Birazoku

Uzman Psikolog Fatih Reşit Civelekoğlu karı-kocaları uyarıyor: “Birbirinize ebeveynlik yapmayın, eşlik yapın!”

Evliliğin en önemli gereklerinden biri sağlıklı bir cinsel hayattır. Fakat pek çok çift cinsel hayatında sağlıklı bir uyum yakalayamıyor. Şehvetin unutulduğu karı-koca ilişkisinde, bu önemli yönelimin yerini, birbirine adeta ana babalık yapan eşlerin bulunduğu dengesi şaşmış bir şefkat ilişkisi alıyor. Böyle bir ilişki ise “evlilik” değil, “evciliğe” dönüşüyor.

Karı-koca uyumu nasıl olmalı? Eşler arasında şehvet nasıl arttırılır? Cinsel problemler nasıl çözülür? Evlilik ilişkisinde doğru şefkat ne demektir? Romantizm ve erotizmin nasıl yaşanması gerekir?

Evciliğe dönmüş tüm ilişkileri gerçek bir evliliğe dönüştürecek bütün bilgiler bu kitapta!

ÖNSÖZ

Eksik bırakıldık…

Sevgiden, şefkatten, ilgiden, huzurdan…

İnsanın en temel ihtiyaçlarından eksik bırakıldık…

Ruhumuz bu eksiklikleri tamamlama telaşı içerisinde hayat yoluna devam ederken evlendik…

Bu eksikliklerin faturasını belki de eşimize kesmeye çalıştık.

Geçmişte alamadığımız o sevgi ve şefkati eşimizden alma çabasına girdikten sonra ise evliliğimizi bir çıkmaza soktuk. Ne şefkat ihtiyacımız karşılandı ne de mutlu bir evliliğimiz oldu günün sonunda.

Meslek hayatımda binlerce insan tanıdım, yüzlerce çiftle görüştüm. Hemen hemen hepsinin problemlerinin altında geçmişte alamadıkları o temel ihtiyaçlar olduğunu gördüm. Hepsi eşlerini o ihtiyaçlarına göre şekillendirmeye çalışıyor ve günün sonunda yorgun düşüyorlardı. Evlilikleri artık bir “evcilik oyunu”nu andırıyordu. Bu tarz ilişkilerde bir taraf şefkat dilenirken diğer taraf kendisini eşine ebeveynlik yaparken bulur.

Karşınızdakinin ihtiraslarına kurban gitmeden önce kendinize şefkat vermeyi öğrenmeli ve ilişkide yanlış unsurları aramayı bırakmalısınız. Bilin ki çocukluğunuzda yaşayamadığınız o şefkati karşınızdaki size vermeyecek. Sevgi ve şefkati bu nedenle kendinize vermeli, eşinizle olan ilişkinin şehvet üzerine inşa edilmesi gerektiğinin farkına varmalısınız.

Peki, geçmişte alamadığımız sevgi ve şefkati nasıl geri kazanacaksınız?

Eşinizle aranızdaki şehvet duygusunu nasıl güçlendireceksiniz?

Romantizmin ve erotizmin nasıl yaşanması gerekir?

Eşe ebeveynlik yapmak neden bu kadar tehlikelidir?

“Evlilikte Şehvet Şefkat Dengesi” ile tüm bu soruların cevabını bulacaksınız. Bir hayatınız var ve bu hayatı en güzel şekilde yaşamak sorumluluğunu taşıyorsunuz. Unutmayalım ki sağlıklı bir evlilik; sağlıklı çocuklar ve sağlıklı bir toplum demektir. Şefkatin ve şehvetin dengesini ayarlayabildiğiniz sağlıklı bir evlilik yaşayabilmeniz dileğiyle… Dilerim ki bu kitap aracılığıyla evliliğinizde olumlu değişiklikler meydana getirebiliriz.

Fatih Reşit Civelekoğlu

BİRİNCİ BÖLÜM
EVLİLİKLERDE ŞEFKAT,
ŞEHVETİ ÖLDÜRÜR

Evliliği Tehdit Eden Problem:
Karılıp Katılamamak

Evlilik, çiçek yetiştirmeye benzer. Ona yeterince zaman ayırmaz ve bakım göstermezseniz kurur. Evlilik de böyledir, çiftler arasında evliliği besleyecek unsurlar yok olduğunda ayrışma gerçekleşir. Evlilik kadın ve erkeği ruhsal, psikolojik ve bedensel olarak tamamlayan bir olgudur. Birbirlerini tamamlayıp güzel bir uyum yakalandıklarında ise gerçek bir “bir olma hâli” ve eşler arası “karılıp katılma” gerçekleşir. Hayatta mutluluğu yaşamak istiyorsak evliliklerimizi mutlu bir birlikteliğe dönüştürmemiz şarttır.

Nedir mutlu evlilik?

Eşlerin birbirlerini değiştirmeye çalışmadan oldukları gibi kabullendikleri, her konuda birbirlerinin yanında oldukları, romantizmi ve erotizmi doğru yaşayabildikleri evlilikler, eşlerin karılıp katıldıkları mutlu evliliklerdir.

Kadın ve erkek, psikolojik ve fizyolojik olarak birbirinden oldukça farklı yaratılmıştır. Tüm bu farklılıklara rağmen aralarında güçlü bir çekim bulunur. Bu çekim kadın ve erkeğin birbirlerine olan ihtiyaçlarının bir göstergesidir, diyebiliriz. Hayatın her alanında kadın ve erkek birbirini tamamlar. Hayatı tek başına göğüsleyen bazı insanlar, yalnızlığı savunsa da kişi kendini en güzel şekilde bir eş ile tamamlayabilir. Bu tamamlanma ruhsal, psikolojik ve bedensel olarak insanın ihtiyaç duyduğu
bir olgudur.

Eşiniz, yol arkadaşınız, bir kez hayatınıza girmişse kader sizi birbirinize uygun görmüş demektir. Sizi ona yaklaştıran içsel ve çevresel faktörler sayesinde bu kararı verirsiniz. Siz kararı kendiniz özgür iradenizle verdiğinizi sanırsınız. Oysaki psikolojiniz, duygularınız, genleriniz bile sizin bu kararı vermenizde rol oynar ve kader ağlarını örer. Fakat evlilikte yaşanan problemler bu kaderi kabullenip ömür boyu aynı kaderde kalacağınız anlamına gelmez. “Evlilik kader, mutluluk tercihtir” sözü mutluluğu her evlilikte yakalayabileceğinizin kanıtıdır. Mutlu bir evlilik, karılıp katılabildiğiniz bir eş, sıcak bir yuva yapacağınız tercihlerle her koşulda mümkündür. Bunun yanında evliliklerin romantizm ve erotizm ekseninde kurulması da son derece önemlidir. Çünkü evlilik dediğimiz olgu, bir erkek ve bir kadının birbirlerini şehvet ekseninde arzulaması ile meydana gelir. Dolayısıyla onların bu birlikteliğini diğer insanlarla olan ilişkilerinden ayıran en önemli özellik, birbirlerine duydukları şehvettir. Eğer şehvet olmasa bu birliktelik arkadaşlığa dönüşmüş demektir. Beynimizde bizi korumak için tasarlanmış, şefkat duyduğumuz –yakın ilişkide bulunduğumuz– kişilere karşı şehvet gözümüzün kapandığı bir sistem vardır. Beynimiz bize diyor ki şefkat varsa şehvet yok!

İnsanoğlunun ihtiyaçlar hiyerarşisinde, ilk sırada beslenme-barınma gelir. Daha sonra sevme, sevilme, anlaşılma vs. gelir. Şefkat bu ihtiyaçların en önemlisidir. Doğduğumuz andan itibaren anne-babamızın şefkatine muhtacız. Biz bu şefkati yeterli ve zamanında alamadığımızda yaşımız kaç olursa olsun gördüğümüz herkeste şefkat arayışına girebiliriz. Evet, isterseniz 50 yaşında olun, kaç çocuğunuz olursa olsun, ne kadar büyük işler başarmış olursanız olun geçmişte alamadığınız o şefkat yoksunluğunu her zaman çekersiniz.

Böyle bir kişi şefkat beklentisiyle evlilik gerçekleştirdiğinde, bunun faturasını genelde en yakınında bulunan eşine kesiyor; eşinden şefkat alma çabası içine girdiğinde ise ilişkinin dinamikleri resmen çalkalanıyor.

Mutlu Çiftlerin Beş Temel Özelliği

• Birbirlerinden gelen hamleleri ve sinyalleri hemen algılar ve yanıtlarlar.
• İlişkilerinde yakınlığa ve cinselliğe önem verirler.
• Her biri diğerinin gelişimini ve yeni şeyler öğrenmesini destekler.
• Problemleri, çözmeleri gereken ortak sorunlar olarak görürler.
• İkisi de birbirlerinin hayatına yoğun bir ilgi gösterir. Daha iyi öğrenmek ve anlamak için birbirlerine sorular sorar.

Şefkat Eksenine Kayan İlişkide Neler Olur?

Şefkat eksenine kayan bir ilişkide eğer erkek şefkat arayışında ise eşini annesi gibi görmeye başlar; kadın da erkeği oğlu gibi görüp annelik yapar. Tam tersi senaryoda, kadın şefkat arayışı içerisinde ise erkeği babası gibi görmeye başlar ve erkek de âdeta ona babalık yapar. Her iki durum da artık bizim “evlilik” olarak tanımladığımız olgudan oldukça uzaktadır. Ortada iki yetişkinin yaşadığı sağlıklı bir birliktelik yoktur. Aksine birbirlerinden şefkat bekleyen, geçmişin acısını çıkarmak için birbirlerine tutunmuş iki kişi vardır. Bu kişilerden biri ebeveyn iken diğeri onun çocuğudur. Oynadıkları oyunun adı da “evcilik”tir. İşte bu dakikadan sonra evliliğin içi boşalmaya başlar. Sorunlar daha da büyür.

Biz fıtrat üzere olur ve fabrika ayarlarımızı korursak ilişkideki bağışıklığımız güçlü olur. Sağlam ve tutkulu bir birliktelikte eşler birbirlerine odaklanırlar ve kolay kolay yıkılmazlar. Romantizm ve erotizm eksenindeki ilişkiler için olayların üstesinden gelmek çok daha kolay olacaktır çünkü bu eksendeki ilişkide sevgi canlıdır ve ilişkiyi besler. Bir problem yaşadıklarında bu eksende birbirleriyle daha kolay iletişim kurarlar. Böylece fikir farklılıkları, bırakın sorun oluşturmayı “karılıp katılmak” için bir fırsat oluşturur.

Oksitosin, diğer bir deyişle aşk hormonu, kadınlarda daha çok romantizm evresinde salgılanırken erkeklerde daha çok erotizm evresinde salgılanır. Bu hormonun salgılanması her iki taraf için de oldukça gereklidir ve yetişkince yaşanan bir evliliğin olmazsa olmazıdır. Bu hormonu harekete geçirmek için en ufak bir dokunuş, bir gülüş, bir söz yeterlidir. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta bu dokunuşların baş okşar gibi şefkat ekseninde değil, şehvet ekseninde olmasıdır.
…