Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
“Dağ haydudu ve şehir eşkıyası, kellelerini koltukları altına alıp cemiyetin günlük hayat huzurunu bozan dikenler, çalılar, acıma bilmeyen o zehir misali insanlar için sevgiden de nasipleri olmamıştır, demek biraz güçtür. (…) Bu bedbahtların hayatında bazan bir kadın, güzel görünmüş bir kadın fırtınalar koparmış, cüretlerini alabildiğine kamçılamış, fakat aşkları, çılgın haydut sevgisi bir gün olmuş onları maşukalarına karşı da bir canavar yapıvermiştir. Haydut, şaki aşkı bizim sevgimize benzememiştir.” Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı’nın son devirlerinden, değme kara polisiyeye taş çıkartacak kadar karanlık beş “haydut aşkı” anlatıyor. Kahramanlardan biri de kadın korsan Despina!
*
Önsöz
Dağ haydudu ve şehir eşkıyası, kellelerini koltukları altına alıp cemiyetin günlük hayat huzurunu bozan dikenler, çalılar, acıma bilmeyen o zehir misali insanlar için sevgiden de nasipleri olmamıştır, demek biraz güçtür. Tehlikelerle dolu yollarında fuhuş ile yoğrulmuşlardır; ve çoğu fuhuş mundarlığı içinde cinsi sapık olmuşlardır. Vakanüvislerimizin eşkıya ağzından naklen tarih kütüğüne geçirdiği bir tabirdir, namus ve iffete cebren ve kahren tecavüzü “kasık mancası” diyecek kadar küçümsemişler, en ağır şenaat ve melaneti pervasızca irtikap etmişlerdir.
Bu bedbahtların hayatında bazan bir kadın, güzel görünmüş bir kadın fırtınalar koparmış, cüretlerini alabildiğine kamçılamış, fakat aşkları, çılgın haydut sevgisi bir gün olmuş onları maşukalarına karşı da bir canavar yapıvermiştir. Haydut, şaki aşkı bizim sevgimize benzememiştir. Bu konunun uzun tetkik ve tahlili benim işim değildir; onu mütefekkir romancılara, ruh hekimlerine bırakıyorum. Haydut aşkları üzerine sadece birkaç vaka nakledeceğim. Pitoresk dekorları ile, bugün her yazarın kolaylıkla tarif edemeyeceği güzelim kıyafetleri ve tuvaletleri ile tarihi bir aşk ve macera romanının üzerinde çalışacak huzura sahip olmadığım için o vakaları derleyip, toparlayıp nakledeceğim…
R. E. Koçu
Sağıncılı Veli ile Voyvoda kızı
Karadomuzun sığırtmacı
18.asrın ortasında, Hicri 1164 ve Miladi 1750 yılında, aşiretinin adı bilinmiyor, konar-göçer yörük taifesinden Veli adında 16-17 yaşlarında bir oğlan Bergama civarında Sağıncı köyünde bir ağa kapısına sığırtmaç olarak girmiştir.
Veli, genç irisi ve erkek güzeliydi. Portresini halk şairlerinden derlenmiş mısralarla tahayyül edebiliriz:
Yelesi sırmadan arslan yavrusu, Reng-i rúy-i anın güneşteki nur, O çakır gözleri benefşe kokar, Oya mı, nakış mı, resim mi kaşlar, Sağ yanak üstünde beni var fülfül. Zeberdest fetadır demir pençeli,
Kalem parmak, gülle topuk yörük ayağı,
Boyunu sorarsan serviyle çınar.
Birkaç yıl ağılda, mandırada, ahır sekisinde yattı. Ve bir gün
Şalvarı partal, ayakları yalın
Başında tülbendi yırtık külahın
dağda sığır güderken önüne bir atlı çıktı. Bergama Voyvodası Koca Araboğlu Elhac İsmail Ağa’nın bölükbaşılarından biri.
O devirde Anadolu ve Rumeli, her biri bin, iki bin asker besler mütegallibe âyanlar elinde idi. Ve o ağalara, paşalara asker toplayan…
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yerli) Tarihi Roman
- Kitap AdıHaydut Aşkları
- Sayfa Sayısı152
- YazarReşad Ekrem Koçu
- ISBN9786050943139
- Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviDoğan Kitap / 2017
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yaralasar 4 ~ Maral Atmaca
Yaralasar 4
Maral Atmaca
“Geçerdi, aslında yaşadığımız her şey er ya da geç geçerdi. Bedenimize aldığımız yaralar geçerdi. Ruhumuza aldığımız yaralar da bir süre sonra eskisi gibi acıtmadığı...
- 05.45 İstanbul ~ Gökçe Bilgin
05.45 İstanbul
Gökçe Bilgin
“Ben bir katilim, o bir tutsak. Benzeyen ve benzemeyen yönlerimiz var. İkimiz de zamanın içine hapsolmuş, zamanın önümüze çıkardığı seçeneklere körlemesine dalıp duruyoruz. Plana,...
- Kelebekler Çizdim Kalbime ~ Bige Bilgen
Kelebekler Çizdim Kalbime
Bige Bilgen
Aşkın ömrü bir kelebeğinki kadar mı? İlk bakışta aşktı onlarınki. Sevda ve Orhan göz göze geldikleri anda her şey olup bitmişti. Bir kelebek kanat...