“Bazı gelenekler saygındır. Eskiden, bir idam mahkûmu asılırken ipi koparsa, hayat ona gülmüş sayılırdı. Bu yüzden affedilirdi. Ben bu geleneğe bağlıyım.”
Ferdy Kaplan, Nazi taraftarı olan Alman annesi ile Türk babasının İkinci Dünya Savaşı sırasında Berlin’de ölmelerinin ardından, çocuk yaşında İstanbul’a, dedesiyle ninesinin yanına gönderilir. 1968’de her yer gençlik ayaklanmalarıyla sarsılmaya başladığında öğrenci dergilerinde hararetli tartışmalar yaşanmaktadır.
Eski Nazi suçlularını cezalandıran gizli bir direniş grubundaki gençler, ölmüş yazarları da savunmanın ve onların intikamını almanın değerine inanmaktadır. Kadim çağlar, gelenekler, ihanetler… Franz K. Âşıkları, Burhan Sönmez’in kaleminden, Avrupa’nın Doğu ve Batı olarak ikiye bölündüğü Soğuk Savaş zamanında, Paris-İstanbul-Batı Berlin haritasında geçen bir edebi gerilim ve aşk romanı.
İÇİNDEKİLER
1
BATI BERLİN
POLİS MERKEZİ
9
2
BATI BERLİN
MAHKEME SALONU
21
3
BATI BERLİN
MAHKEME SALONU
33
4
BATI BERLİN
CEZAEVİ
47
5
BATI BERLİN
MAHKEME SALONU
63
6
BATI BERLİN
CEZAEVİ
77
7
BATI BERLİN
CEZAEVİ’NDEN MAHKEMEYE
89
8
SONA DOĞRU
105
1
BATI BERLİN
POLİS MERKEZİ
Berlin, ortasından duvarla bölünmüş bir kent. 1968’in yaz mevsiminde yolu buraya düşenler upuzun duvarlara bakıyor, gittikçe artan sıcaklardan ve geç işleyen otobüslerden şikâyet ediyorlar. Friesen Caddesi’ndeki polis merkezinin bodrum katında bulunan sorgu odası serin. Taş duvarlar odaya rutubet yayıyor. Komiser Müller, zanlı Ferdy Kaplan’ın karşısına oturuyor, bir sigara yakıp dumanı üflüyor. Masaya yayılmış kâğıtları incelerken, kendi kendine mırıldanıyor.
Komiser Müller: “Evet, pasaportta kullanılan ad…”
Ferdy Kaplan: “Kullanılan mı? O benim gerçek adım, Ferdy
Kaplan. Ama bunun bir önemi yok.”
Komiser Müller: “Neyin önemi yok?”
Ferdy Kaplan: “Adımın…”
Komiser Müller: “Neden?”
Ferdy Kaplan: “Açıklamalar önünüzdeki kâğıtlarda. Sorularınızın yanıtlarını orada bulabilirsiniz.”
Komiser Müller: “Keşke öyle olsaydı, Bay Kaplan. Biz bazı
soruların yanıtını sizden öğreneceğiz. Değil mi çocuklar?”
(Odadaki diğer üç polis memuru gülüyor.)
Ferdy Kaplan: “Silahı nereden ve kimden aldığımı mı öğreneceksiniz?”
Komiser Müller: “Oraya geleceğiz. Dosyada yazılanlara göre, Steglitz semtinde kalıyorsunuz. Anneniz Alman, babanız
Türk. İstanbul’da yaşadığınız görülüyor. Sık sık Paris’e gidiyorsunuz. Önce bana, Berlin’e ne zaman geldiğinizi söyleyin?”
Ferdy Kaplan: “Ben burada doğdum. Buralıyım. Yabancıymışım gibi konuşmayın benimle.”
Komiser Müller: “Buralısınız, ama çoğunlukla başka yerlerde yaşıyorsunuz.”
Ferdy Kaplan: “Bu bir suç değil. Siz de başka yerlerde yaşasaydınız belki kendinize daha iyi bir meslek bulurdunuz.
(Ferdy Kaplan, yan masada kâğıtlara not alan polis memuruna bakıyor.)”
Komiser Müller: “Mesleğimizden şikâyetçi değiliz. Bizim
durumumuz sizin şu anki halinizden daha iyi. Bizi değil
kendinizi düşünün.”
Ferdy Kaplan: “Ben bulunduğum sandalyeden memnunum.”
Komiser Müller: “Kendinizden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?”
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çağdaş Türkiye Edebiyatı Roman (Yerli)
- Kitap AdıFranz K. Âşıkları
- Sayfa Sayısı107
- YazarBurhan Sönmez
- ISBN9789750536281
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kalk Yerine Yat ~ Şermin Yaşar
Kalk Yerine Yat
Şermin Yaşar
Hayat bazen bir uyku sersemliğiyle karşılar bizi. Üstümüze bir ağırlık basar, olmayacak yerde uyuyakalırız, tutulup kalır her yanımız. Hep özlemini çektiğimiz bir ses gelip...
- La Sonsuzluk Hecesi ~ Nazan Bekiroğlu
La Sonsuzluk Hecesi
Nazan Bekiroğlu
O zamansızlık zamanında, cennet ırmağının kıyısında Âdem onunla göz göze geldi. Kuşları, tüyleri ürkütmekten korkarcasına elini uzattı yavaşça. Parmaklarının ucundan dökülen yaseminleri gösterdi. İçine dolan ses ve ışığa, sevince sarmaşığa, usulca, sen kimsin, dedi.
- Serinlikler ~ Ayşenur Tanrıverdi
Serinlikler
Ayşenur Tanrıverdi
“Bana biraz cesur olmam gerektiğini, korkak olduğum zamanlarda bile doğru yere saklanabileceğimi öğütlüyordu. Oysa ben korkaklığın başarılarla parlatılmış cesaret anlatılarından daha cesur bir girişim...