Glass’lar; öncesi, savaş ve sonrası ile 2. Dünya Savaşı’nın “yaralanmış” kuşağının yedi “tuhaf” kardeşli “tipik” bir ailesi… Ölümler, intiharlar, güvence aranan mistik savruluşlar ve aşklar arasında, hayatla yaşanan yüksek voltajlı ve suskun uyumsuzluklar, sessiz çıldırma eşikleri… “Biz dördümüz, birbirimize yakın kan bağıyla bağlıyız ve bir tür deruni aile diliyle, iki nokta arasındaki en kısa mesafenin neredeyse tam bir daire olduğu bir çeşit romantik geometri ile konuşuruz.
Son bir uyarı sözü: Aile soyadımız Glass. Bir dakika sonra, Glass erkeklerinden en genci, yaşayan büyük ağabeyi Buddy Glass’ın kendisine gönderdiği aşırı derecede uzun mektubu okurken görülecek (…) Bana söylediğine göre, mektubun üslubu, bu anlatıcının üslubuna ya da yazılı üslupçuluğuna, rastgeleliğin adamakıllı ötesinde bir benzerlik gösteriyormuş; genel okur da hiç şüphesiz, mektubun yazarı ile bendenizin aynı kişi olduğu sonucuna balıklama atlayacaktır.
Atlayacaktır ve maalesef atlamalıdır da”… Nicedir, bir 20. yüzyıl “modern-klasik”i olarak anılan “kırk yıllık suskun” J. D. Salinger’dan, hayat üstüne, sanki kendi geleceğini de okuduğu tedirgin, derin, acı iki uzun “hikaye”.
*
Galiba Salı
Çok Sevgili Lane,
Hiç bilmiyorum bunu çözebilecek misin, çünkü yatakhanede bu gece öyle gürültü patırtı var ki gerçekten inanılmaz ve ne düşündüğümü bile zarzor duyuyorum. Onun için herhangi bir imla yanlışı yaparsam nazikçe bunu görmezden gelme nezaketini göster olur mu. Bu arada senin tavsiyelerini tutup son zamanlarda sözlüğe sık sık başvurdum, bu yüzden yazıp çizdiklerim kabızlaşıyorsa bunda seninde suçun var.
Herneyse o güzelim mektubunu şimdi aldım ve seni parçalanasıya, dağıtasıya vesaire seviyorum ve haftasonunun gelmesini dörtgözle bekliyorum. Benim Croft House’ta kalışımın ayarlanamayışı kötü olmuş tabii ama nerde kalacağım umrumda bile değil, yeter ki sıcak olsun, böcek möcek olmasın ve seni de arada sırada görebileyim, demek ki her saniye.
Son zamanlarda “demek ki”ye takmış durumdayım. Mektubuna resmen tapıyorum, özellikle de Eliot’la ilgili bölümüne. Galiba, Sappho dışındaki bütün şairlere burun kıvırmaya başladım. Onu deliler gibi okuyup duruyorum ve bu konuda adice yorumlar istemiyorum, lütfen. Hatta, iftihar listesine oynamaya karar verirsem ve başıma danışman diye getirdikleri salağı da buna razı edebilirsem, sömestr ödev şeyini bile Sappho üzerine yapabilirim. “Narin Adonis ölüyor Cytherea, ne yapacağız? Memelerinizi dövün bakireler, parçalayın entarilerinizi.” Muhteşem değil mi? Ve bunu hep yapıyor. Beni seviyor musun? O korkunç mektubunda bir kere olsun söylemiyorsun.
Ölesiye süper-erkek ve kettum (imlâ?) olduğun da senden nefret ediyorum. Aslında nefret etmiyorum tabii de, güçlü ve suskun erkeklere yapı olarak karşıyım ben. Yani güçlü olmadığından filan değil de, ne demek istediğimi anlıyorsun işte. Burada gürültü öylesine arttı ki ne düşündüğümü bile zarzor duyuyorum. Herneyse seni seviyorum ve bu tımarhanede bir pul bulabilirsem eğer bu mektubu özel ulakla göndermek istiyorum ki eline geçecek zamanı rahat rahat bulasın.
Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum. Onbir ayda sadece iki kere dansettiğimizin farkında mısın acaba? Vanguard’da senin o kadar sarhoş olduğun seferi saymıyorum tabii.
Herhalde deli gibi kendi kendimin farkında olacağım orada. Bu arada, orda karşılama töreni filan gibi birşey olursa seni öldürürüm. Cumartesiye, gülüm.
Tüm aşkımla,
Franny
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıFranny ve Zooey
- Sayfa Sayısı160
- YazarJ. D. Salinger
- ISBN9789753631200
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Gizli Başyapıt ~ Honore de Balzac
Gizli Başyapıt
Honore de Balzac
Balzac, en ünlü yapıtlarından biri olan Gizli Başyapıt’ta, kusursuzluğu arayan ressam Frenhofer’in olağandışı öyküsünü anlatır. Başyapıtının üstünde tam on yıl çalışan bu 17. yüzyıl...
- Dedemin Cenneti ~ Habib Bektaş
Dedemin Cenneti
Habib Bektaş
İnsanlık Hâlleri Gölge Kokusu adlı romanı, Eylül Fırtınası adıyla Atıf Yılmaz tarafından beyaz perdeye uyarlanan; şiir, öykü, roman ve tiyatro oyunu gibi farklı türlerde edebiyata kazandırdığı eserlerle...
- Kara Güneş ~ Cenk Kayakuş
Kara Güneş
Cenk Kayakuş
Şubat 1939… Alman zooloji uzmanı Ernst Schafer önderliğindeki bir araştırma ekibi tibet dağları’nda inanılmaz bir keşif yapar. Ekim 1944… Auschwıtz toplama kampı’nda başlayan isyan...