İbn Haldun, uygarlıkların yükseliş ve çöküşlerine ilişkin tarihteki ilk bilimsel eser olan Mukaddime’yi kaleme almış büyük bir Magripli düşünürdür.
Tarih felsefesi ve toplumbilim varlığını ona borçludur.
İbn Haldun Mukaddime’de uygarlıkların olgunlaşarak yükseldiğini, içten içe çürürken de çöküşe geçtiklerini belirtir; hiçbir uygarlık kendini bu sondan kurtaramaz.
Mukaddime Türkçeye esas olarak Turan Dursun tarafından kazandırıldı. Aydınlanmacı Dursun, yaptığı mükemmel çevirisini kapsamlı bir incelemeyle de bütünledi. Bu nedenle elinizdeki kitabın başmakalesi Turan Dursun’un bu incelemesidir. İkinci makale ise İbn Haldun konusunda uluslararası bir üne sahip Ümit Hassan’a aittir.
Bu kitapta ayrıca her biri bir İbn Haldun uzmanı olan
S.M. Batseva’nın, Yves Lacoste’un, Hikmet Kıvılcımlı’nın, Cemil Sena’nın, Alaattin Bilgi’nin, Remzi Demir ve Ahmet Öncü’nün de makaleleri bulunmaktadır.
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ
İBN HALDUN’UN TEMEL DÜŞÜNCELERİ (Turan Dursun)
İbn Haldun’un Sözlerinden Bir Demet
İbn Haldun İçin Ne Diyorlar?
Tarih Konusundaki Görüşleri ve Yöntemi
Toplum ile İlgili Görüşleri
Toplumların Geçirdikleri Dönemler, Evreler
Organizmacı Görüş ve İbn Haldun
Devlet ve Egemenlik ile İlgili Görüşleri
Din ile İlgili Görüşleri
İBN HALDUN’UN YAŞAMÖYKÜSÜ (Turan Dursun)
Öğrenimi
Devlet Kesiminde Görev
İBN HALDUN DÜŞÜNCESİNE YAKLAŞIMDA BÜTÜNSELLİK SORUNU (Ümit Hassan)
Bilim Dalları Açısından Tanımlar
Kıyas ve Benzetmeler
İbn Haldun’un Metodu ve Siyaset Teorisi
İBN HALDUN DÜŞÜNCESİNİN TOPLUMSAL
TEMELLERİ
(S M. Batseva)
İbn Haldun’un İktisadi Görüşleri
İbn Haldun’un Devlet Öğretisi
14. Yüzyılda Mağrip
Sınıf İlişkileri
İbn Haldun Hangi Kesimlerin Temsilcisi?
TARİH BİLMİNİN DOĞUŞU
(Yves Laeoste)
Thukydides ve İbn Haldun
Tarihsel Bilginin Gelişimi
Tarihsel Düşünce ve İdeoloji
“Tarih”in Bilim Olma Süreci
Tarihsel Gerçekliğin Tarifi
Aziz Augustinus: Tarihsel Düşüncenin
Önemli Uğrağı
İslam Medeniyetinde “Tarihsel Düşünce”
Thukyides: Doğu ile Batı Arasındaki Köprü
Tarih Biliminin Babası: İbn Haldun
İbn Haldun’da Yöntembilim
Haldun’un Klasik Tarihçilere Eleştirileri
Mukaddime: İbn Haldun’un ve Arap
Düşününün Zirve Yapıtı
İBN HALDUN VE AZGELİŞMİŞLİĞİN
KÖKENLERİ
(Yves Laeoste)
İç Nedenlerin Önemi
Emperyalistler Nasıl Etkili Oldu?
Günümüzde Durum
İBN HALDUN’UN GERÇEK DİYALEKTİĞİ (Himet Kıvılcımlı)
SOSYOLOJİ İLE TARİHÎ BİRLEŞTİREN
DÜŞÜNÜR: İBN HALDUN
(Cemil Sena)
Tarih, İnsanın Sosyal Hayalının Bilimidir Marx, Rousseau ve Machiavelli’nin Habercisi
İBN HALDUN: MARXTAN BEŞ YÜZYIL ÖNCE… (Alaattin Bilgi)
Tarih Konusundaki Görüşleri
Tarih Felsefesi
Tarihin Konusu ve Toplumsal Yaşam
Ekonomik Faaliyetler
600. ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE
İBN HALDUN’UN TARİH VE TOPLUM FELSEFESİNİN
TÜRKİYE’YE GİRİŞİ VE ETKİLERİ
(Prof. Dr. Remzi Demir)
İbn Haldunculuk’un Türkiye’ye Girişi
Neden Önemli?
İbn Haldun Çağı
Kâtib Çelebi’de Toplumsal Değişme ve
Toplumsal Yapılanma
Toplumu Oluşturan Sınıflar Birbiriyle Çalışır mı?
Mukaddime’nin Türkçeye Çevrilmesi
İbn Haldunculuk’a Yöneltilen Eleştiriler
İbn Haldunculuk’un Etkisi Devam Ediyor
BATI MERKEZLİ SOSYOLOJİ VE İBN HALDUN (Ahmet Öncü)
Sosyolojinin Kuruluşundaki Batı Merkezcilik
19. Yüzyıl Ban Sosyolojisi
Azgelişmişlik Sosyolojisi
Balı İbn Haldun’u Keyfediyor
İbn Haldun’u Doğru Değerlendirmek
DİZİN YAŞAMÖYKÜSÜ
SUNUŞ
Kuşkusuz Kaynak Yayınları denince akla ilkönce Türk Devrimi ve onun büyük önderi Atatürk’ün Bütün Eserleri gelir; sonra da Turan Dursun, Muazzez İlmiye Çığ ve İlhan Arsel’le özdeşleşen Türk Aydınlanması.
Kaynak Yayınlan şimdi de bilim ve yazın dünyamızın Temeli olan bir başka alana; bilimin Türkİslam kaynaklarına u/anıyor.
Bilimin Türkİslam kaynaklarına uzanmadan ne Türk Devrimi ne de Türk Aydınlanması anlaşılabilir. Çünkü Atatürk’ün önderliğinde yürütülen Türk Devrimi ve Aydınlanmasının kökleri Türk ve İslam kaynaklarının tarihinde ve derinliklerinde yalar
“Bilimin Türk İslam Kaynakları” üst başlığı altında sunduğumuz bu dizide, konunun uzmanı olan ve Türk üniversitelerinde birkaç kuşak öğrenci yetiştirmiş değerli hocalarımızın eserlerinin yanı sıra. dünyaca tanınmış uzman akademisyenlerin ve araştırmacıların kitapları da bulunacaktır. Kaynak Yayınları bu dizi kapsamında yayımlayacağı kitaplarla, sıyasikültür hayatımızın bir başka önemli alanına daha ışık tutmuş olacaktır.
Uygarlık Bir Grek Mucizesi mi?
Bu dizinin amacı, emperyalist Batı’nın Asya’yı ve İslam uygarlığını dikkate almayan bir safsatasını; yani “bilimin sadece Antik Yunan ve Batı kaynaklı olduğu” hurafesini ortadan kaldırmaktır.
Avrupa merkezli anlayışa göre, bilimin temeli esas olarak Antik Yunanda alılmış ve 1500’lü yıllardan sonra, Avrupa’nın bilimsel atağıyla doruk noktasına ulaşmıştır.
Bu mantık ve bilim dışı düşünceye bakılırsa, Aniik Yunanda bir mucize gerçekleşmiş ve insanlık birdenbire bilimi, felsefeyi, siyaseti ve sanatı keşfetmiştir! Ondan önceki Sümer. Babil, Mısır, Hini. Çin ve Orta Asya uygarlıklarının bilimsel etkinlikleri ise. bilim tarihinde sadece kısmi bir gelişmeyi ifade ediyorlardı. 8. yüzyıldan sonra Ortadoğu ve Asya’da görülen İslami ve Türk kökenli uygarlıklarsa sadece Antik Yunan’ın bir tekrarından ibaretti…
Ama gerçek bunun tam tersidir.
Bilim Doğu’da Başlar
“Antik Yunan mucizesi” denen bilimsel atılım, Sümer’de, Babil’de, Mısır’da. Hint bölgesinde, Çin’de, Orta Asya’da, İç ve Batı Anadolu’da filizlenen, karşılıklı etkileşimle gelişip büyüyen ve olgunlaşarak ürünler veren, eski uygarlıkların sentezinden başka bir şey değildir.
Uygarlıklar bir mucizeyle açıklanamayacak kadar derin köklere sahiptir; bin bir kaynaklan beslenir; bir renk cümbüşü oluşturur; kökleri yerkürenin en geniş coğrafyasına kadar uzanır.
Bilim, insanlığın sınıflı toplumlara geçişiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Uygarlık ise sınıflı toplum sürecine girmiş insan topluluklarına ait kültürel birikimin tamamının adıdır.
Uygarlık deresi, insanlık tarihinin gelişme düzeyine göre farklı coğrafyalarda ortaya çıkar, olanaklarla genişler, yeni katkılarla büyür, bütün insanlık âlemini etkisi altına alacak kadar gürleşir, kimi zaman kurumaya yüz tutar ve sonra yeniden bir başka coğrafyada görkemli bir ırmak olarak ortaya çıkar.
4. yüzyıldan itibaren HintÇin ticaret yolunun, karadan ve denizden Sasanilerin denetimine geçmesi, Arabistan yarımadasında ticareti sekteye uğram ve bunun sonucunda da bölgede hem ticaretin sarsıldığı hem de kabileler arası çatışmayı şiddetlendiren toplumsal bir krize neden oldu. Ticaret yolunun değişmesine bir de Habeş ve Pers saldırıları eklenince, Araplar arasında birlik ve dayanışma eğilimi daha da güçlenmeye başladı.
Mekke, Kabe’ye ev sahipliği yapması nedeniyle. 2000 yıldır bölgenin siyasi ve ticaret merkezi olma özelliğini korumaktaydı. Hz. Muhammed 7. yüzyılda “Allah’ın birliği ve tüm Müslümanların kardeşliği” programıyla bütün Arapları birleşmeye çağırdı. Sonraki yüzyıllardaysa dağınık bir kabile federasyonunu andıran Arap kavimleri, Muhammed’in devrimci bayrağı altında feodal bir imparatorluk şeklinde birleşti.
Bilimsel Atılımların Maddi Zemini
Merkezi bir otoritenin oluşması, nüfusun belli alanlarda yoğunlaşması, kentleşmede atılımlar, yeni coğrafyaların keşfi ve fethi. fethedilen toprakların idaresi, işgal bölgelerinin örgütlenmesi ve tarım arazilerinin işlenmesi, ulaşım, taşıma, barınma, silahlanma, teknolojiye olan ihtiyaç, ticaretin düzenlenmesi ve artması, kültür ve sanat hayatinin canlanması, günlük insani ihtiyaçların temini gibi zorunluluklar, kısacası geniş çaplı bir üretimin örgütlenmesi, bilimsel atılımlara olan ihtiyacı katbekat artırdı.
Bilimsel eserlerin incelenmesi, Antik çağa ait kitap ve makalelerin izinin sürülmesi ve tercüme edilmesi, bilim ve felsefeyle uğraşan profesyonel bir zümrenin ortaya çıkması, ideolojikd ini ve siyasi motivasyon, bölgede olağanüstü canlı bir fikri hayatın onaya çıkmasına neden oldu.
Antik çağa ait eserlerin çevirisi sayesinde keşfedilen “ölü” bilgi. Müslüman halkların pragmatist tutumuyla birleşince, bilimde önemli bir gelişmeye neden oldu.
İdeolojik ve siyasi misyonla birleşen sosyal düzenlemeler, bilimsel atılımların da yolunu açtı. Bunun üzerine Ortadoğu İslam coğrafyasında özellikle astronomi, matematik, tıp, fizik, kimya ve eczacılıkta bir dizi niteliksel sıçrama kaydedildi.
Tedavi yönlenilen geliştirme, inşaat alanında yenilikler, yeni mimari tarzlar, tarımda ilerleme, su kanalları inşa etme. çelik ve diğer yeni keşfedilen madenleri işleme, kılıç ve zırh tekniğinde derinleşme, pusulanın denizcilikte kullanılması, kâğıdın üretilmesi, ipek ve pamuğun işlenmesinde yeni teknikler gibi bir dizi bilimsel ve teknolojik devrim, İslam uygarlığının eseri siyasiekonomik ve kültürel iklim sayesinde mümkün hale gelmiştir.
Bilimin Merkezi Doğu’ya Kayarak Dünyalılaştı
Mısır’dan yüksek kaliteli kumaşların. Suriye’den madeni mamullerin, Lübnan’dan cam eşyaların. Ye men den buhur ve baharatların, İran’dan halı, kumaş ve nakışlı işlemelerin, Horasan’dan allın, gümüş ve mermerlerin, yollara düzülen kervanlar ve gemilerle imparatorluğun bir köşesinden diğer bir ücra kösesine (aşınması, ancak temelinde büyük bir bilimsel gelişme bulunan uygarlık sayesinde yapılabilmekteydi.
Uygarlık ve bilimsel atılım, insan hayatının her yönden devrimcileşmesiyle mümkündür. Uygarlıklar felsefisiy as i öncü konumlarıyla, merkezi siyasi otoriteleriyle, coğrafi fetihleriyle, askeri başarılarıyla, ekonomik ilerlemeleriyle ve en sonunda da bilimsel ataklarıyla uygarlıklar haline gelirler.
8 12. yüzyıllar arasında Emevi ve Abbasi hanedanlığı süresince önce Batı’ya ve sonra da Doğu’ya yönelen Arapİslam İmparatorluğu, Sümer, Asur, Babil, Hint, Mısır, Grek ve Roma uygarlıklarının kültürel birikimini özümseyerek bilimi önemli ölçüde dünyalılaştırdı.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Araştırma/İnceleme Başvuru Kitapları Sosyal Tarih
- Kitap Adıİbn Haldun'da Uygarlıkların Yükselişi ve Çöküşü
- Sayfa Sayısı173
- YazarÜmit Hassan,Turan Dursun
- ISBN9753435406
- Boyutlar, Kapak 13,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviKAYNAK YAYINLARI / 2008