Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Hayatın Anlamı
Hayatın Anlamı

Hayatın Anlamı

Sinan Canan

“Hayatın anlamı” pek büyük bir başlık. Herkesin ara sıra kendine sorduğu, sormasa da kimi zaman bilinçli ama çoğu zaman bilinç dışında hep aradığı temel…

“Hayatın anlamı” pek büyük bir başlık. Herkesin ara sıra kendine sorduğu, sormasa da kimi zaman bilinçli ama çoğu zaman bilinç dışında hep aradığı temel bir mesele. Akıl denen yetenek nedeniyle “sürekli bir şeylere anlam vermek zorunda olan” bizler, buradaki varlığımızın da bir anlamı olmasını arzu ediyoruz.

“Hayatın anlamı” pek büyük bir başlık. Herkesin ara sıra kendine sorduğu, sormasa da kimi zaman bilinçli ama çoğu zaman bilinç dışında hep aradığı temel bir mesele. Akıl denen yetenek nedeniyle “sürekli bir şeylere anlam vermek zorunda olan” bizler, buradaki varlığımızın da bir anlamı olmasını arzu ediyoruz.

Biz mutluluğu iki şey zannediyoruz: haz ve acıdan kurtulma hali. Haz aldığımız şeylerde, yemek yemek, cinsel ilişki dahil olmak üzere her şeyde ortak bir yön var: Bitiyor. Biz, insan olarak, yediğimiz yemeğin, ilişkinin, haz veren herhangi bir aktivitenin biteceğini bilen tek varlığız. Aldığımız hazzın biteceğini biliyoruz, o nedenle bir yandan bize çok haz verirken aynı esnada bitecek olmasının hüznünü yaşıyoruz.

ÖNSÖZ

“Hayanın anlamı” pek büyük bir başlık. Herkesin ara sıra kendine sorduğu, sormasa da kimi zaman bilinçli ama çoğu zaman bilinç dışında hep aradığı temel bir mesele. Akıl denen yetenek nedeniyle “sürekli bir şeylere anlam vermek zorunda olan” bizler, buradaki varlığımızın da bir anlamı olmasını arzu ediyoruz. Bundan kaçınamıyoruz, zira adına “akil” denen o aşırı gelişmiş yetenek bizi buna açıkça mecbur ediyor. Fakat bu koskoca varoluşun içindeki küçücük akıllarımız, kısacık ömürlerimiz, pek kısıtlı deneyimlerimiz ve maalesef hemen hepsini etrafımızdan ezberleme yöntemiyle aldığımiz nice inancımız, bize bu konuda çok da yardımcı olamıyor. Hiç yardımcı olmuyor demeyelim, bunların hepsi başlangıç düzeyinde bize “buralarda ne olup bittiğine dair” bir fikir veriyor elbette; fakat yaşadıkça, deneyimledikçe, öğrendikçe, düşündükçe, o ilk kanılar, o eski yargılar yavaş yavaş değişiyor. Değişmek zorunda kalıyor.

Bu konuda herkesin bir fikri var. Ben de herkes gibiyim ve elbette ve mecburen bazı fikirlerim var. Öte yandan yirmi yılı aşkın süredir yazan, konuşan, araştıran ve anlatan birisi olarak bu “fikirlerimi” çokça gözden geçirme, rafine etme ve dünya deneyimim doğ rultusunda yenileme fırsatım oldu. Tabii ki çalışkanlığım kadar. Bu günlerde, yani güneş etrafında üzerinde yaşadığı gezegen ile birlikte elli tam turu tamamladığım günden bir kaç yıl sonra bana bu konuda bir şey sorulduğu zaman fikir beyan edebilecek, belli açılımlar üretebilecek bazı düşüncelerim olduğunu zannediyorum.

Bu düşüncelerime nasıl bu kadar güveniyorum? Aslında konu be nimle ilgili değil. İlk gençlik yıllarımdan beri tutkun olduğum biyoloji daha sonra üniversite tahsil alanım oldu ve ben o gün bu gündür dünyadaki her şeye özellikle de kendime hep biyoloji ve bilim çerçevesinden bakmayı alışkanlık edindim. Üstüne bir de nörobilim denen bir alanın devrimler yaşadığı bir dönemde aynı konuda akademik kariyer yapma şansım olunca, işler benim için çok farklı bir hal aldı. Kendim, dünya ve tüm bunların “nedeni” konusundaki düşüncelerim hemen her sene köklü biçimde değişiyordu ve ben adera bitimsiz bir metamorfozun içinde yaşamaya alıştım. Çok sayıda farklı anlam çerçevesinin içinden dünyayı gözlemleme, deneyimleme ve bolca hata yapma lüksüm oldu. Neticede, bir “nörobiyoloğun bakış açısından” bunca yıl sonra dünya bana biraz değişik görünmeye başladı. Elbette bu kadar “normalden sapan” bir zihinsel süreçten sonra da hayata ve içinde olanlara anlam yükleme tarzım da bir hayli değişti. İlgilendiğim alanlar, benim yaşadığım dönemde ve toplulukta fazla ilgi çekmeyen konulardır; biraz biraz da o yüzden her zamanı sıra dışı bir şeyleri fark etme imkânı kendiliğinden doğmuş oldu. Bunun için tüm hayatıma ve onun Yaratıcısına minnettarım. YouTube mecrasının Türkçe içerikli başarılı kanallarından birisi olan Sapien kanalının genç ekibi benimle böyle bir seri yapmak istediklerini söylediklerinde biraz tereddüt etsem de sonra kabul ettim. Çünkü ben aslında çoğu zaman “anlatarak öğrenen” bir insanım. Bölük pörçük zihnimde gezinen bilgi ve kanıları anlatır ken onları farklı şekillerde birleştirme, onlarla oynama ve daha önce bilinçli olarak düşünmediğim yeni kombinasyonlar üretme şansı buluyorum. Yıllardır katıldığım televizyon programlarını ve Açık Beyin kanalında kendi video anlatılarımı izleyerek kitapları ma bölümler yazdığım çok oldu. O nedenle “Hayatın Anlamı” gibi büyük bir başlık altında biraz konuşmanın, bu konuda zorlamanım özellikle bana iyi geleceğini düşündüm.

Öyle de oldu…

Elinizdeki kitap, Sapien kanalında yaptığımız Hayatın Anlamı başlıklı bir video serisinden seçtiğimiz içeriklerin kitaplaştırılmış halidir. Elbette konuşma dili ile benim yazı dilim arasında bir hayli fark var, bu nedenle elinize gelen bu metin aslında uzun ve katmanlı bir editoryal çalışmanın sonucu. Konuşmaların birçok kısmini yeniden yazmak ve hatta bazen kökten değiştirmek gerekti. Neticede bence elde kalan metin zaman ayırıp da okuyan herkes için ilginç bir şey önerme potansiyelini fazlasıyla taşıyor. Yeniden düzenlenen başlık ve içerikleriyle birlikte sanıyorum buradaki fikirler, zamanını yatıran birçok insana alıştığı düşünce kalıplarının dışında bir şeyler önerebilecek. Beni de en mutlu edecek olan şey tam da bu: Bir kişi bile olsa, okuyan birisinin kendi ezberlerinden biraz şüphe duyabilmesi. Gerisi kendiliğinden geliyor.

Elinizdeki metnin hayata geçmesi yıllar önce [n]Beyin dergisini çıkarttığımız dönemde derginin editörü olarak birlikte çalıştığımız sevgili Atlas Arslan’ın önerisi ve gayretleri ile oldu. Bu zorlu deşifre işlemini üstlendiği için kendisine teşekkür ediyorum. Öte yandan kitabın baskıya hazırlanma sürecinde dilinin okunabilir bir hale gelmesi konusunda Alfa Yayınları ekibinin benim tüm yoğunluğuma ve cevapsız dönemlerime rağmen sabır ve dikkatle çalışmalan bu metnin kalitesindeki en önemli etkendir. Başta sevgili Faruk Bayrak olmak üzere hepsine çok teşekkür ederim. Ayrıca elbette bu sohbetlerin ev sahipliğini yapan Sapien ekibine, başta sevgili Fazıl İşler olmak üzere özel bir teşekkür etmem gerek. Zira cevaplar soruların açtığı pencerelerden görünüyor ve onlar sormasa ben de bunları muhtemelen böyle söylemezdim.

Bu kadar ön-söz yeter. Sizi bu emek-yoğun bir metinle baş başa bırakayım. Umarım umduğunuzdan çok daha fazlasını bulursunuz. Son bir hatırlatma: Hayatın Anlamı hiç bir insanda veya dışarıda bir yerde hazır bulunmuyor. Hepimiz onu kendimiz yaratmak zorundayız. Burada söylenenler ancak benim için doğrudur. O da şimdilik. Sizin doğrunuzun en doğrusu olacağından hiç şüphem yok.

Anlamlı günlerde buluşmak dileğiyle.

Editörden

Her birimiz yaşamın kuytularında kendi anlam arayışımızı sürdürürken bir yanda değerlerimizle, inançlarımızla dolup taşar, diğer yanda özgürlük peşinde koşarız. Mutluluğun izini sürerken içsel özgürlüğümüzü keşfetmeye, inançlarımızın gücünü keşfetmeye, hayatın anlamına dair daha derin bir anlayış geliştirmeye çalışırız. Bu anlayış; zaman, durum ve kişiyi bir eylemin çekimlenme halinin kendisi kılarken aynı zamanda anlamın özne ve nesnelerini de hayat boyu sorgulatır.

Değerlerimiz, içine doğduğumuz ülkemiz, kentimiz, ailemiz, eğitimimiz, sosyal ilişkilerimiz, işimiz “bizi biz yapan” anlam bütünlerini oluştururken, yaşam deneyimi içerisinde bütünleri öğelerine ayırmak asıl anlam arayışının yeni kurgusal gerçekliğini oluşturur.

Bu kitap sadece deneme türünde bir derleme değil, bir yaşam rehberidir. Hayatın anlamını ararken içsel derinliklerimize dalmak, değerlerimizle buluşmak ve kendimizi gerçekleştirmek için buradayız. İçsel bir yolculuk yaparken de her sayfada yeni bir benlik, yeni bir bakış açısı keşfedeceksiniz.

Sapien kanalında Hayatın Anlamı başlığıyla Sinan Hoca’dan dinlediğimiz içerikler bu kitapta modern zamanın sözlü kültürü olmaktan çıkıp yeni bir metne, yeni bir hikâye anlatımına dönüştü. Bu anlatıma katkı sunarken sözlü kültür ile yazı dili arasındaki farklılıkları da yeniden değerlendirme ve dilin evrimi, iletişim ve kültürel anlamdaki rollerini deneyimleme fırsatım oldu.

Hayatın karmaşıklığına ve derinliklerine daldığımız bu kitabın sayfalarını çevirirken, hepinizi insanın varoluşunun anlamını sor gulamaya davet ediyoruz. Belki de kitabın sonunda, yaşamın anlamının, bu birleşimin ta kendisi olduğunu fark edeceksiniz. Sözlü ve yazılı anlatımın iç içe geçtiği bu sayfalarda, hayatın zenginlikleri, inançlarımızın gücü, değerlerimizin önemi ve özgürlüğün kendisiyle yollarımız kesişecek.

Mayıs ayında uğurladığım babamın yasını tutarken “Ölüm” başlığıyla dinlemeye başladığım Hayatın Anlamı serisi, yaşamımin en keskin virajında bana kılavuzluk etti. Bu kıymetli kılavuzu okurla buluşturma yolculuğu ise artık hızı bırakıp dengeyle yol almamı sağladı. İşte tam burada bu dengeyi güçlendiren Sapien kanalına, AçıkBeyin’e ve Alfa Yayınları’na teşekkür ederim.

Ve en büyük teşekkür elbette Sinan Canan’a.

Şimdi hep birlikte bu yolculuğa çıkmak, farklı zamanlarda ve mekânlarda siz de kendi anlamınızı bulmak niyetiyle arkanıza yasla nın, kalbinizi açın ve yaşamın en derin sırlarını keşfetmeye hazır olun.

Atlas Arslan

1.Bölüm: Anlam Kipleri

Mutluluk: Haz Hali ve Acıdan Kurtulma Hali

John Lennon’a öğretmeni sorar: “Büyüyünce ne olacaksın?”

John: “Mutlu olacağım.”

Öğretmen: “Sen soruyu anlamadın sanırım?”

John Lennon cevap verir: “Bence siz hayatı anlamadınız.”

 

“Mutluluk kovalanıp yakalanacak bir amaç mı, yoksa bir şey yaparken sana eşlik eden bir hal mi?” Bu soruyu sorduğumuz zaman. John Lennon’un öğretmenine verdiği yanıt daha büyük bir anlam kazanıyor. Buradan hareketle mutluluk, insanın kendi yapısına, benliğine, varlığına uygun bir hayat sürebilmesi, gelenekteki ifadeyle “fitratina” uygun yaşayabilmesinin sonucunda elde ettiği bir ödül olarak düşünülebilir.

Mutluluk konusunda temel bir yanılgı var. Herkes onun peşinden koşuyor, bir şeylerden mutluluk bekliyor ancak her seferinde, beklenen şey her neyse, o elde edilen şeyin beraberinde getirdiği “mutluluğun” pek de uzun süreli olmadığını fark ediyor.

Biz mutluluğu iki şey zannediyoruz: Haz almak ve Acidan kurtulmak. İlki bize daimi mutluluk sağlayacak sanıyoruz ama haz aldığımız şeylerde, gezip tozmak, yemek yemek, cinsel ilişki kurmak da dahil olmak üzere hepsinde ortak bir yön var: bitiyorlar. Biz, insan olarak, yediğimiz yemeğin, yaşadığımız ilişkinin, haz veren herhangi bir aktivitenin biteceğini bilen tek varlığız. Aldığımız hazzın biteceğini biliyoruz; o nedenle bir yandan büyük haz duyarken bir yandan da bu duygunun “sonlu” olmasının hüznünü yaşıyoruz.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Edebiyat
  • Kitap AdıHayatın Anlamı
  • Sayfa Sayısı272
  • YazarSinan Canan
  • ISBN9786254499562
  • Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviAlfa Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 2. Kitap-İlişkiler ve Stres ~ Sinan CananİFA: İnsanın Fabrika Ayarları 2. Kitap-İlişkiler ve Stres

    İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 2. Kitap-İlişkiler ve Stres

    Sinan Canan

    Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu...

  2. Kadınlar Erkekler Cinslikler ve Cinsellikler – SoruYorum 1 ~ Sinan CananKadınlar Erkekler Cinslikler ve Cinsellikler – SoruYorum 1

    Kadınlar Erkekler Cinslikler ve Cinsellikler – SoruYorum 1

    Sinan Canan

    Neden bu cinsellik takıntısı? Çok eşli bir canlı mıyız? Namus doğada var mı? Kıskançlık neden var? Bir kadınla bir erkek sadece arkadaş kalabilir mi?...

  3. İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 3.Kitap – Sınırları Aşmak ~ Sinan CananİFA: İnsanın Fabrika Ayarları 3.Kitap – Sınırları Aşmak

    İFA: İnsanın Fabrika Ayarları 3.Kitap – Sınırları Aşmak

    Sinan Canan

    Hepimiz “daha doğru yaşamaya” çalışıyoruz. Sürekli öğrenme peşindeyiz ama gittikçe genişleyen bilgi havuzundan çoğu zaman doğruları seçemiyoruz. Uzmanlar da sıklıkla görüş ayrılığına düşüyorlar. Konu...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur