Babası öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet derin bir acıya kapılır.
Acı çekmek ya da kendini öldürerek bu acıyı dindirmek arasında bocalayan Hamlet’in ikilemini, Shakespeare ünlü “Olmak ya da olmamak! İşte bütün mesele bu!” sözleriyle dile getirir:
“Acaba zalim feleğin okuna, taşına göğüs germek mi, yoksa bu mihnet deryasına karşı koyarak hepsine son vermek mi daha asil bir hareket olur? Ölmek: Uyumak… Hepsi bu kadar… Ve bir uykuyla bütün kalp ağrılarını, vücudun yakındığı binbir derdi dindirebilmek… İşte varlığımızın özlediği netice! Ahh, işte güçlük burada! Çünkü ruhumuz bu fani kalıptan sıyrılıp ölüm uykusuna daldığı an, nasıl bir rüya göreceğimizi kim bilir?”
William SHAKESPEARE ( 1561_1616 )
İngiliz oyun yazarı ve sair, insan doğasını oyunlarında ve şiirlerinde tam bir nesnellik ve eşsiz bir anlatım zenginliğiyle yansıtmıştır. 23 Nisan 1564’te Stratfordupon Avon’da doğduğu sanılmaktadır. 23 Nisan 1616’da aynı kentte Ölmüştür. Babası John Shakespeare deri, yün ve tahıl ticaretiyle uğraşan saygın bir iş adamı, annesi Mary Arden ise kentin önde gelen çiftçilerinden birinin kızıdır.
Shakespeare’in öğrenimi konusunda ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte, Stratford’daki VI. Edward Okulu’nda Latince, retorik, tarih ve din dersleri gördüğü sanılır. 1582’de Anne Hathaway ile evlenir. 1583’te ilk çocukları, 1585’te de ikizleri doğar. Shakespeare’in yaşam Öyküsünde bundan sonra 1592’ye kadar bir kopukluk vardır. Bir söylentiye göre, 1587’de Stratford’a gelen gezgin tiyatro topluluklarından biriyle anlaşarak Londra’ya gitmiş ve o toplulukta oyuncu ve yazar olarak çalışmaya başlamıştır.
1592’de Londralı oyun yazarı Robert Greene, yayımladığı A Oroatsworth of Wit, Bought with a Miilion of Repentance (Bir Milyonluk Pişmanlığa Satın Alınan İki Paralık Zekâ) adlı kitapçıkta Shakespeare’i başka oyun yazarlarının ağzından konuşan bir kukla olmakla suçlamıştır. Bu suçlamadan Shakespeare’in, o tarihte Greene gibi üniversite öğrenimi görmüş oyun yazarlarının kıskançlığını çekebilecek kadar başarılı bir yazar olduğu anlaşılır. 1592_1594 yılları arasında çıkan veba salgını yüzünden Londra’daki tiyatrolar kapatılınca, Shakespeare oyun yazmaya ara vererek Venüs and Adonis (Venüs ile Adonis) ve The Rape of Lucrece (Luctece’in Kaçrılışı) adlı iki uzun şiirini yazdı ve bunları kendisini destekleyen Southampton Kontu Henry Wriothesley’ye adadı.
1613’e kadar Londra’da kalan Shakespeare, Londra’dan iki gün uzaklıktaki doğum yeriyle ilişkisini kesmeyip, ailesini orada bıraktı. Bu dönem onun en verimli yıllarıydı. “Lord Chamberlain’s Men” topluluğunda önce oyuncu, sonra yazar, daha sonra da hissedar oldu; bu topluluk Kraliçe Elizabeth öldükten sonra Kral I. James’in hizmetine girecek ve “King’s Men” adını alacaktır. Shakespeare 1613’ten itibaren daha çok Stratford’da kaldı, orada sakin bir ömür sürdü. 23 Nisan 1616’da Stratford’da öldü.
Sanat Anlayışı
Stratford’da saygm bir taşra beyefendisi, Londra’da ise başına buyruk bir sanatçı yaşamı sürdüğü anlaşılan Shakespeare, İngiltere’de yeni düşüncelerin onaya çıktığı ve eski davranış ve düşünce biçimleriyle etkileşime girdiği bir dönemde eser verdi. I. Elizabeth hâlâ Tanrı’nın yeryüzündeki vekili sayılıyordu; en yüksek soyludan en yoksul harika kadar herkesin yeri belliydi. Ama Orta Çağ’dan kalma bu düzen sorgulanmaya başlamış, Reform hareketi Papa’nın, Parlamento da Kral’ın mutlak otoritesine karşı çıkarken toplumsal ve ekonomik düzen, yükselen kapitalizmin etkisiyle sarsılmıştı. Eğitimin yaygınlaştığı, keşifler sonucunda yeni zenginliklerin ülkeye aktığı, ucuz baskı kitapların çoğaldığı ve İngilizcenin standartlaşarak saygın bir edebiyat dili sayılmaya başladığı bu dönemde insana, inançlara, devletin “kokuşmuşluğu”na, çağın “çığrından çıkmışlığına ilişkin kuşkular belirdi. İnsanların ne yapmaları gerektiğinden çok ne yaptıklarıyla ilgilenilmeye başlandı. Machiavelli’nin siyaset kuramı, Montaigne’nin 1603’te İngilizce’ye çevrilen Essaıs’si (Denemeler) İngilizleri etkiledi. Shakespeare özellikle 1603_1606 yılları arasında yazdığı oyunlarında I. James döneminin huzursuz, güvensiz, kuşkucu ortamını yansıttı.
Latin yazar ve sairlerden, Christopher Marlowe’dan, İtalyan commedia dell’arte geleneğinden, folklor öğelerinden. Ben Jonson ve çevresinin sarayda yeni geliştirdiği mask oyunlarından etkilendi.
Tiyatronun amacını Hamlet’in sözleriyle “doğaya ayna tutmak” olarak görmüş, insan doğasındaki her türlü duygu ve çatışmayı belleklerde yer edecek sözcük ve imgelerle yansıtmıştır.
Shakespeare’in trajedi anlayışında dram, yalnızca insanlığın değil, doğanın kucağında ortaya çıkar ve insan, yaşadığı toplumun dramını sergiler. Temelde iyi olan doğada da, insanda da bir kötülük göze çarpar: Çok yetenekli, soylu ve iyi olan baş kahramanlarının bile bazı kusurları vardır: bu kusurlar kahramanın kişiliğini kemirir ve yıkılmasına neden olur. Kötülükten kurtulmak, yeniden sağlıklı olmak için, doğa en soylu ve en yüce öğeleri feda etmelidir: Trajedi de budur.
Komedileri
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Bir büyü ve yanlışlıklar komedisidir. Atina yakınlarındaki bir koruda yollarını şaşıran dört sevgili. Periler Kralı Oberon ile kavgacı hizmetkârı Puck’ın büyüsüne kapılırlar. Kentten bir grup işçi de, gözden uzak bir yerde oyunlarını prova etmek için koruya gelir. Onlar da perilere katılırlar ve ortaya bir sürü karışıklık ve komik durum çıkar. Sonunda her şey düzelirse de, en komik sahne işçilerin Dük Theseus’un düğün şöleninde oyunlarını oynadıkları sahnedir.
On İkinci Gece
Yine bir yanlışlıklar komedisidir. Kadın kahraman Viola’nın gemisi yabancı bir ülkenin açıklarında batar. Erkek kılığına giren ve “Cesario” adını alan Viola. ülkenin yöneticisi Dük Orsino’nun hizmetine girer. Erkek kılığındayken Dük e aşık olur. Orsino’nun âşık olduğu zengin Kontes Olivia da “Cesario”ya tutulunca durum karışır. En komik sahneler neşeli Sir Tobby Belen ve arkadaşlarının Olivia’nın kendini beğenmiş ve süslü usağı Malvolio’yu kandırmak için oyun oynadıkları sahnedir.
Venedik Taciri
Venedik Taciri bir komedi olmakla birlikte ciddi bölümler de içerir. Oyundaki kötü adam tefeci Shylock’tur. Shylock, borç aldığı parayı ödeyemeyen tüccar Antonio’dan, kendi vücudundan kesilecek yarım kilogram et ister. Shylock’un açgözlülükle bıçağını bilediği gerilimli bir duruşmadan sonra Antonio kendisini savunan genç bir avukatın zekâsı sayesinde kurtulur.
Trajediler
Romeo ve Juliet
Shakespeare’in tüm oyunları arasında en çok sahnelenenlerden biridir. İtalya’nın Verona kentinde yaşayan, birbirlerine düşman ailelerin çocukları Romeo ile Juliet’in, aileleri arasındaki nefret yüzünden son bulan aşkları anlatılır.
Hamlet
Hamlet’te, babası Öldükten sonra annesiyle evlenen amcasının aslında babasının katili olduğunu öğrenen Danimarka Prensi Hamlet, derin bir acıya kapılarak öç almaya karar verirse de, bunu bir türlü gerçekleştiremez. Oyun, yalnızca amcası Claudius’un değil, Kraliçe ve Hamlet’in de öldükleri bir sahneyle biter.
Kral Lear
Shakespeare trajedilerinin en korkuncu, ama belki de en önemlisidir. Gururlu ve bencil olan yaşlı Kral Lear, sadık ve sevgili kızı Cordelia’nın kendisini ne kadar sevdiğini ablaları onu abartmalı bir dille açıklamaması üzerine, öfkeye kapılarak onu sürgüne gönderir ve tüm servetini öbür kızları Goneril ve Regan arasında paylaştırır. Oysa iltifat dolu sözlerine karşın diğer iki kardeş, zalim ve haindir. Çok geçmeden Lear onların gerçek yüzlerini görür. Fırtınalı bir gecede sokağa atılan Lear, Cordelia’ya yaptığı haksızlığın acısıyla çıldırmaya başlar. Sonunda onu kurtarmak için geri dönen Cordelia da düşmanları tarafından öldürülür. Üzüntüden perişan olan Kral, kızının ölüsüne sarılarak son nefesini verir.
Antonius ve Kleopatra
Tutkulu bir aşkı ve tarihsel olayları veren bu tragedyanın tarihi mi, yoksa aşkı mı birinci plana aldığı hep tartışılır. Mısır’la Özdeşleşen Kleopatra’nın Antonius tutkusu, Roma İmparatorluğu içindeki karışıklıklar, Antonius’un Kleopatra’dan hem uzaklaşmak istemesi (belki de bunun için Sezar’ın kız kardeşiyle evlenmesi) hem de her seferinde ona koşması, iki yetişkin insanın birbirlerini vazgeçilmez kılıp aşkı açılarıyla, saplantılarıyla yaşamaları… Antonius ve Kleopatra aşkın başyapıtlarından biridir.
Tarihsel Oyunları
Shakespeare’ın yazdığı tarihsel oyunlar, bir anlamda İngiltere’nin feodal bir yapıdan çıkıp ulusal bir devlete dönüşmesini ve kapitalist bir yapıya kavuşmasını sergiler. Kanlı iç savaşların esin kaynağı olduğu bu oyunların ilk örneklerindeki olaylara ağırlık veren kaba kurgu ve özensiz dil, giderek yerini daha karmaşık bir siyasal gerçekliğe ve psikolojik derinliğe bırakır. Shakespeare, İngiltere tarihiyle ilgili oyunlarında bireyle toplum, yurttaşla siyasa! yapı arasındaki ilişkileri nesnel bir gözle çözümler.
Kendi içinde öyküsel bütünlüğü olan ilk tarihsel oyunu The Tragedy of King Ricnard III (1592_93; Kral III. Richard Faciası, 1947 Kral Üçüncü Richard’ın Tragedyası, 1965) cinayet, ihanet ve iki yüzlülükte kararlı tek bir karakter çevresinde kurulmuştu.
İngiliz tarihine ilişkin bu oyunlarından sonra Shakespeare, çok yönlü kişiliğiyle Elizabeth döneminde İngilizler’i büyüleyen Julius Caesar üzerine yazdı. Yalnızca üç sahnede görünmesine ve oyun daha yarılanmadan öldürülmesine karsın Caesar bütün oyunu etkiliyordu.
Altı yedi yıllık bir aradan sonra Julius Caesar gibi gene Plutarkhos’un yapıtından yararlanarak iki Roma trajedisi daha yazdı. Bunlardan, zengin şiirsel dili özellikte çarpıcı olan Antonyand Cleopatra’ya (1605_07)Antuvan ile Kleopatra,Antonius ile Kleopatra, 1944, 1988) sorunları büyüterek ortaya koymakla birlikte, karakterlerin kendilerini açığa vurduğu uzun monologlara yer vermedi; buna karşılık Kleopatra’nın ölüme hazırlandığı son sahneyi büyük bir trajik yoğunlukla tek bir karakter üzerine kurdu.
Monologları daha da azalttığı Coriolanus’taysa (1607_08)Coriolanus Faciası. 1942/Coriolanus, 1945) ölümünün kaçınılmazlığı karşısında söyleyecek söz bulamayan kahramanın görüldüğü sessiz anları, umutsuzluğun şiddetini ortaya koymak için eşsiz bir ustalıkla kullandı.
Bu Eser Hakkında…
William Shakespeare. kaleme aldığı Hamlet oyununda, kendisinden önce yazılmış birtakım kaynaklardan yararlanmıştır. Fakat karakterlerin ve Hamlet piyesinin büyüklüğü, Shakespeare’in ürünüdür. Yapılan araştırmalardan Hamlet piyesinin 1601’de yazılmış olduğu tespit edilmiştir.
Piyes’in tarihi, piyesteki anakronizmler, olayın geçtiği yer, süre si. lisanı, imaları, özellikleri ve karakteri üzerine birtakım tahliller yapılmıştır. Düşüncenin, hayattan bağımsız olmadığı dikkate alındığında, bu eseri yazıldığı dönemin bir aynası olarak görmek mümkündür
Piyes beş perdeden oluşmakla ve bütün olay yedi gün içinde cereyan etmektedir. Oyundaki karakterlerin tahlilini yapmak tamamen okuyucuya aittir. Karakter tahlilinde bulunmak İsteyenlere şunları hatırlatmak faydalı olacaktır:
Eğer bir karakter hakkında yalnız dostlarının söylediğini dikkate alırsanız, yanılabilirsiniz; düşmanlarının söylediği belki sizi daha da yanıltabilir, hatta karakterin kendisi de, kendini olduğu gibi gösteremez. Şüphesiz yapılması gereken, bunların hepsini göz önünde tutarak bir fikir sahibi olmaya çalışmaktır.
Ve perde…
Karakterler
HAMLET, Danimarka Prensi
CLAUDÎUS, Danimarka Kralı.
HAMLET, Ölen Kralın oğlu, yeni Kralın yeğeni.
HORATİO. Hamlet’in dostu.
POLONİUS, Baş Mabeynci.
LAERTES, Baş Mabeyncinin oğlu.
VOLTIMAND, Saray erkânı.
CORNELIÜS, Saray erkânı.
ROSENCRANTZ, Saray erkânı.
GUILDENSTERN, Saray erkânı.
OSRIC, Saray erkânı.
MARCELİUS. Zabitler.
BERNARDO, Zabitler.
FRANCİSCO, Bir asker.
REYNALDO, Polonius’un uşağı.
Bir yüzbaşı.
Sefirler,
HAMLETİn babasının hayali. FORTINBRAS, Norveç Prensi. Mezar kazıcıları,
GERTRUDE, Danimarka Kraliçesi ve Hamlet’in annesi. OPHELIA, Polonius’ün kızı.
Lordlar, Lady’ler, Zabitler, Askerler, Oyuncular, Gemiciler, Haberciler ve Hizmetçiler.
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Oyun-Tiyatro
- Kitap AdıHamlet
- Sayfa Sayısı206
- Yazar William Shakespeare
- ISBN9944184106
- Boyutlar, Kapak 13,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviAntik Kitap / 2008
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Vanya Dayı ~ Anton Pavloviç Çehov
Vanya Dayı
Anton Pavloviç Çehov
Behçet Necatigil’in Anton Çehov’dan çevirdiği “Vanya Dayı” adlı oyun, 60 yıl sonra gün ışığına çıkıyor. Necatigil arşivindeki kayıtlarda, Almancadan çevirdiği oyunlar listesinde adı geçmesine...
- Yanlışlık Bütün Oyunları 3 ~ Albert Camus
Yanlışlık Bütün Oyunları 3
Albert Camus
Aile mirası tenha bir oteli işletmekte olan anne ile kız, heyecanlarını tüketen, onları nefessiz bırakan, yalnızlığa mahkûm eden yaşamlarından kurtulmanın çaresini, başkalarının felaketi olmakta bulmuşken, artık arınmak istedikleri...
- İlginç Bir Vaka Bütün Oyunları 7 ~ Albert Camus
İlginç Bir Vaka Bütün Oyunları 7
Albert Camus
Her şey, başını kaşıyacak vakti olmayan, zengin işinsanı Giovanni Corte’nin tuhaf bir ilahî ses duymasıyla başlar. Derhal teşhis konur: Söz konusu ehemmiyetsiz bir hastalıktır...