Birazoku

Dünyevileşmenin geçer akçe olduğu bir dönemde; müslümanların dünyayı ahiretin tarlası görerek cennete götürecek amelleri işlemeleri, küfür sistemlerini sarsabilir. İslâmî mücadelernin esasını salih iman ve salih amel teşkil eder. İnançta boşluk, amelde gevşeklik müslümanlara zarar verir. Bilali, kitabında imanın muhafazasının salih amelle ilişkisini belirtiyor. Salih amelin sonucunu da cennete götüren yegane yol olduğunu vurguluyor.

ÖNSÖZ
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam peygamberlerin en şereflisi Muhammed (a.s)’ın üzerine olsun. o, nefisleri karanlık cahiliyenin kirlerinden temizlemek, örümceklerin yuva yaptığı harap gönülleri onarıp İslâm’ın nuruyla aydınlatmak ve batılı yığıntılardan kurtarmak için gönderilmiştir. Böylelikle bireyler kendi ayakları üzerinde durabilmiş, sıhhatine kavuşmuş bir şekilde Faaliyetlerde bulunmuş ve imanı bilmeyen toplumlara imanı öğretmiş, sonuçta belli bir müddet onlara önderlik ve liderlik yapmıştır. Ancak daha sonra ahireti göremiyecek ve ahiret için çalışmayacak kadar dünyaya dalan bir nesil geldi. Kalpleri öylesine katılaştı ki. taşlardan da daha katı oldu. Onların böylesine katı olmasında önemli bir etkende dikili her ekinle savaşıp kurulu her evi saran maddeciliktir, Neticede evlerin çoğu yıkılmış, maddeciliğin yakıcı güneşi ise bütün ekinleri yakıp yok etmiş, solgun bir hale getirmiş ve bu kuruluk tehlike çanları çalmaya başlamıştır. Kuruyan ruhların ölüme doğru gidişini hatırlatan tehlike çanları… Allah’ın rahmeti bu vahşi çöllerin ortasında, ruhları kuruyan, susayan kimselerin susuzluğunu giderecek, onlara maddeciliğin vehametinden kurtaracak vahalar var etmeyi dilemiştir. İşte bu vahalar iman vahalarıdır.
Bu vahalara giren, nefsini arındıracak, geliştirip yüceltecek şeyler görecektir. Bu vahaların tatlı, ölçüsüzlük, aşırılık ve bid’atlerden arınmış sularında susuzluğunu giderecek, ruhuna hayat verecek şeyler bulacaktır. Kitap ve Sünnete aykırı unsurlarla bulanıp kirlenen sulardan sonra, “ruhları arındırmada” selef i salihinin yoluyla karşılaşacaktır.
Dünyanın süsü karşısında uyuşan kalpleri uyandırmak amacıyla iman ve Salih Amel’e dair yazdığımız bu eserimizin, ahireti unutan kalpleri uyandırmak; dünyayı ahirete tercih etmesi, ümmetin hidayetten ayrılmasının Kitap ve Sünnetten ve nefisleri arındırmaktan uzaklaşmak dışında bir nedene bağlı olduğunu zannetmesi sebebiyle solarak ölüme yaklaşan kimseleri, yeniden hayata döndürmek için bir vesile olmasını diliyoruz.
Ayrıca bu eserin, ihtilafa düşmüş ümmete yeniden hayat kazandırıp sahip olduğu derin imanla yeryüzü zorbalarının dayanaklarını sarsacak, sağlam bir iman üzere yetişmiş nesillerin oluşturulmasına vesile olmasını temenni ediyoruz.

Abdulhamid Bilali

Birinci Bölüm
SECDE EDEN ALINLAR

Allah kendisine selamet versin, üstad Abdulhalim Huface, bir Alman’ın bir müslümanı secde halinde gördüğünü ve bu hareket karşısında ne kadar çok şaşırdığını, müslüman namazını tamamlayıncaya kadar beklediğini anlatmıştı. Müslüman, namazını tamamlayınca yanına yanaşmış ve bu hareketlerin, özellikle de “secdemin ne anlama geldiğini sormuş, bu müslüman da ona namazın anlamını, hikmetlerini ve etkilerini anlatmış. Bu açılamaları dinleyen Alman iki yıldan beri araştırdığı bir şeyi bulmanın verdiği sevinçle karışık bir şaşkınlık içerisindedir, Müslümana şaşkınlığının sebebini şöyle açıklan Kendisi ruhi bir rahatsızlık geçirmekte ve devamlı bir darlık hissetmektedir. Ancak alnını yere koyduğunda rahatlamaktadır. Ne zaman ruhi bir darlık hissetse hemen rahatlamak için alnını yere dayamaktadır. Nihayet bu müslümanı görünce hissettiği rahatlığın sırrını anlamıştır.
Bu müslüman kendisini Münih’teki el Merkezi’l İslâ…