Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İnsancıklar
İnsancıklar

İnsancıklar

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Dostoyevski’ye bir anda büyük bir ün ve hayran kitlesi kazandıran, onu Petersburg’un edebiyat çevrelerine bir yıldız gibi sokan ilk romanı İnsancıklar’ı Ergin Altay’ın Rusça’dan…

Dostoyevski’ye bir anda büyük bir ün ve hayran kitlesi kazandıran, onu Petersburg’un edebiyat çevrelerine bir yıldız gibi sokan ilk romanı İnsancıklar’ı Ergin Altay’ın Rusça’dan çevirisiyle sunuyoruz.
Ünlü Rus düşünür ve eleştirmeni Belinski İnsancıklar için heyecanla konuşmuştu: “İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum; ama bu roman Rusya’da hayatın sırlarını öyle kahramanlarla veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi.”

ÖNSÖZ

İLK ROMANIN KARŞILANIŞI

ORHAN PAMUK

Dostoyevski’nin ilk romanı İnsancıklar edebiyat tarihinin tuhaf vakalarından biridir. Bu romana ilk yazıldığında gösterilen tepkiler, uyandırdığı ilk ilgi ve sonradan arkasından yazılan ve anlatılanların yarattığı efsane bu basit ve içe işleyen kitabın kendisinden çok daha ünlü ve önemlidir. Dostoyevski insancıklar’ı yirmi dört yaşında kaleme aldı. Askeri mühendis olan genç Dostoyevski yirmi üç yaşında okulu bitirdikten sonra, bizimki gibi yoksul ülkelerde iyice gözü dönmüş bir edebiyat aşkı ve cesaret gerektiren bir işi yapmış, yazar olmak için mesleğini terk etmişti. Balzac çevirdiği, Schiller’in kitaplarını yayımlamayı düşündüğü hayallerle dolu bir edebiyatseverlik döneminden sonra İnsancıkları bir köşede kendi kendine yazmış, el yazmasını edebiyatçı arkadaşı Grigoroviç’e vermişti. Grigoroviç kitabı okuyup beğenince bir başka yazara Nekrassov’a verdi. Bu iki yazar, Dostoyevski’nin kahramanları olan orta yaşlı bir katip ile uzak akrabası genç kadının yalnızlıklarla dolu hikâyesinden öylesine etkilendiler ki, coşkularını paylaşmak için gece yarısı Dostoyevski’nin evine koşup (daha telefonun icat edilmediğini hatırlayalım) onu uyandırmaya karar verip, genç yazarın kapısını vurdular Dostoyevski’nin daha sonra hatıralarında. mektuplarında pek çok kereler anlattığı rüyalardan çıkma bu sahnede, henüz uyumamış olan genç yazar  gece yarısından çok sunta karşısında bu iki heyecanlı hayranı görüp kılabilen ne kadar çok sevildiğini anlayınca mutluluktan uçar.

Dostoyevskiyi bir anda saran o inanılmaz hasarı’ hikayesinin ikinci perdesini o sırada Rus edebiyatının yönlendiricisi ve en büyük düşünür ve eleştirmeni olan Belinski açacaktır. Nekrassov’un götürdüğü İnsancıkları okuyan bu hafifçe solcu ve Batılılaşmacı büyük eleştirmen de aşırı bir heyecana kapılacak, daha yayımlanmamış bu “toplumsal romanın” (oysa bugün insancıklar) hiç de toplumsal bir roman olarak görmeyiz) yazarını herkese, her yerde övecek, onun hakkında hem haklı nedenlerle hem de bir çeşit rastlantısal yanlışlıkla ölçüsüz bir övgüyle konuşacaktır. Bugün İnsancıklar’ın Dostoyevski’nin en parlak romanları arasında yer almadığını hatırladığımızda ya da bu romanı esas olarak Dostoyevski’nin her şeyini merak ettiğimiz için bir daha okumayı düşündüğümüzde Belinski’nin şu övgüleri daha da tuhaf gelir bizlere;

“İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum,” der Belinski. “Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum, ama bu roman Rusya’da hayatın sırlarını öyle kahramanlarla veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi,”

Oysa Belinski de İnsancıklar’ın arkasında kendisinin de hayran olduğu Gogol daha sonra Gogol’un karanlık mistisizmi ve Slaveıltliği onu hayal kırıklığına uğratacaktır) olduğunu çok iyi biliyordu. Bize aynaların tekrarını hatırlatan daha da ilginç şey ise bu aşırı övgülerle onu elinden tutarak edebiyat dünyasına tanılan, romanının yayımlanmasına önayak olan ve bir süre genç Dostoyevski’yi bir masal dünyasında adeta uçurarak yaşatan Belinski’nin hemen sonra, Dostoyevski’nin ilk önemli romanı olan Öteki’yi yazınca ona suratını  dönüp burun kıvırmasıdır. Bu aynı zamanda, biranda ünlenen edebi başarıdan yapılmış bir masal dünyasında görgüsüzlükler eden Dostoyevski’ye içerleyen kıskançlar akımının onun işini bitirmesi için de Fırsat oldu. Petersburg edebiyat çevreleri başarısıyla artık açıkça gururlanan bu mağrur sonradan görme ve her şeyiyle saf yazardan intikamını çabuk aldılar. Dostoyevski de tıpkı Gogol gençliğinin solcu liberal eğilimlerine olgunluk ve yaşlılık yıllarında sırt çevirdi. Ama yirmi dört yaşında yakalayıp, tadını çıkarıp kısa bir süre sonra kaybettiği o parlaklığı, ünü ve ilgiyi Dostoyevski yeniden ancak yirmi yıl sonra bulabildi.

Kasım 2000

Ah şu masalcılar! Yazacak yararlı, hoş, kişiye haz veren bir şey bulamazlar da, ne kadar pislik varsa dökerler ortaya!.. Yetkim olsa yazmayı yasak ederdim onlara! Ne biçim şeylerdir yazdıkları? Okurken ister istemez düşünüyor insan… Kafasını kaşıyor, inan olsun yasak ederdim onlara yazmayı! Basbayağı yasaklardım.

Kn. V F Odeyevski

8 Nisan

Biricik Varvara Alekseyevna’m!

Dün mutluydum, çok tok mutluydum! İnadınızdan vazgeçtiniz sonunda, dinlediniz sözümü. Akşam saat sekizde uyandım (bildiğiniz gibi, iş dönüşü bir iki saat kestiririm, canım), kandili yaktım, kağıtlarımı hazırladım, kalemimin ucunu açıyordum ki, şöyle bir başımı kaldırınca yüreğim hop etti. Ne istediğimi, yüreğimin neyi özlediğini anlamıştınız! Baktım, perdenizi aralamış, tıpkı o zaman size çıtlattığım gibi kına çiçeği saksısının kenarına kıstırmıştınız. O anda camın arkasında yüzünüzü gördüm sanki, siz de bana bakıyorsunuz, beni düşünüyorsunuz sandım. O tatlı yüzünüzü iyice seçemiyorum diye canım ne sıkıldı bilemezsiniz, bir tanem! Bir zamanlar bizim gözlerimiz de görürdü uzağı, anacığım! İhtiyarlık hiç iyi bir şey değil, canımın içi! Ara sıra sabah gözlerim kıpkırmızı kalkıyorum yataktan. Durmadan yaşarıyorlar. Öyle ki el yüzüne çıkmaya utanıyorum. O anda gülüşünüz geldi gözümün önüne, meleğim. Tatlı. içten gülüşünüz yüreğime, sizi öptüğüm zamanki duygu doldu gene. Anımsıyor musunuz Varvaram, nasıl öpmüştüm sizi? Hatta işaret parmağınızı sallayarak bana sitem ediyorsunuz gibime geldi. Öyle mi, yaramaz? Mektubunuzda her şeyi ayrıntılarıyla…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Beyaz Geceler; Uysal Kız ~ Fyodor Mihayloviç DostoyevskiBeyaz Geceler; Uysal Kız

    Beyaz Geceler; Uysal Kız

    Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

    Beyaz Geceler, büyük romancı Dostoyevskinin dünyanın bütün dillerine çevrilerek okunmuş ve her yaştan okuyucunun kalbinde derin duygular bırakmış en ünlü ve en etkili yapıtlarından...

  2. Ölüler Evinden Anılar ~ Fyodor Mihayloviç DostoyevskiÖlüler Evinden Anılar

    Ölüler Evinden Anılar

    Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

    Dostoyevski, Çarlık rejimini şiddet yoluyla devirmeyi hedefleyen bir derneğin faaliyetlerine ortak olduğu gerekçesiyle Sibirya-Omsk’ta dört yıl ceza çeker. Hayatın karanlık yüzüne çarptığı dört yılın...

  3. Ecinniler ~ Fyodor Mihayloviç DostoyevskiEcinniler

    Ecinniler

    Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

    Hayat acı vericidir, hayat korku doludur ve insanoğlu mutsuzdur. İnsanoğlu hayatı seviyor. Acıyı ve korkuyu sevdiği için hayatı seviyor. Yaşamak, acı ve korkunun karşılığında...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Hain ~ Jonathan HoltHain

    Hain

    Jonathan Holt

    “Hain” İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa’nın ama özellikle İtalya’nın gizli tarihini adeta “deşen” ve günümüzde geçen bir polisiyeyi tarihsel bağlarıyla anlatan “Carnivia Üçlemesi”nin...

  2. Doktor Shimamura’nın Tilkileri ~ Christine WunnickeDoktor Shimamura’nın Tilkileri

    Doktor Shimamura’nın Tilkileri

    Christine Wunnicke

    Doktor Shimamura Shunichi, Japonya kırsalında çoğunlukla yazları görülen tuhaf bir fenomeni incelemek üzere görevlendirilir: Halk arasında tilkiler tarafından ele geçirildiklerine inanılan kadınları muayene edecek...

  3. Cehennem Kapıları ~ Gregg LoomisCehennem Kapıları

    Cehennem Kapıları

    Gregg Loomis

    Dünyanın farklı yerlerinde gerçekleştirilen, birbirine benzer izler taşıyan cinayetler Jason Peters’i sıra dışı kayalıklara götürür. Antik dönemde bu kayalıkların, cehenneme giden kapı olduğuna inanılmaktadır....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur