Yaşadıklarından dersler çıkaran ve artık sıradan bir hayat yaşamaya kararlı olan Nefes, kendini yine karmakarışık olayların içinde buluyor! Neyse ki bu kez yalnız değil… Çok sevdiği arkadaşları Deniz ve Arda da ona eşlik ediyor.
Deniz ve Arda’yı keyifli bir aile pikniğinde bir araya getiren Nefes, başına yeni dertler açmamak için elinden geleni yapıyor. Ancak ormanın derinliklerindeki gizemli bir köşk tüm planlarını altüst ediyor ve Nefes bir sürü soruyla baş başa kalıyor: Yalanların renkleri olur mu? Başkalarını mutlu etmek için söylenen yalanlar gerçekten masum mudur? Her yalan er geç ortaya çıkar mı?
Sosyal medyada “Akademisyen Anne” hesabı ile yüzbinlerce anne babaya gelişim destek önerileri veren, çocuk gelişimi alanında ülkemizin en üretken ve değerli isimlerinden Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal’dan yepyeni bir seri:
Hayat Dediğin…
Ne de olsa hayat dediğimiz, gerçek bir masal!
***
Bu seriyle hayatın inişli çıkışlı yollarında birlikte ilerleyecek, nesiller arası iletişimden arkadaşlığa, okul hayatından maceraya, iyisiyle kötüsüyle her türlü duyguya ve duruma şahitlik edeceğiz. Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal’ın eğlenceli ve içten kalemi bu kez okul çocuğu Nefes karakteriyle vücut buluyor; bir çocuğun gözünden hayatın karşımıza neler çıkarabileceğini her kitapta farklı bir temayla irdeliyor.
Müfredat temaları: NESİLLER ARASI İLETİŞİM, DUYGULAR, ÇOCUK DÜNYASI, ZAMAN VE MEKÂN, HAYAT BECERİLERİ, ERDEMLER
DOLMALIK
Okulda Türkçe dersinde bir hikâyenin üç bölümden oluştuğunu öğrenmiştik: Giriş, gelişme ve sonuç. Hatta öğretmenimiz buna “serim”, “düğüm” ve “çözüm” dendiğini de anlatmıştı. Düğüm ve çözüm neyse de serim demektense giriş demeyi tercih ederim. Serim, sanki serilen şey anlamındaymış gibi geliyordu. Bugün ise tam tersini düşünüyordum. Zaten bizim hikâyemizin başlangıcına giriş yerine serim demek daha uygun düşüyordu çünkü olaylar tam olarak Deniz’in lavantaların üzerine serilmesiyle düğümleniyordu. Nasıl mı?
Anlatayım. Şimdi olan biteni şöyle bir gözden geçirelim…
Olayların serim kısmı benim Arda ve Deniz’i bir araya getirme planımla başladı. İkisiyle d e çok iyi anlaştığım için onların da birbirleriyle iyi arkadaş olabileceğini düşündüm. Denklem ortadaydı:
Nefes + Deniz = Kankalık
Nefes + Arda = Kankalık
O hâlde → Deniz + Arda = ?
Soru işareti yerine ne geleceği çok açık değil mi? Elbette kankalık! Dolmalık olacak hâli yok ya! Kendi esprime kendim güleyim de boşa gitmesin. Dolmalık neyse artık! Aklım fikrim dolmada. Neden? Çünkü ağzımızın tadıyla bir dolma yiyemedik.
Annemden geçen gün kuru patlıcan dolması isteyince, “Oo Nefes, kırk yılın başı canın sağlıklı bir şey çekti, hayret!” diyerek dolma yapmaya girişti. Ama huylu huyundan vazgeçer mi! Ben dolma dediysem şöyle bol kıymalı, pirinçli; ısırınca alttan yağı akan bir dolma hayal etmiştim. Annem patlıcanları “kinoa” diye bir şeyle doldurmuş! Çok lifliymiş de, proteinliymiş de, vitaminliymiş de… Dur bakayım, bir de ne dedi o? Glimik inteksi düşükmüş de. Yok ya, glimik değildi. Neydi o, glikonik miydi? Her neyse, gili mili bir şey işte! Hemen başladı yine sağlıklı yaşam koçluğuna. Dolmayı istediğime isteyeceğime pişman oldum ama nutuğu da yedim dolmayı da. O günden beri de aklım yiyemediğim bol kıymalı dolmada kaldı.
Ah, canım anneannem! Dolmayı öyle güzel yapar ki ısırdın mı yağı çenenden akar. Tabii annem hem çatalla yemediğim hem de yağlar çenemden aktığı için bir araba laf eder. “Görmemiş gibi yeme Nefes!” der. Gördüğümüz var da sanki!
Anne babaların popüler cümleleri 1:
Her neyse, ne diyordum? Heh, denklem diyordum. Bu denklemden yola çıkarak Deniz ve Arda’yı bir araya getirmeye karar verdim. Nerede nasıl yapacağımı düşünürken sanırım yiyemediğim dolmaların da etkisiyle aklıma piknik yapmak geldi. Hafta sonu hep birlikte pikniğe gidebilirdik. Böylece ailelerimiz de tanışırdı. Hem anneannem pikniğe dolma, börek, kurabiye falan yapardı. Bir de mangalın üzerinde sucuk cızırdattık mı, ooh! Kankalığımız taçlanırdı.
Piknik planım için hemen harekete geçtim ve ilk iş bir Whatssapp grubu oluşturdum. Dumanla haber gönderecek hâlim yoktu sonuçta. Arda, Deniz ve benim olduğum bu grubun adını henüz Kankalık koyamayacağım için en iyisi Dolmalık olsun dedim.
Acaba bu grubu kurmak iyi bir fikir değil miydi? Denklem çok açık ve netti. Birbirleriyle çok iyi anlaşmaları gerekirken neyi paylaşamadıklarını bir türlü anlamıyordum. Neyse… Belki yüz yüze tanışınca işler değişir, tatlıları yerken tatlıya bağlayabilirdik. En iyisi hemen lafa girmekti.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) 8+ Yaş Çocuk Kitapları Hikaye-Roman-Masal
- Kitap AdıGerçek Bir Masal / Hayat Dediğin 5
- Sayfa Sayısı96
- YazarSaniye Bencik Kangal
- ISBN9786259470535
- Boyutlar, Kapak 13,5 x 19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviKronik Kitap / 2024