Cumhuriyet öncesi Türk edebiyatı, hep yeniden keşfedilmesi ve araştırılması gereken bir alandır. Özellikle kadın yazar, şair ve eleştirmenlerin bu edebiyata yaptıkları katkılar yeterince incelenmemiştir. Firdevs Canbaz Yumuşak’ın Fatma Aliye üzerine yaptığı kapsamlı ve tutarlı çalışma, önemli bir boşluğu dolduruyor ve edebiyat tarihinin biraz da örtülmüş bir yüzünü okurlara açıyor.
-Laurent Mignon (Şarkiyat Enstitüsü, Oxford Üniversitesi)
***
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ………………………………………………………………………………..9
ÖNSÖZ……………………………………………………………………………..11
GİRİŞ………………………………………………………………………………..15
I. FATMA ALİYE HANIM………………………………………………….23
EDEBİYAT VE DÜŞÜNCE TARİHİMİZDE FATMA ALİYE HANIM’IN YERİ……………………………………………………………33
FATMA ALİYE HANIM NEDEN UNUTULDU?……………………..47
II. FATMA ALİYE HANIM IN MAKALELERİ VE KADIN SORUNUNA YAKLAŞIMI…………………………….53
FEMİNİZMİN DEĞERLENDİRİLMESİ…………………………………58
FATMA ALİYE HANIM’IN REFERANSLARI VE KADIN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ…………….63
ORYANTALİST YAZARLARIN ELEŞTİRİSİ…………………………..67
III. FATMA ALİYE HANIM IN ROMANLARINDA
KADIN SORUNU………………………………………………………..71
KADIN VE AİLE…………………………………………………………………73
EVLİLİK VE EŞ SEÇME USULLERİ…………………………………75
MEŞRU VE GAYRİMEŞRU AŞK………………………………………87
EŞLERİN BİRBİRİNE SADAKATİ VE TOPLUMSAL BİR SORUN OLARAK ALDATMA…………..92
ÇOK EŞLİLİK……………………………………………………………..106
ANNELİK……………………………………………………………………112
KADIN VE EDEBİYAT………………………………………………………119
KADIN OKUR……………………………………………………………..120
FATMA ALİYE HANIM ÖRNEĞİNDEN KADININ YAZI VE ROMANLA İMTİHANI……………….125
KADİFE HIRKA, OYALI HOTOZ, SALKIMLI KÜPELER: “KADIN GİBİ” YAZMAK………………………………………….132
KADININ EĞİTİMİ VE ÇALIŞMASI……………………………………139
DÂRÜ’L-MUALLİMÂT VE KADIN ÖĞRETMENLER……….152
UMUTSUZ GENÇ KIZLAR, ALDATILAN KADINLAR…….156
KADINA KALAN İŞLER VE İFFET DAİRESİNDE ÇALIŞMAK……………………………..161
EĞİTİMLİ KADININ HAKLARINI ARAMASI: KADININ MAL VARLIĞI VE MİRAS HAKKI……………..166
SONUÇ……………………………………………………………………………170
FATMA ALİYE HANIM’IN ESERLERİ-………………………………..175
BİBLİYOGRAFYA……………………………………………………………..182
İNDEKS…………………………………………………………………………..189
SUNUŞ
Prof. Dr. Şerif Mardin, “Tanzimat’tan Sonra Aşın Batılılaşma” adlı makalesinde, Osmanlı yazarlarının o döneme ilişkin olarak ‘en çok iki konu üzerinde durdu[klannı]’ bildirir: ‘Kadının toplumdaki yeri ve üst sınıf erkeklerin Batılılaşması’. Mardin, üst sınıf Osmanlı kadınının ‘zamanla özgürleşti[ğini]’ bildirir ve şöyle der: “Kadın haklarının bir Osmanlı kadını tarafından ilk kez savunulması 1891 yıllarına kadar uzanır: Fatma Aliye’nin Nisvân-ı İslâm’ı.”
Pek iyi de, Ahmet Cevdet Paşa’nm kızı Fatma Aliye Hanım, bir ‘feminist’ mi idi? Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümünde öğrencimiz olan Firdevs Canbaz Yumuşak, elinizdeki kitaba esas teşkil eden ‘Fatma Aliye Hanım’m Eserlerinde Kadın Sorunu’ başlıklı yüksek lisans tezinde, bu soruyu soruyor ve ‘Fatma Aliye Hanım[’ın], […] [r]omanlannda ve makalelerinde aileyi ve özellikle de kadını merkeze aldı[ğım]; kadınların yaşadıkları sorunlara değinerek çözüm önerilerinde bulundu[ğunu], […] ancak bu verilerden yola çıkarak Fatma Aliye Hanım’m Avrupai anlamda bir feminist olduğu sonucuna varılması ya da Fatma Aliye Hanım’m Osmanlı’da feminizmin öncülüğünü yaptığına dair hük[mün] son derece sorunlu’ olduğunu bildiriyor. Firdevs
Canbaz Yumuşak’a göre, Fatma Aliye Hanım’ın, kadın meselelerine yaklaşımındaki ‘hemen bütün çözüm ve referansları İslam kaynaklı’dır. Dolayısıyla da, Fatma Aliye Hanım, Avrupai anlamda bir feminist değildir; ‘muhafazakâr ve Müslüman bir duruşa sahip’tir.
Firdevs Canbaz Yumuşak’m bu kitabı, Fatma Aliye Hanım konusunda, onun feminist olduğuna ilişkin verili ideolojik okumalara karşı yazılmıştır. Bu kitap okununca görülecektir ki, Fatma Aliye Hanım’m kadın meselelerini İslâmî bağlamda ele alışı, ideolojik ve taraflı bir okuma değil, tümüyle metinsel olgulara dayanan objektif ve yansız bir okumadır.
Hilmi Yavuz
ÖNSÖZ
Fatma Aliye Hanım bir sabah ansızın yeniden hayatımıza girdi. 2005 yılında Bilkent Üniversitesi’nde tamamladığım “Fatma Aliye Hanım’m Romanlarında Kadın Sorunu” başlıklı yüksek lisans tezimi yazarken 2009’da Merkez Bankası’nm Fatma Aliye Hanım’m portresini 50 TL’lik banknotlara basacağı elbette aklıma gelmezdi. Fatma Aliye Hanım hayatına sığdırdığı pek çok ilklerin yanı sıra ölümünden yıllar sonra bir ilke daha imza attı; banknotlarımızda ismi ve kimliğiyle yer alan ilk kadın oldu. Merkez Bankası’nm bu kararının Fatma Aliye Hanım’m hatırlanması ve tanınması bakımından isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum.
Öte yandan bu olayla birlikte belleksiz bir toplum olduğumuz da bir kere daha anlaşıldı. Bir grup, Fatma Aliye Hanım’m eserlerini okumadan, onu tanımaya ne söylediğini anlamaya çalışmadan, yıllardır unutulduktan sonra yeni banknotlar vesilesiyle hatırlanmasını başka nedenlere bağladılar. Kimileri devletle hükümeti birbirine karıştırıp Merkez Bankası’mn, portresini paralara basmak için Fatma Aliye Hanım’ı seçmesini iktidardaki parti ile ilişkilendirdiler. Yetmedi, Fatma Aliye Hanım’ı Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı ilan ettiler. Sanal ortamlarda gruplar oluşturarak bir karalama kampanyası başlattılar. Eserleri ve sivil toplum faaliyetleriyle Atatürk tarafından da takdir edilmiş olan dünyaca ünlü bu kadın yazarımızı kendi amaçlan ve ihtirasları uğruna karalamaya çalışanlar “Cehlin ol mertebesi sehl olmaz.” dedirttiler.
Türk Neşriyat Yurdu 1928’de, Atatürk’ün bütün hayatını ihtiva eden derli toplu bir eser yayımlamak amacıyla, “Gazi’nin Hayatı: Büyük Halaskânmız Hakkında Münevverlerimizin ve Meşahirimizin İntibaat ve Mülahazatı” alt başlıklı Türk’ün Altın Kitabı’nı yayımlar. Kitaba dönemin önde gelen isimlerinin Atatürk hakkmdaki fikirleri de eklenir. Aralarında Abdülhak Hamid, Samipaşazade Sezai, Ercüment Ekrem, Abdullah Cevdet, Cenap Şehabettin, Mehmet Rauf gibi isimlerin olduğu yirmi dokuz isim arasında sadece iki kadın vardır: Fatma Aliye Hanım ve Emine Semiye Hanım. Kitaptaki övgü dolu yazılardan biri de Fatma Aliye Hanım’mdır. Fatma Aliye Hanım, Atatürk için, “Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne dâhi demek kâfi değildir. Dehâet-i erbaada, anlardan evvel ve âhir şark ve garpta gelen bütün dâhilerde tetkik ve mütalaadan geçirilince bunların her biri halaskârımıza misal olamaz, o yüksekliğe varamaz. (…) Gazimiz dediğini yaptı, harikalar gösterdi. Vatana istiklaliyeti-ni de kazandırdı. Kadınlara cemiyet-i beşeriyedeki mevkilerini verdi. Yalnız Türk tarihinin değil, tarih-i cihanın en parlak sa-hifesini işgal eyledi.”1 demektedir. Osmanlı döneminde dünyaya gelen ve 1923’ten önce yazdıkları ve yaptıkları ile çoktan kimliğini inşa eden Fatma Aliye Hanım’m, Atatürk ya da Cumhuriyet ile bir probleminin olmadığı açıktır. Ancak maalesef kendisinin yakın zamanlara kadar neden unutulduğunu açıklamak bu kadar kolay değildir.
Öte yandan yeni banknotlar nedeniyle Fatma Aliye Hanım’a yapılan suçlamalarla kadına karşı uygulanan ayrımcılık bir kere daha gündeme geldi. Banknotlara portresi basılan erkeklerin ne kadar tanındığı, ne kadar topluma mal olduğu Fatma Aliye Hanım’a yöneltilen suçlamalar kadar gündemi meşgul etmedi. Fatma Aliye Hanım dayanaksız birkaç makale yüzünden, yazdıkları okunmadan infaz edildi. Bu kitapta Fatma Aliye Hanım’m sadece edebiyat tarihimiz açısından değil eğitim, sosyoloji, kadın çalışmaları, tarih ve hatta felsefe tarihimiz bakımından da ne kadar önemli bir isim olduğunu dile getirmeye çalıştım. En azından hakkmdaki ön yargılan ve yanlış intibaları bu kitapla düzeltebilmeyi, onu, büyük emek verdiği okuruna tanıtabil-meyi umut ediyorum.
Fatma Aliye Hanım’ı yeni yeni tanımaya başladık. Romanlarının hemen hepsi ancak yakın dönemde yeni harflerle yayımlanabildi. Fatma Karabıyık Barbarosoğlu iki yıl önce yazarın hayatını konu alan bir roman yayımladı.2 Ben de, Fatma Aliye Hanım’m, Mahmud Esad ile yaptığı çok eşlilik tartışmasını aynı yıl yayma hazırlamıştım.3 Bunca yıl unutulmuş olan yazar, 2009’da herkes tarafından tanınır hale geldi. Fatma Aliye Hanım ile ilgili çalışmalarım 2005’te Bilkent Üniversitesinde tamamladığım yüksek lisans tezim ile başladı. O günden bugüne, tezden sonra elime geçen belgeleri, konuyla ilgili son yayınlan ve zaman içinde geliştirdiğim yeni yorumlarımı çalışmama ekleme fırsatım oldu ve elinizdeki kitap hazırlandı.
Çalışmamı basmayı teklif ederek bu kitabın hazırlanmasını hızlandıran Timaş Yaymlan’na, uygun çalışma koşullarını sağlaması ve teşvikleri nedeniyle TOBB ETÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan’a, kitabın organizasyonu konusunda tavsiyelerde bulunan sevgili mesai arkadaşlarım Yrd. Doç. Dr. Fatih Usluer’e ve Sibel Kocaer’e teşekkür ediyorum. Destekleri ve koşulsuz sevgileri nedeniyle aileme, moralleri ve cesaretlendirmeleri nedeniyle özellikle Aktif Kadın Çalışmaları Derneği üyelerine şükran borçluyum. Bu çalışmanın kitaplaşma sürecinde her anlamda yanımda olan sevgili eşim Serkan Yumuşak’a benim için yaptıkları nedeniyle minnettarım. Son olarak Fatma Aliye Hanım’a bütün hemcinslerim adına önümüzden yürüyerek yolumuzu açtığı için saygılarımla şükranlarımı sunuyorum.
Dr. Firdevs Canbaz Yumuşak Ağustos 2009, ANKARA
GİRİŞ
“Malumdur ki tarihin inkişaf-ı esrarı zamanla olur”
(Fatma Aliye Hanım, Ahmet Cevdet Paşa ve Zamanı)
Bu kitabın öncelikli hedefi, Tanzimat ile birlikte Osmanlı toplumunda tartışma konularından biri olan “kadm”m ve “kadın sorunu”nun Fatma Aliye Hanım tarafından nasıl ele alındığını incelemek yazarın “kadın sorunu”na yaklaşımını ortaya koymaktır. Dolayısıyla çalışmanın merkezinde ağırlıklı olarak, Fatma Aliye Hanım’m müstakil eserleri yani romanları, incelemeleri ve makaleleri kullanılmıştır.
Fatma Aliye Hanım, yakın zamanlara kadar “ilk feministlerimizden” iddiası ile gündeme gelmeden önce unutulmuş bir kadın yazanmızdı. Romanlarında ve makalelerinde aileyi ve özellikle de kadını merkeze aldı; kadınların yaşadıkları sorunlara değinerek çözüm önerilerinde bulundu. Toplumu eğitme, devletin ileri gelenlerine de yetkin olduğunu düşündüğü alanlarda yol gösterme sorumluluğunu hissetti. Ancak bu verilerden yola çıkılarak Fatma Aliye Hanım’m Avrupai anlamda bir feminist olduğu sonucuna varılması4 ya da Fatma Aliye Hanım’m
Osmanlı’da feminizmin öncülüğünü yaptığına dair hüküm5 son derece sorunludur. Çünkü “feminizm”den Osmanlı kadınlarının ne anladığı ve bu kavramı nasıl yerlileştirdikleri birer tartışma konusudur. Kadın sorunlarından bahseden her metnin feminist olduğu ön kabulüne dayanan bu görüş, Fatma Aliye Hanım’m yazdıklarını anlamakta yüzeysel kalmaktadır. Fatma Aliye Hanım’ı feminist kurama göre okuyan eleştirmenler, kendi tutarsızlıklarının Fatma Aliye Hanım’dan ve yazdıklarından kaynaklandığını zannetmek hatasına düşmekte ve onun hakkında yanlış sonuçlara varılmasına neden olmaktadırlar. Evet, Fatma Aliye Hanım, romanlarında, makalelerinde ve bazı incelemelerinde kadınların sorunlarını konu alır; ancak ait olduğu sosyal sınıf, inançları ve entelektüel arka planı nedeniyle Fatma Aliye Hanım’m sorun algısı farklıdır. Öte yandan o, sorunlara da kendi dinî ve toplumsal normları çerçevesinde çözüm aramaktadır. Fatma Aliye Hanım’m hemen bütün çözüm önerileri ve referansları İslam kaynaklıdır. Bu kitapta, Fatma Aliye Hanım’m Avrupaî anlamda bir feminist olmadığını, muhafazakâr Müslüman bir duruşa sahip olduğunu ifade etmeye çalıştım.
Bilindiği gibi feminizm, daha çok kadın özgürlüğüne dayanır; kabaca, kadınların toplum içindeki rolünü ve haklarını genişletmeyi öngören bir doktrin olarak tanımlanır. Çoğu feminist, cinsiyet eşitsizliği, kadın hakları ve kadın sorunlarını araştırmaya odaklanmıştır. Feminist teori, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerine yoğunlaşır. Feminist hareket içinde kadın ve erkeğin eşitliğini savunan gruplar olduğu gibi, kadının biyolojik ve duygusal olarak erkeğe üstün ve erkeğin “tamamlanmamış kadın” olduğunu savunan daha radikal gruplar da yer almaktadır. Bugün liberal feminizm…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Diğer Edebiyat Şahsiyetler
- Kitap AdıFatma Aliye
- Sayfa Sayısı195
- YazarFirdevs Canbaz
- ISBN9786051141558
- Boyutlar, Kapak13,5 X 21,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviTimaş / 2010-2
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Dar Kapı ~ Andre Gide
Dar Kapı
Andre Gide
Timaş Edebiyat’ın Çağdaş Dünya Edebiyatı dizisinden çıkan ikinci kitabı, Nobel ödüllü yazar André Gide’in Dar Kapı adlı şaheser niteliğindeki eşsiz romanı… Hayatın biricik anlamı...
- Şizofren Aşka Mektup ~ Cezmi Ersöz
Şizofren Aşka Mektup
Cezmi Ersöz
Gerçek Kadın: Seni sevmek, kadınlığımı bedenimi ve hazzı ilk defa seninle keşfetmekti. Her dokunuşunda kutsal bir ayinin o sıcak o tatlı şarabını yudum yudum...
- Kader Denizi ~ Bejan Matur
Kader Denizi
Bejan Matur
Bu tersine miraçta Gökyüzüne bakan Bütün ölülerden Çokuz. Yolumuzda peygamberler, Oğulları katil Ve kurban. Hepsiyle selamlaştık. Kuşkusuz bir dağ başında Başlıyor hikâyemiz. Bir köy...