Reenkarnasyon binlerce yıllık bir inanç sistemidir ve her dönemde bu kavrama inananlar ile inanmayanları, adeta ideolojik bir tartışma içinde karşı karşıya getirmiştir. Bu tartışmanın her iki cephesinde bulunanlar da kendi savlarını kanıtlamak üzere, her inanç sisteminden veriler toplamışlar, yazmışlar, anlatmışlar, bitip tükenmek bilmeyen araştırmalara girişmişlerdir.
Kendi kişisel bakışım çerçevesinde ”inananlar” tarafında bulunmama karşın, sadece ”inanç” olgusunun tatminsizliği içinde, reenkarnasyon meselesini, Türk ve yabancılardan oluşan bir grupla bilinçaltı çalışması yaparak içselleştirmek, sorularının yanıtlarını doğrudan bulabilmek hedefiyle yola çıktım. Bu araştırma, her şeyden önce benim kişisel yolculuğum ve kendimi bir şekilde ikna etme çabasıydı.
Bu kitaptaki geçmiş yaşam öykülerinin, bu yolda daha geniş farkındalığa ulaşma çabası içinde olanlara katkı sağlamasını umut ediyorum.
İçindekiler
Sunuş ……………………………………………………………………………… 13
Kitap Hakkında Görüşler-1………………………………………………. 17
Kitap Hakkında Görüşler-2………………………………………………. 19
Giriş ……………………………………………………………………………….. 21
1. Bölüm
Buluşma …………………………………………………………………………. 27
2. Bölüm
Ceren………………………………………………………………………………. 37
1. Seans ……………………………………………………………………… 37
2. Seans ……………………………………………………………………… 46
3. Seans ……………………………………………………………………… 51
3. Bölüm
Mehmet…………………………………………………………………………… 57
4. Bölüm
Azra ve Tülin…………………………………………………………………… 69
1. Seans …………………………………………………………………….. 76
2. Seans ……………………………………………………………………… 78
3. Seans ……………………………………………………………………… 81
5. Bölüm
Mustafa…………………………………………………………………………… 89
6. Bölüm
Aslı……………………………………………………………………………….. 101
7. Bölüm
Özgül…………………………………………………………………………….. 107
1. Seans ……………………………………………………………………. 107
2. Seans ……………………………………………………………………. 109
8. Bölüm
Soner…………………………………………………………………………….. 117
9. Bölüm
Sibel ……………………………………………………………………………… 123
10. Bölüm
Aylin……………………………………………………………………………… 131
1. Seans ……………………………………………………………………. 131
2. Seans ……………………………………………………………………. 135
3. Seans ……………………………………………………………………. 138
11. Bölüm
Joe & Caroline……………………………………………………………….. 145
Joe………………………………………………………………………………… 145
Joe Seans ………………………………………………………………………. 150
Caroline ………………………………………………………………………… 158
Caroline Seans ………………………………………………………………. 158
12. Bölüm
Kirsty……………………………………………………………………………. 167
1. Seans ……………………………………………………………………. 168
2. Seans ……………………………………………………………………. 172
13. Bölüm
Nergis …………………………………………………………………………… 179
1. Seans ……………………………………………………………………. 179
2. Seans ……………………………………………………………………. 183
14. Bölüm
Başak ……………………………………………………………………………. 189
1. Seans ……………………………………………………………………. 189
2. Seans ……………………………………………………………………. 192
3. Seans ……………………………………………………………………. 196
15. Bölüm
Hale………………………………………………………………………………. 207
1. Seans ……………………………………………………………………. 207
2. Seans ……………………………………………………………………. 210
Teşekkür……………………………………………………………………….. 215
Sunuş
“Dünya” adını verdiğimiz bu büyük, evrensel tekâmül okulu, üzerinde enkarne olan varlıklara sunduğu bin bir çeşit deneyim imkânıyla ve olağanüstü duygu çeşitliliğiyle, büyük olasılıkla evrenin en eğitici okullarından bir tanesidir. İnsanın ruhsal varlığı sonsuzdur ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gelişim ihtiyaçları da sonsuz bir deneyim zincirini gerektirir. Bizlerin dünya macerası, bu bitmek bilmeyen deneyimler zincirinin sadece bir halkasından ibarettir. Büyük öğrenim yolculuğumuzdaki “temel eğitim” duraklarından birisi olan dünya okulunun sunduğu muazzam ölçekteki müfredatı tek bir yaşamla tamamlayabilmek mümkün değildir.
Bu okul, ışığın ve karanlığın birbirlerine kıyasla bir değer kazandığı ve her şeyin zıddının deneyimlenerek idrak edildiği bir öğretim programı yürütüyor ve bilgiyi bizlere emek, zorluk ve pek çok zaman da acı karşılığında veriyor. Dünya, yaptığımız en küçük bir eylemi dahi, tıpkı pürüzsüz bir ayna gibi, bir kum tanesi kadar bile şaşmayan adaletiyle bize geri yansıtarak, kendi varlığımızın zayıflıklarıyla bizi yüzleştiriyor ve olgunlaştırıyor. Bu zorlu okulda enkarne olanları her zaman “evrenin gözü kara maceracıları” olarak tanımlamışımdır. Dünya tekâmül sistemi içinde defalarca enkarne olma isteğimiz, aslında çok güçlü bir varlıksal irade beyanıdır. Burada deneyim edinmekte olan bizler, yanı başımızdaki, taşları temizlenmiş patika yoldan, küçük, sevimli, yemyeşil tepeye tırmanmayı değil, buzlarla kaplı, yıldırıcı kayalıklardan Himalayalar’ın zirvesine, Everest’e tırmanmayı seçmiş, çılgın dağcılar gibiyiz. Kolay ve keyifli olanı değil, zor ve geliştirici olanı seçerek, ruhumuzun meydan okuyucu cesaretini ortaya koyuyoruz.
Bu yol, zorlu ama bizi “koza”dan çıkıp “kelebek” olmaya hızla götüren bir yoldur. Bu dikenli yolda, adına “karma yasası” dediğimiz, birçok yaşam boyunca, tıpkı bir ipek halı gibi incelikle dokunan sebep-sonuç örgüsü, ektiğimiz tohumların hasadını bize bazen aynı hayat içinde, bazen de daha sonraki hayatlarda yaptırıyor. Yaşam yolculuğumuzda bize eşlik eden ya da bir şekilde karşımıza çıkan diğer ruh kardeşlerimizle girdiğimiz etkileşimler içinde, onlara karşı olan tutumumuz, düşüncelerimiz ve en önemlisi eylemlerimiz, belli seviyelerde karma düğümleri yaratır. Bu düğümlerin çözülmesi, dengelenmesi ve varlığımızdaki gölgeli alanların temizlenip içsel zaaflarımızın giderilebilmesi için, aynı bireyler, daha sonraki enkarnasyonlarımızda farklı bedenlerde ve bambaşka rollerde yeniden karşımıza çıkarlar. Bu, değeri bilinmesi gereken, büyük bir tekâmül ve telafi imkânıdır. Bizler deneme-yanılma yöntemiyle idraklenmek kaderi içindeyiz. Madde ile deneyime girerek, toplumsal organizasyonlar içinde yer alıp, insan ilişkileriyle harmanlanarak, çarpışarak, çatışarak, örselenerek ruhsal olarak büyüyen, öğrenen varlıklarız. Sevgiyi, sevgisizliği deneyimleyerek; merhameti, merhametsizliği yaşayarak; vicdanı, vicdansızlıkla yüz yüze gelerek kavrayabiliyoruz. Reenkarnasyon; varlığın, maddi sistemlerle temas edebilmek, fizik evrenin tekâmül okullarının bilgisini alabilmek, deneyim ve görgüsünü artırabilmek amacıyla ruhsal dünya daki öz varlığının, bir başka deyişle asıl bilincinin bir kısmını, beden dediğimiz biyolojik kılıfa doğru yöneltmesi ve odaklaması, bu şekilde, organik yapıyı geçici bir süreyle kontrol altında tutmasıdır. Varlık, bedene bağlı şekilde, o yaşamında hedeflediği dersleri aldıktan sonra şuur odağını fizik bedenden geri çektiği anda, adına “ölüm” dediğimiz hadise gerçekleşir. Ölüm, biyolojik kılıfın terk edilmesinden başka bir şey değildir. Asıl varlığımız sonsuz yolculuğuna kesintisiz biçimde devam eder. Varlık, bir tekâmül okulunu tamamlayabilmek için bu şuur konsantrasyonu sürecini defalarca tekrarlar ve nihayetinde o okuldan mezun olur. İşte reenkarnasyon ya da tekrar doğuş adını verdiğimiz olgunun mekanizması temel olarak böyle işler.
Tekrar doğuş olgusunu anlamaksızın, tekâmülün sistematiğini ve yüksek ilkelerini idrak edebilmek mümkün değildir. Regresyon çalışmaları bu olgunun somut verilerle de desteklenerek anlaşılabilmesi bakımından önümüze son derece ilginç veriler koyuyor. Bilinçaltı araştırmasının yetkinlikle yapılabilmesi için, terapistin deneyimli olmasının yanı sıra, bazı psişik nitelikler taşıması da büyük bir avantaj sağlar. Terapist böylelikle, süjenin gerçek geçmiş yaşam izlenimleriyle, konfabülasyon ismini verdiğimiz yapay imajları birbirinden ayırt edebilir. Birlikte uzun süre çalışma şansı bulduğum ve nadir rastlanan yeteneklerine yakından tanık olduğum, değerli uzman terapist Dilek Karakuş’un sıra dışı özellikleri, seanslar sırasında süjeyle birlikte aynı vizyonları eş-zamanlı olarak izlemesini, hatta süjenin birkaç adım önünde ilerlemesini sağlıyor, onları en doğru zamanda, en doğru frekans alanına yükselterek, travmatik geçmiş yaşam anılarının karanlık tünelinden güvenli geçişlerini garanti altına alıyor. Reenkarnasyon konusuna daha önce en küçük bir inancı olmayan birçok insan, seansların sonunda, yaşam maceralarının tek bir fiziksel kalıpla sınırlı olmadığının anlayışına ulaşarak, gözlerini yepyeni bir dünya görüşüne açıyor, aynı zamanda kendi geçmişleriyle barışıyorlar. Bu çalışmalar, onların bu yaşamlarında, kendileriyle ilgili olarak saplandıkları obsesif davranış modellerinin kaynağını da yüzeye çıkartarak, yaşamlarını eskisinden çok daha sağlıklı bir psikolojik iklim içinde sürdürmelerine olanak veriyor. Varoluş, hepimiz için çok esrarlı bir serüven ve bu serüven kendi sırlarını açmamız için bizim cesur adımlar atmamızı bekliyor. Dilek Karakuş’un, tekrar doğuş olgusunun sır kapılarını biraz daha aralamak üzere giriştiği araştırmalarını bir araya getirdiği bu heyecan verici kitap, işte bu cesur adımlardan biri olarak sizlerle buluşuyor…
Kitap Hakkında Görüşler-1
Yaradan’ın varlığı ve birliği, ölümsüz ruhun dünyaya yükselmek ve arınmak için geldiği, varoluşun amacını ve anlamını açıklayan iki büyük bilgidir. Ruhun tekrar tekrar dünyaya gelmesi (reenkarnasyon) gerçeği ise, Yaradan’ın yüceliğini ve adaletini anlamamızı sağladığı gibi, aynı zamanda ruhsal evrimin işleyişine mantıklı bir içerik kazandıran üçüncü büyük bilgidir. Allah’ın olması gereken adaleti ile dünyada görülen adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri ancak reenkarnasyon bilgisiyle bağdaştırabiliriz. Yine dünyadaki evrimin, arınma ve yükselmenin adım adım gerçekleşen, uzun ve zor bir süreç olduğunu görüyoruz. İşte reenkarnasyon gerçeği ruha birçok imkân ve fırsat tanıyarak, her hayatta elde ettiği değerleri diğerine taşıyarak, tekâmülün olabilirliğini gösteriyor. Ayrıca Yaradan’ın adaletine ve yüceliğine uygun düşenin de bu olduğu görülüyor. Bunlar, Tanrısal adalete açıklık getiren, ruhsal evrimin niteliğini ve niceliğini, ne şekilde olabileceğini gösteren, akla ve mantığa uygun kanıtlar; düşünen, akıllı kişilerin vardığı ortak sonuçlardır. Günümüzde artık bilimsel olarak kanıtlanan reenkarnasyon gerçeği ruhsal bildirilerde de açıkça dile getirilmektedir.
Bilimsel kanıtları, kendiliğinden ortaya çıkan olayların gözlenip incelenmesiyle insanın kendi düzenlediği olaylar olarak ikiye ayırabiliriz. Kendiliğinden ortaya çıkan ve insanın dikkatini çeken olaylara harika çocukları ve geçmişini hatırlayanları örnek olarak gösterebiliriz. Reenkarnasyonun deneysel olarak kanıtlanması ise ekminezi ve regresyon deneyleriyle gerçekleşiyor. Ekminezi, geçmişin yeniden ve aynen yaşanması demektir. İnsan normal haldeyken unuttuğu bir olayı, hipnotize edilip ekminezi yapıldığında, götürüldüğü zaman bölümü içinde aynen yaşamaktadır. Regresyon ise değişik tekniklerle transa sokulan süjenin geçmişe dönük hatırlamalarıdır. Bu kitapta değerli dostum Dilek Karakuş’un özel yetisi ve görüleriyle deneyim daha bir anlam kazanmakta, insanın bu hayatındaki sorunlarının, özellikle fobi dediğimiz, sebebi bilinmeyen korkuların ipuçları bulunarak terapi sağlanmaktadır. Sayın uzman terapist Dilek Karakuş bu kitabıyla parapsikolojiye önemli bir katkıda bulunuyor ve birbirinden ilginç regresyon vakalarını, etkileyici, akıcı, roman tadında bir üslupla okurlarına sunuyor. Dilek dost, bu çalışmasının kendisi için içsel bir yolculuk olduğunu söylüyor. Umarım sizler de bu içsel yolculuğa eşlik edersiniz. İyi okumalar…
Güngör Özyiğit
Psikolog ve Araştırmacı-Yazar
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Kişisel Gelişim
- Kitap AdıGeçiş
- Sayfa Sayısı216
- YazarDilek Karakuş
- ISBN9786050986358
- Boyutlar, Kapak13.6 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviDoğan Novus / 2021