Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Ferit Edgü & Yüksel Arslan’a Gençlik Mektupları (1957-72) / “27 Mayıs” Günlüğü (1959-62)
Ferit Edgü & Yüksel Arslan’a Gençlik Mektupları (1957-72) / “27 Mayıs” Günlüğü (1959-62)

Ferit Edgü & Yüksel Arslan’a Gençlik Mektupları (1957-72) / “27 Mayıs” Günlüğü (1959-62)

Orhan Duru

Orhan Duru’nun mektuplarıyla günlüklerinden oluşan bir çifte kitap elinizdeki. İlkinde, Orhan Duru’nun 1957-72 yıllarında Ferit Edgü ile Yüksel Arslan’a gönderdiği mektuplar var. Burada, daha…

Orhan Duru’nun mektuplarıyla günlüklerinden oluşan bir çifte kitap elinizdeki.

İlkinde, Orhan Duru’nun 1957-72 yıllarında Ferit Edgü ile Yüksel Arslan’a gönderdiği mektuplar var. Burada, daha önce EdgüArslan yazışmaları kitabında da görülen, soyunuk bir dil bulacaksınız. Gençlik arkadaşlığının sıcaklığına, teklifsizliğine, dahası 1950 Kuşağı’nın bu iki yazarıyla bir ressamı arasındaki, bugün büsbütün yitip gitmiş, içtenliklere tanıklık edeceksiniz. Doğan Hızlan’ın önsözünde dediği gibi, mektuplar “Orhan Duru’nun yaratma cehennemindeki günleri”nin adeta bir negatifi.

İkincide ise, yayımlanmamış bir günlüğün 1959-62 yıllarından sayfalar var. Ankara’nın kültürel ve siyasal havasını solurken yaşamyazın sancıları çeken genç Orhan Duru’nun dünyasına sokuluyoruz bu bölümde: Güneydoğu’daki veterinerlik günleri, 1959’da başladığı AÜ Veterinerlik Fakültesi asistanlığı, 27 Mayıs’ta 147 öğretim üyesiyle birlikte üniversiteden uzaklaştırılması, 1961’de “Ulus”ta gazeteciliğe başlaması, siyasi arayışları, yazar dostları, gelecek kaygıları ve büyük yalnızlıkları.

Bu dosdoğru ve sert kitap Burak Fidan’ın titiz bir arşiv çalışmasının ürünü.

*

4 Ağustos 1957, Ankara

Bu mektubu böyle acayip ve insanı dinden imandan çıkaran bir daktilo ile yazmak istemezdim. Ama bu daktilonun hoplayan zıplayan harfleri ve ikide bir uzun atlama yapan dalga motoru ile savaşmak, didişmek, uğraşmak hoşuma gidiyor. Kendimi canavarlarla uğraşan bir Herkül sanıyorum. Herküloid bir tipim zaten aslında. O Monsieur Henri Michaux’ya söyle ineklerle pek uğraşmasın. (Görüyorsun ya daktilo gene bana bir oyun oynadı.)

Sana göndermek üzere bir Harman bir de Hadise gazetesi almıştım. Ama askerler araklamışlar. Şimdi kim bilir nerede? Malum a bayılıyorlar öyle şeylere.

Tevfik’i bu ara yeni asfaltlanan yolları düzeltsin diye silindir olarak kullanıyorlar. Bu işten epey para kazanıyor.

Ankara’da iki tane zenci karı gördüm. Avratlar, ikisi de pek ahım şahımdı. Bayıldım bittim. Birisi hafif çukulata rengindeydi. Memeleri göğsünden fırlayacak gibiydi. Bacakları tay bacağı gibi eteklerinin altında uzanıyordu. Daha çok bu çukulata hoşuma gitti. (Kadından bahsedince daktilonun asabı bozuldu gene. İşi sarhoşluğa döküyor kerata.) O mahut çukulatayı biraz takip ettim. Ve uzun boylu inceledim. Sonra canım sıkıldı ve uyku bastı. Asım var ya o aşağı mahallede bir zenci kadın bulmuş. Fakat beni sorarsan gene eskisi gibi çilli kadınlara bayılıyorum. Birisini görünce aklım başımdan gidiyor. Bir arkadaş Paris’te şahane çilli kadınların bulunduğundan söz açıyordu. Bu yüzden belki Paris’e gideceğim. Gider miyim giderim.

Enayi miyim ben?

Bu arada ben İstanbul’a da gittim.

Artık içki içmiyorum. Bir puro aldım içemedim. Artık hiç içki içmeyeceğim. Manastır var mı Türkiye’de? Barsaklarım tersine dönüyor içince. Sokaklarda dökülüyorum. Asaf, Cumhuriyet gazetesi şiir müsabakasını kazandı. Kendisiyle yapılan röportajda en iyi ressam olarak senin adını anıyor. Benden sana yazması. Çünkü bilirim dünyadan haberin yoktur. Bir Afrikalı nazırın Zenci balesi İstanbul’a gelmiş. Bir fırtına gibi esmişler İstanbul’da. Bu günlerde Ankara’ya da geleceklermiş. Gelmelerini dört gözle bekliyorum. Tam-tam filan çalıyorlarmış ve kadınlar yarı belinden yukarısı çıplak çıkıyorlarmış sahneye. Bu grup bir zamanlar Paris’i falan fethetmiş. Afrika’da yeni kurulan Gana devletinin bir bakanı bu grubun başkanı. Herif bakan, dans ediyor. Düşün bir. Bir gelseler de zevkten gebersem diye bekliyorum. Belki o akşam dut oluncaya kadar kafayı çekerim.

Bu kadarla son veriyorum. Kendine hakim ol. Bir daha miden bulanırsa maden suyu iç. Yani bir bulantı hissedersen ve kusmak istersen Ferit suyu falan değil de gazoz iç. Yahut da en iyisi İngiliz tuzu alıp barsaklarını temizle. Bizim bir Prof., karasevdaya karşı kuvvetli müshiller tavsiye ederdi. Bu söz kulağına küpe olsun. Kusmuklarını Ferit’e gönder. Bana yazıp canımı sıkma. E mi güzel kardeşim Yüksel Arslan.
Şimdi iaşe subayı oldun ha. Sakın askerleri aç bırakma.

Eyvallah. (Daktilo çok heyecanlandı. Senden özür diliyor.) Yüksek bir Türk gencine saygılarımla sunarım.

(Senin bıyıkların olsaydı da Yeni Sabah gazetesinin açtığı bıyık yarışmasına katılsaydın.)

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Günlük Mektup
  • Kitap AdıFerit Edgü & Yüksel Arslan’a Gençlik Mektupları (1957-72) / “27 Mayıs” Günlüğü (1959-62)
  • Sayfa Sayısı204
  • YazarOrhan Duru
  • ISBN9789750831805
  • Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2015

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Hormonlu Kafalar ~ Orhan DuruHormonlu Kafalar

    Hormonlu Kafalar

    Orhan Duru

    “Hormonlu Kafalar”, kendine özgü ironisi, gerçeklik ve olağanüstü anlayışıyla yazınımıza damgasını vurmuş öykücü Orhan Duru’nun öbür deneme kitaplarında da örneklerini verdiği yazılarından oluşuyor. Orhan...

  2. Denge Uzmanı ~ Orhan DuruDenge Uzmanı

    Denge Uzmanı

    Orhan Duru

    Orhan Duru’nun ikinci öykü kitabı “Denge Uzmanı” (1962) yeni bir editörlükle Yapı Kredi Yayınları’ndan yayımlandı. “Denge Uzmanı”, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı...

  3. Düşümde ve Dışımda ~ Orhan DuruDüşümde ve Dışımda

    Düşümde ve Dışımda

    Orhan Duru

    “Düşümde ve Dışımda”, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru’nun dokuzuncu kitabı. Tıpkı kentin...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Günlük 1959-1969 – 2. Cilt ~ Witold GombrowiczGünlük 1959-1969 – 2. Cilt

    Günlük 1959-1969 – 2. Cilt

    Witold Gombrowicz

    “…yıllar geçtikçe, benim sözlerim, bu yazılı sözler, benimle ilgilerini gittikçe yitirmeye başlamış gibi görünüyor, artık onlar öyle uzakta, yabancı dillerde, kendi gözlerimle nadiren gördüğüm...

  2. Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları 1935-1946 ~ Erich NeumannMektuplarla Köy Enstitüsü Yılları 1935-1946

    Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları 1935-1946

    Erich Neumann

    “Mektup şeklindeki yazılar, insanların fikirlerini birbirine bütün çıplaklıklarıyla duyurmalarına en elverişli yazılardır. Diğer yazı şekilleriyle bu amaca kolay kolay ulaşılmaz. Bunun en iyi ve...

  3. Günlük ~ Oğuz AtayGünlük

    Günlük

    Oğuz Atay

    Oğuz Atay’ın edebiyatla ilgili herkes için sürekli merak konusu olmuş günlüğünün bütünü. “Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur