan birkaç sene sonra şahsen tanımadığım Amerikalı bir siyaset bilimciden beklenmedik bir anda, daktiloyla yazılmış bir çağrı metni almıştım: Robert Axelrod. Yinelenmeli Mahkûmun İkilemi oyununu oynatmak için bir “bilgisayar turnuvası” düzenleyeceğini duyurup beni yarışmaya davet ediyordu. Tam olarak ifade etmek gerekirse –bu açıklık, tam da bilgisayar programlarının bilinçli bir öngörüye sahip olmamaları nedeniyle kayda değerdir– şahsımı, yarışmacılardan biri yapacak bir bilgisayar programı sunmaya davet ediyordu. Korkarım bir girdi gönderme konusunda başarılı olamadım. Fakat söz konusu tasarı benim ilgimi fazlasıyla çekmişti ve o aşamada bu girişime bir hayli pasif olsa bile değerli sayılabilecek bir katkıda bulunmuştum. Axelrod bir siyaset bilimi profesörüydü ve ben kendi taraflı bakış açımdan onun evrimci bir biyologla işbirliği yapması gerektiğini hissetmiştim. Bizim kuşağın muhtemelen en seçkin Darwincisi olan ve 2000 senesinde Kongo ormanlarına yaptığı uğursuz bir keşif gezisinden sonra ne yazık ki hayatını kaybeden W. D. Hamilton’a onu tanıtan bir sunuş yazısı yazdım. 1970’lerde Hamilton Michigan Üniversitesi’nin farklı bir bölümünde Axelrod’un meslektaşıydı fakat birbirlerini tanımıyorlardı. Mektubum eline geçer geçmez Axelrod Hamilton’la temasa geçti; ikili bu kitabın da habercisi olan ve Beşinci Bölümde kısa bir hâli sunulan makaleyi kaleme almak için işbirliği yaptı. 1981’de yayımlanan makale, bu kitapla aynı ismi taşıyordu ve American Association for the Advancement of Science’ın verdiği Newcomb Cleveland Ödülü’nü kazanmıştı.
İşbirliğinin Evrimi’nin ABD’deki ilk baskısı 1984 yılında okurların ilgisine sunulmuştu. Yayımlanır yayımlanmaz kitabı almış, her sayfasında giderek artan bir heyecanla okumuş ve kitabı neredeyse tanıdığım herkese hararet ve şevkle tavsiye etmeye başlamıştım. İzleyen yıllarda Oxford Üniversitesi’nde ders verdiğim öğrencilerimin hepsi benden Axelrod’un kitabıyla ilgili bir makale yazmamı istemişti ki o makale benim yazmaktan herhâlde en fazla keyif aldığım makalelerden biri olmuştur. Fakat kitap İngiltere’de okurla buluşamadı; ne de olsa yazılı metin ne yazık ki televizyonla mukayese edildiğinde sınırlı bir okur kitlesine sahiptir. Dolayısıyla 1985’te BBC’den Jeremy Taylor’dan büyük oranda Axelrod’un yapıtına dayanan bir belgesel programının sunucusu olma daveti aldığımda çok sevinmiştim. Bu programa Nice Guys Finish First [Centilmenlik Kazanır] adını vermiştik. Elime tutuşturulan replikleri bir futbol sahası, İngiltere’nin sanayileşmiş iç bölgelerinde bulunan bir okul, harabe bir Ortaçağ manastırı, boğmaca aşısı yapılan bir klinik ve Birinci Dünya Savaşı siperlerinin bir benzeri gibi tuhaf yerlerde seslendirmek zorunda kalmıştım. Centilmenlik Kazanır ilk kez 1986 baharında yayımlandı; ABD’de hiçbir zaman izleyiciye sunulmamasına rağmen önemli başarılar elde etti. Amerika’da yayımlanmamasının benim anlaşılması güç İngiliz aksanımla ilgili olup olmadığından bugün bile emin değilim. Aynı şekilde, bu belgesel benim kısa bir süreliğine de olsa “bağışlayıcılığın” ve “centilmenliğin” savuncusu olarak itibar kazanmamı sağlamıştı ki bu en azından bencilliğin sözümona başrahibi olarak edindiğim kötü şöhretten bir süreliğine de olsa kurtulmama yaramıştı. Bu itibarla, başlığın içerik karşısındaki gücünün de bariz bir kanıtıydı. Çünkü kitabımın adı Gen Bencildir’di ve ben bencilliğin avukatı muamelesi görüyordum. Belgeselimin adıysa Centilmenlik Kazanır’dı ve bana artık “Centilmen Beyefendi” diye sesleniliyordu. Aldığım övgüler ne belgeselin ne de kitabın içeriğinden ileri geliyordu. Yine de ben Centilmenlik Kazanır’ın yayımlanmasını takip eden haftalarda sanayiciler ve imalatçılar tarafından öğle yemeklerine davet edildim ve bana nezaket konusunda danışanlar oldu. İngiltere’nin önde gelen bir giyim mağazaları zincirinin başkanı şirketinin çalışanlarına ne kadar iyi davrandığını açıklamak amacıyla benim için özel bir öğle yemeği tertipledi. Önde gelen bir şekerleme firmasının sözcüsü de benzer bir misyon edinerek beni öğle yemeğine çıkardı; kendi durumuna bakılırsa anlatmak istediği şey şirketinin çikolata satmaktaki amacının para kazanmaktan ziyade kelimenin tam anlamıyla halk arasında nezaketi ve mutluluğu yaymak olduğunu açıklamaktı. Korkarım her ikisi de temel meseleyi ıskalamışlardı.
Dünyanın en büyük bilgisayar şirketi, yöneticileri arasında bütün bir gün sürecek bir strateji oyununu organize edip denetleyeyim diye beni davet etmişti. Asıl amaç bu yöneticileri dostane bir işbirliği yapmak üzere bir araya getirmekti. Kırmızılar, maviler ve yeşiller olmak üzere üç takıma ayrıldılar; oynayacakları oyun elinizdeki kitabın ana izleği olan Mahkûmun İkilemi oyununun bir başka biçimiydi. Gelgelelim şirketin amaçladığı işbirlikçi bağ kurma olayının göz alıcı bir biçimde gerçekleşmesi söz konusu olamadı. Robert Axelrod’un da tahmin edebileceği gibi, oyunun tam olarak saat 16.00’da sona ereceğinin bilinmesi, kararlaştırılmış saatten hemen önce kırmızlıların kitleler hâlinde mavilerin tarafına geçme sürecini hızlandırdı. Bir önceki gün süregiden iyi niyetten ani şekilde kopuşun yarattığı bu olumsuz hissiyat bizzat yürüttüğüm çözümleme toplantısında gayet aşikârdı ve yöneticilerin yeniden birlikte çalışmaya ikna edilmeden önce psikolojik danışmanlık hizmeti almaları gerekiyordu.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Popüler Bilim
- Kitap Adıİşbirliğinin Evrimi
- Sayfa Sayısı248
- YazarRobert Axelrod
- ISBN9786258242812
- Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviFol Kitap / 2023