Siz hiç gerçek bir hafriyat kepçesi kullandınız mı? Peki ya, annenize sürpriz bir doğum günü pastası hazırladınız mı? Paul, babasıyla vakit geçirmeye bayılıyor. Zaten birlikte vakit geçirmekten daha keyifli ne olabilir? Hele ki devasa bir dinozor iskeletini görmek için Doğa Bilimleri Müzesi’ne veya kaplanları izlemek için Sihirli Asa Sirki’ne gidecekseniz. Üstüne bir de, spagetti yeme yarışından, tren yolcuğundan ve diğer maceralarından bahsedip sizi daha fazla kıskandırmayalım isterseniz…
Küçük Paul için her yeni gün, yepyeni bir macera demek. Yeter ki baba oğul yan yana olsun. O halde serüven başlasın!
Alman yazar Susanne Weber’in okuma yolculuğunun başındaki minikler için kaleme aldığı Her Gün Yeni Bir Macera yirmi kısa hikâyeden oluşuyor. Her biri bağımsız olarak da okunabilen öyküler, babalara çocuklarıyla kaliteli zaman geçirme konusunda ipuçları sunarken, klasik baba-oğul ilişkisini bir adım öteye taşıyarak iki sıkı arkadaşa dönüşen Paul ve babasının gündelik, sıradan, komik ve içten anlarına tanıklık ettiriyor.
Erkek Erkege, Birlikte Muzeye!
Anaokulu bugün kapalıydı, o yüzden Paul evde kalacaktı. Babası da işten bir günlük izin almıştı. Yani ikisi birlikte “erkek erkeğe bir gün” geçirebileceklerdi güzelce. “Ee? Ne yapıyoruz bakalım?” diye sordu babası kahvaltı ederlerken. “Oskar’a gidelim!” dedi Paul. “Oskar da kim?” diye sordu babası bu kez. Birazcık esnedi. “Dinozor. Annem beni ona hiç götürmüyor.” “İşte bu harika bir fikir.” Babasının gözleri parladı. “Erkek erkeğe bir gün geçirmek için çok uygun. Üstelik bugün hafta içi. Eminim, Doğa Bilimleri Müzesi kalabalık değildir.” Yaklaşık yarım saat sonra, durakta tramvay bekliyorlardı. Paul, üstünde Tyrannosaurus Rex, yani şu kocaman dinozor olan tişörtünü giymişti. Tişörtteki dinozor da müzedeki kocaman iskelet kadar tehlikeli görünüyordu neredeyse. Babasıysa başına kasketini takmış, sırtına da sırt çantasını almıştı. O da tam gezi havasına girmişti. Altı durak sonra tramvaydan indiler, birazcık daha yürüdüler.
Paul, müzenin giriş merdivenlerini koşarak çıktı ve seslendi: “Biletçide hiç sıra yok!” İçeriye girdikten sonra da, “Hadi baba,” dedi, “doğruca Oskar’a!” “En güzelini en sona bırakalım,” dedi babası. “Bence çıkmadan hemen önce Oskar’a gidelim.” Paul ve babası, müzenin içinde gezinmeye başladı. Eski taşların olduğu kısımda Paul birazcık sıkıldı. Ama sonra, Bobby isimli gorilin yanına geldiler. Babası, tabelada yazan harika öyküyü okuyunca Paul’ün neşesi yerine geldi. “Oskar’ı bekletmeyelim artık,” dedi babası ardından. “Şimdi orada tek başına, sırf bizim için bekliyordur.”
Büyük salonu geçerlerken, yavaşça yükselen insan homurtuları duydular. “Eyvah, sanırım birazcık geç kaldık,” diye içini çekti babası. Bütün salon ilkokul çocuklarıyla dolmuştu. Oğlanlar Brachiosaurus’un, yani en kocaman dinozorlardan birinin, on üç metrelik iskeletini kuşatmıştı. Kızlarsa etrafta bağrışıp koşuşturarak sınıf arkadaşlarına kâğıttan toplar atıyordu.
“Şuna bakın! Babasıyla gelmiş!” diye bağırdı kız öğrencilerden biri. Parmağıyla Paul’ü işaret ediyordu. “Koca bebek! Üstündeki tişörte de bakın!” “Erkek erkeğe bir gün derken, hiç bunu kastetmemiştim,” dedi babası üzüntüyle. Paul’ü elinden tutarak çıkışa doğru yöneldi. “Bence şimdi birer tabak patates kızartması yiyelim. Ardından da doğruca sinemaya gidelim. Minik dinozorların maceralarını anlatan bir film vardır herhalde. Erkek erkeğe bir gün için çok uygun olur.” “Evet! Umarım orada kızlar yoktur!” diye yanıtladı Paul ve eliyle dinozorlu tişörtünü düzeltti.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çocuk Kitapları Öykü
- Kitap AdıHer Gün Yeni Bir Macera
- Sayfa Sayısı88
- YazarSusanne Weber
- ISBN9786052031254
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviTudem Yayınevi /
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Memleket Hikâyeleri ~ Ayfer Tunç
Memleket Hikâyeleri
Ayfer Tunç
“Bu topraklarda doğan herkes gibi ben de kusurlu genlerimizden az çok taşıyor olmalıyım ki anlattığım küçük hikâyelerin hangisini yaşadım, hangisini dinledim, hatta bazılarını farkında...
- Uzak Deniz Küçük Yağmur ~ Talat Kırış
Uzak Deniz Küçük Yağmur
Talat Kırış
“Belki de gökyüzü mavi değil, kızıla çalan bir kahverengi. Belki de denizler sarının en canlı halinde, dalgalarının tepelerinde turuncu menevişler var. Belki de ay...
- Benim Sinemalarım ~ Füruzan
Benim Sinemalarım
Füruzan
“Benim Sinemalarım” Füruzan’ın üçüncü öykü kitabı. Kitapla aynı adı taşıyan öykü, 1950-1960’lardaki Beyoğlu’nun sinema dünyasının buruk hikâyesi. Yazar, sinema delisi bir kızın hayatını yansıtırken...