“Zeki ama bir derinliği olduğu kesinlikle iddia edilemeyecek olan Jim Sams, o sabah huzursuz rüyalardan uyanınca kendini devasa bir yaratığa dönüşmüş buldu.”
İngiliz edebiyatının yaşayan en önemli isimlerinden Ian McEwan’ın yeni romanı “Hamamböceği” bu cümleyle açılıyor ve okurları hem çok tuhaf hem de çok tanıdık bir İngiltere’ye götürüyor: “Tersincilik” adı verilen ve ekonominin akışını bütünüyle tersine çevirmek üzerine kurulmuş bir ideoloji son yıllarda popülerlik kazanmış, hatta referandumdan galip çıkmıştır. Önceki hayatında iğrenilen bir yaratık –bir hamamböceği– olan Jim Sams anlam veremediği bir dönüşümün sonucunda kendini İngiltere başbakanının bedeninde bulduğunda büyük bir sorunla karşı karşıya kalır: Bir tarafta halkın iradesinin uygulanmasını bekleyen basın ve seçmenler vardır, öbür taraftaysa ülkeyi aklıselime davet eden birkaç yerel siyasetçi ve olup bitenleri hayretle izleyen dünya kamuoyu.
“Hamamböceği”, Londra’dan Brüksel’e ve Washington DC’ye dünya siyasetinin labirentlerine uzanırken İngiliz mizah geleneği ile Kafka’nın dünyasını buluşturuyor. Bu keskin hicvi, Ian McEwan’ın romanın kaynaklarına dair önsözüyle beraber sunuyoruz.
Önsöz
Ian McEwan
Önce bir başbakanın, sonra bir diğerinin inatçı, talepkâr pazarlıkları, parlamentonun kargaşaya düşüp felce uğraması, iki genel seçim ve ülkenin baştan başa bölünmesi nedeniyle son zamanlarda Büyük Britanya bu adaların tarihinde hiçbir zaman akla hayale gelmemiş, en anlamsız, en mazoşistçe hedefi gerçekleştirmeye çalışmakta. Başkan Putin ve Başkan Trump hariç dünyanın geri kalan kısmı dehşet içinde seyrediyor. Eğer bir gün gelir, Avrupa Birliği’nden çıkmayı becerebilirsek, bu sefer de on beş yıl boyunca tekrardan geriye doğru; çok yönlü ticaret antlaşmalarımızla, bilim ve güvenlik alanında yaptığımız işbirlikleriyle ve binlerce başka yararlı düzenlemeyle bir zamanlar bulunduğumuz noktaya benzer bir şeye doğru umutla zorlu bir tırmanışa geçeceğiz. Bunu kendimize niye yapıyoruz? Benim Hamamböceği Başbakanım, Alman Şansölyesi’nin bu sorusuna tek olası yanıtı veriyor: İşte.
Hamamböceği bu yolculuğun, umutsuzluğun kahkahayla buluştuğu noktasında yaratıldı. Birçok kişi Brexit sürecinin hicvin de ötesine geçip geçmediğini soruyor kendine. Hangi kötü yürekli romancı böyle bir şey hayal edebilirdi? Bu süreç, tek başına alındığında, dolambaçlı yoldan kendi kendini hicvetmektir. Belki de yapılabilecek tek şey alay etmek ve kahkahaların sağlayacağı tesellidir.
Brexit anı gelip çatsa da çatmasa da, çok uzun süre kendi kendimize sorular soracağımız kesin. Yalanlar, kuşkulu para kaynakları, Rusların işin içinde olup olmadığı geleceğin tarihçilerini meşgul edecek. Ve bu tarihçiler günümüzde Avrupa’yı, ABD’yi, Brezilya’yı, Hindistan’ı ve daha birçok ülkeyi pençesine almış popülist hareketlerin ortak noktası olan özel bir büyülü tozun sebep olduğu körlüğü mutlaka araştıracak. Bu tozun içindekileri artık iyi tanıyoruz: Vahşi bir mantıksızlık, yabancı düşmanlığı, sabırla çözümleme yapmaya karşı direnç, “uzmanlar”a duyulan güvensizlik, başkalarına horozlanacak ölçüde kendi ülkesine bağlılık, basit çözümlere tutkuyla duyulan inanç, kültürel “saflık” özlemi – ve bu içgüdüleri sömüren bir avuç alaycı politikacı.
Tabii, yerel koşullar her yerde farklı oluyor. Brezilya’da Amazon yağmur ormanlarını yakmayı tercih ediyorlar. ABD, Meksika sınırına dikeceği duvarın özlemini çekiyor. Türkiye gazetecileri kilit altında tutma sanatını mükemmelleştirmiş durumda. Britanya’da, büyülü toz gözlerimizi kör ettikçe öğrendik ki, AB’nin çoktandır oluşmakta olan ekolojisi ülkemizin tabiatının florasını derinden şekillendirmiş. Görüyoruz ki bu bitkileri koparıp atmak hem pek kolay değil hem de gaddarca. Ama bu kimseyi vazgeçirmedi. Yolumuzdan dönmeyeceğiz – işte.
Britanya’yı tarihsel bakımdan haksız kılan pek çok şey vardır ama bu haksızlıkların AB’den kaynaklandığı pek söylenemez. Brexit taraftarları, seçmenleri bunun tersine ikna etmeyi görev edindiler. Bunda % 37 oranında başarılı oldular ki bu oran gelecekte uzun yıllar boyunca ortak yazgımızı dönüştürmeye yetecek. Brexit yanlısı risk fonlarının sahipleri, plutokratlar, Eton mezunları ve gazete sahipleri, klasik popülist büyülü toz üslubuyla, kendilerini seçkin düşmanı ilan ettiler. Bu hamle işe yaradı ve artık seçkinlik karşıtlığının seçkinleri hükümetimiz olarak başımızdalar.
Bir İngiliz edebi geleneği olan siyasi hicivde temel metin hâlâ Jonathan Swift’in Alçakgönüllü Bir Öneri adlı eseridir. Bu metni ilk okuduğumda on altı yaşındaydım. Metnin, bebekleri pişirip yemenin uzun süredir devam eden bir soruna çözüm olacağını hiç gözünü kırpmadan öne sürmesi bir vahşet ve garabet örneğiydi, ama Swift’e göre İrlanda’daki İngiliz yönetimi acımasızlıkta bundan geri kalmıyordu.
Brexit’le beraber siyaset hayatımıza çirkin ve yabancı bir şeyler girdi ve canlılar arasında en hor görülen varlık olduğundan, bir hamamböceği yaratmak bana mantıklı geldi. İnsanla haşere arasında fiziksel bir yer değişimi yaratmak için gösterilen her çabanın yolu Kafka’nın Dönüşüm’üyle kesişir. Ama ben bu anlamda Kafka’nın karşısında saygıyla eğildikten sonra Swift’e döndüm. Önümde duran görev, Brexit’in kendi kendini tahrip eden saçmalığına denk düşebilecek bir siyasi ve ekonomik proje uydurmaktı. Uydurduğum gülünç “Tersinme” başarılı oldu mu, emin değilim. Ulusal projenin büyüklüğü ve muhtemelen en azından önümüzdeki bir kuşak süresince üzerimizde yaratacağı etkiler düşünülünce, belki de bu ölçüdeki bir saçmalıkla boy ölçüşecek bir şey yaratmak mümkün değildir.
Seçmenlerin neredeyse üçte ikisi Avrupa Birliği’nden çıkmama yönünde oy kullandı. İş dünyası, tarım, bilim, finans ve sanat çevrelerinin büyük bir kısmı Brexit projesine karşıydı. Milletvekillerinin dörtte üçü AB’de kalma yönünde oy kullandı ama bunların çoğu kamu yararını göz ardı ederek, partiye sadakatin ve mantığı körelten, çocuklarımızın Kıta Avrupası’nda özgürce yaşama ve çalışma olanaklarını engelleyen şu sevimsiz Sovyet ifadesinin, şu kafa karıştırıcı büyülü tozun, yani “halk fikrini söyledi”nin ardına sığındı. Kendi cehaletine gözlerini kapatmış olan popülizm, kan ve toprak söylemleriyle, yerine getiremeyecekleri yabancılara karşı üstünlük özlemleriyle ve iklim değişikliğine karşı takındıkları acıklı küçümser tavırla, ileride bazıları Brexit’ten de daha can yakıcı, daha kötü sonuçlar verebilecek başka canavarlar yaratabilir. Fakat bu canavar çeşitlemelerinin hepsinde hamamböceği ruhu gürbüzleşmeye devam edecektir. Bu yaratığı iyi tanımalıyız ki yenebilelim. Yeneceğimize inanıyorum.
Eğer akıl gözlerini açmaz, galebe çalmazsa, biz de o zaman kahkahaya güvenmek zorunda kalabiliriz.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Roman (Yabancı)
- Kitap AdıHamamböceği
- Sayfa Sayısı88
- YazarIan McEwan
- ISBN9789750847226
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yağmur Sonrası ~ Sarah Jio
Yağmur Sonrası
Sarah Jio
II. Dünya Savaşı’nın tam ortasında yaşanan yasak aşk ve işlenen korkunç bir cinayet… Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır… Ya...
- Meyhane ~ Emile Zola
Meyhane
Emile Zola
Meyhane, yayınladığı yıllarda Fransa’da büyük bir tartışma başlatır. Fransız yazaları birbirine düşüren roman, ülkenin edebiyat dünyasını da ikiye böler. Ama yazarını ne kadar olumsuz...
- Cimri ~ Molière
Cimri
Molière
Cimri, temanın, karakterlerle ve yan öğelerle ustalıkla desteklendiği, oyuncuların sahnede yer değiştirmelerinden vücutlarının hareketine kadar her şeyin incelikle düşünüldüğü bir başyapıttır. Molière, Cimri’de trajik...