Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İnsan Neden Vegan Olur?
İnsan Neden Vegan Olur?

İnsan Neden Vegan Olur?

Anna Charlton, Gary L. Francione

Hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini veya bir hayvanın ortada hiçbir neden yokken öldürülmesini yanlış buluyor musunuz? Mesela biri durup dururken bir yavru kediyi gözünüzün…

Hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini veya bir hayvanın ortada hiçbir neden yokken öldürülmesini yanlış buluyor musunuz? Mesela biri durup dururken bir yavru kediyi gözünüzün önünde tekmelese ona müdahale eder miydiniz? Bunu sormak bile saçma, öyle değil mi? Çünkü sırf canımız öyle istedi diye hayvanlara acı çektiremeyeceğimizin, hatta bunun bir suç olduğunun hepimiz farkındayız. Yazılı olmasına gerek dahi olmayan evrensel ahlaki yükümlülüklerimizden biridir bu ilke.

Şimdi de yavru kedinin yerine mesela bir kuzuyu ya da bir buzağıyı koyun. Arada bir fark var mı? Eğer yoksa, o halde bu hayvanları neden öldürüp yiyoruz? Bunun için sağlam bir gerekçemiz, geçerli bir sebebimiz var mı? Yol açtığımız bunca acıyı ve ölümü zorunlu kılan şey nedir? Yoksa hemen her gün, üzerinde bir an bile düşünmeden yaptığımız şey yavru bir kediyi tekmelemekten farksız mı?

Uzun yıllardır vegan yaşayan hukuk profesörleri Gary L. Francione ile Anna Charlton, hayvanlara davranış biçimimiz ile hayvanlara dair duygu ve düşüncelerimizin nasıl ve neden çeliştiğini bu sarsıcı kitapla gözler önüne seriyor. Vegan beslenme söz konusu olduğunda “İyi ama…” diye başlayan otuzdan fazla itirazı ve soru işaretini tek tek tartışan yazarlar, hayvanlar konusundaki ikiyüzlülüğümüze tuttukları aynayla bizi hayatımızın en önemli yüzleşme deneyimlerinden birine davet ediyorlar.

İçindekiler 

Giriş13

Bölüm I

Bizim Büyük Ahlaki Şizofrenimiz19

Bölüm II

Hiçbir İşe Yaramayan Bahanelere Giriş: “İyi ama…”35

İyi ama… Proteini nereden alıyorsunuz?37

İyi ama… Et yemezsem yeterince demir alabilir miyim?38

İyi ama… Süt ve süt ürünleri tüketmezsem yeterince

kalsiyum alabilir miyim?40

İyi ama… Çocuklarım yeterince iyot alabilecek mi?42

İyi ama… Hayvansal ürün tüketmeyi bıraktıktan sonra

hasta olan insanlar varmış43

İyi ama… Hayvanları yememiz Tanrı buyruğu değil mi?45

İyi ama… Hayvansal ürün yemek “doğal” değil mi?49

İyi ama… Herkes sadece bitkiyle beslenirse o kadar bitkiyiyetiştirecek toprak bulamayız ki!52

İyi ama… Ya ıssız bir adada açlıktan ölmek üzereysem?55

İyi ama… Yemediğimiz tüm o hayvanlara ne olacak?60

İyi ama… Besi hayvanlarını zaten yiyelim diye yarattık,

onların yegâne varoluş amacı bu değil mi?64

İyi ama… Yiyecek için kullanılan hayvanlar, dövüştürmek

için kullanılan köpekler kadar acı çekmiyor.65

İyi ama… Hayvanlar acıyı insanların

hissettiği gibi mi hissediyor?68

İyi ama… Balıklar gerçekten acıyı hissediyor mu?70

İyi ama… Hayvanlara “insanca” davranmayı

zorunlu kılan yasalar yok mu?71

İyi ama.Yiyecek olarak kullanılan hayvanlara

yapılan muameleyi iyileştirsek olmaz mı?76

İyi ama… Yediğimiz hayvanlara da evcil hayvanlaradavrandığımız gibi davransak olmaz mı?79

İyi ama… Önce insan haklarıyla ilgili meseleleri

çözmemiz gerekmiyor mu?85

İyi ama… Hitler’e ne diyeceksiniz? Hitler vejetaryendi.87

İyi ama… Bitkilerin de canı yok mu?89

İyi ama… Hayvansal ürün yemek bir gelenek.94

İyi ama… Biz besin zincirinin tepesindeyiz.98

İyi ama… Vegan bir beslenme uygulayıp da durmadanahkâm kesen veya riyakârca davranan

insanlar tanıyorum.100

İyi ama… Ne yiyeceğim bir tercih meselesi değil mi?101

İyi ama… Başımı kaşıyacak vaktim yok ve hızlıca bir

hamburger yemek bana daha kolay geliyor.102

İyi ama… Hayvanlar da diğer hayvanları yiyor.104

İyi ama… En sevdiğim yiyecekten asla vazgeçemem.106

İyi ama… Hayvansal yiyecek tüketmeyi bırakırsam

ailem ve arkadaşlarım üzülür.108

İyi ama… Ben istesem de partnerim vegan olmak istemez.112

İyi ama… Vegan beslenmek zor ve masraflı değil mi?114

İyi ama… Değişmek için artık çok yaşlıyım.117

İyi ama… Değişmek için henüz çok gencim.118

İyi ama… Ya tüm hayvansal yiyeceklerden

bir anda vazgeçemezsem?120

İyi ama… Daha “insani” bir şekilde üretilmiş hayvansalyiyecekleri tüketmek iyi bir başlangıç değil mi?121

İyi ama… Vejetaryen beslenmeye geçmek

iyi bir başlangıç değil mi?124

İyi ama… Et ve diğer hayvansal ürünleriyemeye devam edemeyeceğimikabul edersem, hayvanlarıherhangi bir amaç için kullanmayıda reddetmekle

yükümlü müyüm?125

Sonsöz127

Hayvan etiği hakkında daha fazla bilgi için129

Notlar133 

Giriş

Yiyecek olarak kullanılan hayvan sayısı çok çarpıcı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre insanlar her yıl yiyecek eldeetmek için 57 milyardan fazla hayvan öldürüyor. Bir milyar, bintane milyon demek. Balıklar ve tükettiğimiz diğer su hayvan- ları bu sayıya dahil değil; onların sayısının da en az bir trilyon olduğu tahmin ediliyor. Bir trilyon, milyon tane milyon demek.

Bunun, sarsıcı boyutlarda acıya ve ölüme eşdeğer olduğu çok açık.

Siz de insanların büyük çoğunluğuna dahilseniz, hayvanları seviyorsunuzdur. Hatta “hayvansever” olduğunuzu bile düşünü- yorolabilirsiniz. Ama muhtemelen bir yandan da et, süt ürünleri, yumurta ve diğer hayvansal ürünleri tüketiyorsunuz.

Bunun üzerine düşündünüz ve bu sizi rahatsız etti. Hayvan- ları yetiştirip kesme işleminin hayli vahşice olduğunu düşünü- yorsunuz ve buna nasıl bir tepki vermeniz gerektiğinden emin değilsiniz.

Pek çoğumuz henüz bir çocukken, hayvanları –en azından soyutanlamda sevdiğimiz canlıları– yediğimizi öğrendiğimizde dehşete düşmüşüzdür. Ailelerimiz de bizi ikna etmek için çeşitli hikâyeler uydurdular; mesela Tanrı’nın bize hayvanları yememizi buyurduğunu ya da hayvansal ürün tüketmezsek zayıf ve hasta olacağımızı söylediler ve böylece hayvan yeme konusunda içimiz rahat bir şekilde büyüdük.

Yaşımız ilerledikçe, bu kitapta da yer verilen birtakım bahane- lerle kendimizi ikna ederek vicdanımızın sesini bastırdık. Üretti- ğimiz bunca bahanenin bizi pek de tatmin edemediği gerçeği, bir şeylerin yanlış olduğunu sezdiğimizi açıkça ortaya koyuyor.

Şimdi de bize “serbest gezen” falanlar, “kafessiz” filanlar ve benzeri birtakım “mutlu” etler ve hayvansal ürünler önererek bu yöndeki kaygılarımızı yatıştırmaya çalışan dolaplar dönmeye baş- ladı. Peki, çözüm bu mu? Güya “insani” bir şekilde üretilen hay- vansal ürünleri tüketmeye devam etmek mi çözüm? Yoksa bütün bunlara çocukken verdiğimiz tepki miydi doğru olan? Hayvansal ürün tüketmeyi tamamen bırakmalı mıyız?

Hayvan ve hayvansal ürün tüketme meselesine dair ne düşün- memiz gerekiyor? İşte bu epey kafa karıştırıcı bir konu. Bu kita- bın amacı da bu konuyu daha az kafa karıştırıcı hale getirmek.

Savunacağımız önerme çok basit:

Hayvanlar ahlaki açıdan bizim için azıcık da olsa önem taşı-yorlarsa eğer, onları ya da onlardan elde edilen ürünleri tüketeme- yiz ve vegan bir beslenme benimsemekle yükümlüyüz;yani sebze, meyve, tahıl, baklagil ve kuruyemişten oluşan ve et,balık, süt ve süt ürünleri ve yumurta içermeyen bir beslenme.

Biz bu kitapta hayvan haklarına dair genel bir tartışma açma-yacağız.

Hayvanların ve insanların ahlaki açıdan eşdeğer olduğu fikrini savunmayı da bir kenara bırakacağız.

Sizin ve diğer herkesin halihazırda kabul etmiş olduğu iki il- keye odaklanacağız; sadece ve sadece bu iki ilkeye dayanarak, hayvansal ürün tüketmenin meşrulaştırılabilir bir şey olmadığını göstermeyi umuyoruz. Bu iki ilke, bizleri vegan bir beslenmeye geçmekle yükümlü kılıyor.

Ahlaki sezgi düzeyinde yaygın olarak kabul gören ve hayvan etiğine dair sağduyumuzu inşa eden bu ilkeler şunlar:

Birinci ilke: Hayvanlara gereksiz yere acı çektirmemek ahlakibir yükümlülüktür.

Bundan kimsenin şüphesi yok zaten.

Elbette “gerekliliğin” ne anlama geldiği, acının ve zararın ne zaman gerekli olduğuna dair uzun ve ilgi çekici bir tartışmaya girebiliriz de, ancak gerekliliğin salt bir mesele olarak ne anlama geldiğini belirlemek bizim burada yapmaya çalıştığımız şey için elzem değil.

Gerekli olan tek şey, neyin gerekli olmadığı konusunda hem- fikir olmamız: Zevk, eğlence ya da elverişlilik [convenience] gibi nedenler, hayvanlara acı çektirecek bir gereklilik oluşturmaz.

Dolayısıyla, hayvanların acı çektiği kimi durumların gerekli olup olmadığı konusunda hemfikir olamasak da, sırf zevk alma- nın yada bunu eğlenceli veya pratik bulmanın hayvanlara acı çek- tirmekiçin bir gereklilik oluşturmadığı konusunda anlaşabiliriz.

İkinci ilke: Ahlaki açıdan hayvanlar önemlidir, fakat insanlardaha önemlidir.

Kimileri, Tanrı’nın suretinde yaratıldıkları ve ruha sahip ol- dukları için insanların daha önemli olduklarını düşünüyor. Ki- mileriyse Tanrı’nın varlığına inanmıyor, ama yine de insanların genel olarak ya da bazı yetileri olduğu için daha önemli oldukla- rını düşünüyor; mesela senfoni ya da şiir yazabiliyor, resim yapa- biliyor, binalar ya da bombalar tasarlayabiliyorlar.

Neden çoğumuza göre insanların daha önemli olduğunun ya da bu fikrin savunulup savunulamayacağının hiçbir önemi yok. Biz bunun doğru olduğunu varsayacağız yalnızca.

Bu ikinci ilkenin doğal bir sonucu var: Bir insan ile insan hari- ci bir hayvan arasında seçim yapmayı gerektiren bir durum var- sainsanın çıkarını gözetmeliyiz. Mesela, bir insan ve bir köpekle birlikte bir filikadaysak ve birini denize atmamızı gerektiren acil bir durum varsa, kaybeden köpek olacaktır. Köpek de önemli, ama insan daha önemli.

Bu iki ilkeyi hemen her insanın sahiplendiğinden ya da bunla- rın genel kabul gören ahlaki değerler olduğundan kimsenin kuş- kuduymadığını rahatlıkla ileri sürebiliriz. Evet, hayvanlara yöne- likhiçbir ahlaki kaygı taşımayan insanlar da var elbette. İyi de ne fark eder? Diğer insanlara yönelik hiçbir ahlaki kaygı taşımayan insanlar da var. Nasıl ki bu gerçek, diğer insanlara yönelik ahlaki kaygılarımızı ortadan kaldırmıyorsa, hayvanlara yönelik ahlaki kaygı taşımayan insanların varlığı, çoğu insanın bu kaygıyı taşıdı- ğı ve bu kaygıyı taşımayan insanların azınlıkta olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Hemen herkes hayvanların bir şekilde ahlaki öne- mi olduğunu kabul ediyor ve kimse onları sadece nesne olarak görmüyor.

O zaman bir özet geçelim. Hayvanlara dair genel sağduyuyu şunların teşkil ettiğini ileri sürüyoruz:

1 Hayvanlara gereksiz yere acı çektirmemek ahlaki bir yüküm- lülüktür; sadece zevk, eğlence ya da elverişlilik içinçektirilen acı, doğal olarak gereksizdir.

2 Hayvanların ahlaki açıdan önemi var, ama insanların önemi insan harici hayvanlarınkinden daha fazla; bir insan ile bir hayvan arasında kaldığımız durumda kaybeden hayvan olur.

Genel kabul gören bu ahlaki değerlerle uğraşmayacağız. Bun- ları olduğu gibi bırakıp, eğer bunlara katılıyorsanız, hayvan hak- ları fikrini benimsemek bir yana, bu fikir üzerine bir saniye bile düşünmeden hayvansal ürün tüketmeyi bırakmanız gerektiğini göstereceğiz.

Kısacası, sizi şuna ikna etmeyi umuyoruz: Yalnızca bitkilerden oluşan bir beslenmeyi, yani vegan bir beslenmeyi benimsemenizi gerektiren şey, doğruluğuna zaten inandığınız şeyin ta kendisidir.

Başlamadan iki şey daha

Birincisi, eğer halihazırda hayvansal ürün tüketiyorsanız, size sal- dırıyormuşuz gibi gelebilir. Saldırmıyoruz ve öyleymiş gibi hisset- menizi de istemiyoruz.

Çoğumuz hayvansal ürün tüketmeyi ömrümüz boyunca nor- mal kabul ettik. Hepimizin eş dostla birlikte çeşitli hayvansal yi- yeceklerin tüketildiği tatillere ya da özel günlere dair güzel anıları vardır.

Bu kitabın amacı sizi ne ayıplamak ne de yargılamak. Daha ziyade, içinizi kemiren ahlaki bir mesele olarak gördüğünüz şeyi daha berrak bir şekilde düşünmenize yardımcı olmayı amaçlıyo- ruz. Söylediklerimiz sizi kızdırdığında ya da rahatsız ettiğinde, tepkinizi bir kenara bırakarak söylediğimiz şeyin size mantıklı gelip gelmediğine odaklanmanızı rica ediyoruz.

İkincisi, bu metni üslup ve uzunluk olarak okunabilir kılmak için geleneksel akademik metinlerdekine benzer uzun tartışma- lardan kaçındık. Ayrıca çok fazla not da düşmedik. Fakat nor- malde referans gösterilmesi gereken olgusal iddiaların çoğunun tartışma götürmez ve kolayca doğrulanabilir nitelikte olduğun- dan eminiz.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Hayvan Haklarına Giriş – Çocuğunuz mu Köpeğiniz mi? ~ Gary L. FrancioneHayvan Haklarına Giriş – Çocuğunuz mu Köpeğiniz mi?

    Hayvan Haklarına Giriş – Çocuğunuz mu Köpeğiniz mi?

    Gary L. Francione

    Önde gelen hayvan hakları kuramcılarından biri olan Gary L. Francione, “radikal” fikirleri ile diğer kuramcılardan ayrılıyor. Bu kitapta, hayvanları koruma kanunlarında temel alınacak kadar...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur