Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Görünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak / Okumayı Yazmak
Görünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak / Okumayı Yazmak

Görünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak / Okumayı Yazmak

Toni Morrison

Görünmez Mürekkep: Okumayı Yazmak / Yazmayı Okumak, kaleme aldığı kurgularla dünya edebiyatında çığır açmış usta bir yazarın, Nobel ve Pulitzer Ödüllü Toni Morrison’un düşünsel…

Görünmez Mürekkep: Okumayı Yazmak / Yazmayı Okumak, kaleme aldığı kurgularla dünya edebiyatında çığır açmış usta bir yazarın, Nobel ve Pulitzer Ödüllü Toni Morrison’un düşünsel arka planının zenginliğini ve entelektüel kapasitesini ortaya koyan etkileyici bir fikirler toplamı. Sevilen, En Mavi Göz, Cennet, Caz gibi külliyatının temel taşlarını kurgularken beslendiği kaynakları açıklığa kavuşturan bu metinler, Morrison’un ırksal ve toplumsal dinamikleri ele alış biçimini, şekillendiği toplumla kurduğu derin duygudaşlığı ve entelektüel hünerini de gözler önüne seriyor. Sanatçının toplumdaki rolünden basının işlevine, edebiyattaki tahayyül sorunundan dilin gücüne, Afro-Amerikalıların Amerikan kültüründeki varlığından ırk, cinsiyet ve küreselleşme meselelerine kadar geniş bir yelpazede seyreden, zarif üslubuyla okuru şaşırtmaktan bir an bile geri durmayan, harekete geçmeye, hayal kurmaya ve umut etmeye davet eden bir çağrı…

İÇİNDEKİLER

Tehlike………………………………………………………………………………………………..7
I. BÖLÜM: YABANCININ YURDU
11 Eylül Ölüleri…………………………………………………………………………………13
Yabancının Yurdu…………………………………………………………………………….15
Irkçılık ve Faşizm…………………………………………………………………………….25
Memleket ………………………………………………………………………………………..29
Savaş Dili…………………………………………………………………………………………33
Yanlışa Karşı Savaş ………………………………………………………………………….39
Zihinde Tasarlanan Bir Irk: Basın İş Başında……………………………………47
Ahlak Sahibi Sakinler………………………………………………………………………57
Zenginliğin Bedeli, Sosyal Sorumluluğun Maliyeti………………………….65
Sanat Alışkanlığı ……………………………………………………………………………..71
Bireysel Sanatçı………………………………………………………………………………..75
Sanat Savunuculuğu………………………………………………………………………..81
Sarah Lawrence Mezuniyet Konuşması…………………………………………..85
Kölebeden ile Siyahbeden ……………………………………………………………….93
Hatırladığım Harlem: Belleği Tartışmak – Müzeler,
Kültür ve Bütünleşme Üzerine Düşünceler……………………………………..99
Kadınlar, Irk ve Bellek……………………………………………………………………107
Edebiyat ve Kamusal Yaşam …………………………………………………………. 119
Nobel Edebiyat Ödülü Konuşması ………………………………………………..127
Külkedisi’nin Üvey Kız Kardeşleri ………………………………………………..137
Zamanın Geleceği: Edebiyat ve Düşürülmüş Beklentiler……………….141
ARA FASLI: SİYAH MESELE(LER)
Martin Luther King Jr.’a Şükranla …………………………………………………….159
Irk Meseleleri…………………………………………………………………………………161
Siyah Mesele(ler)……………………………………………………………………………171
Söylenmeden Kalmış Söylenemez Şeyler: Amerikan Edebiyatında
Afro-Amerikan Varlığı…………………………………………………………………..193
Akademik Fısıltılar………………………………………………………………………..235
Gertrude Stein ve Yarattığı Farklılık ………………………………………………243
Sağlam, Hakiki ve Kalıcı………………………………………………………………..259
II. BÖLÜM: TANRI’NIN DİLİ
James Baldwin’i Anma Konuşması…………………………………………………….269
Belleğin Yeri…………………………………………………………………………………..273
Tanrı’nın Dili………………………………………………………………………………….287
Grendel ile Annesi …………………………………………………………………………297
Sayfanın Önündeki Yazar………………………………………………………………307
Cennetin Sorunu……………………………………………………………………………317
Sevilen Üzerine ………………………………………………………………………………327
Chinua Achebe ………………………………………………………………………………333
Peter Sellars’ı Sunuş ………………………………………………………………………335
Romare Bearden’e Saygılarımla……………………………………………………..337
Faulkner ve Kadınlar……………………………………………………………………..345
Özsaygının Kaynağı ………………………………………………………………………353
Hatırayı Hatırlamak ………………………………………………………………………371
Bellek, Yaratım ve Kurmaca …………………………………………………………..375
Hepsine Güle Güle: Irk, İkame Anneler ve Elveda…………………………385
Görünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak / Okumayı Yazmak ……..397
Derlenen Kaynaklar ………………………………………………………………………….403

Tehlike

Otoriter rejimler, diktatörler, despotlar her zaman olmasa da sıklıkla aptaldır. Ama hiçbiri kavrayışlı muhalif yazarlara düşüncelerini yayımlamaları ya da yaratıcı sezgilerinin peşine düşmeleri için hareket alanı sağlayacak kadar aptal değildir. Bunu, tehlikenin sorumluluğunu alarak yaptıklarını bilirler. Medya üzerindeki (açık ya da sinsice) kontrolü bırakacak kadar aptal değillerdir. Kamuyu bilgilendiren ve düşündüren yazarların gözetimi, sansürlenmesi, tutuklanması hatta katledilmesi yöntemleri arasındandır. Sarsıcı, sorgulatan, farklı ve derinlemesine bakan yazarların.

Yazarlar –gazeteciler, denemeciler, blog yazarları, şairler, oyun yazarları despotların barış dedikleri, halk üzerinde koma benzeri bir işlev gören toplumsal baskıyı altüst edebilir ve savaş yanlıları ile vurguncuların yüreklerini hoplatan savaşın kan akışını kesebilirler. Onlar açısından tehlike budur.

Bizimkisi başka türdendir. Bizler sanat eserlerinden mahrum kaldığımızda varoluş nasıl da kasvetli, yaşanamaz, katlanılmaz hale gelir. Tehlikeyle yüz yüze olan yazarların yaşamlarının ve eserlerinin korunması gerekliliği acildir ama bu aciliyetle birlikte kendimize şunu hatırlatmalıyız ki, yoklukları, bir yazarın eserinin boğulması, zalimce kesilip biçilmesi bizim için de aynı ölçüde tehlikelidir. Onlara uzattığımız yardım eli, kendimize yaptığımız bir cömertliktir. İsimleri, yazarların kıyılarından kaçışıyla anılan ülkeleri biliyoruz hepimiz. Bunlar denetimsiz yazıdan korku duymakta haklı olan rejimlerdir, çünkü hakikat derttir. Hakikat savaş çığırtkanları, işkenceciler, kurumsal hırsızlar, satılmış siyasiler, yozlaşmış adalet sistemi ve koma halindeki halk için derttir. Zulme uğramayan, hapsedilmemiş, taciz edilmeyen yazarlar cahil zorbalar, sinsi ırkçılar ve dünya nın kaynaklarının iliğini kemiğini emen yırtıcılar açısından derttir. Yazarların neden olduğu korku, huzursuzluk öğreticidir, çünkü açık ve hassastır çünkü denetlenmez ise korkutucudur.

Bu yüzden tarihte yazarların baskıya uğraması, akabinde kesintisiz biçimde gelecek başka hak ve özgürlük kayıplarının en erken habercisidir. Zulme uğrayan yazarların tarihi, bizzat edebiyatın tarihi kadar uzundur. Ve bizi sansürleme, açlığa mahkûm etme, düzene sokma ve ortadan kaldırma çabaları önemli bir şeyler meydana geldiğinin işaretidir. Kültürel ve politik güçler “tehlikesiz” olan dışında, devlet onaylı sanat dışında hepsine karşı bir ezici zafer kazanabilir.

Bana insanların kaosu fark ettiklerinde iki tür tepki verdikleri söylenegeldi: isim verme ve şiddet. Kaos doğrudan bilinmez olduğunda isimlendirme kolaylıkla gerçekleştirilebilir – yeni bir tür, yıldız, formül, denklem, öngörü. Ayrıca isimsiz ya da isimden mahrum bırakılmış coğrafyalar, manzaralar veya halklar için haritalar çıkarılması, kayıtlar tutulması veya özel isimler uydurulması da söz konusudur. Kaos ister kendini yeniden biçimlendirerek ister dayatılan düzene karşı isyan ederek direndiğinde, bilinmezin, yıkıcı olanın, vahşinin, ahlaksızın ya da ıslah edilemez olanın karşısında verilen en yaygın ve en mantıklı tepki şiddettir. Mantıklı tepkiler suçlama, toplama kamplarına, hapishanelere kapatılma ya da teker teker veya savaşta öldürülme olabilir. Ancak kaosa karşı hakkında bir şey duymadığım bir üçüncü tepki daha vardır ki, o da sessizliktir.

Böylesi bir sessizlik edilgenlik ve şaşkına dönmüşlük olabilir; insanı felç eden korku olabilir. Ama sanat da olabilir. Kaba kuvvetin, askeri gücün, imparatorluk inşasının ve muhasebe ofislerinin yakınında ya da uzağında sanatlarıyla uğraşan yazarlar, kaosun yüzüne karşı anlam inşa eden yazarlar el üstünde tutulmalı, korunmalıdır. Ve böylesi bir korumanın diğer yazarlar tarafından başlatılması doğrudur. Ayrıca yalnızca kuşatılmış yazarları kurtarmak değil, kendimizi de kurtarmak zorunludur. Diğer seslerin silinmesi, yazılmamış romanlar, yanlış kişiler tarafından duyulur korkusuyla fısıldanan ya da yutulan şiirler, yer altında serpilip gelişen yasadışı diller, denemecilerin otoriteye kafa tutan sorularının asla sorulmaması, sahneye konulmayan oyunlar, iptal edilen filmler üzerine beni korku içinde kafa yormaya sevk eden düşünce, işte bu düşünce bir kâbustur. Sanki koca bir evren görünmez mürekkeple tasvir ediliyormuş gibi. Halkların uğradığı belli türden travmalar o kadar derin, o kadar acıdır ki, paradan farklı olarak, intikamdan farklı olarak, hatta adaletten, haklardan ya da diğerlerinin iyi niyetlerinden farklı olarak, yalnızca yazarlar böylesi travmaları tercüme edebilir ve kederi anlama dönüştürerek ahlaki hayal gücünü keskinleştirirler. Bir yazarın yaşamı ve eserleri insanlığa bir armağan değildir; onlar insanlığın gereksinimidir.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Edebiyat Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıGörünmez Mürekkep: Yazmayı Okumak / Okumayı Yazmak
  • Sayfa Sayısı408
  • YazarToni Morrison
  • ISBN9786256462014
  • Boyutlar, Kapak13,5*21, Karton Kapak
  • YayıneviSel Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. En Mavi Göz ~ Toni MorrisonEn Mavi Göz

    En Mavi Göz

    Toni Morrison

    Dokunaklı diliyle ırk ayrımcılığını edebiyat alanında su yüzüne çıkaran, Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison, tüm dünyada en çok okunan romanı En Mavi...

  2. Sula ~ Toni MorrisonSula

    Sula

    Toni Morrison

    Edebiyat tarihine armağan ettiği ölümsüz karakterler ve çarpıcı kurgularla dünya edebiyatının önde gelen isimlerinden, Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison ırk ve cinsiyet ayrımcılığını görünür...

  3. Süleyman’ın Şarkısı ~ Toni MorrisonSüleyman’ın Şarkısı

    Süleyman’ın Şarkısı

    Toni Morrison

    Nobel ve Pulitzer ödüllü Toni Morrison’dan toplumun dışlanmış, horgörülmüş, ötekileştirilmiş kesimlerinin yakın tarihine tanıklık eden modern bir klasik daha: Süleyman’ın Şarkısı. Tahakkümden kurtulmaya, ırkçılığın...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Kuşlar ~ Tarjei VesaasKuşlar

    Kuşlar

    Tarjei Vesaas

    “Evde bir iz kaldı. Kuş vuruldu, gözlerini yumdu, taşın altına kondu – ancak iz kaldı.” Buz Sarayı’nın yazarı, İskandinav Edebiyat Ödülü sahibi Tarjei Vesaas’tan,...

  2. Tuzak ~ Rachel VincentTuzak

    Tuzak

    Rachel Vincent

    Bazen kedi fare oyunu aslında bir oyun değildir… Oyun mu? Ne demezsiniz. Gurur sürüm dört bir yandan gelen saldırılarla karşı karşıya, babamın otoritesi sorgulanıyor...

  3. Notre-Dame’ın Kamburu ~ Victor HugoNotre-Dame’ın Kamburu

    Notre-Dame’ın Kamburu

    Victor Hugo

    Notre-Dame’ın Kamburu, dansçı Esmeralda, katedral çanlarının koruyucusu Quasimodo ve Prens Phoebus arasındaki karmaşık ilişkileri merkezine alıyor. Notre-Dame Katedrali, bu karakterlerin hayatlarını ve Paris’in sokaklarını...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur