Amel ve fiil deyince çoğu insanın aklına eliyle yaptıkları gelir. İki dudağın arasından çıkıveren sözler, pek amel sınıfından görülmez. Halbuki, kişiyi mü’min kılan da, iman dairesi dışında tutan da, son tahlilde, dildir.
Dil, bu dünya hayatında ahiretin kapısı gibidir; doğru kullanılırsa cennete açılan, yanlış kullanılırsa cehenneme götüren bir kapı…
İnsanı Uçurumdan Kurtaran Sözler, bu konudaki âyetler ve hadisler ışığında, dilin bizi cehennem adlı en büyük uçurumdan kurtarma imkânına dikkat çekiyor.
İnsanı Uçuruma Götüren Sözler ile bizi ‘dilin âfetleri’ konusunda da uyaran Mehmed Paksu’nun kaleminden, bizi tevbeye, gayrete ve ümide yönelten bir kitap elinizdeki…
***
İçindekiler
Sunuş……………………………………………………………………………………………………..9
Duamızla kurtuluşa ereriz……………………………………………………………………….13
Melekler de bize dua eder.………………………………………………………………..16
Âdem aleyhisselamın duası……………………………………………………………….17
Nuh aleyhisselamın duası…………………………………………………………………18
İbrahim aleyhisselamın duası..………………………………………………………….19
Musa aleyhisselamın duası.………………………………………………………………20
Yûsuf aleyhlsselamın duası……………………………………………………………….21
Dua ile kurtulan üç peygamber: Hz. Yunus, Hz. Eyyub ve Hz.Lut………….22
“Eûzu” çek, Allah’a sığın……………………………………………………………………….27
Şeytanın en büyük desisesi: Kusuru göstermemek………………………………..31
Muavvizeteyn: İki sığınma………………………………………………………………..33
“Bismillah” demeden iş yapma……………………………………………………………….37
Bismillah şifa kaynağıdır.…………………………………………………………………40
Bismillah her hayrın başıdır.…………………………………………………………….40
Meleklerin ilgisi.……………………………………………………………………………..42
“Subhanallah” her şeye yeter………………………………………………….45
Bütün mevcudat Allah’ı tesbih eder………………………………….50
Yunus aleyhisselamın münacaatı.……………………………………..50
Şaşırdığımızda “Subhanallah” deriz.………………………………..52
Neden her şeye Elhamdülillah?………………………………………………55
Nimetin lezzeti, hamd etmektedir………………………………………56
Hamd, âlemlerin Rabbinedir..………………………………………….58
Hamd ile başlamayan kelâm eksiktir..……………………………….58
Hamd mi, şükür mü?………………………………………………………59
“Allahuekber”e neden muhtacız?……………………………………………63
Şeytanın desisesine karşı.………………………………………………..66
Her anımızda Allahuekber.………………………………………………68
“Lâ ilâhe illallah” deyin, kurtulun!………………………………………….71
Rahmet kapıları açılır..…………………………………………………..73
“Hiçbir amel, Lâ ilâhe illallah’ı geçemez”.………………………..74
Kelime-i tevhid ve kıyamet sonrası……………………………………75
İmanın canlı kalması için.……………………………………………….77
“Lâ havle” çek, kurtul……………………………………………………………79
Manevî bir ilaç..…………………………………………………………….82
Cennet definesi………………………………………………………………83
Miraç hediyesi.………………………………………………………………84
Bir niyaz……………………………………………………………………….85
İstiğfar çek, rahatla!………………………………………………………………91
“Hasbünallah” de kurtul!……………………………………………………….99
Hz. Âişe’nin zikri.…………………………………………………………102
İbrahim aleyhisselamın zikriydi.…………………………………….103
Bediüzzaman 500 defa okurdu.………………………………………104
“İnşaallah” demeyi unutma!…………………………………………………107
İnşaallah, Rabbimizin sözüdür……………………………………….110
Hz. İsmail’i kurtaran kelime…………………………………………..111
Mısırlıların manevî mirası……………………………………………..111
Şuayb aleyhisselam, “İnşaallah” deyince…………………………112
İnşaallah, bir tefekkürdür.……………………………………………..113
Salavat her iki hayatı da kurtarır……………………………………………115
“Salat-ı Tüncînâ”nın gelişi ve kaynağı.……………………………………………119
Salavatlar Peygamberimize ulaşır.………………………………………………….121
Salavat tek başına hakikat yoludur.…………………………………………………123
Cevşenü’1-Kebîr koruyucu bir zırhtır……………………………………………………127
Cevşen’ül-Kebîr nasıl bir duadır?……………………………………………………132
Sabırdan başka kurtuluş yoktur……………………………………………………………..139
Peygamberimizin sabrı bize neler öğretir?.………………………………………141
Güzel söz kurtarır; söyleyeni ve söyleneni……………………………………………..147
Dipnotlar..………………………………………………………………………………………….155
Sunuş
NAMLI BİR EŞKIYA OLARAK günaha meylettiği bir gece vakti, bir hâfızın okuduğu Kur’ân âyetiyle, kalbleri ‘Allahın zikri karşısında yumuşamaya’ çağıran Hadid sûresi âyetiyle şifa ve hidâyet bulan bir isimdir Fudayl b. İyaz. Sözlerin en güzeli ile kendisini uçurumdan kurtaran, dahası sonraki hayatı ve irşadıyla nicelerin uçurumdan kurtulmasına vesile olan Fudayl’ın insanlara en çok hatırlattığı hususun şu olduğu anlatılır: “Sözünü amelinden bil.”
Manidar bir uyarıdır bu. Çünkü, amel ve fiil deyince çoğu insanın aklına eliyle yaptıkları gelir. İki dudağın arasından çıkıveren sözler, pek amel sınıfından görülmez.
Halbuki, kişiyi mü’min kılan da, iman dairesi dışında tutan da, son tahlilde, dildir. Dil, kalbin tercümanıdır; ve kişinin imanına hükmetmemiz için kalbin tasdik ettiği hakikati diliyle de ifade ediyor olması gerekmektedir.
Bu sırdan olsa gerek, İslâmî düşünce ve hayatın omurgasını teşkil etmiş büyük isimlerin dilin söyledikleri konusunda dilleriyle yaptıkları uyarının yanısıra, içlerinden kalem ehli de olanların bir kısmının kitaplarında ‘dilin âfetleri’ne bilhassa işaret ettiğini, bu konuda müstakil bölümler, hatta kitaplar yazdığını görürüz. Dil, bu dünya hayatında ahiret âlemlerinin kapısı gibidir zira; doğru kullanılırsa cennete açılan, yanlış kullanılırsa cehenneme götüren bir kapı.
Hakikat-ı halde, insana verilmiş her nimet, bu iki boyutu beraberce içeriyor değil midir zaten? İmkân ve risk, şu hayatta aynı şeyle beraberce bulunur; dileyen o nimeti bir imkân olarak değerlendirir, dileyen onu bu dünyasını ve hatta ahiret hayatını tehlikeye atan bir risk alanına dönüştürür.
Değerli ağabeyim Mehmed Paksu, Allah’ın doğru yolda kullanmamız için bize verdiği; Kur’ân’ıyla ve Resûlüyle doğru kullanmanın yolunu da bize gösterdiği dili yanlıştan kurtarma adına bir çalışma hazırlamıştı öncelikle: İnsanı Uçuruma Götüren Sözler.
Yaklaşık bir yıl kadar önce, Nesil Yayın Grubunun yayın danışmanı olarak, bu kitabın ‘dilin âfetleri’ konusunda uyarıcı ve uyandırıcı bir hizmet görmesine mukabil, bir ikinci kitapla tamamlanması gerektiği kanaatini söylemiştim kendisine. Dilin insanı uçuruma götürmesi riskine işaret eden bu kitaba eşlik eden; onun uçurumdan kurtarma imkânına, bu konudaki âyetler ve hadisler ışığında dikkat çeken bir kitap.
Otuz senedir tanıdığım, sevdiğim, hürmet ettiğim bir büyüğüm olarak, dile getirdiğim bu kanaati böyle bir kitap çalışması için bir başlangıç noktası olarak aldığı için, kendisine teşekkür borçluyum. Böylece ilgili kanaatin sahibi olarak beni sevdiğini ve düşüncelerime değer verdiğini böyle gösterdiği için; ama daha da ziyade, böylece, hadis kitaplarının binlerce cildi arasında yer almakla birlikte mü’minlerin büyük kısmının ya hiç haberdar olmadığı veya kısmen haberdar olduğu ‘uçurumdan kurtarıcı sözler’i bu şekilde, izah edip yorumlayarak biraraya topladığı için.
Fudayl b. İyaz’ın uyarısını hatırlarsak: Mevlâ, ‘söz’ sermayesinden ibaret bu değerli çalışmasını ‘amel defterine’ salihat olarak yazacaktır inşaallah.
Rabb-ı Rahim’in hepimizi rızasına uygun güzel sözlerle kıymetlenen diller ile nimetlendirmesi ve böylece uçurumdan kurtarıp cennetine ulaştırması duasıyla…
METİN KARABAŞOĞLU
İstanbul, 30 Temmuz 2012
Duamızla kurtuluşa ereriz
ALLAH KATINDAKİ DEĞERİMİZ, duamız kadardır. Ne kadar dua ediyorsak Allah bize o kadar değer verir, o kadar önem verir. Bir başka deyişle, ettiğimiz dualar Allah ile ilişkimizin, yakınlığımızın, Allah ile beraberliğimizin bir ölçüsüdür. Yoksa ne insan olmanın bir anlamı vardır ne de kul olarak kalmanın ve yaşamanın bir anlamı…
Âyet “De ki:” diye başlar, “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?” cümlesiyle sonlanır.
Dua, Allah ile aramızdaki köprü, Allah ile aramızdaki bağlantı ve Allah ile konuşmamızın şekli ve tarzıdır. Dua etmemizi Allah istiyor, kendisiyle konuşmamızı Allah emrediyor. “Bana dua edin, size cevap vereyim” âyetinin başı “Rabbiniz buyurdu ki” cümlesidir.
Kulluğun özü ve esası olan duayı en güzel şekliyle Peygamberimiz yapmıştır. Peygamberimizin gece-gündüz bütün hali dua idi. Onun gündüz vakti dua olduğu gibi, gecenin belli bir vaktinden sabaha kadar yaptıkları ve yaşadıkları da dua idi.
Peygamberimizin fiilî durumunun, davranışının, sükûtunun ve duruşunun sürekli dua olduğundan şüphemiz olmadığı gibi, kavlî, sesli ve sözlü anları da hep dua ile iç içeydi. Bazı zamanlar duasına “Allah’ım” anlamında “Allâhümme” ile başlardı, bazı anlar duasının ilk kelimesi “Ey Rabbim, ey Rabbimiz” anlamına gelen “Rabbi, Rabbî, Rabbenâ”ydı; Bazı vakitler de “kurtar” kelimesiyle ifade edebileceğimiz “Neccinî”ydi, “Hallisnî”ydi veya “Ecirnî, Ecirna”ydı yahut “Kınî, Kınâ”ydı ve benzeri yalvarış, yakarış nidalarıydı.
Peygamberimiz dualarına Allah’tan bir istekte bulunurken “Es’elüke, Nes’elüke” kelimesiyle başlardı ‘Kurtar’ anlamına gelen sözlerle Allah’a sığınırken de tek düşüncesi, tek niyeti ve tek gayesi Rabbiyle beraber olmaktır, hayata O’nun varlığıyla tutunmaktı, geleceğe O’nun rahmeti ve kudretiyle bakmaktı. Dünyasını ve âhiretini O’nun sayesinde ve O’nun iradesiyle sağlama ve garantiye almaktı.
Peygamberimizin birinci dua kaynağı Kur’ân’dır. Kur’ân’da iki tür dua mevcuttur: İlki, Rabbimizin doğrudan öğrettiği dualardır, diğeri de peygamberlerin, bazı salih kulların ve meleklerin diliyle edilen dualardır. Her iki dua da aslında Peygamberimizin kendi dualarıdır. Çünkü Kur’ân’ı ilk okuyan, ilk öğreten ve bu duaları ilk yapan Peygamberimizdir.
Bakara sûresinin son âyetinde sıralanan dualar ‘genel dualar’ için bir örnektir. Bu dualarda Rabbimizin, hatalarımızdan ve unutkanlığımızdan dolayı bizi cezalandırmamasını, kaldıramayacağımız yükler ve sorumluluklar vermemesini isteriz. Sonuç itibariyle bu dualar Allah’tan yardım dilemek ve sığınmak anlamındadır.
Her gün yüzlerce kez yaptığımız “Rabbena âtinâ…” ile başlayan “Rabbimiz, bize dünyada güzellik, âhirette güzellik ver; bizi ateş azabından koru!” duası Allah’tan bir korunma talebidir, korkulardan ve tehlikelerden kurtulma isteğidir. Aynı anlama gelen, imanımızı dile getirip, günahlarımızı itiraf etmekle birlikte cehennem azabından korunmayı istemek, Kur’ân’ın çok sık öğrettiği dualar arasındadır. Bu duayla takva sahipleri, “Ey Rabbimiz! Biz kuşkusuz bir şekilde iman ettik. Sen de bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru” sözleriyle Allah’a yaklaşmayı dilerler.
Kur’ân, bize en büyük tehlike ve azap olan cehennem ateşinden korunmayla ilgili duaları öğretir, bu duaları sıkça yapmamızı ister. Bu âyette ‘günah’ ve ‘azap’ birlikte geçer: “Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı olmaz.
“Rabbimiz! Bizi ‘Rabbinize iman edin’ diyerek imana çağıran davetçiyi işittik ve inandık. Sen de bizim günahlarımızı bağışla. Ey Rabbimiz, kötülüklerimizi ört ve bize iyiler zümresinden olarak ölmeyi nasip eyle.”
Bu dualarda günahlarla azabın birlikte yer almasının en büyük hikmeti, dünyada iken günahtan kendini koruyanlar/korunanlar cehennem azabından korunanlar ve böylece en büyük “İlahî koruma” altına girmiş olanlardır.
Ettiğimiz bu dualar günahlara bulaşmadan, günahlarla kirlenmeden yapılırsa gerçek bir koruyucu olurlar. Böylece Allah bize günahları çirkin gösterir, günahların verdiği zevki ve lezzeti giderir, günahlarla aramıza setler, engeller yaratır. Biz de bu şekilde günahlara bulaşmamış oluruz. Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselamın dile getirdiği gibi,
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Kültür
- Kitap Adıİnsanı Uçurumdan Kurtaran Sözler
- Sayfa Sayısı160
- YazarMehmed Paksu
- ISBN9786051312668
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviNesil Yayınları / 2012