“Herkes farklı yönlerden zekidir. Ama bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, hayvancağız hayatı boyunca kendisini aptal zanneder.” Ally birçok zeki insanı kandırabilecek kadar kurnazdı. O ne zaman baksa, harfler ve kelimeler birdenbire dans etmeye ve iç içe girmeye başlıyordu, ancak Ally her yeni okulda bu durumunu gizlemeyi başarıyordu. Etrafındaki herkesin onu olduğundan farklı görmesinden sıkılmıştı, tek isteği farklı olmamaktı ama ne yaşadığını söylemeye çekiniyordu. Bir gün derslerine yeni bir öğretmen girdi ve Ally’nin kendi hakkında bildiği her şey değişmeye başladı. Sivri dilli Keisha ve bilim düşkünü Albert ile beraber daha önce hayal bile edemeyeceği gerçeklerle karşılaşacaktı.
Belki de herkesle aynı olmak, düşündüğü kadar iyi bir şey değildi. Tıpkı “aklın yolu bir” lafını tarih boyunca sorgulatan büyük isimler gibi, Ally de aslında dışarıdan görünenin çok ötesinde. New York Times çoksatan yazarı Hunt’tan, etrafına uyum sağlayamadığı için kendisini suçlayan herkese, duygu yüklü, neşe dolu bir roman.
Çok dokunaklı… “Kalıpların dışına çıkma” vurgusu yapılmış… Rahatsızlığın teşhisi ve geri kazanılan okuma azmi gayet tatmin edici şekilde işlenmiş, tıpkı Ally’nin yeni arkadaşlıkları gibi. Kirkus Reviews İlginç ve sevimli karakterlerle dolu, içtenlikle anlatılmış bu öyküde aile, arkadaşlık ve cesaret kavramları birçok yönden ele alınıyor. Okulda zorlananlara umut verecek, belki de yol gösterecek bu kitap, ana kahramanı kadar özgün. Booklist Mullaly yine hayatında kendi kontrolünde olmayan durumların zorluğunu çeken, hassas ve zeki bir kızın portresini zengin ayrıntılarla çiziyor. Bay Daniels sıcaklığı sayfadan dışarı kadar yayılan, ilham verici bir öğretmen. En güzel taraf da, Mullaly Hunt’ın gerçekçilikten uzak bir mutlu son yerine, düşündürücü bir kapanış tercihi.
-School Library Journal
Ally’nin öğrenme güçlüklerini okuyan herkes kendine dair bir şeyler bulabilir. Ally’nin hem kendi gelişimi hem de etrafındakilerle ilişkileri gayet doğal ve gerçekçi duruyor.
-Publishers Weekly
BÖLÜM 1
YİNE BAŞI BELADA
Hep oradaydı. Ayağımın altındaki zemin gibi.
“Ally? Yazacak mısın yazmayacak mısın?” diye sordu Bayan Hall.
Öğretmenim aksi biri olsaydı her şey daha kolay olurdu. “Hadi,” dedi. “Yapabileceğini biliyorum.”
“Ya size sadece dişlerimi kullanarak bir ağaca tırmanacağımı söylesem? O zaman da yapabileceğimi söyler miydiniz?” Oliver kahkahayı basıp yuvarlanan bir futbol topu gibi sırasına bıraktı kendini.
Shay ise inledi. “Ally, neden bir kez olsun normal davranamıyorsun?”
Onun yanında, üzerinde Flint yazan koyu tişörtünü her gün giyen, iri cüsseli Albert hemen doğruldu. Her an bir patiru kopmasını bekliyormuş gibiydi.
Bayan Hall iç çekti. “Hadi ama. Sadece bir sayfa yazı yazarak kendini tanıtmanı istiyorum.”
Kendimi tanıtmaktan daha korkunç bir şey hayal edemiyordum. Daha olumlu bir şey hakkında yazmayı tercih ederdim. Örneğin kendi doğum gününde kusmak gibi.
“Onemli bir şey bu,” dedi. “Yeni öğretmeniniz sizi tanıyabilsin diye.”
Farkındaydım, zaten tam da bu yüzden yazmak istemiyordum. Öğretmenler, bozukluk attığınızda oyuncak veren makinelere benziyordu. Elinize ne geçeceğini biliyordunuz. Ama bir yandan da bilmiyordunuz.
“Bir de şu çiziktirmelerin var Ally. Bunca zamandır çizmiyor olsaydın yazını yazmış olurdun. Lütfen kaldır onu.” Utanarak çizimlerimi boş ödev kâğıdımın altına sakladım. Kendimi bir gülleden fırlatılırken çiziyordum. Okula gitmekten daha zahmetsiz olurdu bu. Daha acısız.
“Hadi.” dedi çizgili kağıdımı bana yaklaştırarak. “Sadece elinden geleni yap.”
Yedi senede yedi okul gezmiştim, hepsi de aynıydı. Ne zaman elimden geleni yapsam bana yeterince çabalamadığımı söylüyorlardı. Dikkatsizmişim. Yazım hatası yapıyormuşum. Bir kelimeyi aynı sayfada farklı farklı şekillerde yazıyormuşum. Kızıyorlardı hep bana. Bir de baş ağrılarım vardı. Beyaz sayfadaki siyah harflere uzun süre bakınca hep başım ağrırdı. Bayan Hall boğazını temizledi.
Yine bütün sınıf benden bıkmıştı. Sandalyelerin gıcırtısı. Yüksek sesli iç çekmeler. Belki de bana aptal, ucube, ezik dediklerini duymadığımı zannediyorlardı.
Öğretmenim keşke o ayaklı Google kılıklı, sınav kâğıdına sümkürse bile benden iyi not alabilecek Albert’in yanında dursaydı.
Ensem yanıyordu.
Anlamıyordum. Bayan Hall normalde beni es geçerdi. Bu ödev yeni öğretmen için olduğundan hepsini tamamlamak istediğini düşündüm.
Şişkin karnına baktım. “Bebeğe ne isim koyacağınıza karar verdiniz mi?” diye sordum. Geçen hafta hayat bilgisi dersinde öğretmenimizi yarım saat boyunca bebek isimleri hakkında konuşturmuştuk.
“Hadi Ally. Daha fazla oyalanma.” Cevap vermedim.
“Ciddiyim,” dedi. Biliyordum ciddi olduğunu.
O an Bayan Hall’u mavi gökyüzünün altında, elinde bir sopayla yerde ikimizin arasına bir çizgi çekerken hayal ettim. Bayan Hall bir polis gibi giyinmişti, bense siyah-beyaz çizgili hapishane üniforması içindeydim. Zihnim bana bunu sürekli yapıyordu. Kafamın içinde öyle gerçekçi filmler dönüyordu ki aklım uçup gidiyordu. Gerçek hayattan uzaklaşıp rahatlamamı sağlayan şeylerden biriydi bu.
Odaklandım, kendimi aslında yapmak istemediğim bu işe hazırladım. Bana kafayı takan, başımdan gitmeyen bu öğretmenden kurtulmak için…
Ben kalemimi elime alınca, Bayan Hall muhtemelen teslim olduğumu düşündü ve vücudu gevşedi.
Ama onun temiz ve düzenli sıraları ne kadar sevdiğini bildiğimden, kalemi bir kazık gibi yumruğumun arasına aldım ve sıranın her yerini karalamaya başladım.
“Ally!” Hemen bana doğru geldi. “Bunu neden yaptın?” Karaladığım şeyler üstü geniş, altı dar silindirlerdi. Hortumlara benziyorlardı. Acaba içimde kopan fırtınayı mı anlatmaya çalıştım? diye düşündüm. Tekrar gözlerimi kaldırıp Bayan Hall’a baktım. “Ben oturduğumda vardı bunlar zaten.”
Sınıf kahkahayı bastı ama bunu komik olduğumu düşündükleri için yapmamışlardı.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Bilimkurgu-Fantazya Edebiyat Roman (Yabancı)
- Kitap AdıHarflerin Dansı
- Sayfa Sayısı232
- YazarLynda Mullaly Hunt
- ISBN9786254141829
- Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviEpsilon / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Flaubert’in Bir Sonbaharı ~ Alexandre Postel
Flaubert’in Bir Sonbaharı
Alexandre Postel
Mösyö Flaubert 1875 yılında, 53 yaşındayken, hayatını ele geçiren melankoli ve ölme isteğinden bir nebze olsun uzaklaşmak amacıyla iki aylığına bilim adamı dostu Pouchet’nin...
- Parfümün Dansı ~ Tom Robbins
Parfümün Dansı
Tom Robbins
‘Oyunculuk uçarılık değil, bilgeliktir’ diyerek çılgınlık derecesinde ‘oyuncul’ romanlar yazan Tom Robbins, bu romanda hayatımızı var eden en temel kavramlar hakkında düşünmeye ve insanın...
- Kraliçe Arı Şarkı Söylediğinde Arılar Dans Eder ~ Véronique Maciejak
Kraliçe Arı Şarkı Söylediğinde Arılar Dans Eder
Véronique Maciejak
Mükemmel ebeveyn olmanın bir tarifi var mı? Marie mükemmel bir anne olmak istiyor: Asla sesini yükseltmeyen, organik beslenmeye önem veren, çocuklarına vakit ayırıp onları...