YENİ BİR HAYAT, YENİ BİR AŞK…
TÜM DÜNYADA GENÇLERİN TUTKUNU OLDUĞU YENİ BİR VAMPİR SERİSİ
“Yüzümü ona çevirdiğimden beri bu kitap beni kendine esir etti. Tamamıyla muhteşem. İŞARET, ateşli, karanlık ve eğlenceli.”
—GENA SHOWALTER, Yazar
”İlk paragraftan itibaren bağımlısı oldum. Kitabı bir çırpıda bitirdim.”
—MaryJanice Davidson, New York Times bestseller yazarı
Aşırı derecede bağımlılık yapan bir vampir serisi
–Romantic Times
On altı yaşındaki Zoey, İz Sürücü tarafından İşaretlendiğinde, eski hayatının geride kaldığını anlamıştı. Şimdi artık, arkadaşlarından ve ailesinden ayrılıp çalışması gereken tek dersin Vampir 101 olacağı Gece Evi’ne yerleşmek zorundaydı.
Aşk, İhanet, Gerilim ve Rekabet dolu Gece Evi Serisinin İlk kitabı İŞARET sizi kendisine esir edecek.
GECE EVİ’NİN KARANLIK VE BÜYÜLÜ DÜNYASINA DAVETLİSİNİZ
Teşekkür
Harika öğrencim John Masiin’e araştırma konusunda yardımı, okumaları ve kitabın ilk versiyonlarına sağladığı dönütler için teşekkür etmek isterim Katkısı paha biçilmezdi 2005-2006 eğitim yılında Yaratıcı Yazım dersime katılanlara kocaman bir TEŞEKKÜRLER ÇOCUKLAR!. Beyin fırtınalarınızın çok faydası oldu. (Aynca çok da eğlenceliydiler)
Ayrıca, sesimizin “tenagear” lar gibi çıkmasını sağlayan akıllı kızım Kristn’e çok teşekkür ederim. Sen olmasan asla başaramazdım. (Bunu bana zorla yazdırdı!)
—PC
Daha çok PC diye tanınan tatlı “anneme” böylesine inanılmaz yetenekli bir yazar ve birlikle çalışması çok kolay biri olduğu için teşekkür etmek istiyorum. (Pekala, o da bana bunu zorla yazdırdı.)
PC ve Kristin, baba/büyükbabaları Dick Cast’e, Gece Evi vampirleri tezi için çok teşekkür ederler. Seni seviyoruz Baba /Büyükbaba!
Hesiodos’tan Yunan mitolojisindeki Gece Tanrıçası Nyx’e:
“Orada ayrıca Gece’nin kasvetli evi yükselir. Korkunç
bulutlar onu karanlığa boğar.
Önünde dimdik Atlas yükselir; başının ve yorulmak nedir
bilmeye» kollarının üstünde. Gece ve Gündüz’in bronz bir
eşikte karşılaştığı ve sonra birbirlerine sokulup selamladıkları
geniş gökyüzünü taşır.”
(Hesiodos, Theogony, 744)
BÖLÜM BİR
Tam, günümün bundan daha kötüye gidemeyeceğini düşünmeye haşladığım bir anda okul dolabımın hemen yanında duran ölü adamı gördüm. Kayla. her zamanki gevezeliğiyle hiç durmadan konuşuyordu; adamı fark etmemişti bile. Yani ilk başta Aslında, şöyle bir düşününce, konuşana kadar hiç kimsenin adamı fark etmediğini hatırlıyorum. Ki bu, benini uyum sağlamaktaki ucube yetersizliğimin yeni bir kanıtı olmalı.
“Hayır, ama Zoey, yemin ederim ki Heath. maçtan sonra o kadar da sarhoş olmadı. Ona bu kadar sert davranmamalısın.”
Aklım başka bir yerdeymiş gibi “Evet,” dedim. “Tabi.” Sonra öksürdüm. Bir kez daha. Kendimi berbat hissediyordum. Oldukta deli olan AF Biyoloji1 öğretmenim Bay wise’ın gençlik vebası diye nitelediği hastalığa yakalanmak üzereydim.
Acaba ölecek olursam, yarınki geometri sınavımdan yırtabilir miydim? Sadece hayalini kurabilirdim
“Zoey, lütfen. Beni dinliyor musun? Bence sadece dört bilemedin altı bira içti ve üç shot attı. Bunun konumuzla bir ilgisi yok. Eğer senin o aptal annen ve baban seni maçtan hemen sonra eve dönmeye mecbur etmeseydi belki de bir yudum bile içmeyecektim.
Birbirimize uzun ve acılı bir bakış attık. Annemin ve üç sene önce evlendiği Üvey-Zavalh’nın bana yaptıkları en son haksızlık konusunda tamamen hemfikirdik. K yarım nefeslik bir ara bile vermeden gevezeliğine kaldığı yerden devamı etmeye koyuldu.
“Ayrıca, kutlama yapıyordu. Demek istediğim Birlik’i yendik!” K omzumu sarstı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. “Alo? Erkek arkadaşın…”
Üzerine öksürmemek için kendimi zor tutarak “Neredeyse erkek arkadaşım, diye düzelttim.
“”Her neyse. Hearth bizim oyun kurucumuz. Tabii ki kutlama yapacak. Kırık Okun Birlik’i son yenişinin üstünden neredeyse milyon yıl geçti.”
“On altı.” Matematikte tam bir fiyaskoyum ama K’nın matematik konusundaki yetersizliği, yanında dahi gibi görünmeme
“Bir kez daha, her neyse. Önemli olan, çocuk mutluydu. Onu biraz olsun rahat bırakmalıydın.”
“Bence asıl önemli olan Heath’in bu hafta tam beşinci defa küfelik olması. Üzgünüm ama hayattaki birinci amacı kolej futbolu oynamaktan, altılık bira paketini kusmadan mideye indirmeye dönüşen bir tiple çıkmak istemiyorum. Onca birayla şişmanlayacağından bahsetmiyorum bile.” Öksürmek için durmak zorunda kaldım. Başım dönüyordu, öksürük nöbeti geçince, kendimi ağır ve derin nefesler almaya zorladım. Gerçi geveze K durumun farkında bile değildi.
“lyykkk… Şişman bir Heath! Bu, gözümün önünde canlandırmayı isteyeceğim bir manzara değil.”
Yeni bir öksürük nöbetini pas geçmeyi başarmıştım. “Onunla öpüşmek alkole batırılmış bir çift ayağı emmekten farksız.”
K yüzünü buruşturdu. “Pekala, midem bulandı. Bu kadar seksi olması çok yazık doğrusu.”
Gözlerimi çevirdim. K’nın tipik sağlığının beni ne kadar rahatsız ettiğini saklama zahmetine bile girmemiştim.
“Hastalandığın zaman o kadar huysuz oluyorsun ki. Her neyse.,. Öğle yemeğinde onu görmezden geldiğinde Heath’ın nasıl küçük bir köpek yavrusuna dönüştüğünü tahmin bile edemezsin Hatta…”
Sonra onu gördüm. Ölü adamı. Tamam, teknik anlamda “ölü” olmadığını anlamam çok sürmedi. Adanı öIü ötesiydi Yani bildiğimiz insan olmayan. Her neyse. Bilim adam lan bir şeyler söyler, insanlar başka bir şeyler fakat varılan sonuç hep aynıdır. Adamın ne olduğu konusunda yanılmam mümkün değildi ve ondan buram buram yayılan gücü ve karanlığı fark etmesem bile, İşaretini, alnındaki safir mavisi hilali ve aynı derecede mavi gözlerini çevreleyen kördüğüm motifli dövmesini gözden kaçırmam gibi bir şey söz konusu değildi. Adam bir vampirdi ve bununla kalmıyordu. O bir İz Sürücü’ydü.
Lanet olsun! Okul dolabımın hemen yanında duruyordu.
“Zoey, beni hiç dinlemiyorsun!”
Sonra vampir konuştu. Törensel kelimeleri, aramadaki boşlukta kayarak bana ulaştı. Tehlikeli ve baştan çıkarıcı… Tıpkı erimiş çikolatayla karıştırılmış kan gibi,
“Zoey Montgomery! Gece seni seçti; ölümün doğuşun olacak. Gecenin tatlı Sesine kulak ver. Kaderin seni Gece Evinde bekliyor.”
Uzun beyaz parmağıyla beni işaret etti. Alnım acıyla patlarken Kayla ağzını açtı ve bir çığlık koyverdi.
Gözlerimin önündeki parlak lekeler nihayet dağıldığında, yukarı baktım ve K’nin rengi solmuş yüzünü bana bakarken bu Her zamanki gibi, aklıma gelen ilk aptalca şeyi söyledim. “K. gözlerin, tıpkı bir balığınkiler gibi. kafandan fırlayacakmış gibi
“Seni İşaretledi. Ah. Zoey. Alnında n şevin çizgileri var’ Sonra, hıçkırığını bastırmak için titreyen elini bembeyaz dudaklarina bastırdı ama başarılı olamadı.
Doğru hırken öksürüyordum. Bacağımda korkunç bir ağrı vardı ve tam kaslarımın ortasına denk gelen yeri ovdum. Sanki büyük bir eşek arısı sokmuş gibi zonkluyor ve gözlerimin çevresine, ta elmacık kemiklerime kadar büyük bir ağrı yayıyordu. Kusacak gibiydim.
“Zoey!” K şimdi ciddi ciddi ağlamaya başlamıştı. Islak hıçkırıkların arasında konuşmaya çalışıyordu. “Ah… Tanrım… O adam bir İz Sürücüydü—bir vampir iz sürücüsü.”
“K,” Gözlerimi kırpıştırdım; basımdaki sancıdan kurtulmaya çalışıyordum. “Ağlamayı kes. Ağlamalıdan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun.” Onu rahatlatmak için udinin omzunu sıvazladım.
Otomatik olarak korkuyla geri kaçtı
İnanamıyordum. Sanki benden korkuyormuş gibi, gerçekten de geri kaçmıştı. Gözlerimdeki acıklı bakışı fark etmiş olmalıydı çünkü hiç vakit kaybetmeden o meşhur, nefessiz K-gevezeliğine girişti.
“Ah, Tanrım, Zoey! Ne yapacaksın? Oraya gidemezsin. O şeylerden olamazsın. Bu gerçek olamaz. Şimdi ben futbol maçlarına kiminle gideceğim?”
Bütün tiradı boyunca, bir kez bile bana yaklaşmamış olması dikkatimden kaçmamıştı. Beni gözyaşlarına boğulma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan o mide bulantısı ve kalp kırıklığını bastırmak için kendimi zorluyordum. Gözlerim bir anda kuruyuvermişti. Gözyaşları mı saklamak konusunda ustaydım. Olmak zorundaydım, ustalaşmak için üç sene gibi uzun bir zamanım o sorun değil. Bu işi çözeceğim. Büyük olasılıkla… Tuhaf bir haladan başka bit şey değildir.” diye yalan söyledim.
Gerçekleri konuşmuyordum sadece kelimelerin dudaklarımın atasından çıkmasına izin veriyordum. Basımdaki acı yüzünden, yüzümü buruştur maya devam ederek ayağa kalktım, çevreme bakınıp, K ve benim, matematik koridorunda yalnız olduğumuzu fark edince azda olsa bir rahatlama hissettim. Ve hemen arkasından isterik olduğunu çok iyi bildiğim bir kahkahayı bastırmak zorunda kaldım. Yarınki programda yer alan geometri testi konusunda tam bir manyak gibi hareket ettiğim için. akşam evde saplantılı bir şekilde (ve boş yere) çalışmak için kitabımı almaya dolabıma koşmamış olsam, İz. Sürücü beni dışarıda, okulun önünde. Kırık Ok un Güney Ara Lisesi’ne giden ve klonlanmış bir barbie görüntüsüne sahip aptal kızkardeşimin kendini beğenmiş bir tavırla “büyük sarı limuzinler” diye tanımladığı okul otobüsünü bekleyen 1300 çocuğun arasında bulacaktı. Kendime ait bir arabam var; fakat otobüse binmek zorunda kalan bana (göre daha talihsiz, çocuklarla birlikte beklemek hâlâ geçerliliğini koruyan bir gelenek. Ve tabii kimin kime asıldığım görmek için mükemmel bir fırsat olduğundan bahsetmiyorum bile. Bu yüzden, matematik koridorunda K ve benim dışımızda tek bir çocuk daha vardı: Uzun boylu, çelimsiz ve berbat dişleri ki bana az önce bir dizi uçan domuz doğurmuşum gibi ağzı bir karış açık halde, şaşkın şaşkın baktığı için dişlerinin neredeyse tamamını görmüştüm olan bir inek.
Bir kez daha öksürdüm. Bu defa ki bir hayli ıslak ve tiksindirici bir öksürük oldu. İnek gıcırtılı bir ses çıkardı ve elindeki satranç tahtasını kemikli göğsüne bastırarak koridor boyunca, Bayan Day’in odasına doğru koşmaya haşladı. Satranç kulübü, toplantı gününü, pazartesi okul sonrası saatlere almış olsa gerek. Omzunun üstünden “Beni sonra ara, olur mu?” diye seslenerek telaşla yan kapıya koştu.
Onun aceleci adımlarla çimlerin üstünden, park alanına doğru koşmasını izledim. Cep telefonunu kulağına yapıştırmış halde, hararetli hararetli bir şeyler anlattığını görebiliyordum. Jared’e benim bir canavara dönüşmek üzere olduğumu anlattığından hiç şüphem yoktu.
Tabii ki asıl sorun, canavara dönüşme ihtimalimin önümdeki iki seçenekten daha parlak olan olmasıydı. Seçenekti: Her Ölümlünün zihninde canavara denk olan bir vampire dönüşecektim. Seçenek 2: Vücudum bu değişimi reddedecek ve ölecektim. Sonsuza dek.
buna göre iyi haber ertesi gün ki geometri sınavına girmek zorunda olmamam dı.
Kütü haber ise. güzel bir yatılı okul olan ve bütün arkadaşlarını tarafından Vampir Cilalama Okulu olarak bilinen Midtovm Tulsa’daki Gece Evi’ne taşınmak zorunda olmamdı. Önümdeki dört seneyi orada tuhaf ve isimlendirilemeyecek fiziksel değişimlere uğramakla geçirecektim. Tabi ki hayatımın kalıcı bir şekilde değişikliğe uğrayacak olması da cabasıydı. Elbette bütün bunlar, bu sürecin beni öldürmemesi halinde söz konusu olabilecek şeylerdi.
Harika. İki seçeneği de istemiyordum. Mega-tutucu ebeveynlerime, troll-tipli küçük erkek kardeşime ve ah-tanrım ne mükemmelim ablama rağmen, ben sadece normal olmak istiyordum. Ve geometri sınavından geçmek. Notlarımı yüksek tutmak ve bu sayede Ohio Devlet Üniversitesi’nin veterinerlik bölümüne kapağı atarak Kırık Ok, Oklahoma’dan kurtulmak istiyordum. Fakat her şeyden çok uyum sağlamak peşindeydim; en azından okuluma. Ev hayatım artık umutsuz bir hal almıştı. Bu yüzden tek sığınağım arkadaşlarım ve ailemden uzakta yaşadığım hayat……..
“İşaret” için 17 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap Adıİşaret
- Sayfa Sayısı336
- Yazar P. C. Cast/ Kristin Cast
- ISBN6055943783
- Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviPegasus / 2009
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Hercai ~ Mary Jo Putney
Hercai
Mary Jo Putney
Bir centilmen borcunu ödemek için gerekirse hayatını bile verir… Grey Sommers, asıl adıyla Lord Wyndham, çekiciliği sayesinde çözemediği bir sorunla hiç karşılaşmamıştır. Fakat Fransa’da...
- Aşkın Celladı ~ İrvin D. Yalom
Aşkın Celladı
İrvin D. Yalom
Bu kitapta, psikoterapist Irvin D. Yalom’un, yalnızlık, ölüm korkusu, yaşama amacını yitirme gibi, aslında hiçbirimizin tamamen kaçamayacağı temel insanlık kaygılarından rahatsız olan hastalarıyla yaptığı...
- Japon Sarayı ~ José Mauro de Vasconcelos
Japon Sarayı
José Mauro de Vasconcelos
Yaşam ve düşlerin masalsı renkleri… Pedro, ucuz bir pansiyon odasında yaşayan yapayalnız bir ressamdır. Yine düşlere dalarak sokağa çıktığı bir gün, havuz kenarında bir...
Bu cümleler ya eksik yazılmış yada çevirisi yanlış..
Bu resmen tarzanca olmuş
”akşam evde saplantılı bir şekilde (ve boş yere) çalışmak için kitabımı almaya dolabıma koşmamış olsam, İz. Sürücü beni dışarıda, okulun önünde. Kırık Ok un Güney Ara Lisesi’ne giden ve klonlanmış bir barbie görüntüsüne sahip aptal kızkardeşimin kendini beğenmiş bir tavırla “büyük sarı limuzinler” diye tanımladığı okul otobüsünü bekleyen 1300 çocuğun arasında bulacaktı.” bu ne şimdi?
bence de öyle olmuş. kitaba başlama tarzı ve anlatımını beğenmedim çok karışık. alacakaranlık serisini okuduktan sonra bu bana çok etkiliyici gelmedi.
sn öyle san sn ne anlarsın kitap okumaktan……
bence çok güzel ve atkileyici bir kitap…. ayrıca melihaya çok katılıyorum
Çok biliyosanız siz yazın. Size özel çeviri yapamazlar ya.
katılıyorum meliha
neden devamı yok lütfen devamını yazın
arkadaşlar istiyene ihanet ve işaretin tamamını yazabilirim
eklerseniz sevinirimmmm
eklersenz iyi olr
Murat, E-kitap grubuna yükleyebilirsin. http://www.birazoku.com/groups/e-kitap/
arkadaslar merhaba ben bu jıtabı kardesımın sayesınde ogrendım ve su kucucuk bı bolumunu okudum hosuma gıttı murat ısteyene kıtabın tamamını yazabılırım demıssın bu mumkunse bende ısteyenlerdenım
alacakaranlık serisinin yanında çok kötü bir seri kalıyor alacakaranlık serisi gizemli ve tutku verici ama bu seri çok basit kalmış resmen minik bir kız gibi afrodit ile çekişmelerini anlatıyor…
bende bu kitabı yeni aldım
siz nerden bilirsiniz be bn alacakaranlığı okudum ona çk bağlanmıştım aşırı dercede hayranıydım sonra bu kitabı okuyunca alacakaranlıktan katkat güzel olduğunu anladım yaani kitaba hakaret etmeyin lütfen
of bu kitaplar süper başları sıkıcı olsa bile ilerleri çoq gzl ama bn sadece seçilmişi (3.kitap) ı okudum bağımlılık yaptı serisini alacam alacakaranlıkla karşılaştırmayın alacaKARANLIK DAHA SIKICI HATTA (SALAKÇAA)..
Kitabı okumadım ama şimdilik anlatım dili pek hoşuma gitmedi. Kitabı okucam ama